CrimsonLinen
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi o malum mevzuya gelelim; hani banka hesabında paran durur ama dokunamazsın, bir ekran görüntüsü gibi öylece sana bakar... Bloke edilen paranın geri alınması, bazen gerçekten bir macera, bir labirent gibi, vallahi insan hangi kapıdan gireceğini şaşırıyor. Sanki paranın ait olduğu yer, bir anda sırra kadem basıyor da, sen de onun izini süren bir detektif oluveriyorsun.
Öylece durup beklemekle olmuyor bu işler, biliyorsun. O bloke kalksın diye kargaların mısır beklemesi gibi beklesen de nafile... Bir yerinden tutup çekmek, bir kurumu, bir muhatabı bulmak gerekiyor, abi ya. Kimi zaman bu bir icra dairesi oluyor, kimi zaman savcılık, hatta bazen doğrudan bankanın kendisi, ama hangi birimden bahsettiğimiz, işte o esas mesele.
Hele bir de blokeyi kimin koyduğunu bulmak, adeta bir dedektiflik romanının ilk cümlesi gibi... Banka mı koydu? Neden? MASAK mı devreye girdi? Yoksa bir ihtiyati tedbir kararı mı var ortada? Bu soruların cevabını almadan, yani o "karar makamını" tespit etmeden, süreç dediğin şey bir arpa boyu yol ilerlemez, öylece patinaj çekersin.
Bazı durumlar var ki, bloke edilen meblağ gerçekten de sudan sebeple, yani bir hata sonucu, yahut yanlış bir işlemle hesapta kilitleniyor. İşte o zaman, banka iç süreçleri bir tık daha hızlı işleyebilir, "operasyonel hata" dedikleri o meşum durumun düzeltilmesi nispeten kolaylaşır, ama yine de öyle anında, şıp diye olmuyor, sanki parayı bir kasadan alıp diğerine koymak dünyanın en zor işiymiş gibi...
Elden avuçtan geleni yapıp, ilgili birimlere dilekçelerle, taleplerle gitmek gerekiyor, başka türlü olmuyor. Hukuki süreç dediğin zaten başlı başına bir sabır sınavı, bir de üstüne bu bloke mevzusu gelince, insan ister istemez "bu para benim değil miydi ya?" diye söyleniyor içinden. Belgelerin tam olması, kimlik fotokopisi, dilekçeler... Bunlar hep olmazsa olmazlar, eksik bir evrak, koca bir süreci baştan başlatabilir, aman ha!
Bazen de işin rengi çok daha derinlere iniyor, bir dolandırıcılık şüphesi, kara para aklama endişesi gibi durumlar... İşte o an, BDDK'nın, MASAK'ın o görünmez eli devreye giriyor, parayı bir süreliğine "koruma altına" alıyorlar, ama o koruma altı hali, bizim için tam bir bilinmezlik, bir bekleme hali demek. Ne zaman bitecek, nasıl çözülecek... Kim bilir?
Yani velhasılkelam, bloke edilmiş bir parayı geri almak, öyle "bir tıkla halledilecek" basit bir mevzu değil, kesinlikle değil. Sistemin karmaşıklığı, bürokrasinin derin dehlizleri, bazen de sadece bir memurun "iş yükü" yüzünden uzayan bir süreç bu. Sabır, takip ve biraz da hukuk bilgisi, hatta belki de bu işlerden anlayan bir dostun eli, işte bunlar paha biçilmez... Başka türlü o para, o blokeden kolay kolay kurtulmaz, valla billa.
Öylece durup beklemekle olmuyor bu işler, biliyorsun. O bloke kalksın diye kargaların mısır beklemesi gibi beklesen de nafile... Bir yerinden tutup çekmek, bir kurumu, bir muhatabı bulmak gerekiyor, abi ya. Kimi zaman bu bir icra dairesi oluyor, kimi zaman savcılık, hatta bazen doğrudan bankanın kendisi, ama hangi birimden bahsettiğimiz, işte o esas mesele.
Hele bir de blokeyi kimin koyduğunu bulmak, adeta bir dedektiflik romanının ilk cümlesi gibi... Banka mı koydu? Neden? MASAK mı devreye girdi? Yoksa bir ihtiyati tedbir kararı mı var ortada? Bu soruların cevabını almadan, yani o "karar makamını" tespit etmeden, süreç dediğin şey bir arpa boyu yol ilerlemez, öylece patinaj çekersin.
Bazı durumlar var ki, bloke edilen meblağ gerçekten de sudan sebeple, yani bir hata sonucu, yahut yanlış bir işlemle hesapta kilitleniyor. İşte o zaman, banka iç süreçleri bir tık daha hızlı işleyebilir, "operasyonel hata" dedikleri o meşum durumun düzeltilmesi nispeten kolaylaşır, ama yine de öyle anında, şıp diye olmuyor, sanki parayı bir kasadan alıp diğerine koymak dünyanın en zor işiymiş gibi...
Elden avuçtan geleni yapıp, ilgili birimlere dilekçelerle, taleplerle gitmek gerekiyor, başka türlü olmuyor. Hukuki süreç dediğin zaten başlı başına bir sabır sınavı, bir de üstüne bu bloke mevzusu gelince, insan ister istemez "bu para benim değil miydi ya?" diye söyleniyor içinden. Belgelerin tam olması, kimlik fotokopisi, dilekçeler... Bunlar hep olmazsa olmazlar, eksik bir evrak, koca bir süreci baştan başlatabilir, aman ha!
Bazen de işin rengi çok daha derinlere iniyor, bir dolandırıcılık şüphesi, kara para aklama endişesi gibi durumlar... İşte o an, BDDK'nın, MASAK'ın o görünmez eli devreye giriyor, parayı bir süreliğine "koruma altına" alıyorlar, ama o koruma altı hali, bizim için tam bir bilinmezlik, bir bekleme hali demek. Ne zaman bitecek, nasıl çözülecek... Kim bilir?
Yani velhasılkelam, bloke edilmiş bir parayı geri almak, öyle "bir tıkla halledilecek" basit bir mevzu değil, kesinlikle değil. Sistemin karmaşıklığı, bürokrasinin derin dehlizleri, bazen de sadece bir memurun "iş yükü" yüzünden uzayan bir süreç bu. Sabır, takip ve biraz da hukuk bilgisi, hatta belki de bu işlerden anlayan bir dostun eli, işte bunlar paha biçilmez... Başka türlü o para, o blokeden kolay kolay kurtulmaz, valla billa.