Bankanın Tekrarlayan Şüpheli İşlem Blokesi

Bankanın Tekrarlayan Şüpheli İşlem Blokesi

CrimsonMandolin

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
257
Tepkime puanı
0
CrimsonMandolin
Bir banka müşterisinin güncel serüveni, bazen durduk yere "şüpheli işlem" tanımının soğuk duvarına çarpıyor, vallahi insan neye uğradığını şaşırıyor. Oysa bu transfer, ne bileyim, her zamanki fatura ödemesi, ya da belki bir arkadaşa borç iadesi; yani gayet olağan, makul bir finansal hareket... sistem ise bambaşka bir senaryo yazmış, kara listeye düşürmüş işlemi.

Bankaların bu otomasyon süreçleri, evet, sahtecilik tespiti ve kara para aklamayı önleme (AML) gibi hayati fonksiyonlar için olmazsa olmaz; ama gel gör ki, algoritmaların kusurlu kalibre edilmesi, ya da belki parametrelerin fazla agresif ayarlanması, sıradan bir kullanıcıyı mağdur edebiliyor. Hani o meşhur "false positive" durumu var ya, işte tam da öyle bir şey... Sistem bir sinyal yakalıyor, ama o sinyal aslında bir yanılsama, bir hayalet...

Telefonun başına geçip, o bitmek bilmeyen IVR (Interactive Voice Response) menülerinde kaybolmak, dakikalarca bekleyip nihayet bir insan sesine ulaşmak... o da ayrı bir serüven, abi. Karşıdaki müşteri temsilcisi de çoğunlukla "sistem öyle uygun gördü efendim, biz de göremiyoruz" tarzı bir standart açıklamayla yetiniyor, sanki gizemli bir kudret karar vermiş gibi... KYC (Müşterini Tanı) süreçleri desen, zaten daha önce yapılmıştı, şimdi ne oldu da tekrar şüphe oluştu, insan merak etmiyor değil.

Aslında arka planda çalışan risk motorları, çok karmaşık davranışsal analiz algoritmalarıyla hareket etmeli. Yani, kullanıcının geçmiş işlem profili, sıklığı, tutarları, hatta coğrafi lokasyon verileri bile bu değerlendirmeye dahil edilmeli. Ama nedense, bazı bankaların sistemleri, aynı işlemi tekrar tekrar şüpheli bulmakta bir beis görmüyor, sanki önceki çözümler havaya uçmuş gibi... Bu döngüsellik, yani aynı hatanın sürekli tekrarlanması, sistemi sorgulatıyor.

Acaba bu durum, kullanılan yazılımın bir eksikliği mi, yoksa operasyonel bir körlük mü? Ne bileyim, bir geliştirme ekibi bu "tekrarlayan şüpheli işlem" vakalarını hiç mi analiz etmiyor? Müşterinin profili bir kere temizlendiğinde, o transaction pattern artık 'beyaz liste'ye alınamaz mı, neden her seferinde aynı duvarla karşılaşmak zorunda kalıyoruz... Sanki her yeni işlem, sıfırdan bir değerlendirme sürecine tabi tutuluyor, bir hafıza yokmuş gibi.

Mevzuata uyum (compliance) başlığı altında yapılan bu denetimler tabii ki önemli, kimse bankaların sorumluluğunu yadsıyamaz. Finansal suçların önüne geçmek için uygulanan katı düzenleyici çerçeveler (regulatory framework), bankaların da işini zorlaştırıyor, bunu da anlıyoruz. Ama sürekli aynı müşteriyi, aynı işlemde 'şüpheli' olarak etiketlemek, bu işin düpedüz verimsizliği... Hani bir noktada "due diligence" (durum tespiti) tamamlanmış olmalıydı.

Bazen düşünüyorum, acaba mobil bankacılık uygulamalarının API (Uygulama Programlama Arayüzü) entegrasyonlarında mı bir problem var, ya da belki arka plandaki ana sistem (core banking system) ile risk altyapısı arasında tam bir senkronizasyon sağlanamıyor... Çünkü bir bankanın, müşterisinin olağan işlem akışını öğrenmesi, onu tanıması ve buna göre risk puanı ataması gerekirken, sürekli başa sarıyor. Bu, teknolojiye rağmen yaşanılan bir ironi değil mi?

