IndigoDriftwood
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi bak, bu E-haciz blokesi olayı var ya, çoğu kişi "haciz geldi" diye paniğe kapılıyor hemen. Dur abi, dur bir saniye. O öyle değil işte, bildiğin o malına mülküne el konulmasıyla aynı şey mi sanıyorsun? Vallahi billahi değil. Bu bir nevi ön alım, ön tedbir gibi düşün... Bir sabah uyandığında banka hesaplarında garip bir kısıtlama görürsün, para var ama kullanamıyorsun, işte o an bir soğuk duş etkisi yapar ya, işte o genellikle bir E-haciz blokesidir. Şıp diye hesabına konulan bir kısıtlama, o paranın oradan kaçmasını engellemek için... Bu devletin yaptığı bir şey genelde, Maliye'den gelir, SGK'dan gelir, ya da devlete olan bir borcun vardır, çekerler fişi direkt.
İcra haczi dediğin bambaşka bir dünya, çok daha acımasız ve nihai bir şey o... O bildiğin "icra takibi" denilen o çetin sürecin sonunda gelir kapına, ya da hesabına, ya da malına. E-haciz blokesinde paran sadece dondurulur, öyle hemen alınmaz elinden, ama icra haczi işte o "alınma" aşamasıdır. Yani o parayı senin cebinden çekip alırlar, ya da malını, mülkünü... Bir nevi "hukuki olarak ele geçirme" diyebilirsin buna, hem de geri dönüşü çok daha zor, çok daha maliyetli bir süreçle... Anladın mı aradaki ton farkını şimdi? Biri seni uyarıp kapıyı kilitler, diğeri direkt anahtarı alır, seni içeri sokmaz.
Çoğu zaman bu E-haciz blokesi, daha yumuşak, daha 'bir dur bakalım' tadında bir yaklaşımdır. Borcun var mı, yok mu, itiraz edecek misin, ödeyecek misin? Sistem sana bir nefes payı bırakır, bir şans tanır. Ama o icra haczi var ya... İşte o "şans" mevzusunu çoktan yitirdiğin, artık işin ciddiye bindiği noktadır. Mahkeme kararıdır, yasal süreçlerin tamamıdır, artık pazarlık şansın falan kalmamıştır pek. Gider malına da yapışırlar, maaşına da, bankadaki son kuruşuna da... Acı bir son, vallahi...
Bu bloke denilen şey, çoğu zaman biriken vergi borçların, SGK primlerin falan filan yüzünden aniden karşına çıkar. Bankaya talimat gider, senin haberin bile olmaz, tak diye hesaba bir kelepçe... Paranı çekemezsin, transfer edemezsin. Ama o para hâlâ senin hesabındadır, yani teknik olarak hâlâ senindir. Sadece erişemezsin. E-haciz blokesini kaldırabilmek için genellikle ilgili kuruma borcu ödemen veya yapılandırman gerekir... İşte o zaman bloke kalkar, rahat bir nefes alırsın. Ama icra haczi öyle mi, ya?
İcra haczi dediğinde işin içine artık avukatlar girer, icra daireleri girer, tebligatlar uçar... O blokedeki gibi sadece bir banka kısıtlaması değildir. Senin bankadaki mevduatına da olabilir, evine de gelir, arabana da... Hatta bazen maaşına bile haciz koyarlar, öyle bir dilimini keserler her ay... Düşünsene abi, yıllarca biriktirdiğin emeklerin bir anda buhar olup uçuyor, ya da aylık kazancının bir kısmı sistem tarafından doğrudan kesiliyor, sen neye yarım yamalak devam edeceksin sonra? Gerçekten yıkıcıdır, insanı perişan eder.
