Hani o bildiğimiz… sabah bir uyanırsın, her şey günlük rutininde devam ediyor sanırsın ama telefonuna gelen bir bildirim ya da ATM’den para çekememe durumuyla anlarsın ki işler sarpa sarmış. Veya bir ödeme yapmaya çalışırsın online, hop, ödeme reddedildi... İlk başta insan neye uğradığını şaşırıyor, değil mi? O an sanki bir soğuk duş etkisi yapar, beynin tüm çarkları durur, ‘Ne oluyor yahu?’ diye kalırsın öylece. Hesabına gelen bir bloke, hele de hiç beklemediğin anda, insanı gerçekten sarsar. Ne borcum vardı, kime, ne kadardı... Aklında bin bir soru belirir, ama hiçbirinin cevabı yoktur elinde, o anki belirsizlik insanın içini kemirir vallahi.
Bankayı ararsın hemen, o anki telaşla. “Hesabıma neden bloke kondu?” diye sorarsın, karşıdaki görevli ise sana sadece “Şu şu icra dairesinden, şu dosya numarasıyla bir bloke talimatı geldi” der, ama detaya inemez. Yani borcun ne olduğuna dair en ufak bir ipucu bile vermezler, bu durum insanı çıldırtır vallahi. Bankanın sana verebileceği bilgi bu kadarla sınırlıdır, çünkü onlar sadece bir aracı kurum. Gelen talimatı uygulamakla yükümlüler, o borcun içeriğiyle ilgili bilgi sahibi değiller, olmaları da zaten mümkün değil. Bu noktada çoğu kişi eli kolu bağlı kalır, ne yapacağını bilemez, nereye gideceğini şaşırır...
Sen de başlarsın bir düşünmeye, “Acaba ne borcum vardı ki benim?” diye… Kredi kartı borcu mu, fatura mıydı, birine kefil mi olmuştum, yoksa çoktan unuttuğum o ufak tefek şeylerden mi biriydi? Kafanda bin bir senaryo döner durur, bazen hiç aklına gelmeyen şeyler bile belirir... Hani o “Hiçbir borcum yok” dediğin anlar vardır ya, işte o anlar tuz buz olur birden. O belirsizlik anı, tahmin etme çabaların... Aslında en yorucu kısmı da burası, çünkü somut bir veri yok elinde, sadece ihtimallerle boğuşuyorsun ve bu durum psikolojik olarak da insanı yıpratır.
İşte tam da bu noktada, o iç sesin sana “e-Devlet’e baksana bir” der. Hani o her derde deva, devletle olan tüm işlerimizi hallettiğimiz o portal var ya… Oradan girip bakmak, gerçekten neyin ne olduğunu anlamanın en kestirme yolu. Çünkü banka sana detay veremese de, e-Devlet o karanlık perdeyi aralar senin için, tüm gerçekleri ortaya serer. Gecenin bir yarısı bile olsa, hemen bilgisayarın başına geçip kimlik doğrulamanı yapıp o sisteme girmek, o anki çaresizliğini biraz olsun hafifletir, çünkü artık bir ışık görmüşsündür o tünelin ucunda.
Girdin diyelim e-Devlet’e, peki nereye bakacaksın? Orada bir arama çubuğu var ya, oraya “icra” yazsan yeterli çoğu zaman. Veya “Adıma Açılan Dava/İcra Dosyası Sorgulama” diye bir bölüm var, onu bulacaksın. Tıkladığında, işte o an her şey gözünün önüne serilir. Belki de yıllar öncesinden kalma bir telefon faturası, belki bir trafik cezası, kim bilir belki de hiç haberinin olmadığı bir vergi borcu... Bazen insan geçmişten gelen bu tür sürprizlerle karşılaşır, minik bir miktar olup da zamanla büyüyen, faizle katlanmış bir borç yumağı...
Ve işte o an anlarsın ki, hesabına gelen bloke, düşündüğün o büyük kredi borcu ya da son dönemin faturası değilmiş. Çok daha alakasız, hatta belki de unuttuğun küçücük bir şeymiş. Şaşırırsın, sinirlenirsin de... “Yahu bunun için miydi onca telaş?” dersin kendi kendine. Ama bir yandan da rahatlarsın, çünkü en azından sebebi öğrendin, o belirsizlik hali bitti… Artık karşında somut bir gerçek var, adresi belli, miktarı belli. Bu keşif anı, hem bir miktar hayal kırıklığı yaratır hem de bir o kadar rahatlatır seni, çünkü artık neyle uğraşacağını biliyorsun.
