CoralBrocade
Kayıtlı Kullanıcı
Başım belaya girdi demeyeyim de, kendim soktum desem daha doğru vallahi. Geçenlerde oldu bu olay, sorma gitsin. Telefonum yoktu bir yerde, baktım yok, dedim eyvah, kesin çaldırdım ya da düşürdüm... Bir panik, bir stres...
Hemen gittim karakola, hani o anki telaşla ne yapacağımı bilemedim. Dedim, "Telefonum kayboldu, çalındı herhalde..." Kayıp tutanağı tutturdum, IMEI numarasını verdim falan. Bloke ettirdim telefonu, ne olur ne olmaz diye. İçim rahatladı mı, rahatladı.
Eve geldim, yorgun argın, çantamı koltuğa attım. Bir de ne göreyim? Benim kayıp diye bildirdiğim telefon, çantamın en dibinde, köşeye sıkışmış... Gözlerime inanamadım abi ya. Şoka girdim resmen.
Şimdi ne olacak? Telefonu bloke ettirdim ben, yanlışlıkla hem de! Kendi elimle kendi telefonumu kullanılamaz hale getirdim resmen. Hattım da bloke oldu büyük ihtimalle, arama yapamıyorum, aranamıyorum... Başladım kendi kendime söylenmeye, "Ne yaptın sen şimdi..."
İlk aklıma gelen, yine karakol oldu. Koştum gittim, durumu anlattım. Polis abiler baktılar yüzüme, "Hatalı bildirim mi yaptınız?" dediler gülerek. E yani, öyle oldu biraz... İnsanlık hali işte.
Dediler ki, bu tip durumlarda öncelikle kayıp bildirimini iptal ettirmen gerekiyor. Yani, "Bulundu" diye bir tutanak daha tutulması lazım. İlk tutanak neyse, onun tersi bir işlem.
Bunun için yanımda ne getirdim? Telefonun faturası, kutusu, hatta o ilk tutanağın bir kopyası varsa onu da alın dediler. Faturayı bulmak başlı başına bir dert oldu, vallahi billahi nereye koyduğumu unutmuşum...
Neyse ki faturayı buldum bir şekilde, o eski telefon kutusunun içinden çıktı. O belgelerle tekrar karakola. Durumu tekrar anlattım, "Telefonum bulundu," dedim. Onlar da bana bir belge verdiler, "Kayıp bildirimi iptal yazısı" gibi bir şeydi bu.
O yazıya ek olarak, bir de dilekçe yazdım. Hani durumu izah eden, "Yanlışlıkla bildirim yaptım, telefonum bulundu, blokesinin kaldırılmasını arz ederim" tadında basit bir metin. Bunların hepsini teslim ettim.
Karakoldaki arkadaşlar sağ olsun, ilgilendiler. "Biz bunu sisteme düşeceğiz," dediler. "BTK'ya otomatik olarak gidecek bu bilgi. Birkaç gün içinde blokeniz kalkar." Oh be dedim içimden, dünya varmış.
Gerçekten de öyle oldu. Yaklaşık iki-üç gün içinde telefonumdaki blokaj kalktı. Hattım tekrar açıldı, aramalarım gelmeye başladı. Resmen kuş gibi hafifledim ya. Kendi kendime çektirdiğim çile bitti.
Yani demem o ki, başınıza böyle bir şey gelirse panik yapmayın. Direkt ilk gittiğiniz yer, o kayıp bildirimini yaptığınız yer olsun. Genelde karakol oluyor zaten. Yanınızda telefonun faturasını, IMEI numarasını falan bulundurun. Çok işinize yarayacak, vallahi billahi.
İşlemler düşündüğümden daha kolay halledildi aslında. Hani o anki telaşla insan ne yapacağını şaşırıyor ya... O yüzden sakin kalmak çok önemli. Blokenin kalkması biraz zaman alıyor sadece, o da beklemeye değer.
Hemen gittim karakola, hani o anki telaşla ne yapacağımı bilemedim. Dedim, "Telefonum kayboldu, çalındı herhalde..." Kayıp tutanağı tutturdum, IMEI numarasını verdim falan. Bloke ettirdim telefonu, ne olur ne olmaz diye. İçim rahatladı mı, rahatladı.
Eve geldim, yorgun argın, çantamı koltuğa attım. Bir de ne göreyim? Benim kayıp diye bildirdiğim telefon, çantamın en dibinde, köşeye sıkışmış... Gözlerime inanamadım abi ya. Şoka girdim resmen.
Şimdi ne olacak? Telefonu bloke ettirdim ben, yanlışlıkla hem de! Kendi elimle kendi telefonumu kullanılamaz hale getirdim resmen. Hattım da bloke oldu büyük ihtimalle, arama yapamıyorum, aranamıyorum... Başladım kendi kendime söylenmeye, "Ne yaptın sen şimdi..."
İlk aklıma gelen, yine karakol oldu. Koştum gittim, durumu anlattım. Polis abiler baktılar yüzüme, "Hatalı bildirim mi yaptınız?" dediler gülerek. E yani, öyle oldu biraz... İnsanlık hali işte.
Dediler ki, bu tip durumlarda öncelikle kayıp bildirimini iptal ettirmen gerekiyor. Yani, "Bulundu" diye bir tutanak daha tutulması lazım. İlk tutanak neyse, onun tersi bir işlem.
Bunun için yanımda ne getirdim? Telefonun faturası, kutusu, hatta o ilk tutanağın bir kopyası varsa onu da alın dediler. Faturayı bulmak başlı başına bir dert oldu, vallahi billahi nereye koyduğumu unutmuşum...
Neyse ki faturayı buldum bir şekilde, o eski telefon kutusunun içinden çıktı. O belgelerle tekrar karakola. Durumu tekrar anlattım, "Telefonum bulundu," dedim. Onlar da bana bir belge verdiler, "Kayıp bildirimi iptal yazısı" gibi bir şeydi bu.
O yazıya ek olarak, bir de dilekçe yazdım. Hani durumu izah eden, "Yanlışlıkla bildirim yaptım, telefonum bulundu, blokesinin kaldırılmasını arz ederim" tadında basit bir metin. Bunların hepsini teslim ettim.
Karakoldaki arkadaşlar sağ olsun, ilgilendiler. "Biz bunu sisteme düşeceğiz," dediler. "BTK'ya otomatik olarak gidecek bu bilgi. Birkaç gün içinde blokeniz kalkar." Oh be dedim içimden, dünya varmış.
Gerçekten de öyle oldu. Yaklaşık iki-üç gün içinde telefonumdaki blokaj kalktı. Hattım tekrar açıldı, aramalarım gelmeye başladı. Resmen kuş gibi hafifledim ya. Kendi kendime çektirdiğim çile bitti.
Yani demem o ki, başınıza böyle bir şey gelirse panik yapmayın. Direkt ilk gittiğiniz yer, o kayıp bildirimini yaptığınız yer olsun. Genelde karakol oluyor zaten. Yanınızda telefonun faturasını, IMEI numarasını falan bulundurun. Çok işinize yarayacak, vallahi billahi.
İşlemler düşündüğümden daha kolay halledildi aslında. Hani o anki telaşla insan ne yapacağını şaşırıyor ya... O yüzden sakin kalmak çok önemli. Blokenin kalkması biraz zaman alıyor sadece, o da beklemeye değer.