CrimsonMandolin
Kayıtlı Kullanıcı
Borç batağına düşmek mi? Gözünü seveyim, bu işin şakası yok. Önce bir aynaya bak, "Ben ne yapıyorum?" diye sor kendine. Kimse seni zorla borçlandırmadı, değil mi?
Vallahi bak, bu işler öyle "oluruna bırakırım" demekle olmuyor. Haciz dediğin kapıyı çaldı mı, geçmiş olsun. Öncesinde tedbir almak lazım, sonradan feryat figan etmenin anlamı yok.
Bir kere, borcun altına girerken iki kere düşüneceksin. Gerekli mi, gerçekten ödenebilir mi bu? "Aman canım, öderiz bir şekilde" dersen, işte o "bir şekilde" sana pahalıya patlar.
Kredi kartı mı çektin, kredi mi kullandın... Sürekli ödemelerini takip et. Bir gün bile aksatma. Faiz canavarı seni bir yutar, pir yutar, çıkamazsın işin içinden. Abi, ne bekliyorsun ki?
Bak şimdi, eğer işler sarpa sarmaya başladıysa, sakın kafanı kuma gömme. Bankayı, alacaklıyı ara. Konuş. Erken konuşursan, belki bir yol bulunur, yapılandırma falan... Suskun kalırsan, onlar da seni unutmaz, merak etme.
İcra takibi mi başladı? İşte burada panik yok. Hemen bir avukatla konuş. Kendi kendine çözmeye çalışma. Hukuk denilen şey öyle basit bir alan değil, bilmediğin yerden gol yersin... Sonra "ben bunu bilmiyordum" demenin faydası olmaz.
Mallarını kaçırmaya falan kalkma ha. O işler öyle kolay değil. Kanunlarımız sağ olsun, bu tür "danışıklı dövüşleri" affetmez. Hatta daha büyük belalara sokarsın kendini, vallahi billahi.
Ev, araba, maaş... Neyin haczedilip neyin haczedilemeyeceği belli. Onu da öğren. Her şey haczedilecek diye bir kural yok. Borçlunun da bazı hakları var, abi. Ama bunları bilmek sana düşer.
Maaşına haciz mi geldi? Merak etme, tamamı kesilmez. Yasal sınırlar var. Dörtte biri falan... Geriye kalanla idare etmek zorundasın. İşte bu yüzden, borçlanmadan önce iyi düşünmek şart.
Eşine dostuna borçlanırken de dikkat et. Yazılı belge al. Yarın bir gün o da alacaklı olur, sonra dostluklar falan kalmaz... En yakınındakini bile kaybetmene neden olabilir. Ne gerek var?
Kefil olmak mı? Aman diyeyim, iki kere düşün. Kefil olduğun kişinin borcunu sen ödeyecekmiş gibi kabul et. Çünkü ödemezse, işte o yük senin omuzlarına biner. Sonra dizini dövme.
Boşanma durumları mı var? Mal paylaşımı, borçlar... Hepsini baştan doğru düzgün hallet. Sonradan bir tarafın borcu diğerine kalmasın. Bu da ayrı bir kaos nedeni, biliyor musun?
Kendi işini mi yapıyorsun? Şirket borçlarıyla kişisel borçları iyi ayır. Limited mi, şahıs mı... Hukuki yapını iyi anla. Yoksa şirketin battığında, sen de batarsın. İşin şakası yok.
Nakit akışını iyi yönet. Gelirin giderini karşılamıyorsa, borçlanma sarmalına düşmek an meselesi. Bütçe yap, neyin nereye gittiğini gör. Bu işin ABC'si bu, abi.
Sahte danışmanlara, "sizi borçtan kurtarırız" diyen dolandırıcılara sakın ola prim verme. Paranızı alıp buharlaşırlar. Güvenilir, lisanslı avukatlara, mali müşavirlere başvur. Gerçekten profesyonel yardım iste.
Hayatta her şey olabilir, anlıyorum. Ama sorunları ertelemek, çözmek değil, daha da büyütür. Yüzleş, adım at. Küçük adımlar bile büyük fark yaratır. Ne yapacaksın başka?
Haciz korkusuyla yaşamak yerine, o korkuyu bir motivasyona çevir. Borçlarını yönetmeyi öğren. Geleceğini sağlam temeller üzerine kur. Bu senin hayatın, senin sorumluluğun... Başkasının değil.
