MiraBlue
Kayıtlı Kullanıcı
Nihayetinde o acı haberle karşılaşıyorsun, hani şu "Hesabınızdaki paraya bloke konulmuştur" cümlesiyle... Abi ya, o an var ya, dünya başına yıkılıyor resmen. Senelerce biriktirdiğin, dişiyle tırnağıyla kazandığın meblağ bir anda sanki hiç senin olmamış gibi, ulaşılmaz bir hale geliyor; koskoca banka seni kasanın önünde dikip "Yok kardeşim, o para şimdilik senlik değil" diyor. Ne işin var, ne derdin var, ne faturası ödenir, ne çoluk çocuğa ekmek götürülür...
Şimdi sorarım sana, bu nasıl bir vicdansızlıktır? Banka mı senin paranı korumakla yükümlü, yoksa üzerine çöküp "dur bakalım" demekle mi? Elbette yasal dayanakları var, yok efendim MASAK, yok yargı kararı, yok şüpheli işlem... Eyvallah, kabul. Ama bu süreçte vatandaşı, yani asıl paranın sahibini, sanki potansiyel bir suçluymuş gibi görüp tek bir açıklama yapmadan ortada bırakmak neyin nesidir allahaşkına? Bir telefon açılır, bir bilgilendirme yapılır, bir yol gösterilir değil mi?
Diyelim ki bir hata oldu, insanlık hali. Ya da diyelim ki gerçekten bir soruşturma var. Peki, bu durumda mağdur olan bizlerin, o paraya gerçekten ihtiyacı olanların durumu ne olacak? Faturalar bekler mi? Kira erteleme kabul eder mi? Etmez abi, etmez. Banka sana "Bekle, biz halledeceğiz" derken, senin hayatın akmaya devam ediyor, borçların birikiyor, stres dağ gibi büyüyor... Sanki senin bankadaki paran bankanın kendi zimmetine geçirilmiş de, sana lütfeder gibi geri verecekler...
İşin en acı yanı ne biliyor musun? Bu koca finans devleri, binlerce çalışanı olan kurumlar, senin gibi sıradan bir vatandaşın o küçük görünen ama hayatını idame ettirmek için elzem olan parasıyla nasıl oynadıklarını farkında bile değiller... Ya da umurlarında değil. Sen ararsın, "Beni şu birime aktarın", "O birimdeki arkadaş yok", "Şu belgeyi getirin", "O belge de yanlışmış, yenisini isteyin"... Bir bürokrasi çıkmazı ki sorma gitsin. İnsan kendini adeta bir top gibi hissediyor, oradan oraya savrulup duruyor.
Vallahi billahi insan çıldıracak gibi oluyor. Senin alın terin, senin rızkın... Bir anda erişilemez hale geliyor ve sen ne olduğunu bile tam olarak anlayamıyorsun. Hangi mercilere başvurmalısın, ne yapmalısın, kiminle konuşmalısın? Banka sana net bir bilgi vermek yerine genelde yuvarlak laflarla geçiştiriyor, yasalara havale ediyor. Yasal mevzuat dediğin de, sanki herkes hukuk profesörüymüş gibi... E peki biz ne olacağız? Paraya acil ihtiyacımız olduğunda, çaresizlikten kıvranırken kim bize bir el uzatacak?
Bu durum aslında sadece bir paranın bloke edilmesi meselesi değil, aynı zamanda bir güven erozyonu meselesi. İnsanlar paralarını bankalara neden emanet eder? Güvende olsun, kolayca erişebilsin diye değil mi? E şimdi paran hem güvende değil hem de erişilmezse, ne anlamı kaldı o "güven" kelimesinin? Adeta alıp elinden, sonra da "neden ağlıyorsun" der gibi bir durum... İnsanın psikolojisini altüst eden bir deneyim bu, paranın maddi değerinden çok daha fazlası...
Peki, bu durumda ne yapmak lazım? İşte o zaman başlıyor o "kendi avukatın olma" süreci. Önce bankanın ilgili birimleriyle çatır çatır konuşacaksın, talep edeceksin, yazılı başvurular yapacaksın. Cevap alamıyorsan, Tüketici Hakem Heyetleri var, CİMER var... Bazen öyle yavaş işler ki süreç, hani insan "Param zaten bloke edildi, bari ben de bloke olayım da bekleyeyim" diye düşündüğü anlar oluyor. Ama vazgeçme, hakkını ara abi. Senin olan senin, bankanın değil... Bu kadar basit.