Peki şimdi ne yapacaksın? e-Devlet’te gördüğün o icra dosyasının detaylarında, hangi icra dairesinden geldiği, alacaklının kim olduğu yazar. İşte o alacaklıyla ya da onun avukatıyla iletişime geçmek gerekiyor. Bazen bu, bir telekomünikasyon şirketi olur, bazen bir kamu kurumu... Onlarla konuşup borcun detaylarını öğrenmek, ödeme seçeneklerini sormak, belki taksitlendirme yapmak… Hepsi bu aşamada belli olur. Sakin kalmak, durumu objektif bir şekilde değerlendirmek ve çözüm odaklı yaklaşmak, bu sürecin en kritik noktasıdır, unutma.
Borcu ödedikten sonra da iş bitmiyor hemen, bunu sakın unutma. Ödemeyi yaptığının belgesini alıp, ilgili icra dairesine veya alacaklı avukata iletmen gerekebilir. Onlar da blokeyi kaldırmak için ilgili bankana talimat gönderirler. Bu süreç biraz zaman alabilir, aman diyeyim sabırlı ol… Yani bir anda hesabındaki para özgürlüğüne kavuşmuyor maalesef. Bankaların iç süreçleri ve icra dairelerinin yoğunluğu göz önüne alındığında, birkaç iş günü hatta bazen bir hafta kadar sürebilir bu kaldırma işlemi. Takipçi olmakta fayda var, yoksa uzar da uzar bu iş.
Vallahi billahi, insan bu tür bir durumu yaşayınca anlıyor ki, düzenli olarak e-Devlet’ten bu tür sorgulamaları yapmak şartmış. Hani “ne olur ne olmaz” derler ya… Ayda bir, iki ayda bir girip “Adıma Açılan Dava/İcra Dosyası Sorgulama” kısmına bakmak, böyle sürprizlerle karşılaşmanın önüne geçer. Minik bir tedbir, kocaman bir baş ağrısını önler, abi ya. Kendi kendini kontrol etmek, en güzeli… Böylece hem banka hesabının güvende olduğunu bilirsin, hem de yıllar sonra karşına çıkacak sürpriz borçlarla uğraşmak zorunda kalmazsın. Bir nevi dijital sağlık kontrolü gibi düşün, kendi finansal sağlığını korumak adına atılacak en basit adımdır bu.
Bankayı ararsın hemen, o anki telaşla. “Hesabıma neden bloke kondu?” diye sorarsın, karşıdaki görevli ise sana sadece “Şu şu icra dairesinden, şu dosya numarasıyla bir bloke talimatı geldi” der, ama detaya inemez. Yani borcun ne olduğuna dair en ufak bir ipucu bile vermezler, bu durum insanı çıldırtır vallahi. Bankanın sana verebileceği bilgi bu kadarla sınırlıdır, çünkü onlar sadece bir aracı kurum. Gelen talimatı uygulamakla yükümlüler, o borcun içeriğiyle ilgili bilgi sahibi değiller, olmaları da zaten mümkün değil. Bu noktada çoğu kişi eli kolu bağlı kalır, ne yapacağını bilemez, nereye gideceğini şaşırır...
Sen de başlarsın bir düşünmeye, “Acaba ne borcum vardı ki benim?” diye… Kredi kartı borcu mu, fatura mıydı, birine kefil mi olmuştum, yoksa çoktan unuttuğum o ufak tefek şeylerden mi biriydi? Kafanda bin bir senaryo döner durur, bazen hiç aklına gelmeyen şeyler bile belirir... Hani o “Hiçbir borcum yok” dediğin anlar vardır ya, işte o anlar tuz buz olur birden. O belirsizlik anı, tahmin etme çabaların... Aslında en yorucu kısmı da burası, çünkü somut bir veri yok elinde, sadece ihtimallerle boğuşuyorsun ve bu durum psikolojik olarak da insanı yıpratır.