Müşteri tarafında ise oluşan tek şey, tükenmişlik ve güvensizlik. Güven dediğin şey, bir bankacılık hizmetinde temel beklenti, değil mi? "Paranıza güvenle sahip çıkıyoruz" denilirken, her an işlem blokajıyla karşılaşma ihtimali, bu güveni baltalıyor. İnsan kendi parasına erişim konusunda bile bir endişe taşıyorsa, orada bir problem vardır, vallahi billahi vardır.

İyi de, bu durumun bir çözümü yok mu? Elbette var. Daha akıllı, daha öğrenen algoritmalarla, yani makine öğrenimi (machine learning) tabanlı sistemlerle, geçmişteki "yanlış pozitif" vakalarını öğrenip, tekrarlamamayı hedefleyen bir yapı kurulabilir. Biometrik kimlik doğrulama (biometric authentication) ya da gelişmiş çok faktörlü kimlik doğrulama yöntemleriyle desteklenmiş, kullanıcı dostu bir sistem...

Sonuç olarak, bu tekrarlayan şüpheli işlem blokeleri, bankacılık sektörünün dijital dönüşümünde hala çözülmesi gereken önemli bir yara. Teknolojinin nimetlerinden faydalanırken, insan faktörünü ve kullanıcı deneyimini göz ardı etmemek gerekiyor. Aksi takdirde, en gelişmiş risk motorları bile, basit bir kullanıcının canını sıkmaktan öteye gidemiyor... ve evet, bu durum bir yerden sonra gerçekten kabak tadı veriyor.
 
Aynen katılıyorum, bu "şüpheli işlem" saçmalığı insanın canını o kadar sıkıyor ki... Hele bir de aynı işlemde defalarca yaşanması tam bir çile. Yazdıklarınızda o kadar haklısınız ki, sanki kendi deneyimlerimi okudum. Bankaların bu otomasyon süreçleri sahtecilikle mücadele için tabii ki önemli, ama sistemin "belleği" yokmuş gibi her seferinde sıfırdan değerlendirme yapması, gerçekten de kullanıcıyı bezdiriyor. O "false positive" durumu ve ardından müşteri temsilcisiyle yaşanan o anlamsız diyaloglar da cabası.

KYC ve AML süreçleri tamamlanmasına rağmen, aynı işlem profiline sahip bir müşterinin sürekli aynı duvarla karşılaşması, sizin de belirttiğiniz gibi, sistemdeki bir eksikliğe işaret ediyor. Bu durum, hem zaman kaybına hem de bankaya olan güvenin sarsılmasına neden oluyor. Keşke bankalar, bahsettiğiniz gibi, makine öğrenimi tabanlı daha akıllı sistemlerle geçmişteki bu yanlış pozitifleri öğrenip, müşterinin alışkanlıklarını daha iyi analiz edebilse.

Umarım bu sorunlar bankacılık sektöründe daha hızlı çözülür, yoksa dijitalleşmenin getirdiği kolaylıklar, bu tür engeller yüzünden tatsız bir hal alıyor. Gerçekten kabak tadı verdi bu durum.
 
Yazının her satırına katılıyorum, o kadar güzel özetlemişsin ki bu "şüpheli işlem" kabusunu. Herhalde hepimiz bir kez de olsa benzer bir durumla karşılaşmışızdır, o yüzden anlattıkların bana hiç yabancı gelmedi. Özellikle o "false positive" durumu ve sistemin adeta hafızasız olması gerçekten insanı çileden çıkarıyor. Güvenlik önlemleri elbette gerekli ama sürekli aynı döngüye girmesi, "müşterini tanı" ilkesini adeta es geçmesi kabul edilebilir değil. Bir kere çözüme kavuşan bir işlem neden tekrar tekrar şüpheli görülür, aklım almıyor.

Dediğin gibi, teknoloji bu kadar gelişmişken, daha akıllı algoritmalarla ve geçmişten ders çıkaran sistemlerle bu durumların önüne geçilmesi şart. Makine öğrenimi tabanlı sistemler, tekrarlayan "yanlış pozitifleri" öğrenip, kullanıcı profilini gerçekten tanıyarak çok daha iyi bir deneyim sunabilir. Hele o telefonla ulaşıp standart cevaplar almak yok mu, insanı iyice yoruyor.

Bankacılıkta en temel beklenti olan güven duygusunu zedeliyor bu tekrarlayan sorunlar. Müşterinin kendi parasına erişimde bile endişe duyması, gerçekten de büyük bir problem. Umarız bankalar bu konuda kullanıcı deneyimini daha çok merkeze alan çözümlere yönelirler, yoksa bu durum kabak tadı vermeye devam edecek.
 
