**Bilgi Kutusu**
Hangi saatlerde mi bloke koyulur bir hesaba, kredi kartına? Vallahi billahi, sorma gitsin. Çoğu zaman, tam da en beklenmedik, en kritik anda, öyle bir perşembe akşamı, hatta cumartesi gecesi... Sanki sistemin ruhu var da seni zor durumda bırakmak için özel bir zamanlama seçmiş gibi hissediyorsun. Hani derler ya, "olacaksa olur," işte o hesap.
Şimdi gelelim o "bilimsel" kısma, ama öyle laboratuvar falan değil tabii, hayatın acı gerçekleri diyelim. Fraud (dolandırıcılık) tespit algoritmaları var biliyorsun, değil mi? Bunlar yedi yirmi dört işliyor abi. Yapay zeka mıdır, makine öğrenmesi midir, adı neyse... Senin hesapta bir anormallik sezdiği an, mesela gece üçte Amerika'dan yapılmış bir işlem, ya da birden fazla küçük tutarlı çekim denemesi... İşte o saniye, sistem kırmızı bayrağı çekiyor ve anında, yani saniyenin binde birinde o bloke kararı alınıyor. İnsan bir afallıyor tabii, uyku sersemi...
Eğer mesele bir mahkeme kararı, bir icra takibi ya da yasal bir süreçse, orada işler biraz daha resmi saatlere kayabiliyor. Sabah mesai başlar, ilgili birim evrakları inceler, "tamamdır bu" der ve sisteme girilir. Ama dikkat et, girildiği anda, yani o memur o tuşa bastığı anda... Bitti, o hesap bloke. Saat fark etmiyor aslında teknik olarak, ancak o insan faktörünün mesai saatleri içinde olması, bu tür blokelerin genellikle gündüz vakitlerine denk gelmesine neden oluyor. Hani "bankalar kapandı şimdi yapamazlar" diye bir rahatlık var ya, işte o bazen tam da o anda buharlaşabiliyor.
Peki ya senin kendi talebinle, yani kayıp-çalıntı bildirimiyle bloke ettirme? İşte orada durum tamamen sana bağlı. Kartın çalındığını fark ettiğin an, gece ikide de olsa, sabah yedide de olsa, hemen bankanın çağrı merkezini arıyorsun, anında işleme alınıyor. "Bu benim kartım değil, kapatın!" dediğin anda... Sistem kitleniyor. Çünkü orada öncelik, olası bir zararın önüne geçmek. Orada saat, mekân, hatta dünyanın neresinde olduğun bile fark etmiyor, güvenlik önceliği...
Bir de şu var ki, bankaların belirli "batch processing" dedikleri, yani toplu işlem zamanları oluyor. Genelde gece yarısı veya sabaha karşı, sistemler güncellenirken, yeni talimatlar işlenirken... Kredi kartı borcunun son ödeme tarihini kaçırmışsındır, borç bakiyesi eksiye düşmüştür... İşte bu toplu işlem saatlerinde, genelde otomatik olarak hesapların "bekleyen blokeler" listesi taranır ve ilgili bloke devreye sokulur. Yani senin haberin olmadan, sen mışıl mışıl uyurken, sistem tıkır tıkır işini halletmiş oluyor, sabah bir uyanıyorsun, şok!
Aynı zamanda, şüpheli işlem tespiti için kullanılan algoritmalar sürekli evriliyor, güncelleniyor, yeni senaryolar ekleniyor. Yani bugün seni yakalayamayan bir hareket, yarın bambaşka bir tanımla, anında bir alarm tetikleyebilir. Bu durum, blokelerin sadece "belirli saatlerde" değil, "herhangi bir an" olabileceği gerçeğini güçlendiriyor. İnsan da ister istemez paranoyaklaşıyor, her işlemden sonra "acaba?" diye düşünmeden edemiyor, vallahi billahi.
Bazen de manuel incelemeye takılan, yani algoritmanın "ben buna karar veremedim, bir de insan gözü görsün" dediği durumlar oluyor. İşte o zaman bankanın içindeki fraud departmanı veya ilgili güvenlik birimi devreye giriyor. E onlar da mesai saatleri içinde çalışıyor haliyle. Genelde sabah 9, akşam 5... Ama bir bakmışsın, kritik bir durum vardır, bir yönetici inisiyatif alır, "bu işlem şüpheli, hemen dondurun" der... O zaman, o saniye yine bloke. Yani bir bakıma, tamamen kontrol dışı bir olaylar zinciriyle karşı karşıyasın, abi.
Kısacası, hangi saatlerde bloke koyulur sorusunun cevabı biraz da "sistem ne zaman uygun görürse, ya da durum ne zaman gerektirirse" gibi bir yere çıkıyor. Gece mi gündüz mü, hafta içi mi hafta sonu mu... Çok da fark etmiyor aslında. Önemli olan o tetikleyici unsurun ne zaman ortaya çıktığı. Bir de işte, o içten içe hissettiğin çaresizlik hissi var ya, o bloke mesajını gördüğün an... İşte o paha biçilmez. Yoksa bankaların saatlerine bakma, onlar seni beklemezler, emin ol. Yeter ki sebep çıksın... Gerisi hikaye.
