OrchidRhythm
Kayıtlı Kullanıcı
Öncelikle, uygulamanızın neden askıya alındığını o e-postadan çok iyi anlamanız lazım, hani derler ya, teşhis doğru konulmadan tedaviye başlanmaz... Vallahi, bu süreçte de aynen öyle. Google'ın size yolladığı o bazen teknik, bazen genel duran mesajı, her bir satırını didik didik ederek inceleyin. İhlalin tam olarak ne olduğunu, hangi politikayı çiğnediğinizi netleştirmeden atacağınız her adım, inanın bana, boşa kürek çekmekten öteye geçmeyecektir abi ya.
Politikaları hatmetmeniz şart, hem de defalarca. Yani, "Aa, bunu bilmiyordum" demek pek makul bir savunma olmaz. Google Play Geliştirici Program Politikaları'nı bir avukat edasıyla, virgülüne kadar okuyup sindirin. Askıya alınma nedeninize uyan maddeyi bulun, onun etrafındaki diğer maddeleri de gözden geçirin. Bu, sadece itirazınızı güçlendirmekle kalmaz, gelecekte benzer hataları yapmamanız için de bir rehber olur, vallahi.
Delillerinizi toplayın, hem de ne toplamak! Uygulamanızın askıya alınmadan önceki halini gösteren ekran görüntüleri, varsa sunucu logları, kullanıcı yorumları, hatta yaptığınız düzeltmeleri belgeleyen kod parçaları... Her şey ama her şey işinize yarayabilir. Sanki mahkemede savunma yapacakmış gibi, ne kadar somut veri sunarsanız, Google inceleme ekibinin sizi anlaması o kadar kolaylaşır, düşünün artık.
İtiraz metninizi bir sanat eseri gibi işleyin, net, kısa ve öz olsun. Lafı dolandırmayın, hikaye anlatmaya kalkmayın. Direkt konuya girin, neyi ihlal ettiğinizi anladığınızı, bu konuda ne gibi aksiyonlar aldığınızı ve bir daha böyle bir şeyin yaşanmayacağını maddeler halinde, açıkça ifade edin. Hani, okuyanın anında "Tamamdır, durum bu" diyebileceği bir metin olmalı... Yoksa uzun paragraflar kimsenin okumaya vakti olmaz ki.
Asla saygısız veya agresif bir dil kullanmayın, bu sizin aleyhinize işler. Unutmayın ki karşıdaki de insan, onların da bir işleyişi var. Sürece saygı duyun, hatanızı kabul ediyorsanız edin, özür dilemekten çekinmeyin. Profesyonel bir yaklaşım sergileyin, sanki bir iş görüşmesindeymişsiniz gibi... Bu, sizin niyetinizin samimiyetini gösterir ve belki de pozitif bir etki yaratabilir, kim bilir.
Eğer varsa, hatanızı ve bu hatayı nasıl giderdiğinizi dürüstçe açıklayın. "Evet, burada bir yanlışlık yaptık, kabul ediyorum. Ancak durumu fark ettikten sonra şu şu adımları atarak problemi kökten çözdük." gibi bir yaklaşım, güven tazeleyici olabilir. Gerçekten de düzeltme yaptıysanız, bunu tüm şeffaflığıyla ortaya koyun. Yoksa lafta kalan vaatlerin pek bir kıymeti yok, değil mi?
Düzeltmelerinizi somut bir zaman çizelgesiyle sunun. "Şu tarihte hatayı fark ettik, bu tarihe kadar şu düzeltmeleri yaptık, şu an itibarıyla problem tamamen giderilmiştir" gibi ifadeler, Google ekibinin durum tespiti yapmasını kolaylaştırır. Onlara net bir yol haritası sunun, adeta adımları tek tek işaret edin... Bu kadar net bir anlatım, inandırıcılığınızı artırır.
İtirazınız gönderdikten sonra hemen sonuç beklemeyin, sabırlı olun. Süreç birkaç gün, hatta bazen birkaç hafta sürebilir. Arka arkaya mailler atıp "Ne oldu benim itirazıma?" diye sormak, süreci hızlandırmaktan çok, aksine yavaşlatabilir. Onlara işlerini yapmaları için gerekli zamanı tanıyın, abi ya... Bu bekleme süreci gerginlik yaratabilir ama sakin kalmak en iyisi.
Bazen ilk itirazınız reddedilebilir, bu sizi yıldırmasın. "Tamamdır, bitti benim işim" demeyin hemen. Reddedilme nedenini anlamaya çalışın, belki ilk itirazınızda eksik bir şeyler vardı, veya yeterince ikna edici değildiniz. Yeni bilgilerle, daha güçlü argümanlarla tekrar itiraz etme hakkınız olabilir. Ama bunu yaparken de yine aynı sakin ve profesyonel çizgiyi koruyun, vallahi.