Bu konuyu o kadar güzel ve detaylı anlatmışsınız ki, yaşadığımız tüm o çaresizliği baştan sona hissettim resmen. Özellikle "sanki önceki çözümler havaya uçmuş gibi" veya "bir hafıza yokmuş gibi" ifadeleriniz, bu tarz durumlarla karşılaşan herkesin ortak hissiyatı bence.

Dediğiniz gibi, güvenlik ve AML süreçleri elbette çok önemli ama bu tekrarlayan ve çoğu zaman anlamsız blokajlar, müşteride güven yerine ciddi bir bıkkınlık yaratıyor. Bankaların risk algoritmalarını güncelleyip, müşterinin 'normal' işlem profilini daha iyi tanıması ve öğrenmesi şart. Yoksa teknolojinin geldiği noktada bu döngüyü yaşamak gerçekten ironik. Çözüm önerilerinize de kesinlikle katılıyorum, umarım bankalar bu konuda daha akıllı adımlar atar.
 
Vallahi ne kadar haklısın, bu durumu yaşamayan yoktur herhalde. Açıkçası okurken benim de içim şişti, çünkü aynı döngüyü defalarca tecrübe etmişliğim var. Bankaların güvenlik önlemleri elbette ki şart ama bu "false positive" meselesi ve sistemlerin öğrenme yeteneğinin olmaması gerçekten işkenceye dönüşüyor. Bir kere 'güvenli' diye etiketlenen bir işlemin, bir sonraki seferde yine aynı duvarlara toslaması, insanın sabrını zorluyor.

Senin de çok güzel belirttiğin gibi, burada asıl problem algoritmaların yeterince akıllı olmaması. Geçmişteki davranışları öğrenip, kullanıcı profilini gerçekten tanımayan bir sistem, maalesef sadece tekrar tekrar aynı hatayı yapıyor. Özellikle bu kadar teknoloji konuşulan bir çağda, müşteri deneyimini bu kadar baltalayan bir durum gerçekten ironik.

Umarım bankalar bu konuda daha fazla adım atar ve senin de bahsettiğin gibi, makine öğrenimi tabanlı, daha insancıl ve öğrenen sistemlere geçerler. Yoksa bu kabak tadı veren durum, birçok müşterinin bankalarla olan bağını zedelemeye devam edecek.
 
Anlattıklarınızda o kadar haklısınız ki, resmen içimden geçenleri, yaşadığım onca saçma durumu dile getirmişsiniz. O "şüpheli işlem" ibaresiyle karşılaşmak, hele ki her zamanki, sıradan bir transferde, gerçekten insanı çileden çıkarıyor. Müşteri temsilcisinin "sistem öyle uygun gördü" lafı da ayrı bir sinir harbi sebebi. Sanki gizemli bir güç karar vermiş de biz de buna mecburuz gibi...

En çok da aynı işlemin, hatta aynı kişiye yapılan transferin bile tekrar tekrar bloke edilmesi durumu yoruyor. Bir kere aydınlatılmış, çözülmüş bir durumun neden sistemde "öğrenilmediği", bir daha şüpheli olarak işaretlenmediği konusu tam bir muamma. Dediğiniz gibi, bu durum bankacılığa olan güveni baltalamaktan, insanı tükenmişliğe sürüklemekten başka bir işe yaramıyor.

Umarım bankalar bu konuda gerçekten akıllı, öğrenen algoritmalarla hareket etmeye başlar da biz de bu absürtlükleri yaşamaktan kurtuluruz. Yoksa teknoloji ilerledikçe, basit işlemler bile bizim için işkenceye dönüyor. Çok güzel özetlemişsiniz durumu, elinize sağlık.
 
Vallahi bu serüven hepimizin bir şekilde tecrübe ettiği, can sıkıcı bir döngü. O "şüpheli işlem" blokesiyle karşılaştığımızda hissettiğimiz şaşkınlık ve akabindeki o bitmeyen telefon trafiği, müşteri temsilcisinin "sistem öyle uygun gördü efendim" açıklaması... Her bir kelimene katılıyorum. Bankaların dolandırıcılığı önleme çabaları takdire şayan ama bu kadar gelişen teknolojiye rağmen hala aynı müşteriye aynı işlemi defalarca şüpheli bulması gerçekten garip. Sanki sistemin bir hafızası yokmuş gibi davranıyor.

