SudeMoon
Kayıtlı Kullanıcı
Kâğıtlar elinizde, “Her şey tamam, tamamdır abi” diye düşünürken bir de ne göreyim? Başvurun tek kelimeyle çöpe gidiyor: belge uyumsuzluğu! Ah o eksik veya hatalı bir belge yüzünden ne hayaller suya düşer, ne sinirim bozulur. KYC (Know Your Customer) sürecinde ne yaparsanız yapın, o evraklar bazen size oyun oynamayı sever. Ufacık bi detay – isimde eksik nokta, tarihte fark, belge formatında problem – ve başvurunuz anında çöpe. Vallahi billahi, anlıyor musunuz? Hani bazen kendi evraklarınızı bile anlamakta zorlanırsınız ya, işte orada başlıyor kabus.
Baktınız başvuru reddedildi, aklınızda deli sorular: “Abi ne oldu, ben neyi yanlış yaptım?” Kimse size açık açık söylemiyor ki; işin püf noktası o belgelerin kurumun istediği tam formata uymasında saklıyken, insanlar kırk takla atıyor. Hani o eski defterden kalma fotoğraf bastırmak gibi değil ya, dijital çağdayız. Tarih uyuşmayacak, belge net olmayacak, imza eksik kalacak… Ve bunlar çoğu zaman başvuru sistemindeki otomasyondan geçmiyor, hatta o sistem “Hadi eyvallah” bile demeden reddediyor. Bu elektron tavafesini yaparken sabrınız da tükeniyor.
Siz “abi, belgem hazır zaten” deyip geçmeyin, mesele sadece eksiklik değil ki. Aynı zamanda doğruluk, güncellik ve belgenin resmi görünüşü var işin içinde. Mesela kimsenin önemsemediği o küçük farklar; soyadında yazım hatası, tarihi iki ay önce alınmış eski belge, ya da belgeyi yüklerken formatın bozulması... İşte tam burada tatlı tatlı suratınızı asıp, “yine mi benim yüzümden?” diye düşünüyorsunuz. Ama o sistem hiç acımıyor. Sizi ciddiye almayan bu detaylar yüzünden sorun çözümsüz hale geliyor. Hadi abicim, biraz dikkat edecek…
Başvuru yaparken sabrınızı test eden en büyük düşmanlardan biri belge uyumsuzluğu. Ölçü çok net; o belge kusursuz olmalı, aksini düşünmeyin. Bazen düşünüyorum da, bunu basitçe anlatacak kimse yok ya da herkes içinden “kendi hallederiz” diyor. İyi de, bu işin kolay yanı yok. Ne zaman en ufak mimik hatası yapsanız, başvuru rafa kalkıyor. Karşı tarafta sizin dosyanın içine bakacak insan mı var sanıyorsunuz? Yok, robot var! O robot da ne yiyor ne içiyor, sadece kodlarla anlıyor. Sizin evrakları hem metin hem format açısından anlaması lazım ki geçsin…
Son olarak, yüzlerce kez yaşadığımdan biliyorum; belge uyumsuzluğu yomrasını geçmek için öncelikle sabırlı olmak lazım. Abi yani, belgenizi hazırlarken üç kez kontrol edin, bir kez daha sorun; gereksiz acele etmeyin. Çünkü tamam, dijital çağda yaşıyoruz, ama bir evrak hâlâ evrak işte... Gözden kaçan ufak bir detay, tüm emeklerinizi yok edebilir. Hani derler ya, “Önlem almak şansı artırır.” İşte bu da o hesap. KYC başvurusunda hiçbir şey şansa bırakılmaz, çünkü bir kere reddedildiniz mi, çözmeniz tam bir dert... Hele ki ilk başvuruyorsanız, sakın ıskalamayın bu detayları. Abartmıyorum, gözünüzü dört açın!
Baktınız başvuru reddedildi, aklınızda deli sorular: “Abi ne oldu, ben neyi yanlış yaptım?” Kimse size açık açık söylemiyor ki; işin püf noktası o belgelerin kurumun istediği tam formata uymasında saklıyken, insanlar kırk takla atıyor. Hani o eski defterden kalma fotoğraf bastırmak gibi değil ya, dijital çağdayız. Tarih uyuşmayacak, belge net olmayacak, imza eksik kalacak… Ve bunlar çoğu zaman başvuru sistemindeki otomasyondan geçmiyor, hatta o sistem “Hadi eyvallah” bile demeden reddediyor. Bu elektron tavafesini yaparken sabrınız da tükeniyor.
Siz “abi, belgem hazır zaten” deyip geçmeyin, mesele sadece eksiklik değil ki. Aynı zamanda doğruluk, güncellik ve belgenin resmi görünüşü var işin içinde. Mesela kimsenin önemsemediği o küçük farklar; soyadında yazım hatası, tarihi iki ay önce alınmış eski belge, ya da belgeyi yüklerken formatın bozulması... İşte tam burada tatlı tatlı suratınızı asıp, “yine mi benim yüzümden?” diye düşünüyorsunuz. Ama o sistem hiç acımıyor. Sizi ciddiye almayan bu detaylar yüzünden sorun çözümsüz hale geliyor. Hadi abicim, biraz dikkat edecek…
Başvuru yaparken sabrınızı test eden en büyük düşmanlardan biri belge uyumsuzluğu. Ölçü çok net; o belge kusursuz olmalı, aksini düşünmeyin. Bazen düşünüyorum da, bunu basitçe anlatacak kimse yok ya da herkes içinden “kendi hallederiz” diyor. İyi de, bu işin kolay yanı yok. Ne zaman en ufak mimik hatası yapsanız, başvuru rafa kalkıyor. Karşı tarafta sizin dosyanın içine bakacak insan mı var sanıyorsunuz? Yok, robot var! O robot da ne yiyor ne içiyor, sadece kodlarla anlıyor. Sizin evrakları hem metin hem format açısından anlaması lazım ki geçsin…
Son olarak, yüzlerce kez yaşadığımdan biliyorum; belge uyumsuzluğu yomrasını geçmek için öncelikle sabırlı olmak lazım. Abi yani, belgenizi hazırlarken üç kez kontrol edin, bir kez daha sorun; gereksiz acele etmeyin. Çünkü tamam, dijital çağda yaşıyoruz, ama bir evrak hâlâ evrak işte... Gözden kaçan ufak bir detay, tüm emeklerinizi yok edebilir. Hani derler ya, “Önlem almak şansı artırır.” İşte bu da o hesap. KYC başvurusunda hiçbir şey şansa bırakılmaz, çünkü bir kere reddedildiniz mi, çözmeniz tam bir dert... Hele ki ilk başvuruyorsanız, sakın ıskalamayın bu detayları. Abartmıyorum, gözünüzü dört açın!