OrchidLagoon
Kayıtlı Kullanıcı
Abi, o e-haciz mevzusu var ya, vallahi billahi insanın içini gıcıklayan bir durum. Hani bir sabah uyanırsın, ya da tam bir işin düşer bankaya, bir de bakmışsın ki hesapta bir gariplik var... Paraya el konmuş. Peki bu e-haciz denilen dijital kılıç, cebimizdeki paraya ne kadar sürede düşüyor, ne kadar zamanda o hesabı kilitliyor dersen, orada ufak tefek ama hayati nüanslar var aslında, yani öyle şıp diye olmuyor her şey, bir takım aşamaları var.
Önce şu tebligat meselesi var, biliyorsun. Devlet sana "Borcun var kardeşim, ödemezsen haciz gelir" diye bir kapı çalıyor önce, dijital rüzgarlarla. Bu tebligat, çoğu zaman PTT aracılığıyla kapına, ya da MERNİS adresine geliyor, e-Devlet üzerinden UYAP SMS'iyle de gelebiliyor artık. İşte o tebligat sana ulaştığı an, yani resmi olarak tebliğ edildiği tarih, tüm bu sürecin aslında miladı sayılıyor. Ve o tarihten itibaren, yedi (7) günlük bir itiraz süren başlıyor; hani olur da yanlışlık vardır, ya da borç senin değildir diye... Bu yedi günlük pencere, inanın bana, o kadar kıymetli ki, nefes alma ve durumu düzeltme şansın oluyor.
Peki o yedi gün geçti, itiraz etmedin ya da itirazın kabul edilmedi diyelim... İşte o zaman, alacaklı kurum –ki bu genelde Vergi Dairesi ya da Sosyal Güvenlik Kurumu oluyor– ya da icra müdürlüğü, haciz talebini bankalara elektronik ortamda iletiyor. Bu iletim süreci günümüzde öyle eskisi gibi zarf içinde postayla falan değil, tamamen dijital bir ağ üzerinden gerçekleşiyor. UYAP sistemleri üzerinden bankaların merkezi sistemine bir emir gidiyor, yani "şu T.C. kimlik numaralı kişinin tüm banka hesaplarına haciz koyun" emri... Bu dijital köprü kurulduğu an, süreç hız kazanmaya başlıyor, bazen aynı gün, bazen ertesi iş günü...
Bankalar o talebi aldıkları anda da hemen harekete geçiyorlar tabii. Hani derler ya, "işleyen demir ışıldar" diye, bankaların sistemleri de icra emirlerini alıp işlemeye başlıyor. Yönetmelikler de bunu böyle emrediyor zaten; gelen icra yazısını en geç üç (3) iş günü içinde işleme koymak zorundalar. Yani diyelim ki Perşembe günü ulaştı bankaya o yazı, Pazartesi bitmeden senin hesabına o ilk blokajın konması gerekiyor. İşte o ilk "hesap donduruldu" hissi, bankanın bu üç iş günü içinde gerçekleştirdiği işlemle başlıyor, paranı çekmeye çalıştığında "limit yok" ya da "hesap bloke" uyarısı işte o an beliriyor.
Ancak mesele sadece bloke etmekle de bitmiyor ki, hani para anında pat diye alınıp icra dairesine gönderilmiyor, öyle zannediyoruz bazen ama öyle değil... Banka, hesabındaki hacze konu olan borç miktarını tespit ediyor, o miktarı bloke ediyor ve o parayı hemen göndermiyor icra dairesine. Orada bir on beş (15) günlük daha bir bekleme süreci var aslında, hani bir nevi "son bir kez daha bakın" der gibi. Eğer başka bir itiraz süreci ya da yasal bir engel yoksa, bu on beş günün sonunda, bloke edilen o meblağ, Vergi Dairesi'nin ya da icra müdürlüğünün belirlediği hesaba aktarılıyor. Yani bu on beş gün, o paranın bloke edilmiş ama henüz tam anlamıyla elden çıkmamış olduğu bir ara bölge diyebiliriz.
Toparlayacak olursak, tüm bu döngü, o ilk tebligatın sana ulaşmasından tut da, paranın banka hesabından tamamen alacaklı kuruma aktarılmasına kadar geçen süre, değişkenlik gösterebilir. En iyi ihtimalle, tebligat süresiyle beraber bir yedi (7) gün itiraz, üzerine bankalara bildirim ve onların üç (3) gün içinde bloke etmesi, bir de o on beş (15) günlük bekleme derken, yirmi beş (25) ila otuz (30) günü rahatlıkla bulabiliyor. Hafta sonları, resmi tatiller, sistemdeki yoğunluklar falan eklenince, bu süre bazen kırk (40) güne, hatta daha da fazlasına sarkabiliyor, abi ya... Bu tamamen o çarkın dişlilerinin ne kadar hızlı döndüğüne, kurumların iş yüküne ve senin borçlu olduğun kuruma göre değişen bir durum, vallahi billahi net bir gün sayısı vermek zor.
