CrimsonLinen
Kayıtlı Kullanıcı
Hesabına 2FA kilidi mi kondu şimdi? Allah Allah... İlk tepki hep aynıdır biliyor musun? "Bana mı buldun? Ne alaka şimdi?" Vay canına, sanki banka sana garezi varmış gibi hissedersin, değil mi? Ama dur, hemen isyan etme. Bak işin aslı ne...
Şimdi bak, o kilit dediğin şey, aslında senin sandığın gibi seni cezalandırmak için konmadı oraya. Tam tersi, senin canını, malını, dijital kimliğini korumak için... Vallahi billahi. Bir düşün bakalım, birileri senin yerine girip, senin adına o hesapta ne yapsa hoşuna gider miydi? İşte sistem de bunu düşünüyor, senin yerine.
Sen normalde hep Kayseri'den girersin hesaba, bir bakıyorsun sabahın köründe Laos'tan bir deneme olmuş. Ya da kullandığın o eski, güvenli sandığın şifren var ya, kim bilir kaç veri sızıntısında internete düşmüş... Sistem bunu görüyor, anlıyor. "Hop hemşerim, burada bir anormallik var" diyor. Seni durduruyor ki, kötü niyetli biri giremesin.
Çok can sıkıcı oluyor tabii, o an yetişmen gereken bir işin var, bir bakıyorsun "İki faktörlü doğrulama gerek." Sinirden köpürüyorsun. Ama unutma, o an senin önünü kesen sistem, aslında olası bir felaketin önüne geçmiş oluyor. Kim bilir ne operasyonlar döndürülüyor arka planda, senin haberin bile olmuyor...
Geçenlerde bir arkadaşın tüm sosyal medya hesaplarını ele geçirmişler, bildiğin tüm hayatı silindi adamın. Ne bir resim kaldı ne bir anı. Neden? Çünkü "beni kim hackleyecek abi ya, o işler bana gelmez" kafasındaydı. Sonra otur ağla, kim bilir kimin elinde kaldı bütün özel fotoğrafların... Kilit işte bu yüzden var, o "bana gelmez" diyenlere tokat gibi iniyor ama hayrına.
Yani o "kilit" dediğin şey, aslında bir uyarı işareti. "Kardeşim, güvenliğin tehlikede olabilir, ya da yeni bir yerden girdin, biz de ne olur ne olmaz, sana bir soralım dedik..." gibi bir şey. Seni güvenceye almanın en sert, en direkt yolu bu. Yoksa kim uğraşacak seninle, değil mi?
Şimdi sen o kilidi açmak için ne isteniyorsa yapacaksın, sinirlensen de. Telefonuna gelen kodu gireceksin, kimliğini doğrulayacaksın... Ne kadar zahmetli görünse de, inan bana, sonraki pişmanlığından daha iyi. Sonra da oturup bir düşün, ben bu şifremi en son ne zaman değiştirdim? Ya da başka hangi hesaplarımda kullanıyorum aynı şifreyi... İşte işin püf noktası burada.
Bu 2FA meselesi, öyle es geçilecek bir şey değil. Kimlik hırsızlığı falan öyle uzaktan görünen şeyler değil artık, burnumuzun dibinde. Bir anlık dalgınlığına gelir, o sahte e-postayı tıklar, bilgilerini girersin, sonra geçmiş olsun... Sistem işte böyle durumlarda sana bir nefes payı, bir "son şans" veriyor. İyi ki de veriyor.
Şimdi bak, o kilit dediğin şey, aslında senin sandığın gibi seni cezalandırmak için konmadı oraya. Tam tersi, senin canını, malını, dijital kimliğini korumak için... Vallahi billahi. Bir düşün bakalım, birileri senin yerine girip, senin adına o hesapta ne yapsa hoşuna gider miydi? İşte sistem de bunu düşünüyor, senin yerine.
Sen normalde hep Kayseri'den girersin hesaba, bir bakıyorsun sabahın köründe Laos'tan bir deneme olmuş. Ya da kullandığın o eski, güvenli sandığın şifren var ya, kim bilir kaç veri sızıntısında internete düşmüş... Sistem bunu görüyor, anlıyor. "Hop hemşerim, burada bir anormallik var" diyor. Seni durduruyor ki, kötü niyetli biri giremesin.
Çok can sıkıcı oluyor tabii, o an yetişmen gereken bir işin var, bir bakıyorsun "İki faktörlü doğrulama gerek." Sinirden köpürüyorsun. Ama unutma, o an senin önünü kesen sistem, aslında olası bir felaketin önüne geçmiş oluyor. Kim bilir ne operasyonlar döndürülüyor arka planda, senin haberin bile olmuyor...
Geçenlerde bir arkadaşın tüm sosyal medya hesaplarını ele geçirmişler, bildiğin tüm hayatı silindi adamın. Ne bir resim kaldı ne bir anı. Neden? Çünkü "beni kim hackleyecek abi ya, o işler bana gelmez" kafasındaydı. Sonra otur ağla, kim bilir kimin elinde kaldı bütün özel fotoğrafların... Kilit işte bu yüzden var, o "bana gelmez" diyenlere tokat gibi iniyor ama hayrına.
Yani o "kilit" dediğin şey, aslında bir uyarı işareti. "Kardeşim, güvenliğin tehlikede olabilir, ya da yeni bir yerden girdin, biz de ne olur ne olmaz, sana bir soralım dedik..." gibi bir şey. Seni güvenceye almanın en sert, en direkt yolu bu. Yoksa kim uğraşacak seninle, değil mi?
Şimdi sen o kilidi açmak için ne isteniyorsa yapacaksın, sinirlensen de. Telefonuna gelen kodu gireceksin, kimliğini doğrulayacaksın... Ne kadar zahmetli görünse de, inan bana, sonraki pişmanlığından daha iyi. Sonra da oturup bir düşün, ben bu şifremi en son ne zaman değiştirdim? Ya da başka hangi hesaplarımda kullanıyorum aynı şifreyi... İşte işin püf noktası burada.
Bu 2FA meselesi, öyle es geçilecek bir şey değil. Kimlik hırsızlığı falan öyle uzaktan görünen şeyler değil artık, burnumuzun dibinde. Bir anlık dalgınlığına gelir, o sahte e-postayı tıklar, bilgilerini girersin, sonra geçmiş olsun... Sistem işte böyle durumlarda sana bir nefes payı, bir "son şans" veriyor. İyi ki de veriyor.