Şimdi bir hesaba erişemediğinde, böyle bir "güvenlik kilidi" diye bir şey pat diye karşına çıktığında… vallahi insanın içinden neler geçmiyor ki. Hele bir de üstüne bas bas bağırarak "pasaport onayı gerekli" falan dediler mi, tamam dersin her şey bitti. Ne yani, ben şimdi özel evrağımı mı göndereceğim bu koskoca internete, oldu mu şimdi? Bu nasıl bir iş, demeden edemiyor insan, değil mi?
Yahu haklısın, insan haklı böyle düşünmekte. Başka kimlik yok mu sanki? Ehliyet var, nüfus cüzdanı var… ama yok işte, sistem illaki pasaport istiyor. Bunun da altında basit bir neden yatıyor, abi. Pasaport, uluslararası geçerliliği olan, üzerinde fotoğrafın, doğum tarihin, kimlik numaranın ve hatta imzanın bulunduğu, kabul görmüş en sağlam kimlik belgesi. Diğerleri çoğu zaman bölgesel kalıyor, bir de sahteciliği... neyse, oraya hiç girmeyelim şimdi. Amaç şu: Gerçekten sen misin o hesabın sahibi, bunu yüzde yüz garantilemek.
Şimdi burada bir ikilem var. Bir yanda senin mahremiyetin, bir yanda şirketin ya da servisin hesap güvenliği için duyduğu o takıntılı (!) titizlik. İnsan tabii ister istemez düşünüyor, "Benim pasaportum ne olacak şimdi? Veri tabanında öylece duracak mı, başkalarının eline geçer mi?" gibi... E normal, sonuçta bu senin kimliğin, senin dijital parmak izin bir bakıma. Ama şöyle bir durup düşününce, o kadar da abartmamak lazım galiba. Adamlar da kendi sistemlerini, senin hesabını, milyonlarca başka hesabı dolandırıcılardan korumak için... ne yapsın?
Peki ne yapacağız bu durumda? Mecburen pasaportu çıkarıp fotoğrafını çekeceğiz, değil mi? Ya da tarayacağız. Aman dikkat et yalnız, bunu yaparken sakın ha acele etme. Her tarafı okunaklı olsun, ışıklandırma güzel olsun. Kenarları falan kesilmesin. Bazen oluyor ya, "Pasaportunuzun köşesi net değil," diye geri dönüyor, uğraş dur yeniden. Bir de son kullanma tarihine falan baksana, geçerli mi diye... Boşuna vakit kaybetmeyelim, değil mi?
Gönderdin diyelim, baktın, "Onay bekliyor" yazıyor. Saatler geçiyor, günler geçiyor, tık yok. İnsan delirir yahu! Sonra bir bakmışsın, "Reddedildi" diye bir mail düşmüş. Neden? "Görüntü kalitesi yetersiz." Dedik ya hani, dikkatli ol diye... Bu durumda yapacak bir şey yok, sabırla tekrar dene. Ya da eğer çok sıkıştıysan, doğrudan müşteri hizmetleriyle iletişime geç, canlı canlı konuş birileriyle. Bazen o otomatik sistemler biraz gıcık olabiliyor, insan eli değince işler hızlanıyor.
Ya bu pasaport onayı mevzusu, kimlik doğrulama dediğimiz şey, artık çağımızın bir gerçeği. İster beğenelim ister beğenmeyelim, dijital hayatımızda bu tür "güvenlik kilitleri" ve bunları aşmak için istenen "pasaport onayları" daha da artacak gibi duruyor. Bir yandan can sıkıcı, evet. Ama öte yandan, düşünsene, senin yerine başkası senin hesabına girip de ortalığı karıştırsa... İşte o zaman derdin ki, "Keşke daha sıkı güvenlik önlemleri olsaydı." O yüzden, biraz mecburi istikamet, biraz da aslında kendi iyiliğimize, ne dersin?
Yahu haklısın, insan haklı böyle düşünmekte. Başka kimlik yok mu sanki? Ehliyet var, nüfus cüzdanı var… ama yok işte, sistem illaki pasaport istiyor. Bunun da altında basit bir neden yatıyor, abi. Pasaport, uluslararası geçerliliği olan, üzerinde fotoğrafın, doğum tarihin, kimlik numaranın ve hatta imzanın bulunduğu, kabul görmüş en sağlam kimlik belgesi. Diğerleri çoğu zaman bölgesel kalıyor, bir de sahteciliği... neyse, oraya hiç girmeyelim şimdi. Amaç şu: Gerçekten sen misin o hesabın sahibi, bunu yüzde yüz garantilemek.
Şimdi burada bir ikilem var. Bir yanda senin mahremiyetin, bir yanda şirketin ya da servisin hesap güvenliği için duyduğu o takıntılı (!) titizlik. İnsan tabii ister istemez düşünüyor, "Benim pasaportum ne olacak şimdi? Veri tabanında öylece duracak mı, başkalarının eline geçer mi?" gibi... E normal, sonuçta bu senin kimliğin, senin dijital parmak izin bir bakıma. Ama şöyle bir durup düşününce, o kadar da abartmamak lazım galiba. Adamlar da kendi sistemlerini, senin hesabını, milyonlarca başka hesabı dolandırıcılardan korumak için... ne yapsın?
Peki ne yapacağız bu durumda? Mecburen pasaportu çıkarıp fotoğrafını çekeceğiz, değil mi? Ya da tarayacağız. Aman dikkat et yalnız, bunu yaparken sakın ha acele etme. Her tarafı okunaklı olsun, ışıklandırma güzel olsun. Kenarları falan kesilmesin. Bazen oluyor ya, "Pasaportunuzun köşesi net değil," diye geri dönüyor, uğraş dur yeniden. Bir de son kullanma tarihine falan baksana, geçerli mi diye... Boşuna vakit kaybetmeyelim, değil mi?
Gönderdin diyelim, baktın, "Onay bekliyor" yazıyor. Saatler geçiyor, günler geçiyor, tık yok. İnsan delirir yahu! Sonra bir bakmışsın, "Reddedildi" diye bir mail düşmüş. Neden? "Görüntü kalitesi yetersiz." Dedik ya hani, dikkatli ol diye... Bu durumda yapacak bir şey yok, sabırla tekrar dene. Ya da eğer çok sıkıştıysan, doğrudan müşteri hizmetleriyle iletişime geç, canlı canlı konuş birileriyle. Bazen o otomatik sistemler biraz gıcık olabiliyor, insan eli değince işler hızlanıyor.
Ya bu pasaport onayı mevzusu, kimlik doğrulama dediğimiz şey, artık çağımızın bir gerçeği. İster beğenelim ister beğenmeyelim, dijital hayatımızda bu tür "güvenlik kilitleri" ve bunları aşmak için istenen "pasaport onayları" daha da artacak gibi duruyor. Bir yandan can sıkıcı, evet. Ama öte yandan, düşünsene, senin yerine başkası senin hesabına girip de ortalığı karıştırsa... İşte o zaman derdin ki, "Keşke daha sıkı güvenlik önlemleri olsaydı." O yüzden, biraz mecburi istikamet, biraz da aslında kendi iyiliğimize, ne dersin?