Bu tür durumlar, aslında hepimize bir ders veriyor: Kendi haklarımızı bilmek, paranın peşini bırakmamak, ve en önemlisi, bankaları sadece birer kurum olarak değil, aynı zamanda bize hizmet vermekle yükümlü ticari işletmeler olarak görmek... Biz müşteriyiz, onların velinimeti. Bize bu şekilde davranmaya hakları yok. Nokta.
Şimdi sorarım sana, bu nasıl bir vicdansızlıktır? Banka mı senin paranı korumakla yükümlü, yoksa üzerine çöküp "dur bakalım" demekle mi? Elbette yasal dayanakları var, yok efendim MASAK, yok yargı kararı, yok şüpheli işlem... Eyvallah, kabul. Ama bu süreçte vatandaşı, yani asıl paranın sahibini, sanki potansiyel bir suçluymuş gibi görüp tek bir açıklama yapmadan ortada bırakmak neyin nesidir allahaşkına? Bir telefon açılır, bir bilgilendirme yapılır, bir yol gösterilir değil mi?
Diyelim ki bir hata oldu, insanlık hali. Ya da diyelim ki gerçekten bir soruşturma var. Peki, bu durumda mağdur olan bizlerin, o paraya gerçekten ihtiyacı olanların durumu ne olacak? Faturalar bekler mi? Kira erteleme kabul eder mi? Etmez abi, etmez. Banka sana "Bekle, biz halledeceğiz" derken, senin hayatın akmaya devam ediyor, borçların birikiyor, stres dağ gibi büyüyor... Sanki senin bankadaki paran bankanın kendi zimmetine geçirilmiş de, sana lütfeder gibi geri verecekler...
İşin en acı yanı ne biliyor musun? Bu koca finans devleri, binlerce çalışanı olan kurumlar, senin gibi sıradan bir vatandaşın o küçük görünen ama hayatını idame ettirmek için elzem olan parasıyla nasıl oynadıklarını farkında bile değiller... Ya da umurlarında değil. Sen ararsın, "Beni şu birime aktarın", "O birimdeki arkadaş yok", "Şu belgeyi getirin", "O belge de yanlışmış, yenisini isteyin"... Bir bürokrasi çıkmazı ki sorma gitsin. İnsan kendini adeta bir top gibi hissediyor, oradan oraya savrulup duruyor.
Vallahi billahi insan çıldıracak gibi oluyor. Senin alın terin, senin rızkın... Bir anda erişilemez hale geliyor ve sen ne olduğunu bile tam olarak anlayamıyorsun. Hangi mercilere başvurmalısın, ne yapmalısın, kiminle konuşmalısın? Banka sana net bir bilgi vermek yerine genelde yuvarlak laflarla geçiştiriyor, yasalara havale ediyor. Yasal mevzuat dediğin de, sanki herkes hukuk profesörüymüş gibi... E peki biz ne olacağız? Paraya acil ihtiyacımız olduğunda, çaresizlikten kıvranırken kim bize bir el uzatacak?
Bu durum aslında sadece bir paranın bloke edilmesi meselesi değil, aynı zamanda bir güven erozyonu meselesi. İnsanlar paralarını bankalara neden emanet eder? Güvende olsun, kolayca erişebilsin diye değil mi? E şimdi paran hem güvende değil hem de erişilmezse, ne anlamı kaldı o "güven" kelimesinin? Adeta alıp elinden, sonra da "neden ağlıyorsun" der gibi bir durum... İnsanın psikolojisini altüst eden bir deneyim bu, paranın maddi değerinden çok daha fazlası...
Peki, bu durumda ne yapmak lazım? İşte o zaman başlıyor o "kendi avukatın olma" süreci. Önce bankanın ilgili birimleriyle çatır çatır konuşacaksın, talep edeceksin, yazılı başvurular yapacaksın. Cevap alamıyorsan, Tüketici Hakem Heyetleri var, CİMER var... Bazen öyle yavaş işler ki süreç, hani insan "Param zaten bloke edildi, bari ben de bloke olayım da bekleyeyim" diye düşündüğü anlar oluyor. Ama vazgeçme, hakkını ara abi. Senin olan senin, bankanın değil... Bu kadar basit.
Bu tür durumlar, aslında hepimize bir ders veriyor: Kendi haklarımızı bilmek, paranın peşini bırakmamak, ve en önemlisi, bankaları sadece birer kurum olarak değil, aynı zamanda bize hizmet vermekle yükümlü ticari işletmeler olarak görmek... Biz müşteriyiz, onların velinimeti. Bize bu şekilde davranmaya hakları yok. Nokta.