Son olarak, her ne olursa olsun, umudunu kaybetme. Çıkış yolu her zaman vardır, yeter ki pes etme ve doğru adımları at. Unutma, en büyük güç, bilgi ve iradedir. Sen de bu güce sahipsin...
Vallahi bak, bu işler öyle "oluruna bırakırım" demekle olmuyor. Haciz dediğin kapıyı çaldı mı, geçmiş olsun. Öncesinde tedbir almak lazım, sonradan feryat figan etmenin anlamı yok.
Bir kere, borcun altına girerken iki kere düşüneceksin. Gerekli mi, gerçekten ödenebilir mi bu? "Aman canım, öderiz bir şekilde" dersen, işte o "bir şekilde" sana pahalıya patlar.
Kredi kartı mı çektin, kredi mi kullandın... Sürekli ödemelerini takip et. Bir gün bile aksatma. Faiz canavarı seni bir yutar, pir yutar, çıkamazsın işin içinden. Abi, ne bekliyorsun ki?
Bak şimdi, eğer işler sarpa sarmaya başladıysa, sakın kafanı kuma gömme. Bankayı, alacaklıyı ara. Konuş. Erken konuşursan, belki bir yol bulunur, yapılandırma falan... Suskun kalırsan, onlar da seni unutmaz, merak etme.
İcra takibi mi başladı? İşte burada panik yok. Hemen bir avukatla konuş. Kendi kendine çözmeye çalışma. Hukuk denilen şey öyle basit bir alan değil, bilmediğin yerden gol yersin... Sonra "ben bunu bilmiyordum" demenin faydası olmaz.
Mallarını kaçırmaya falan kalkma ha. O işler öyle kolay değil. Kanunlarımız sağ olsun, bu tür "danışıklı dövüşleri" affetmez. Hatta daha büyük belalara sokarsın kendini, vallahi billahi.
Ev, araba, maaş... Neyin haczedilip neyin haczedilemeyeceği belli. Onu da öğren. Her şey haczedilecek diye bir kural yok. Borçlunun da bazı hakları var, abi. Ama bunları bilmek sana düşer.
Maaşına haciz mi geldi? Merak etme, tamamı kesilmez. Yasal sınırlar var. Dörtte biri falan... Geriye kalanla idare etmek zorundasın. İşte bu yüzden, borçlanmadan önce iyi düşünmek şart.
Eşine dostuna borçlanırken de dikkat et. Yazılı belge al. Yarın bir gün o da alacaklı olur, sonra dostluklar falan kalmaz... En yakınındakini bile kaybetmene neden olabilir. Ne gerek var?
Kefil olmak mı? Aman diyeyim, iki kere düşün. Kefil olduğun kişinin borcunu sen ödeyecekmiş gibi kabul et. Çünkü ödemezse, işte o yük senin omuzlarına biner. Sonra dizini dövme.
Boşanma durumları mı var? Mal paylaşımı, borçlar... Hepsini baştan doğru düzgün hallet. Sonradan bir tarafın borcu diğerine kalmasın. Bu da ayrı bir kaos nedeni, biliyor musun?
Kendi işini mi yapıyorsun? Şirket borçlarıyla kişisel borçları iyi ayır. Limited mi, şahıs mı... Hukuki yapını iyi anla. Yoksa şirketin battığında, sen de batarsın. İşin şakası yok.
Nakit akışını iyi yönet. Gelirin giderini karşılamıyorsa, borçlanma sarmalına düşmek an meselesi. Bütçe yap, neyin nereye gittiğini gör. Bu işin ABC'si bu, abi.
Sahte danışmanlara, "sizi borçtan kurtarırız" diyen dolandırıcılara sakın ola prim verme. Paranızı alıp buharlaşırlar. Güvenilir, lisanslı avukatlara, mali müşavirlere başvur. Gerçekten profesyonel yardım iste.
Hayatta her şey olabilir, anlıyorum. Ama sorunları ertelemek, çözmek değil, daha da büyütür. Yüzleş, adım at. Küçük adımlar bile büyük fark yaratır. Ne yapacaksın başka?
Haciz korkusuyla yaşamak yerine, o korkuyu bir motivasyona çevir. Borçlarını yönetmeyi öğren. Geleceğini sağlam temeller üzerine kur. Bu senin hayatın, senin sorumluluğun... Başkasının değil.
Son olarak, her ne olursa olsun, umudunu kaybetme. Çıkış yolu her zaman vardır, yeter ki pes etme ve doğru adımları at. Unutma, en büyük güç, bilgi ve iradedir. Sen de bu güce sahipsin...
