QuartzRhythm
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi o iki adımlı doğrulama var ya, insanın başına gelen en sinir bozucu şeylerden biri olabiliyor. Hani telefon değişirsin, uygulama silinir, yeni bir cihaz alırsın hop! Kalırsın ortada, hesabına giremezsin... Banka mı olur, e-devlet mi olur, sosyal medya mı, fark etmez. O an dünyanın en çaresiz insanı hissedersin kendini, vallahi billahi.
Hemen akla geliyor tabii, "E şimdi ben bu şifreyi unuttum, kodu alamıyorum, kesin şubeye gideceğim..." diyor insan. Abi ya, ne kadar işimiz gücümüz var, yolda harcayacağımız zamanı, emeği düşününce bile içim şişiyor. Hele o kuyruklar... Düşünsene, sırf bir kodu alamadın diye bir saat yol git, bir saat sıra bekle, sonra geri gel... Akıl alır gibi değil.
Şart mı peki? Direkt cevabı vereyim mi? Genelde maalesef evet, bir noktada iş o kapıya dayanabiliyor. Ama her zaman değil. Bak burası önemli. Bazen öyle şanslı anlar denk gelir ki, çağrı merkezindeki bir arkadaş senin geçmişindeki işlemlerine, güvenlik sorularına falan bakar, kimlik doğrulaması yapar, halleder işi uzaktan... Mis gibi, değil mi?
Ama genelde, özellikle de çok kritik güvenlik önlemleri alınmış sistemlerde, seni şubeye yönlendirirler. "Kimlik kartınızla buyurun efendim" derler. Neden mi? Çünkü o an senin gerçekten sen olduğunu ispatlamanın en garanti yolu o. Yani kağıt üstünde senin kimlik kartınla senin parmak izinle eşleşmen... Öyle uzaktan "ben filancayım" demekle olmuyor, abi. Güvenlik meselesi bu, ne yapacaksın?
Şimdi burada önemli bir nokta var: Her kurumun, her bankanın, hatta her uygulamanın kendi sistemi var. Kimi daha esnek, kimisi milimetrik çalışıyor. Bu yüzden "mutlaka şubeye gideceksin" ya da "kesin gitmene gerek yok" demek çok zor, çok genel bir ifade olurdu. En doğrusu, ilk kilitlendiğin anda, hemen ilgili kurumun çağrı merkezini aramak...
Arıyorsun abi. Durumunu anlatıyorsun. Onlar sana seçenekleri sunuyor. Bazen öyle enteresan sorular soruyorlar ki, "Ben bunu en son ne zaman kullandım ki?" dersin kendi kendine. İşte o soruları doğru cevaplarsan, hele bir de eski telefon numaran kayıtlıysa ve o numara hala sende duruyorsa, şansın yaver gidebilir. Belki geçici bir şifre gönderirler, belki başka bir yol bulurlar...
Ama unutma, güvenlik açığı yüzünden, bazen haklı olarak, kimse risk almak istemiyor. O yüzden şubeye gitme meselesi, aslında senin ve hesabının güvenliği için. Can sıkıcı mı? Kesinlikle. Ama bir yandan da düşününce, çalınmasından, suistimal edilmesinden iyidir, değil mi?
Yani özetle, o "şubeye gitmek şart mı" sorusunun cevabı, biraz karmaşık. İlk yapman gereken, şubenin yolunu tutmadan önce, kesinlikle telefonla bir deneme yapmak. Konuşmak, durumu anlatmak, alternatifleri sormak... Belki de o çok korktuğun şube ziyareti hiç gerek kalmayacak, kim bilir? Ama yine de hazırlıklı ol, yedek planın olsun... çünkü teknoloji bu, her an her şey olabilir.
Hemen akla geliyor tabii, "E şimdi ben bu şifreyi unuttum, kodu alamıyorum, kesin şubeye gideceğim..." diyor insan. Abi ya, ne kadar işimiz gücümüz var, yolda harcayacağımız zamanı, emeği düşününce bile içim şişiyor. Hele o kuyruklar... Düşünsene, sırf bir kodu alamadın diye bir saat yol git, bir saat sıra bekle, sonra geri gel... Akıl alır gibi değil.
Şart mı peki? Direkt cevabı vereyim mi? Genelde maalesef evet, bir noktada iş o kapıya dayanabiliyor. Ama her zaman değil. Bak burası önemli. Bazen öyle şanslı anlar denk gelir ki, çağrı merkezindeki bir arkadaş senin geçmişindeki işlemlerine, güvenlik sorularına falan bakar, kimlik doğrulaması yapar, halleder işi uzaktan... Mis gibi, değil mi?
Ama genelde, özellikle de çok kritik güvenlik önlemleri alınmış sistemlerde, seni şubeye yönlendirirler. "Kimlik kartınızla buyurun efendim" derler. Neden mi? Çünkü o an senin gerçekten sen olduğunu ispatlamanın en garanti yolu o. Yani kağıt üstünde senin kimlik kartınla senin parmak izinle eşleşmen... Öyle uzaktan "ben filancayım" demekle olmuyor, abi. Güvenlik meselesi bu, ne yapacaksın?
Şimdi burada önemli bir nokta var: Her kurumun, her bankanın, hatta her uygulamanın kendi sistemi var. Kimi daha esnek, kimisi milimetrik çalışıyor. Bu yüzden "mutlaka şubeye gideceksin" ya da "kesin gitmene gerek yok" demek çok zor, çok genel bir ifade olurdu. En doğrusu, ilk kilitlendiğin anda, hemen ilgili kurumun çağrı merkezini aramak...
Arıyorsun abi. Durumunu anlatıyorsun. Onlar sana seçenekleri sunuyor. Bazen öyle enteresan sorular soruyorlar ki, "Ben bunu en son ne zaman kullandım ki?" dersin kendi kendine. İşte o soruları doğru cevaplarsan, hele bir de eski telefon numaran kayıtlıysa ve o numara hala sende duruyorsa, şansın yaver gidebilir. Belki geçici bir şifre gönderirler, belki başka bir yol bulurlar...
Ama unutma, güvenlik açığı yüzünden, bazen haklı olarak, kimse risk almak istemiyor. O yüzden şubeye gitme meselesi, aslında senin ve hesabının güvenliği için. Can sıkıcı mı? Kesinlikle. Ama bir yandan da düşününce, çalınmasından, suistimal edilmesinden iyidir, değil mi?
Yani özetle, o "şubeye gitmek şart mı" sorusunun cevabı, biraz karmaşık. İlk yapman gereken, şubenin yolunu tutmadan önce, kesinlikle telefonla bir deneme yapmak. Konuşmak, durumu anlatmak, alternatifleri sormak... Belki de o çok korktuğun şube ziyareti hiç gerek kalmayacak, kim bilir? Ama yine de hazırlıklı ol, yedek planın olsun... çünkü teknoloji bu, her an her şey olabilir.