CrimsonLinen
Kayıtlı Kullanıcı
***
Bir sabah uyanıyorsun ve dijital dünyayla kurduğun köprüler bir anda yıkılmış. Hesabın askıya alınmış. Ne olduğunu anlamadan, sanki bir hiçmişsin gibi... Vallahi billahi, bu durum insanın canını acıtır. Hele ki o hesap, senin için sadece bir profil değilse, ekmek teknen, sesin, kimliğinse… İşte o zaman işler değişir.
Peki, bu kararlar neden bu kadar keyfi uygulanıyor, değil mi? Şirketler, topluluk kurallarını ihlal ettiğimizi iddia ediyorlar. İyi de, o kurallar neler? Çoğu zaman muğlak, yoruma açık ve sanki sadece bizi cezalandırmak için yazılmış gibi. İfade özgürlüğü dedikleri şey, sadece onların hoşuna giden ifadeler için mi geçerli?
Hesap askıya alma kararlarının geri çekilmesi, sadece bir "unfollow" meselesi değil. Bu, dijital dünyada var olma hakkımızın, sesimizin duyulma hakkımızın geri verilmesi demek. Düşünsene, yıllardır emek verdiğin, biriktirdiğin her şey bir anda siliniyor… Haksızlığa uğradığını hissetmek, en kötü yanı da bu zaten.
Bu süreçte ne yapmalı peki? Öncelikle sakin olmalı, panik yapmamalı. İtiraz etmek, hakkını aramak en doğal hakkın. Ama itiraz ederken de üslubuna dikkat etmeli. Öfkeyle değil, mantıkla hareket etmelisin. Çünkü unutma, karşı tarafta da bir insan var ve onun da işini yapmaya çalıştığını unutmamak gerekiyor bazen...
Şeffaflık nerede kaldı abi ya? Bu kararların hangi algoritmalara göre verildiği, hangi kriterlerin dikkate alındığı neden açıklanmıyor? Bence bu, dijital platformların en büyük eksikliği. Hesap askıya alma kararlarının gerekçeleri açıkça belirtilmeli ve itiraz süreçleri daha adil, daha şeffaf bir şekilde yürütülmeli. Aksi takdirde, dijital dünya bir sansür mekanizmasına dönüşmekten kurtulamaz.
Unutmayalım ki, dijital haklarımız da en az gerçek hayattaki haklarımız kadar önemlidir. Bu haklarımızı korumak, sesimizi duyurmak ve adil bir dijital dünya için mücadele etmek hepimizin sorumluluğu. Çünkü yarın bir gün aynı durumun bizim başımıza gelmeyeceğinin garantisi yok… Değil mi?
Bir sabah uyanıyorsun ve dijital dünyayla kurduğun köprüler bir anda yıkılmış. Hesabın askıya alınmış. Ne olduğunu anlamadan, sanki bir hiçmişsin gibi... Vallahi billahi, bu durum insanın canını acıtır. Hele ki o hesap, senin için sadece bir profil değilse, ekmek teknen, sesin, kimliğinse… İşte o zaman işler değişir.
Peki, bu kararlar neden bu kadar keyfi uygulanıyor, değil mi? Şirketler, topluluk kurallarını ihlal ettiğimizi iddia ediyorlar. İyi de, o kurallar neler? Çoğu zaman muğlak, yoruma açık ve sanki sadece bizi cezalandırmak için yazılmış gibi. İfade özgürlüğü dedikleri şey, sadece onların hoşuna giden ifadeler için mi geçerli?
Hesap askıya alma kararlarının geri çekilmesi, sadece bir "unfollow" meselesi değil. Bu, dijital dünyada var olma hakkımızın, sesimizin duyulma hakkımızın geri verilmesi demek. Düşünsene, yıllardır emek verdiğin, biriktirdiğin her şey bir anda siliniyor… Haksızlığa uğradığını hissetmek, en kötü yanı da bu zaten.
Bu süreçte ne yapmalı peki? Öncelikle sakin olmalı, panik yapmamalı. İtiraz etmek, hakkını aramak en doğal hakkın. Ama itiraz ederken de üslubuna dikkat etmeli. Öfkeyle değil, mantıkla hareket etmelisin. Çünkü unutma, karşı tarafta da bir insan var ve onun da işini yapmaya çalıştığını unutmamak gerekiyor bazen...
Şeffaflık nerede kaldı abi ya? Bu kararların hangi algoritmalara göre verildiği, hangi kriterlerin dikkate alındığı neden açıklanmıyor? Bence bu, dijital platformların en büyük eksikliği. Hesap askıya alma kararlarının gerekçeleri açıkça belirtilmeli ve itiraz süreçleri daha adil, daha şeffaf bir şekilde yürütülmeli. Aksi takdirde, dijital dünya bir sansür mekanizmasına dönüşmekten kurtulamaz.
Unutmayalım ki, dijital haklarımız da en az gerçek hayattaki haklarımız kadar önemlidir. Bu haklarımızı korumak, sesimizi duyurmak ve adil bir dijital dünya için mücadele etmek hepimizin sorumluluğu. Çünkü yarın bir gün aynı durumun bizim başımıza gelmeyeceğinin garantisi yok… Değil mi?