AmberMandolin
Kayıtlı Kullanıcı
Oh be, sonunda haciz kalktı dedin ya, o rahatlama hissi paha biçilmez vallahi. Borç bitti, artık her şey yolunda sanırsın, kafan rahatladı. Ama dur bakalım, o "haciz kalktı" ibaresinin somutlaşması için bir adım daha var işte; o da haciz kaldırma talimatının, yani o hepimizin diline pelesenk olan "Fek Talimatı"nın, ilgili bankaya ulaştırılması. Yani işin özü, bankanın o senin hesabındaki, mal varlığındaki takyidatı kaldırması için resmi bir emir beklemesi gerekiyor, öyle kendi kendine durup dururken "haciz kalktı" demez, diyemez ki zaten. Bu adım bazen gözden kaçıyor, oysa çok ama çok kritik, en az borcu ödemek kadar önemli, emin ol.
Peki, bu Fek Talimatı tam olarak ne oluyor dersen, alacaklının, yani sana haciz koyduran tarafın avukatı ya da bizzat kendisi tarafından icra dairesine hitaben yazılan, "arkadaşlar, bu borç ödendi, artık haczi kaldırabilirsiniz" diyen resmi bir yazı bu. İşte o yazı, bankanın eline geçtiğinde, banka yasal olarak o haczi kaldırmakla yükümlü. Yani bu kağıt, senin üzerindeki o kara bulutun resmi olarak dağılmasını sağlayan bir nevi anahtar. Bu anahtarın doğru adrese, doğru zamanda ve doğru yolla ulaşması da, ne yalan söyleyeyim, çoğu zaman borcun kendisi kadar yorucu bir süreç olabiliyor, insanı geriyor, "acaba ne zaman olur" diye düşünüyorsun sürekli...
Şimdi gelelim o can alıcı soruya: Bu Fek Talimatı bankaya nasıl ulaşır? Geleneksel yöntemler var, modern olanlar var. En bilindik ve hala kullanılanlardan biri, talimatın fiziksel olarak bankanın genel müdürlüğüne ya da ilgili birimine kurye veya posta yoluyla gönderilmesi. Ama biliyorsun, bu biraz zaman alıcı bir süreç; kargo gider, gelir, birileri açar, sisteme girer falan... Bir de e-posta yoluyla gönderim meselesi var ki, bu da çok yaygınlaştı. Alacaklı vekili, yani avukat, kendi resmi e-posta adresinden bankanın hukuki birimine bir e-posta atar, ekine de o fek talimatını taratıp koyar. Ama burada dikkat, sıradan bir e-posta adresi değil, bankanın resmi hukuk veya icra departmanı e-posta adresi olmalı. Yoksa geri döner, ciddiye alınmaz, uğraş dur.
Bir de daha resmi, daha garantili yollar var tabii. Özellikle avukatlar arasında yaygın olan bir yöntem de faks çekmek. Bankaların ilgili departmanlarının faks numaraları oluyor, oraya gönderiyorlar. Ama en sağlıklısı ve artık iyice yerleşeni, UYAP üzerinden işlem yapmak. Avukatlar, UYAP sistemi üzerinden doğrudan bankaların UYAP entegrasyonu olan birimlerine elektronik olarak bu talimatı gönderebiliyorlar. Bu, hem zaman kazandırıyor hem de belgenin resmiyeti ve anında kayda geçmesi açısından çok daha güvenilir. Yani bir nevi dijital imza ile gönderilen, yasal geçerliliği olan bir bildirim bu... Hani "nerede o eski ıslak imzalı evraklar" diyenler bile bu dijitalleşmeye alıştı, alışmak zorunda kaldı diyeyim, çünkü daha hızlı, daha pratik.
Senin bu süreçteki rolün ne peki? Hadi avukat gönderdi diyelim, senin elin armut mu toplayacak? Yok canım, tabii ki öyle değil. Sen de bir takipçi olmalısın, işin peşini bırakmamalısın. Fek talimatının gönderildiğinden emin olduktan sonra, ilgili bankayla iletişime geçip teyit almak senin elinde. "Bana böyle bir talimat ulaştı mı?" diye soracaksın, hatta mümkünse talimatın bir kopyasını alıp bankaya "Bunu gönderdiler, sisteme işlediniz mi?" diye sorabilirsin. Yani bu biraz da senin de aktif olmanı gerektiren bir durum. Beklemek en kötüsü, değil mi? Arada bir dürteceksin, hatırlatacaksın, vallahi billahi öyle...
Şimdi olur da banka yavaş kalırsa, "henüz işlem görmedi" derse ne yapacaksın? İşte burada biraz sabırlı ama bir o kadar da ısrarcı olman gerekiyor. Önce, talimatın hangi tarihte, hangi yolla gönderildiğini netleştireceksin. Sonra bankanın ilgili departmanını arayarak, hatta gerekirse şubeye giderek durumu sorgulayacaksın. Bazen bankalar, yoğunluktan ya da iç prosedürlerden dolayı gecikebiliyor. Eğer çok uzun sürerse ve mağduriyetin devam ederse, bu kez avukatınla tekrar konuşup bankaya resmi bir ihtar çekilmesini bile talep edebilirsin. Yani diyeceğim o ki, pes etmek yok, biraz peşinden koşmak lazım.
