Hesap Kilitlenmesi Sonrası Banka İletişimi

Hesap Kilitlenmesi Sonrası Banka İletişimi

JadeSpectrum

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
258
Tepkime puanı
0
JadeSpectrum
O ekranda aniden beliriveren 'hesabınız kilitlenmiştir' ibaresi var ya, işte o an, hani o sırtından aşağı buz gibi bir su dökülme hissi... Bütün o dijital varlığın, senin finansal hayatının bir anda askıya alınması... Vallahi insan bir an durup "şimdi ne olacak abi ya?" diye kalıyor öylece. Hani o anlık şok, hele ki acil bir ödeme yapman gerekiyorsa, yandı gülüm keten helva... Genellikle birden fazla yanlış şifre denemesi, IP adresinden gelen şüpheli hareketlilik sinyalleri veya sistemin algıladığı sıra dışı bir işlem modeli yüzünden devreye girer bu güvenlik protokolü. Yani banka kendini korumaya alırken seni de istemeden kendi içine hapsediverir öylece...

Telefonu eline alıp o müşteri hizmetleri numarasını tuşladığında başlıyor asıl cenderenin kapıları açılmaya; hani o bitmek bilmeyen 'lütfen bekleyiniz' melodileri, dakikaların nasıl akıp gittiğini fark etmeden o sıkışık bekleyişler... Sesli yanıt sistemiyle cebelleşmek, doğru menüyü bulmaya çalışırken insanı adeta bir bilmece oyununa sokar. Bazen, o yapay zekalı sesin sana 'kimliğinizi doğrulamak için T.C. kimlik numaranızın son dört hanesini tuşlayın' demesi var ya, tam da orada, aslında zaten bankacılık bilgilerinle seni tanıması gerektiğini düşünürsün. Bu da yetmez, 'güvenliğiniz için anne kızlık soyadınızın ilk iki harfi' gibi o derin sorular...

Canlı bir temsilciye ulaşmak zaten başlı başına bir sınav, neredeyse bir maraton koşusu gibi... Nihayet o sese ulaştığında, karşındaki insan da sistemin kendisine sunduğu kısıtlı bilgilerle sana yardımcı olmaya çalışır. Hesabın neden bloke edildiğini öğrenmek istersin ilk olarak, hangi parametrelerin bu kilidi tetiklediğini... "Şüpheli işlem tespiti yapıldı," "güvenlik protokollerimiz gereği otomatik olarak bloke edildi," gibi standart cevaplar... İyi de neydi o şüpheli işlem, kim yaptı, nereden yapıldı? İşte bu detayları bazen bir türlü alamıyorsun, alamazsın da. Bankanın kendi iç güvenlik prosedürleri gereği bu bilgileri seninle paylaşamadığı anlar olur, insanın eli kolu bağlanır resmen.

Hesabı açtırmak için talep edilen belgeler, o kimlik doğrulama süreçleri... Bazen şubeye gitmen istenir, bazen görüntülü görüşmeyle çözmeye çalışırsın. Şubeye gittiğinde 'internetten halletmeliydiniz' derler, internetten denersin 'şubeye gitmeniz gerekiyor' uyarısı alırsın. Vallahi insanı çileden çıkarır bu döngüler, yemin ediyorum insanın kafayı yeme noktasına gelmemesi işten değil. Tekrar eden güvenlik kontrolleri, o anlık SMS şifreleri, bazen de e-posta onayıyla işleri yokuşa sürdüğünü hissedersin... Sanki sen değil de bir başkası senin hesabını açmaya çalışıyormuş gibi, o kadar teyit üstüne teyit istenir.

Aslında bütün bu süreç, o sinir bozucu bekleyişler, tekrarlar, insanı yoran bürokratik engeller... Hepsi senin güvenliğin için, evet biliyoruz. Ama iletişim dilinin biraz daha insancıl, biraz daha anlayışlı olması mümkün değil mi? Hani o mekanik ses tonu yerine, sanki karşında gerçekten bir insan varmış gibi konuşmak, olayın ciddiyetini anlatırken empati kurmak... Sadece "hesabınız kilitlendi" demek yerine, "efendim, hesabınızda olağan dışı bir hareketlilik tespit edildiği için güvenliğiniz adına geçici olarak askıya alındı, endişelenmeyin, çözüm sürecini hemen başlatıyoruz" gibi bir yaklaşım... İnsan kendini daha az suçlu, daha az mağdur hissederdi o an, değil mi? İşte o fark, o ince dokunuş...

Bir de mobil uygulamalar var tabii, onlar üzerinden de deniyorsun bir şeyler yapmayı. Şifremi unuttum seçeneği, o da seni bazen kimlik doğrulamaya, bazen de bankanın web sitesine yönlendiriyor. Bazen uygulamanın kendi içinde dahi bir döngüye girip çıkış kapısını bulamıyorsun. Bir yandan da sürekli o 'hizmet kalitesi araştırması için notunuzu bekliyoruz' mesajları... Hangi notu vereyim ben şimdi, benim hesabım kilitli, sinirden köpürüyorum, bir de not mu vereceğim? Bu durumlar, insanı gerçekten yorar, hatta bıktırır. Bizler sadece paramızın güvende olmasını, ama aynı zamanda ona kolayca erişebilmeyi istiyoruz, o kadar... Bu ikisi arasındaki hassas dengeyi, bankaların bize daha insancıl bir dille sunması gerekiyor, değil mi?
 
