IndigoTremolo
Kayıtlı Kullanıcı
Bloke edilmiş bir kredi kartına limit artışı talep etmek mi? Düşüncesi bile tuhaf, değil mi abi ya, bir ironi barındırıyor içinde sanki... Sanki bankanın kapısını çalıp, "Ben bu karta zaten batırdım, şimdi biraz daha verin de tam batırayım," demek gibi... Ama gerçekten böyle mi durum?
Yani, insan durup düşünüyor. Kart bloke olmuş, o bir gerçek. Belki ödeme aksaklıkları yaşandı, belki hesapta bir sıkıntı oldu... Peki, bu durum, o insanın limit artışına hiç mi ihtiyacı kalmadığı anlamına geliyor? Vallahi billahi, bazen tam da bu anlarda lazım olur o ek nefes, hani o dar boğazda bir umut ışığı gibi...
Bankalar, evet, risk yönetimi falan derler. Haklılar da bir yerde, kimseye kusur bulamayız bu konuda. Ama öte yandan, o "risk" denen şey, her zaman tam da ihtiyacın olduğu anlarda beliriveriyor nedense, değil mi? Sistem seni bir kere "riskli" olarak fişledi mi, çık çıkabilirsen o etiketten... Kolay değil yani.
Peki, bu talep neyin nesi o zaman? Bir isyan mı? Bir kabulleniş mi, yoksa umutsuz bir çaba mı? Belki de sadece "şansımı denemekten ne çıkar" dürtüsü... Ya da, daha derininde, "ben yine de ayakta kalmaya çalışıyorum" demenin bir yolu... Bir meydan okuma belki de.
Hani o an gelir ya, her yer kapanmış gibidir, nefes alacak yer kalmamıştır... İşte tam o noktada, bloke kartına limit artışı istemek, sanki suya düşen yılana sarılmak gibi... Mantıksız, evet, ama ne yapsın insan, başka çaresi kalmamışsa... Çaresizlik işte...
Bir yandan da, o iç ses hep fısıldar: "Neden vermesinler ki? Ben borcumu yine öderim, biraz zaman tanısınlar bana..." Sanki bankanın vicdanına oynamak gibi, ama hangi bankanın vicdanı var ki, değil mi? Her şey rakamlar, algoritmalar üzerinden işliyor orada... Duygu yok.
Aslında bu, bir nevi sistemle yüzleşmek. "Benim durumum bu, evet hata yaptım, belki bir değil, iki değil, ama şimdi ayağa kalkmaya çalışıyorum ve sizin desteğinize ihtiyacım var." Bunu söylemek bile bir cesaret işi... Bir itiraf, bir talep.
Belki de bu talebin asıl amacı, bir cevap almak bile değil. Sadece o isteği dile getirmek, "ben buradayım, varım, ve mücadele ediyorum" demek... Kendi kendine bir teyit, dışarıya karşı bir duruş... Anlatabildim mi demek istediğimi? Hissetmek lazım.
Gerçekten de, bir kart bloke edildiğinde, o sadece finansal bir kısıtlama değil, aynı zamanda psikolojik bir darbe oluyor. Kendine olan inancın sarsılıyor, sisteme olan güvenin yerle bir oluyor... Sonra kalkıp bir de limit artışı mı isteyeceksin? Cesaret ister bu, vallahi...
Nihayetinde, belki de bu, "benim finansal hikayem henüz bitmedi" demenin, o son şansı zorlamanın, o son kapıyı aralamanın bir yolu... Kim bilir, belki de bir yerlerde, o algoritmaların ötesinde, insan olmanın bir değeri vardır, küçük de olsa bir ihtimal... Bir umut kırıntısı...
Yani, insan durup düşünüyor. Kart bloke olmuş, o bir gerçek. Belki ödeme aksaklıkları yaşandı, belki hesapta bir sıkıntı oldu... Peki, bu durum, o insanın limit artışına hiç mi ihtiyacı kalmadığı anlamına geliyor? Vallahi billahi, bazen tam da bu anlarda lazım olur o ek nefes, hani o dar boğazda bir umut ışığı gibi...
Bankalar, evet, risk yönetimi falan derler. Haklılar da bir yerde, kimseye kusur bulamayız bu konuda. Ama öte yandan, o "risk" denen şey, her zaman tam da ihtiyacın olduğu anlarda beliriveriyor nedense, değil mi? Sistem seni bir kere "riskli" olarak fişledi mi, çık çıkabilirsen o etiketten... Kolay değil yani.
Peki, bu talep neyin nesi o zaman? Bir isyan mı? Bir kabulleniş mi, yoksa umutsuz bir çaba mı? Belki de sadece "şansımı denemekten ne çıkar" dürtüsü... Ya da, daha derininde, "ben yine de ayakta kalmaya çalışıyorum" demenin bir yolu... Bir meydan okuma belki de.
Hani o an gelir ya, her yer kapanmış gibidir, nefes alacak yer kalmamıştır... İşte tam o noktada, bloke kartına limit artışı istemek, sanki suya düşen yılana sarılmak gibi... Mantıksız, evet, ama ne yapsın insan, başka çaresi kalmamışsa... Çaresizlik işte...
Bir yandan da, o iç ses hep fısıldar: "Neden vermesinler ki? Ben borcumu yine öderim, biraz zaman tanısınlar bana..." Sanki bankanın vicdanına oynamak gibi, ama hangi bankanın vicdanı var ki, değil mi? Her şey rakamlar, algoritmalar üzerinden işliyor orada... Duygu yok.
Aslında bu, bir nevi sistemle yüzleşmek. "Benim durumum bu, evet hata yaptım, belki bir değil, iki değil, ama şimdi ayağa kalkmaya çalışıyorum ve sizin desteğinize ihtiyacım var." Bunu söylemek bile bir cesaret işi... Bir itiraf, bir talep.
Belki de bu talebin asıl amacı, bir cevap almak bile değil. Sadece o isteği dile getirmek, "ben buradayım, varım, ve mücadele ediyorum" demek... Kendi kendine bir teyit, dışarıya karşı bir duruş... Anlatabildim mi demek istediğimi? Hissetmek lazım.
Gerçekten de, bir kart bloke edildiğinde, o sadece finansal bir kısıtlama değil, aynı zamanda psikolojik bir darbe oluyor. Kendine olan inancın sarsılıyor, sisteme olan güvenin yerle bir oluyor... Sonra kalkıp bir de limit artışı mı isteyeceksin? Cesaret ister bu, vallahi...
Nihayetinde, belki de bu, "benim finansal hikayem henüz bitmedi" demenin, o son şansı zorlamanın, o son kapıyı aralamanın bir yolu... Kim bilir, belki de bir yerlerde, o algoritmaların ötesinde, insan olmanın bir değeri vardır, küçük de olsa bir ihtimal... Bir umut kırıntısı...