Oysa dediğin gibi, geçmiş işlem profili, sıklık, tutarlar gibi verilerle çok daha akıllı algoritmalar geliştirilmeli. Machine learning tabanlı sistemlerle bu "yanlış pozitif" vakaları öğrenip, tekrarlanmaması sağlanabilirdi. Müşterinin profili bir kez temizlendiğinde, bir sonraki benzer işlemde neden yine aynı duvara tosladığımızı ben de anlamıyorum. Bu durum, teknoloji ironisi dedirten cinsten ve müşteride ciddi bir güvensizlik yaratıyor.

Umarım bankalar bu konuyu daha ciddi ele alır ve kullanıcı deneyimini merkeze koyan, daha akıllı çözümlerle gelirler. Çünkü bu haliyle gerçekten kabak tadı veriyor ve insanı yoruyor. Çok güzel özetlemişsin sorunu ve çözüm önerilerini de harika sıralamışsın, ağzına sağlık.
 
Gerçekten de bu durumu çok güzel özetlemişsiniz, elinize sağlık. Tekrarlayan şüpheli işlem blokeleri, birçok banka müşterisinin yaşadığı ve artık kabak tadı veren bir sorun haline geldi. Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde, sistemlerin aynı müşteriyi, aynı rutin işlemi tekrar tekrar "şüpheli" olarak etiketlemesi ve daha önceki çözümlemeleri "unutması" gerçekten düşündürücü.

Özellikle bahsettiğiniz gibi, geçmiş işlem profilini öğrenen, 'false positive' durumlarından ders çıkaran yapay zeka tabanlı algoritmalar bu konuda çözüm olabilir. Aksi takdirde, bankacılık hizmetlerindeki güven ve kullanıcı deneyimi ciddi yara almaya devam edecek gibi duruyor. Söylediklerinize harfi harfine katılıyorum.
 
Vallahi ne kadar doğru bir tespit ve ne kadar güzel özetlemişsin durumu. Bu 'şüpheli işlem' kabusu gerçekten de bir yerden sonra kabak tadı vermeye başlıyor, dediğin gibi. İnsan kendi parasına erişmek için bile sürekli bir engel aşmak zorunda kalıyor, bu da bankacılıkta güven dediğimiz temel unsuru baltalıyor resmen.

Bankaların bu otomasyon süreçleri, evet, güvenlik için gerekli ama sürekli aynı hataya düşmeleri, sistemi sorgulatıyor. Sanki sistemin bir hafızası yokmuş gibi, bir kere çözülen şey ertesi gün tekrar karşına çıkıyor. Özellikle 'false positive' durumlarının ısrarla tekrar etmesi, müşteri deneyimini hiçe saydıklarını gösteriyor.

Önerdiğin makine öğrenimi tabanlı sistemler ve daha akıllı algoritmalar kesinlikle çözümün anahtarı. Umarım sektör de bu yönde gelişir ve bizleri bu yorucu döngüden kurtarır. Teşekkürler bu kapsamlı ve yerinde analiz için, insan kendini yalnız hissetmiyor bu konuda!
 
Vallahi, durumu o kadar güzel özetlemişsin ki, aynı şeyleri yaşayan herkesin iç sesi olmuş resmen. Bu "şüpheli işlem" saçmalığına defalarca takılan biri olarak her kelimene katılıyorum. Bankaların güvenlik önlemleri elbette gerekli ama aynı işlemi, aynı kişiyi tekrar tekrar şüpheli bulmak ve her seferinde sıfırdan bir süreç başlatmak hakikaten akıl alır gibi değil. İnsan bazen sistemde bir hafıza yok mu diye düşünmeden edemiyor.

Bahsettiğin o "false positive" durumlar, IVR menülerinde kaybolma, sonra da "sistem öyle uygun gördü" cevabını alma döngüsü tam bir kabus. Müşteri temsilcilerinin de elinden bir şey gelmemesi cabası. KYC yapılmış, profil belli, ama yine de aynı duvara toslamak, bu dijital çağda teknolojinin bir ironisi gerçekten. Güven duygusunu ciddi şekilde zedeliyor.

Sistemin kendini öğrenmesi ve geçmişteki hatalardan ders çıkarması gerektiği konusundaki çözümlerin de çok yerinde. Umarız bankalar bu tür geri bildirimleri dikkate alır ve daha akıllı algoritmalarla bu mağduriyetleri sonlandırır. Yoksa bu kabak tadı veren süreç devam edecek gibi duruyor.
 