Hangi saatlerde mi bloke koyulur bir hesaba, kredi kartına? Vallahi billahi, sorma gitsin. Çoğu zaman, tam da en beklenmedik, en kritik anda, öyle bir perşembe akşamı, hatta cumartesi gecesi... Sanki sistemin ruhu var da seni zor durumda bırakmak için özel bir zamanlama seçmiş gibi hissediyorsun. Hani derler ya, "olacaksa olur," işte o hesap.
Şimdi gelelim o "bilimsel" kısma, ama öyle laboratuvar falan değil tabii, hayatın acı gerçekleri diyelim. Fraud (dolandırıcılık) tespit algoritmaları var biliyorsun, değil mi? Bunlar yedi yirmi dört işliyor abi. Yapay zeka mıdır, makine öğrenmesi midir, adı neyse... Senin hesapta bir anormallik sezdiği an, mesela gece üçte Amerika'dan yapılmış bir işlem, ya da birden fazla küçük tutarlı çekim denemesi... İşte o saniye, sistem kırmızı bayrağı çekiyor ve anında, yani saniyenin binde birinde o bloke kararı alınıyor. İnsan bir afallıyor tabii, uyku sersemi...
Eğer mesele bir mahkeme kararı, bir icra takibi ya da yasal bir süreçse, orada işler biraz daha resmi saatlere kayabiliyor. Sabah mesai başlar, ilgili birim evrakları inceler, "tamamdır bu" der ve sisteme girilir. Ama dikkat et, girildiği anda, yani o memur o tuşa bastığı anda... Bitti, o hesap bloke. Saat fark etmiyor aslında teknik olarak, ancak o insan faktörünün mesai saatleri içinde olması, bu tür blokelerin genellikle gündüz vakitlerine denk gelmesine neden oluyor. Hani "bankalar kapandı şimdi yapamazlar" diye bir rahatlık var ya, işte o bazen tam da o anda buharlaşabiliyor.
Peki ya senin kendi talebinle, yani kayıp-çalıntı bildirimiyle bloke ettirme? İşte orada durum tamamen sana bağlı. Kartın çalındığını fark ettiğin an, gece ikide de olsa, sabah yedide de olsa, hemen bankanın çağrı merkezini arıyorsun, anında işleme alınıyor. "Bu benim kartım değil, kapatın!" dediğin anda... Sistem kitleniyor. Çünkü orada öncelik, olası bir zararın önüne geçmek. Orada saat, mekân, hatta dünyanın neresinde olduğun bile fark etmiyor, güvenlik önceliği...
Bir de şu var ki, bankaların belirli "batch processing" dedikleri, yani toplu işlem zamanları oluyor. Genelde gece yarısı veya sabaha karşı, sistemler güncellenirken, yeni talimatlar işlenirken... Kredi kartı borcunun son ödeme tarihini kaçırmışsındır, borç bakiyesi eksiye düşmüştür... İşte bu toplu işlem saatlerinde, genelde otomatik olarak hesapların "bekleyen blokeler" listesi taranır ve ilgili bloke devreye sokulur. Yani senin haberin olmadan, sen mışıl mışıl uyurken, sistem tıkır tıkır işini halletmiş oluyor, sabah bir uyanıyorsun, şok!
Aynı zamanda, şüpheli işlem tespiti için kullanılan algoritmalar sürekli evriliyor, güncelleniyor, yeni senaryolar ekleniyor. Yani bugün seni yakalayamayan bir hareket, yarın bambaşka bir tanımla, anında bir alarm tetikleyebilir. Bu durum, blokelerin sadece "belirli saatlerde" değil, "herhangi bir an" olabileceği gerçeğini güçlendiriyor. İnsan da ister istemez paranoyaklaşıyor, her işlemden sonra "acaba?" diye düşünmeden edemiyor, vallahi billahi.
Bazen de manuel incelemeye takılan, yani algoritmanın "ben buna karar veremedim, bir de insan gözü görsün" dediği durumlar oluyor. İşte o zaman bankanın içindeki fraud departmanı veya ilgili güvenlik birimi devreye giriyor. E onlar da mesai saatleri içinde çalışıyor haliyle. Genelde sabah 9, akşam 5... Ama bir bakmışsın, kritik bir durum vardır, bir yönetici inisiyatif alır, "bu işlem şüpheli, hemen dondurun" der... O zaman, o saniye yine bloke. Yani bir bakıma, tamamen kontrol dışı bir olaylar zinciriyle karşı karşıyasın, abi.
Kısacası, hangi saatlerde bloke koyulur sorusunun cevabı biraz da "sistem ne zaman uygun görürse, ya da durum ne zaman gerektirirse" gibi bir yere çıkıyor. Gece mi gündüz mü, hafta içi mi hafta sonu mu... Çok da fark etmiyor aslında. Önemli olan o tetikleyici unsurun ne zaman ortaya çıktığı. Bir de işte, o içten içe hissettiğin çaresizlik hissi var ya, o bloke mesajını gördüğün an... İşte o paha biçilmez. Yoksa bankaların saatlerine bakma, onlar seni beklemezler, emin ol. Yeter ki sebep çıksın... Gerisi hikaye.