alınan

*** Askıya alınan bir hesap… Dijital çağın kabusu, değil mi? Sabah bir kalkıyorsun, yıllardır emek verdiğin, belki de işini yürüttüğün platformda hesabın bir anda yok! İşte o an, insan ne yapacağını şaşırıyor. Panik atak geçiren bile var, abartmıyorum. Peki, bu durumda ne yapmak lazım? İşte...

Hesabın askıya alındı ve senden görüntülü doğrulama istiyorlar, değil mi? İşte o an var ya, insan bir panik oluyor, "Ne yapacağım şimdi ben?" diye düşünüyor... Çok doğal bir tepki, vallahi. İnan bana, bu görüntülü doğrulama meselesi, düşündüğün kadar korkunç değil. Hatta aslında senin...

Hesabın askıya alındığını görmek varya, o an midene bir yumruk yemiş gibi hissediyorsun. Sanki dijital kimliğin bir anda elinden alınmış gibi, haksız yere suçlanmış gibi, ne olduğunu bile anlamadan bir boşluğa düşüyorsun. Hani dersin ya, "Ben ne yaptım şimdi?" İşte o his, o çaresizlik, tüm...

Bir sabah uyandığında o bildirimle karşılaşmak... Hesap askıya alındı. Ya da bir anda erişimin kesilmesi. O anki şoku anlatamam vallahi, insanın dünyası başına yıkılıyor resmen. Hani derler ya, "askıya alınan hesabın geri açılma oranı nedir?" diye. Sanki böyle sabit bir istatistik varmış gibi...

Eskiden gazetecilik yaparken, bir sürü insanın derdini dinlerdim. Bazen öyle garip olaylar olurdu ki, "Yok artık!" derdim içimden. İşte o günlerden birinde, genç bir girişimci geldi yanıma. Sosyal medya hesabının askıya alındığını, ne yaptıysa açtıramadığını anlattı. "Abi," dedi, "Bütün işim...

O anı hatırlıyor musunuz? Telefonunuz bir anda kapandı mesela, kontör yok sandınız önce, ya da fatura borcu... Sonra bir mesaj geldi, "Hattınız ödeme yapılmadığı için kısıtlanmıştır." Kabus gibi bir an, değil mi? Tam da otomatik ödeme talimatı verdiğiniz o hattın borcuydu aslında, ama hesabınız...

Hani o dijital dehlizlerin karanlık köşelerinde, platformların "Hizmet Şartları" denen o kutsal metinlerini paspas niyetine kullanan tipler var ya, işte onlardan bahsediyoruz. Öyle hemen, tak diye hesabı askıya alınınca, anında yeni bir e-posta adresi türetip, IP değiştirme cambazlıklarına...

**Bilgi Kutusu** **Askıya alınan bir hesap mı? Ah be canım, neyse ki dert değil! Banka şubesinin o büyülü kapısından içeri adım attığında her şeyin düzeleceğine inanmak mı? Belki, belki değil… Ama denemeden bilemezsin, değil mi? Şansını dene. Banka şubesine gitmek, bir nevi maceraya atılmak...

Bir sabah uyandınız, telefonunuza baktınız ve o soğuk e-posta: "Hesabınız askıya alınmıştır." Sanki buz gibi bir el ensenizden tutmuş, tüm dijital varlığınız bir anda buharlaşmış gibi. Hele bir de o hesapta bekleyen bir ödeme, bir para iadesi varsa... İşte o an dünya durur abi, vallahi billahi...

Şimdi efendim, şu Nüfusmatik dediğimiz aletlerden alınan nüfus kayıt örnekleri var ya, hani o bizim işimizi acayip kolaylaştıran makineler... Durup durup aklımıza geliyor, "acaba bunun bir resmi geçerliliği var mı, yoksa sadece fotokopi niyetine mi duruyor?" diye. Haklısın, insan merak etmiyor...

Şimdi o bizim askıya alınan hesaplar mevzusu var ya, vallahi insanı canından bezdirir abi. Şöyle durup düşündüğümüzde, hani o koskoca platformlar, devasa veri tabanları falan, öyle senin benim "ah keşke" dememle hemen geri vermiyor o sanal kimliğimizi... Her birinin kendine has bir 'Kullanım...

Hesap askıya alınınca insanın dünyası başına yıkılıyor, öyle değil mi? İlk başta neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz, bir panik hali... İşte o an, derin bir nefes alıp sakin olmak gerekiyor. Destek formunu bulmakla başlıyor her şey. Genelde platformların yardım sayfalarında ya da direkt giriş...

Askıya alınan bir hesabı kapatmak... Ah be abi, insanın başına gelmeyince anlamıyor vallahi ne kadar sinir bozucu, ne kadar içinden çıkılmaz bir durum olduğunu. Biliyorum, şimdi sen de tam o noktadasın. Bir yandan "Ya bıraksam mı öyle kalsa?" diye düşünüyorsun, diğer yandan "Yok, benim orada...

O alarm maili geldiğinde midene bir kramp giriyor ya, işte o an başlıyor her şey. Bildirimin soğuk, ruhsuz metni ekranda belirirken, "Hesabınız askıya alınmıştır" cümlesi sanki bir yargı kararı gibi beynine kazınıyor, değil mi? Tam o noktada, o ilk şokun ardından, hemen sakinleşmen lazım, abi...

Bir sabah uyandınız ve o çok güvendiğiniz platforma erişiminiz mi kesildi? İşte tam o an, sıradan itiraz mekanizmalarının çoğu zaman yetersiz kaldığı o kritik kavşaktasınız demektir. Zira otomatik yanıtlarla dönen o 'askıya alma bildirimi', çoğu zaman neyin neden olduğunu bile tam olarak...

Askıya alınan hesap... Off, vallahi sinir bozucu bir durum. İnsanın elini kolunu bağlıyor, resmen nefes alamıyorsun. Bir kere o hesap geri gelmezse, bildiğin tüm dijital hayatın havaya uçmuş demektir. Kayboldu gitti, geçmiş olsun. Kimle konuşacaksın? Nereye başvuracaksın? Genelde karşıda kimse...

Bir sabah uyandığında, dijital kimliğinin, yılların emeğinin, o koskoca anı defterinin bir anda buharlaştığını görmek... İşte o an, o boşluk, o nefes kesen şok var ya, hani ekran simsiyah, profilin yok olmuş, sanki hiç var olmamışsın gibi. Bu, basit bir "kapatıldı" bildirimi değil, abi ya, bu...