İşte tam da bu noktada, o iç sesin sana “e-Devlet’e baksana bir” der. Hani o her derde deva, devletle olan tüm işlerimizi hallettiğimiz o portal var ya… Oradan girip bakmak, gerçekten neyin ne olduğunu anlamanın en kestirme yolu. Çünkü banka sana detay veremese de, e-Devlet o karanlık perdeyi aralar senin için, tüm gerçekleri ortaya serer. Gecenin bir yarısı bile olsa, hemen bilgisayarın başına geçip kimlik doğrulamanı yapıp o sisteme girmek, o anki çaresizliğini biraz olsun hafifletir, çünkü artık bir ışık görmüşsündür o tünelin ucunda.
Girdin diyelim e-Devlet’e, peki nereye bakacaksın? Orada bir arama çubuğu var ya, oraya “icra” yazsan yeterli çoğu zaman. Veya “Adıma Açılan Dava/İcra Dosyası Sorgulama” diye bir bölüm var, onu bulacaksın. Tıkladığında, işte o an her şey gözünün önüne serilir. Belki de yıllar öncesinden kalma bir telefon faturası, belki bir trafik cezası, kim bilir belki de hiç haberinin olmadığı bir vergi borcu... Bazen insan geçmişten gelen bu tür sürprizlerle karşılaşır, minik bir miktar olup da zamanla büyüyen, faizle katlanmış bir borç yumağı...
Ve işte o an anlarsın ki, hesabına gelen bloke, düşündüğün o büyük kredi borcu ya da son dönemin faturası değilmiş. Çok daha alakasız, hatta belki de unuttuğun küçücük bir şeymiş. Şaşırırsın, sinirlenirsin de... “Yahu bunun için miydi onca telaş?” dersin kendi kendine. Ama bir yandan da rahatlarsın, çünkü en azından sebebi öğrendin, o belirsizlik hali bitti… Artık karşında somut bir gerçek var, adresi belli, miktarı belli. Bu keşif anı, hem bir miktar hayal kırıklığı yaratır hem de bir o kadar rahatlatır seni, çünkü artık neyle uğraşacağını biliyorsun.
Peki şimdi ne yapacaksın? e-Devlet’te gördüğün o icra dosyasının detaylarında, hangi icra dairesinden geldiği, alacaklının kim olduğu yazar. İşte o alacaklıyla ya da onun avukatıyla iletişime geçmek gerekiyor. Bazen bu, bir telekomünikasyon şirketi olur, bazen bir kamu kurumu... Onlarla konuşup borcun detaylarını öğrenmek, ödeme seçeneklerini sormak, belki taksitlendirme yapmak… Hepsi bu aşamada belli olur. Sakin kalmak, durumu objektif bir şekilde değerlendirmek ve çözüm odaklı yaklaşmak, bu sürecin en kritik noktasıdır, unutma.
Borcu ödedikten sonra da iş bitmiyor hemen, bunu sakın unutma. Ödemeyi yaptığının belgesini alıp, ilgili icra dairesine veya alacaklı avukata iletmen gerekebilir. Onlar da blokeyi kaldırmak için ilgili bankana talimat gönderirler. Bu süreç biraz zaman alabilir, aman diyeyim sabırlı ol… Yani bir anda hesabındaki para özgürlüğüne kavuşmuyor maalesef. Bankaların iç süreçleri ve icra dairelerinin yoğunluğu göz önüne alındığında, birkaç iş günü hatta bazen bir hafta kadar sürebilir bu kaldırma işlemi. Takipçi olmakta fayda var, yoksa uzar da uzar bu iş.
Vallahi billahi, insan bu tür bir durumu yaşayınca anlıyor ki, düzenli olarak e-Devlet’ten bu tür sorgulamaları yapmak şartmış. Hani “ne olur ne olmaz” derler ya… Ayda bir, iki ayda bir girip “Adıma Açılan Dava/İcra Dosyası Sorgulama” kısmına bakmak, böyle sürprizlerle karşılaşmanın önüne geçer. Minik bir tedbir, kocaman bir baş ağrısını önler, abi ya. Kendi kendini kontrol etmek, en güzeli… Böylece hem banka hesabının güvende olduğunu bilirsin, hem de yıllar sonra karşına çıkacak sürpriz borçlarla uğraşmak zorunda kalmazsın. Bir nevi dijital sağlık kontrolü gibi düşün, kendi finansal sağlığını korumak adına atılacak en basit adımdır bu.