PrismCadence
Kayıtlı Kullanıcı
Yahu bu ne iş şimdi? Vallahi billahi biz de şaşırdık kaldık, bu FAST dedikleri hani şıp diye para yolladığımız, anında hesaba geçen sistem var ya, işte o sistemdeki bazı işlemlerin iptal edildiği, hatta bununla da kalmayıp insanların hesaplarının bloke edildiği haberleri dolaşıyor ortalıkta. Sanki hayatımızda dert yokmuş gibi, bir de bu çıktı başımıza abi ya. Hani o bankacılık işlemlerinin dijitalleşmesi, hayat kolaylığı falan filan deniyordu... İşte o kolaylık şimdi bir anda kocaman bir kabusa dönüştü, bakıyorsun hesabına, kilit vurulmuş, sanki dolandırıcıymışız gibi bir muamele... Pes doğrusu, başka ne denir ki?
Şimdi bak hele, bu işin teknik detayları var, hepsi öyle "geçti gitti" diyip geçiştirilecek cinsten değil. Merkez Bankası'nın (TCMB) "Fonların Anlık ve Sürekli Transferi" kısaltmasıyla hayatımıza soktuğu bu FAST sistemi, aslında saniyeler içinde havale, EFT benzeri işlemleri yapma imkanı sunuyor, bildiğin saniyeler içinde para karşı tarafta. Ama gel gör ki, bazı durumlarda bu anlık transferlerin, özellikle de 'şüpheli işlem' veya 'hatalı işlem' gibi kodlarla geri çağrılması, yani tersine çevrilmesi söz konusu olabiliyor. İşte o an itibarıyla işler karışıyor, yollanan para geri çekilse bile, alıcı tarafın hesabı otomatik olarak bir kara listeye alınıyor, üzerine bir de "geçici bloke" konuluyor, yani bir nevi hesap kapanıyor... Erişim yok, para yok, mağduriyet diz boyu.
E haliyle, ortada bir blokaj olunca, bizim gibi sade vatandaşın ilk aklına gelen şey "Bankam ne yapacak şimdi?" oluyor. Süreci işletmek için öncelikle bankanızla birebir iletişime geçmek şart. Hani o her zaman kaçtığımız çağrı merkezleri var ya, evet, oraya düşüyor ilk işimiz. Çünkü bankalar, MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) mevzuatları ve kendi iç risk politikaları gereği, bu tür şüpheli görülen işlemler karşısında hemen teyakkuza geçiyor, hesabı donduruyor. Onlardan istenen belgeler, işlemin mahiyetini kanıtlayacak dekontlar, para transferinin nedenini açıklayan evraklar... Bunların hepsi detaylıca sunulmalı ki, hesabın üzerindeki bu esrarengiz kilit kalksın, yoksa paranıza dokunamazsınız, tıpkı bir hayalet gibi durur orada.
Peki, bu blokaj mevzusu niye başımıza sarılıyor? Ya sistemde bir açık var, ya da birileri bu anlık transferin hızını kötüye kullanıyor, yani dolandırıcılık dediğimiz illet. Kim bilir, belki farkında olmadan bir dolandırıcılık zincirinin halkası olduk, belki de parayı aldığımız kişi sonra şikayetçi oldu, "yanlış transfer yaptım" diye. İşte o zaman, banka mevzuata uygun hareket edip bloke koyuyor. Bu noktada en önemli şey, paranın kaynağını ve nedenini net bir şekilde açıklayabilmek, ispatlamak. "Şu hesaptan geldi, şu amaçla geldi, bu fatura karşılığıydı" gibi somut delillerle gitmek gerekiyor bankaya. Yoksa o hesap açılmaz, kapısı kilitli kalır, paranız içeride hapsolur, vallahi billahi öyle...
Bu duruma düşenler için birkaç ufak ama can simidi niteliğinde tüyo var aslında. Öncelikle, transferin dekontunu asla kaybetmeyin, dijital ya da fiziksel fark etmez, o belge her şeyiniz. İkincisi, bankanız size süre tanıyacaktır, bu süreyi iyi değerlendirip tüm gerekli evrakı toparlayın. Üçüncüsü, eğer bankanızdan istediğiniz çözümü bulamazsanız, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) ya da Tüketici Hakem Heyeti gibi mercilere başvurmaktan çekinmeyin, hakkınızı arayın. Çünkü bu sadece sizin başınıza gelen bir şey değil, bizim başımıza geliyor, hepimizin potansiyel mağduriyet alanı bu. Yoksa kim bilir, belki de kara para aklama şebekesi gibi bir muamele görürsünüz, halbuki üç kuruş paranızı alıp yollamışsınız... Adaletin tecelli etmesi için çabalamak lazım, öyle hemen pes etmek olmaz.