Neticede, haciz kaldırma talimatının bankaya ulaşması ve bankanın bu talimatı işleme alması, borç yükünden kurtulmanın son ve en önemli adımı. Bu süreçte biraz bilgi sahibi olmak, neyin nasıl işlediğini bilmek ve en önemlisi takibi elden bırakmamak sana zaman ve gereksiz stres kazandırır. O rahatlama hissinin tadını tam olarak çıkarmak için bu adımı da layıkıyla tamamladığından emin olmalısın. Hadi geçmiş olsun, darısı başka güzelliklere olsun...
Peki, bu Fek Talimatı tam olarak ne oluyor dersen, alacaklının, yani sana haciz koyduran tarafın avukatı ya da bizzat kendisi tarafından icra dairesine hitaben yazılan, "arkadaşlar, bu borç ödendi, artık haczi kaldırabilirsiniz" diyen resmi bir yazı bu. İşte o yazı, bankanın eline geçtiğinde, banka yasal olarak o haczi kaldırmakla yükümlü. Yani bu kağıt, senin üzerindeki o kara bulutun resmi olarak dağılmasını sağlayan bir nevi anahtar. Bu anahtarın doğru adrese, doğru zamanda ve doğru yolla ulaşması da, ne yalan söyleyeyim, çoğu zaman borcun kendisi kadar yorucu bir süreç olabiliyor, insanı geriyor, "acaba ne zaman olur" diye düşünüyorsun sürekli...
Şimdi gelelim o can alıcı soruya: Bu Fek Talimatı bankaya nasıl ulaşır? Geleneksel yöntemler var, modern olanlar var. En bilindik ve hala kullanılanlardan biri, talimatın fiziksel olarak bankanın genel müdürlüğüne ya da ilgili birimine kurye veya posta yoluyla gönderilmesi. Ama biliyorsun, bu biraz zaman alıcı bir süreç; kargo gider, gelir, birileri açar, sisteme girer falan... Bir de e-posta yoluyla gönderim meselesi var ki, bu da çok yaygınlaştı. Alacaklı vekili, yani avukat, kendi resmi e-posta adresinden bankanın hukuki birimine bir e-posta atar, ekine de o fek talimatını taratıp koyar. Ama burada dikkat, sıradan bir e-posta adresi değil, bankanın resmi hukuk veya icra departmanı e-posta adresi olmalı. Yoksa geri döner, ciddiye alınmaz, uğraş dur.
Bir de daha resmi, daha garantili yollar var tabii. Özellikle avukatlar arasında yaygın olan bir yöntem de faks çekmek. Bankaların ilgili departmanlarının faks numaraları oluyor, oraya gönderiyorlar. Ama en sağlıklısı ve artık iyice yerleşeni, UYAP üzerinden işlem yapmak. Avukatlar, UYAP sistemi üzerinden doğrudan bankaların UYAP entegrasyonu olan birimlerine elektronik olarak bu talimatı gönderebiliyorlar. Bu, hem zaman kazandırıyor hem de belgenin resmiyeti ve anında kayda geçmesi açısından çok daha güvenilir. Yani bir nevi dijital imza ile gönderilen, yasal geçerliliği olan bir bildirim bu... Hani "nerede o eski ıslak imzalı evraklar" diyenler bile bu dijitalleşmeye alıştı, alışmak zorunda kaldı diyeyim, çünkü daha hızlı, daha pratik.
Senin bu süreçteki rolün ne peki? Hadi avukat gönderdi diyelim, senin elin armut mu toplayacak? Yok canım, tabii ki öyle değil. Sen de bir takipçi olmalısın, işin peşini bırakmamalısın. Fek talimatının gönderildiğinden emin olduktan sonra, ilgili bankayla iletişime geçip teyit almak senin elinde. "Bana böyle bir talimat ulaştı mı?" diye soracaksın, hatta mümkünse talimatın bir kopyasını alıp bankaya "Bunu gönderdiler, sisteme işlediniz mi?" diye sorabilirsin. Yani bu biraz da senin de aktif olmanı gerektiren bir durum. Beklemek en kötüsü, değil mi? Arada bir dürteceksin, hatırlatacaksın, vallahi billahi öyle...
Şimdi olur da banka yavaş kalırsa, "henüz işlem görmedi" derse ne yapacaksın? İşte burada biraz sabırlı ama bir o kadar da ısrarcı olman gerekiyor. Önce, talimatın hangi tarihte, hangi yolla gönderildiğini netleştireceksin. Sonra bankanın ilgili departmanını arayarak, hatta gerekirse şubeye giderek durumu sorgulayacaksın. Bazen bankalar, yoğunluktan ya da iç prosedürlerden dolayı gecikebiliyor. Eğer çok uzun sürerse ve mağduriyetin devam ederse, bu kez avukatınla tekrar konuşup bankaya resmi bir ihtar çekilmesini bile talep edebilirsin. Yani diyeceğim o ki, pes etmek yok, biraz peşinden koşmak lazım.
Neticede, haciz kaldırma talimatının bankaya ulaşması ve bankanın bu talimatı işleme alması, borç yükünden kurtulmanın son ve en önemli adımı. Bu süreçte biraz bilgi sahibi olmak, neyin nasıl işlediğini bilmek ve en önemlisi takibi elden bırakmamak sana zaman ve gereksiz stres kazandırır. O rahatlama hissinin tadını tam olarak çıkarmak için bu adımı da layıkıyla tamamladığından emin olmalısın. Hadi geçmiş olsun, darısı başka güzelliklere olsun...