Ve en önemlisi, bu deneyimden ders çıkarın. İster uygulamanız geri gelsin ister gelmesin, bu süreç size Google'ın beklentileri ve politikaları hakkında çok değerli bir bakış açısı sunar. Bir daha böyle bir durumla karşılaşmamak için ne yapmanız gerektiğini öğrenirsiniz. Hani derler ya, her tecrübe bir derstir... İşte bu da sizin için öyle bir ders, yeni başlayacak projelere ışık tutar.
Politikaları hatmetmeniz şart, hem de defalarca. Yani, "Aa, bunu bilmiyordum" demek pek makul bir savunma olmaz. Google Play Geliştirici Program Politikaları'nı bir avukat edasıyla, virgülüne kadar okuyup sindirin. Askıya alınma nedeninize uyan maddeyi bulun, onun etrafındaki diğer maddeleri de gözden geçirin. Bu, sadece itirazınızı güçlendirmekle kalmaz, gelecekte benzer hataları yapmamanız için de bir rehber olur, vallahi.
Delillerinizi toplayın, hem de ne toplamak! Uygulamanızın askıya alınmadan önceki halini gösteren ekran görüntüleri, varsa sunucu logları, kullanıcı yorumları, hatta yaptığınız düzeltmeleri belgeleyen kod parçaları... Her şey ama her şey işinize yarayabilir. Sanki mahkemede savunma yapacakmış gibi, ne kadar somut veri sunarsanız, Google inceleme ekibinin sizi anlaması o kadar kolaylaşır, düşünün artık.
İtiraz metninizi bir sanat eseri gibi işleyin, net, kısa ve öz olsun. Lafı dolandırmayın, hikaye anlatmaya kalkmayın. Direkt konuya girin, neyi ihlal ettiğinizi anladığınızı, bu konuda ne gibi aksiyonlar aldığınızı ve bir daha böyle bir şeyin yaşanmayacağını maddeler halinde, açıkça ifade edin. Hani, okuyanın anında "Tamamdır, durum bu" diyebileceği bir metin olmalı... Yoksa uzun paragraflar kimsenin okumaya vakti olmaz ki.
Asla saygısız veya agresif bir dil kullanmayın, bu sizin aleyhinize işler. Unutmayın ki karşıdaki de insan, onların da bir işleyişi var. Sürece saygı duyun, hatanızı kabul ediyorsanız edin, özür dilemekten çekinmeyin. Profesyonel bir yaklaşım sergileyin, sanki bir iş görüşmesindeymişsiniz gibi... Bu, sizin niyetinizin samimiyetini gösterir ve belki de pozitif bir etki yaratabilir, kim bilir.
Eğer varsa, hatanızı ve bu hatayı nasıl giderdiğinizi dürüstçe açıklayın. "Evet, burada bir yanlışlık yaptık, kabul ediyorum. Ancak durumu fark ettikten sonra şu şu adımları atarak problemi kökten çözdük." gibi bir yaklaşım, güven tazeleyici olabilir. Gerçekten de düzeltme yaptıysanız, bunu tüm şeffaflığıyla ortaya koyun. Yoksa lafta kalan vaatlerin pek bir kıymeti yok, değil mi?
Düzeltmelerinizi somut bir zaman çizelgesiyle sunun. "Şu tarihte hatayı fark ettik, bu tarihe kadar şu düzeltmeleri yaptık, şu an itibarıyla problem tamamen giderilmiştir" gibi ifadeler, Google ekibinin durum tespiti yapmasını kolaylaştırır. Onlara net bir yol haritası sunun, adeta adımları tek tek işaret edin... Bu kadar net bir anlatım, inandırıcılığınızı artırır.
İtirazınız gönderdikten sonra hemen sonuç beklemeyin, sabırlı olun. Süreç birkaç gün, hatta bazen birkaç hafta sürebilir. Arka arkaya mailler atıp "Ne oldu benim itirazıma?" diye sormak, süreci hızlandırmaktan çok, aksine yavaşlatabilir. Onlara işlerini yapmaları için gerekli zamanı tanıyın, abi ya... Bu bekleme süreci gerginlik yaratabilir ama sakin kalmak en iyisi.
Bazen ilk itirazınız reddedilebilir, bu sizi yıldırmasın. "Tamamdır, bitti benim işim" demeyin hemen. Reddedilme nedenini anlamaya çalışın, belki ilk itirazınızda eksik bir şeyler vardı, veya yeterince ikna edici değildiniz. Yeni bilgilerle, daha güçlü argümanlarla tekrar itiraz etme hakkınız olabilir. Ama bunu yaparken de yine aynı sakin ve profesyonel çizgiyi koruyun, vallahi.
Ve en önemlisi, bu deneyimden ders çıkarın. İster uygulamanız geri gelsin ister gelmesin, bu süreç size Google'ın beklentileri ve politikaları hakkında çok değerli bir bakış açısı sunar. Bir daha böyle bir durumla karşılaşmamak için ne yapmanız gerektiğini öğrenirsiniz. Hani derler ya, her tecrübe bir derstir... İşte bu da sizin için öyle bir ders, yeni başlayacak projelere ışık tutar.