IndigoQuartz
Kayıtlı Kullanıcı
Bir sabah uyandım, her zamanki gibi telefonumu elime aldım... Bir baktım, yok! Hesabım askıya alınmış. Şok oldum abi, resmen bir buz gibi bir el boğazımı sıktı. Ne olduğunu anlamadım, nasıl yani?
İlk başta "hata olmuştur" dedim kendi kendime. Kim bilir, sistem bir şey yapmıştır. Düzeltirler hemen, değil mi? Ama yok... Gelmedi, gelmiyor, gelmiyor...
Uzatıyorlar süreyi, uzattıkça uzatıyorlar. Sanki benimle inatlaşıyorlar. Bir gün, iki gün derken haftalar geçti. Haftalar geçtiğinde anladım ki bu sıradan bir durum değil... Bu bildiğin hayatımdan bir parça koparmak.
Düşünsene, o hesap sadece bir kullanıcı adı, bir şifre değildi ki. Benim orada yıllarım, anılarım, arkadaşlarım vardı. Bütün bir dijital arşivimdi adeta... Ne oldu şimdi onlara? Uçup gitti mi hepsi?
En kötüsü de bu belirsizlik... Neden askıya alındı, ne zaman geri gelecek, hiç gelecek mi? Hiç kimse net bir şey söylemiyor. Sürekli otomatik mesajlar, cevaplar... Resmen bir duvara konuşuyormuşum gibi.
İnsan kendini çaresiz hissediyor. Elinden hiçbir şey gelmiyor. Sanki bir anda bütün online kimliğin çalınmış gibi... Yok sayılıyorsun. Varla yok arası bir yere sıkışıp kalmışsın.
Vallahi billahi, dışarıdaki hayattan daha çok vaktimi harcıyordum orada. İş bağlantılarım, hobilerim, ailemle paylaştığım fotoğraflar... Her şey iç içeydi. Şimdi her şey bir anda kesildi, bıçak gibi.
Sosyal hayatım da etkilendi. İnsanlara ulaşamıyorum, onlar bana ulaşamıyor. Sanki dünya üzerindeki varlığım silinmiş gibi... Bir hayalet olmuşum sanki. Çok tuhaf bir his bu.
Bazen düşünüyorum, acaba ne kadar bağımlı hale gelmişim ben bu dijital dünyaya? Meğer ne kadar da çok şeyimi emanet etmişim... Şimdi her şey tepetaklak oldu.
Hele o online itibar meselesi yok mu... Yıllarca emek verdiğin, biriktirdiğin her şey, bir anda yok olup gidebiliyor. Bir anda "güvenilmez" damgası yiyebiliyorsun, hatta hiç hak etmediğin halde.
İnsanların "sen yok musun şimdi?" diye sorduklarında, "bilmiyorum ki..." demek kadar acı bir şey var mı? Sanki bir uzvunu kaybetmişsin de, adını koyamıyorsun...
Bu durum resmen bir dijital esaret. Birilerine emanet ettiğin hayatının bir bölümü, bir anda elinden alınıyor ve sen sadece beklemekle yetiniyorsun. Başka bir şey gelmiyor ki elinden.
Ne yapmalı şimdi? Yeni bir hesap açsam, o eski günler geri gelir mi? O anılar, o mesajlar... Hiçbir zaman aynı olmaz, biliyorum. İnsan üzülüyor işte.
Bazen oturup düşünmek lazım aslında... Hayatımızın bu kadar büyük bir kısmını bir tıkla, bir maille, bir otomatik sistemle yok edebilecek güce sahip platformlara emanet etmek ne kadar doğru? Çok düşündürüyor beni.
Bu sadece bir "hesap" değil. Bu benim hayatımdı, kimliğimdi, geçmişimdi... Şimdi uzayan bu bekleme süresi, sadece bir süreyi değil, aynı zamanda benim içimdeki umudu da yavaş yavaş bitiriyor...
İlk başta "hata olmuştur" dedim kendi kendime. Kim bilir, sistem bir şey yapmıştır. Düzeltirler hemen, değil mi? Ama yok... Gelmedi, gelmiyor, gelmiyor...
Uzatıyorlar süreyi, uzattıkça uzatıyorlar. Sanki benimle inatlaşıyorlar. Bir gün, iki gün derken haftalar geçti. Haftalar geçtiğinde anladım ki bu sıradan bir durum değil... Bu bildiğin hayatımdan bir parça koparmak.
Düşünsene, o hesap sadece bir kullanıcı adı, bir şifre değildi ki. Benim orada yıllarım, anılarım, arkadaşlarım vardı. Bütün bir dijital arşivimdi adeta... Ne oldu şimdi onlara? Uçup gitti mi hepsi?
En kötüsü de bu belirsizlik... Neden askıya alındı, ne zaman geri gelecek, hiç gelecek mi? Hiç kimse net bir şey söylemiyor. Sürekli otomatik mesajlar, cevaplar... Resmen bir duvara konuşuyormuşum gibi.
İnsan kendini çaresiz hissediyor. Elinden hiçbir şey gelmiyor. Sanki bir anda bütün online kimliğin çalınmış gibi... Yok sayılıyorsun. Varla yok arası bir yere sıkışıp kalmışsın.
Vallahi billahi, dışarıdaki hayattan daha çok vaktimi harcıyordum orada. İş bağlantılarım, hobilerim, ailemle paylaştığım fotoğraflar... Her şey iç içeydi. Şimdi her şey bir anda kesildi, bıçak gibi.
Sosyal hayatım da etkilendi. İnsanlara ulaşamıyorum, onlar bana ulaşamıyor. Sanki dünya üzerindeki varlığım silinmiş gibi... Bir hayalet olmuşum sanki. Çok tuhaf bir his bu.
Bazen düşünüyorum, acaba ne kadar bağımlı hale gelmişim ben bu dijital dünyaya? Meğer ne kadar da çok şeyimi emanet etmişim... Şimdi her şey tepetaklak oldu.
Hele o online itibar meselesi yok mu... Yıllarca emek verdiğin, biriktirdiğin her şey, bir anda yok olup gidebiliyor. Bir anda "güvenilmez" damgası yiyebiliyorsun, hatta hiç hak etmediğin halde.
İnsanların "sen yok musun şimdi?" diye sorduklarında, "bilmiyorum ki..." demek kadar acı bir şey var mı? Sanki bir uzvunu kaybetmişsin de, adını koyamıyorsun...
Bu durum resmen bir dijital esaret. Birilerine emanet ettiğin hayatının bir bölümü, bir anda elinden alınıyor ve sen sadece beklemekle yetiniyorsun. Başka bir şey gelmiyor ki elinden.
Ne yapmalı şimdi? Yeni bir hesap açsam, o eski günler geri gelir mi? O anılar, o mesajlar... Hiçbir zaman aynı olmaz, biliyorum. İnsan üzülüyor işte.
Bazen oturup düşünmek lazım aslında... Hayatımızın bu kadar büyük bir kısmını bir tıkla, bir maille, bir otomatik sistemle yok edebilecek güce sahip platformlara emanet etmek ne kadar doğru? Çok düşündürüyor beni.
Bu sadece bir "hesap" değil. Bu benim hayatımdı, kimliğimdi, geçmişimdi... Şimdi uzayan bu bekleme süresi, sadece bir süreyi değil, aynı zamanda benim içimdeki umudu da yavaş yavaş bitiriyor...