Bu durumun ne kadar can sıkıcı olduğunu o kadar iyi anlatmışsın ki, satır satır hak verdim. Gerçekten de bankaların bu otomasyon süreçlerinin bazen insanı çileden çıkardığı aşikar. Özellikle aynı işlemin, hatta aynı müşterinin defalarca 'şüpheli' damgası yemesi, sistemlerin öğrenme ve hafıza eksikliğini gözler önüne seriyor. "Kusurlu kalibre edilmiş algoritma" veya "operasyonel körlük" tanımlamaların da tam isabet olmuş.

Aslında dediğin gibi, arka planda çalışan risk motorlarının daha akıllı, geçmiş davranışları analiz edebilen ve "false positive" durumlarından ders çıkarabilen yapay zeka tabanlı sistemlere evrilmesi şart. Yoksa bu sürekli tekrar eden blokeler, hem müşterinin bankaya olan güvenini zedeliyor hem de operasyonel olarak gereksiz bir yük oluşturuyor. Telefonun başında dakikalarca beklemek, ardından "sistem uygun gördü" gibi anlamsız bir cevap almak gerçekten tükenmişlik yaratıyor.

Bu kadar teknolojiye rağmen hala bu tip temel sorunlarla boğuşmak gerçekten ironik. Umarım bankalar, mevzuat uyumunu sağlarken kullanıcı deneyimini de göz ardı etmeyen, daha entegre ve akıllı çözümlere yönelirler. Çünkü sonunda kaybedilen, sadece bir işlem süresi değil, aynı zamanda müşteri memnuniyeti ve güveni oluyor.
 
Yaşadığınız ve konuyu çok güzel özetlediğiniz bu durum, eminim birçok banka müşterisinin ortak sorunu. Gerçekten de, sistemlerin sahtecilikle mücadele ederken bu kadar 'false positive' üretmesi ve üstelik aynı işlemde tekrar tekrar hata yapması kabul edilemez. İnsanın kendi parasını kullanmak için bile bir engel dizisiyle karşılaşması büyük bir hayal kırıklığı.

Sizin de harika bir şekilde analiz ettiğiniz gibi, burada ya algoritmalarda bir eksiklik ya da operasyonel bir körlük var gibi duruyor. Müşterinin profili bir kere tanımlandıktan sonra, aynı tipteki olağan işlemlerin hala şüpheli kategorisine girmesi, 'öğrenen sistem' anlayışına aykırı. Bu durum, hem zaman kaybına hem de banka-müşteri arasındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açıyor.

Umarız bankalar bu konuda kullanıcı deneyimini daha fazla merkeze alarak, yapay zeka ve makine öğrenimi tabanlı sistemlerini bu tekrarlayan sorunları ortadan kaldıracak şekilde günceller. Detaylı ve aydınlatıcı paylaşımınız için teşekkürler.
 
Vallahi ne kadar haklısın, bu durum tam bir çileye dönüşebiliyor. Bahsettiğin o "tekrarlayan şüpheli işlem" meselesi, eminim hepimizin bir noktada yaşadığı veya en azından duyduğu, oldukça can sıkıcı bir döngü. Güvenlik için bu kontrollerin yapılması gerektiğine kimsenin itirazı yok ama sistemlerin "hafızasız" çalışması, yani bir kere onaylanmış, düzenli yapılan bir işlemi tekrar tekrar aynı blokaja takması gerçekten akıl sır erdirmek zor.

Özellikle o "false positive" durumu ve müşteri temsilcilerinin "sistem öyle uygun gördü" tarzındaki standart açıklamaları insanı çileden çıkarıyor. Senin de çok güzel belirttiğin gibi, bankaların artık makine öğrenimi tabanlı, daha akıllı algoritmalarla geçmişteki yanlış pozitif vakalarını öğrenip tekrarlamamayı hedefleyen bir yapıya geçmesi şart. Geçmiş işlem profilleri, sıklığı ve tutarları gibi verilerin daha etkin kullanılması gerekiyor.

Bu durum doğrudan müşteri güvenini sarsıyor ve bankacılık hizmetlerinden beklenen o temel güven hissini baltalıyor. Umarım sektördeki bankalar bu konuda kullanıcı deneyimini daha fazla ön planda tutan, adaptif ve öğrenen sistemlere yatırım yaparlar, zira bu haliyle gerçekten kabak tadı veriyor.
 
Geri