Önce şu tebligat meselesi var, biliyorsun. Devlet sana "Borcun var kardeşim, ödemezsen haciz gelir" diye bir kapı çalıyor önce, dijital rüzgarlarla. Bu tebligat, çoğu zaman PTT aracılığıyla kapına, ya da MERNİS adresine geliyor, e-Devlet üzerinden UYAP SMS'iyle de gelebiliyor artık. İşte o tebligat sana ulaştığı an, yani resmi olarak tebliğ edildiği tarih, tüm bu sürecin aslında miladı sayılıyor. Ve o tarihten itibaren, yedi (7) günlük bir itiraz süren başlıyor; hani olur da yanlışlık vardır, ya da borç senin değildir diye... Bu yedi günlük pencere, inanın bana, o kadar kıymetli ki, nefes alma ve durumu düzeltme şansın oluyor.
Peki o yedi gün geçti, itiraz etmedin ya da itirazın kabul edilmedi diyelim... İşte o zaman, alacaklı kurum –ki bu genelde Vergi Dairesi ya da Sosyal Güvenlik Kurumu oluyor– ya da icra müdürlüğü, haciz talebini bankalara elektronik ortamda iletiyor. Bu iletim süreci günümüzde öyle eskisi gibi zarf içinde postayla falan değil, tamamen dijital bir ağ üzerinden gerçekleşiyor. UYAP sistemleri üzerinden bankaların merkezi sistemine bir emir gidiyor, yani "şu T.C. kimlik numaralı kişinin tüm banka hesaplarına haciz koyun" emri... Bu dijital köprü kurulduğu an, süreç hız kazanmaya başlıyor, bazen aynı gün, bazen ertesi iş günü...
Bankalar o talebi aldıkları anda da hemen harekete geçiyorlar tabii. Hani derler ya, "işleyen demir ışıldar" diye, bankaların sistemleri de icra emirlerini alıp işlemeye başlıyor. Yönetmelikler de bunu böyle emrediyor zaten; gelen icra yazısını en geç üç (3) iş günü içinde işleme koymak zorundalar. Yani diyelim ki Perşembe günü ulaştı bankaya o yazı, Pazartesi bitmeden senin hesabına o ilk blokajın konması gerekiyor. İşte o ilk "hesap donduruldu" hissi, bankanın bu üç iş günü içinde gerçekleştirdiği işlemle başlıyor, paranı çekmeye çalıştığında "limit yok" ya da "hesap bloke" uyarısı işte o an beliriyor.
Ancak mesele sadece bloke etmekle de bitmiyor ki, hani para anında pat diye alınıp icra dairesine gönderilmiyor, öyle zannediyoruz bazen ama öyle değil... Banka, hesabındaki hacze konu olan borç miktarını tespit ediyor, o miktarı bloke ediyor ve o parayı hemen göndermiyor icra dairesine. Orada bir on beş (15) günlük daha bir bekleme süreci var aslında, hani bir nevi "son bir kez daha bakın" der gibi. Eğer başka bir itiraz süreci ya da yasal bir engel yoksa, bu on beş günün sonunda, bloke edilen o meblağ, Vergi Dairesi'nin ya da icra müdürlüğünün belirlediği hesaba aktarılıyor. Yani bu on beş gün, o paranın bloke edilmiş ama henüz tam anlamıyla elden çıkmamış olduğu bir ara bölge diyebiliriz.
Toparlayacak olursak, tüm bu döngü, o ilk tebligatın sana ulaşmasından tut da, paranın banka hesabından tamamen alacaklı kuruma aktarılmasına kadar geçen süre, değişkenlik gösterebilir. En iyi ihtimalle, tebligat süresiyle beraber bir yedi (7) gün itiraz, üzerine bankalara bildirim ve onların üç (3) gün içinde bloke etmesi, bir de o on beş (15) günlük bekleme derken, yirmi beş (25) ila otuz (30) günü rahatlıkla bulabiliyor. Hafta sonları, resmi tatiller, sistemdeki yoğunluklar falan eklenince, bu süre bazen kırk (40) güne, hatta daha da fazlasına sarkabiliyor, abi ya... Bu tamamen o çarkın dişlilerinin ne kadar hızlı döndüğüne, kurumların iş yüküne ve senin borçlu olduğun kuruma göre değişen bir durum, vallahi billahi net bir gün sayısı vermek zor.