Aslında basitçe, E-haciz blokesi bir *uyarı ateşi*, bir *kapı kilitleme* durumu... Ama o icra haczi var ya, işte o *kapıyı kırıp içeri girme*... Anladın mı farkı şimdi? Birinde hâlâ bir şeyler yapma şansın varken, diğerinde artık sistem harekete geçmiş, seni dinlemiyor, sadece icra ediyor. Bu iki durum arasındaki farkı bilmek, ne yazık ki bu tür durumlarla karşılaşanlar için hayati önem taşıyor... Panik yapmadan önce neyle karşı karşıya olduğunu iyi bilmek lazım... Bil ki, her blokede her şey bitmiş demek değil, ama her hacizde işler çok daha derinleşmiş demektir...
İcra haczi dediğin bambaşka bir dünya, çok daha acımasız ve nihai bir şey o... O bildiğin "icra takibi" denilen o çetin sürecin sonunda gelir kapına, ya da hesabına, ya da malına. E-haciz blokesinde paran sadece dondurulur, öyle hemen alınmaz elinden, ama icra haczi işte o "alınma" aşamasıdır. Yani o parayı senin cebinden çekip alırlar, ya da malını, mülkünü... Bir nevi "hukuki olarak ele geçirme" diyebilirsin buna, hem de geri dönüşü çok daha zor, çok daha maliyetli bir süreçle... Anladın mı aradaki ton farkını şimdi? Biri seni uyarıp kapıyı kilitler, diğeri direkt anahtarı alır, seni içeri sokmaz.
Çoğu zaman bu E-haciz blokesi, daha yumuşak, daha 'bir dur bakalım' tadında bir yaklaşımdır. Borcun var mı, yok mu, itiraz edecek misin, ödeyecek misin? Sistem sana bir nefes payı bırakır, bir şans tanır. Ama o icra haczi var ya... İşte o "şans" mevzusunu çoktan yitirdiğin, artık işin ciddiye bindiği noktadır. Mahkeme kararıdır, yasal süreçlerin tamamıdır, artık pazarlık şansın falan kalmamıştır pek. Gider malına da yapışırlar, maaşına da, bankadaki son kuruşuna da... Acı bir son, vallahi...
Bu bloke denilen şey, çoğu zaman biriken vergi borçların, SGK primlerin falan filan yüzünden aniden karşına çıkar. Bankaya talimat gider, senin haberin bile olmaz, tak diye hesaba bir kelepçe... Paranı çekemezsin, transfer edemezsin. Ama o para hâlâ senin hesabındadır, yani teknik olarak hâlâ senindir. Sadece erişemezsin. E-haciz blokesini kaldırabilmek için genellikle ilgili kuruma borcu ödemen veya yapılandırman gerekir... İşte o zaman bloke kalkar, rahat bir nefes alırsın. Ama icra haczi öyle mi, ya?
İcra haczi dediğinde işin içine artık avukatlar girer, icra daireleri girer, tebligatlar uçar... O blokedeki gibi sadece bir banka kısıtlaması değildir. Senin bankadaki mevduatına da olabilir, evine de gelir, arabana da... Hatta bazen maaşına bile haciz koyarlar, öyle bir dilimini keserler her ay... Düşünsene abi, yıllarca biriktirdiğin emeklerin bir anda buhar olup uçuyor, ya da aylık kazancının bir kısmı sistem tarafından doğrudan kesiliyor, sen neye yarım yamalak devam edeceksin sonra? Gerçekten yıkıcıdır, insanı perişan eder.
Aslında basitçe, E-haciz blokesi bir *uyarı ateşi*, bir *kapı kilitleme* durumu... Ama o icra haczi var ya, işte o *kapıyı kırıp içeri girme*... Anladın mı farkı şimdi? Birinde hâlâ bir şeyler yapma şansın varken, diğerinde artık sistem harekete geçmiş, seni dinlemiyor, sadece icra ediyor. Bu iki durum arasındaki farkı bilmek, ne yazık ki bu tür durumlarla karşılaşanlar için hayati önem taşıyor... Panik yapmadan önce neyle karşı karşıya olduğunu iyi bilmek lazım... Bil ki, her blokede her şey bitmiş demek değil, ama her hacizde işler çok daha derinleşmiş demektir...