Sonuç olarak, bu FAST işlemlerinin iptali ve beraberinde gelen hesap blokeleri, dijital bankacılığın hızlı ve kolay yüzünün ardındaki potansiyel riskleri acı bir şekilde gösteriyor bize. Paranızı transfer ederken, alıcının güvenilirliğinden emin olmak, işlemlerin detaylarını dikkatlice kontrol etmek bu noktada hayati önem taşıyor. Çünkü o anlık hız, bir anda hayatınızı yavaşlatan, hatta durduran bir kaosa dönüşebiliyor. Paranın dijital dünyada saniyeler içinde yolculuk etmesi ne kadar hızlıysa, o yolculukta oluşabilecek bir problem de o kadar hızlı bir şekilde başınıza çorap örebiliyor, hesabınızı kilitleyebiliyor, eee ne yapalım yani, dikkatli olacağız... Başka çare yok.
Şimdi bak hele, bu işin teknik detayları var, hepsi öyle "geçti gitti" diyip geçiştirilecek cinsten değil. Merkez Bankası'nın (TCMB) "Fonların Anlık ve Sürekli Transferi" kısaltmasıyla hayatımıza soktuğu bu FAST sistemi, aslında saniyeler içinde havale, EFT benzeri işlemleri yapma imkanı sunuyor, bildiğin saniyeler içinde para karşı tarafta. Ama gel gör ki, bazı durumlarda bu anlık transferlerin, özellikle de 'şüpheli işlem' veya 'hatalı işlem' gibi kodlarla geri çağrılması, yani tersine çevrilmesi söz konusu olabiliyor. İşte o an itibarıyla işler karışıyor, yollanan para geri çekilse bile, alıcı tarafın hesabı otomatik olarak bir kara listeye alınıyor, üzerine bir de "geçici bloke" konuluyor, yani bir nevi hesap kapanıyor... Erişim yok, para yok, mağduriyet diz boyu.
E haliyle, ortada bir blokaj olunca, bizim gibi sade vatandaşın ilk aklına gelen şey "Bankam ne yapacak şimdi?" oluyor. Süreci işletmek için öncelikle bankanızla birebir iletişime geçmek şart. Hani o her zaman kaçtığımız çağrı merkezleri var ya, evet, oraya düşüyor ilk işimiz. Çünkü bankalar, MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) mevzuatları ve kendi iç risk politikaları gereği, bu tür şüpheli görülen işlemler karşısında hemen teyakkuza geçiyor, hesabı donduruyor. Onlardan istenen belgeler, işlemin mahiyetini kanıtlayacak dekontlar, para transferinin nedenini açıklayan evraklar... Bunların hepsi detaylıca sunulmalı ki, hesabın üzerindeki bu esrarengiz kilit kalksın, yoksa paranıza dokunamazsınız, tıpkı bir hayalet gibi durur orada.
Peki, bu blokaj mevzusu niye başımıza sarılıyor? Ya sistemde bir açık var, ya da birileri bu anlık transferin hızını kötüye kullanıyor, yani dolandırıcılık dediğimiz illet. Kim bilir, belki farkında olmadan bir dolandırıcılık zincirinin halkası olduk, belki de parayı aldığımız kişi sonra şikayetçi oldu, "yanlış transfer yaptım" diye. İşte o zaman, banka mevzuata uygun hareket edip bloke koyuyor. Bu noktada en önemli şey, paranın kaynağını ve nedenini net bir şekilde açıklayabilmek, ispatlamak. "Şu hesaptan geldi, şu amaçla geldi, bu fatura karşılığıydı" gibi somut delillerle gitmek gerekiyor bankaya. Yoksa o hesap açılmaz, kapısı kilitli kalır, paranız içeride hapsolur, vallahi billahi öyle...
Bu duruma düşenler için birkaç ufak ama can simidi niteliğinde tüyo var aslında. Öncelikle, transferin dekontunu asla kaybetmeyin, dijital ya da fiziksel fark etmez, o belge her şeyiniz. İkincisi, bankanız size süre tanıyacaktır, bu süreyi iyi değerlendirip tüm gerekli evrakı toparlayın. Üçüncüsü, eğer bankanızdan istediğiniz çözümü bulamazsanız, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) ya da Tüketici Hakem Heyeti gibi mercilere başvurmaktan çekinmeyin, hakkınızı arayın. Çünkü bu sadece sizin başınıza gelen bir şey değil, bizim başımıza geliyor, hepimizin potansiyel mağduriyet alanı bu. Yoksa kim bilir, belki de kara para aklama şebekesi gibi bir muamele görürsünüz, halbuki üç kuruş paranızı alıp yollamışsınız... Adaletin tecelli etmesi için çabalamak lazım, öyle hemen pes etmek olmaz.
Sonuç olarak, bu FAST işlemlerinin iptali ve beraberinde gelen hesap blokeleri, dijital bankacılığın hızlı ve kolay yüzünün ardındaki potansiyel riskleri acı bir şekilde gösteriyor bize. Paranızı transfer ederken, alıcının güvenilirliğinden emin olmak, işlemlerin detaylarını dikkatlice kontrol etmek bu noktada hayati önem taşıyor. Çünkü o anlık hız, bir anda hayatınızı yavaşlatan, hatta durduran bir kaosa dönüşebiliyor. Paranın dijital dünyada saniyeler içinde yolculuk etmesi ne kadar hızlıysa, o yolculukta oluşabilecek bir problem de o kadar hızlı bir şekilde başınıza çorap örebiliyor, hesabınızı kilitleyebiliyor, eee ne yapalım yani, dikkatli olacağız... Başka çare yok.