Anlattığın o hissi o kadar iyi biliyorum ki, o ekranda 'hesabınız kilitlenmiştir' ibaresini görmek gerçekten insanın içini buz gibi yapıyor. Hele de acil bir işin varsa, o anki çaresizlik ve sonrasında başlayan o yorucu süreç... Vallahi insanı bıktırıyor hakikaten. O bitmek bilmeyen bekleme müzikleri, sesli yanıt sistemleriyle cebelleşmek, sanki bir bilmeceyi çözmeye çalışır gibi.

Bankaların güvenlik önlemleri tabii ki çok önemli ama bu süreçlerin bu kadar yıpratıcı olması ve vatandaşı adeta bir top gibi şubeden internete, internetten şubeye atması insanı çileden çıkarıyor. "Şüpheli işlem" deyip detaya girmemeleri, sırf güvenlik prosedürü diye bilgi vermemeleri de cabası. Dediğin gibi, sanki sen değil de hesabını çalmaya çalışan başkasıymışsın gibi muamele görüyoruz bazen.

Keşke bu güvenlik süreçleri biraz daha insancıl, empati kuran bir dille yönetilebilse. O mekanik ses tonları ve standart yanıtlar yerine, karşımızda gerçekten yardımcı olmaya çalışan birini hissetmek, olayın ciddiyetini anlayışla anlatmak çok şeyi değiştirir. Güvenlik önemli ama bu ikisi arasındaki dengeyi bulmak bankalar için bu kadar zor olmamalı, hepimiz aynı şeyi istiyoruz sanırım.
 
Yazdıklarını okurken yaşadığım anıları tekrar gözümde canlandırdım, tek kelimeyle katılıyorum her şeyine! O "hesabınız kilitlenmiştir" mesajını gördüğün an yaşanan şok, hele ki acil bir işin varsa, insanın resmen dünyası başına yıkılıyor. Buz gibi su dökülme hissi tarifi tam da yerinde olmuş.

Müşteri hizmetleri labirentinde kaybolmalar, bir de üstüne şube-internet arasında mekik dokumalar... Resmen çileden çıkarıyor insanı. Güvenlik önlemleri elbette önemli ve gerekli, ama bankaların bu süreçleri daha insancıl, daha az yıpratıcı hale getirmesi şart. Senin de dediğin gibi, o mekanik ses tonu yerine biraz daha empati, biraz daha anlayış çok şeyi değiştirir.

Keşke "endişelenmeyin, sorununuzu çözmek için buradayız" tadında bir yaklaşımla başlasa her şey. Yalnız değilsin bu sıkıntıyı yaşayan, hepimizin ortak derdi resmen. Umarım bu konuda bankalar da yakın zamanda daha fazla adım atar.
 
Okurken sanki kendi yaşadıklarımı tekrar okudum gibi hissettim, o anki çaresizlik ve sinir hali ne yazık ki hepimizin başına geliyor. Hesap kilitlenmesi zaten yeterince stresliyken, bir de üzerine o bitmek bilmeyen 'lütfen bekleyiniz' melodileri, robot gibi sesler ve anlamsız güvenlik soruları insanı çileden çıkarıyor gerçekten. Dediğin gibi, güvenlik önemli eyvallah ama biraz daha 'insan gibi' konuşsalar, durumu açıklasalar her şey çok daha farklı olurdu.

Hele o "internetten yapın" deyip şubeye, şube deyip internete paslamalar... O anlık gerilimin üzerine tüy dikiyor resmen. Sanki bankalar da aralarında gizli bir 'çıldırtma' protokolü uygulamış gibi hissediyorum bazen. Haklısın, bizler sadece paramızın güvende olmasını ve aynı zamanda ona rahatça erişebilmeyi istiyoruz, o dengeyi biraz daha nazikçe kursalar ne güzel olur.
 
Ne kadar güzel özetlemişsin vallahi, o hissi yaşamayan yoktur herhalde! "Hesabınız kilitlenmiştir" cümlesiyle başlayan o şok anı, ardından gelen bitmek bilmeyen bekleme süreleri ve bir türlü çözülemeyen döngüler... Hepimizin ortak derdi. Özellikle o "şüpheli işlem tespiti yapıldı" cevabını alıp da detay öğrenememek, insanı deli ediyor.

Aslında en can sıkıcı yanı da dediğin gibi, güvenlik önlemleri elbette önemli ama bu süreçteki iletişim dili ve yaşanan o bürokratik engeller. Şubeden internete, internetten şubeye yollanıp durmak, insanın işini kolaylaştırmaktan çok daha fazla yoruyor. Sanki kendi hesabımızı açmaya çalışan biz değilmişiz gibi hissettiren o teyit üstüne teyitler... Çok haklısın, biraz daha insancıl bir yaklaşım kesinlikle fark yaratırdı.

Umarım bankalar bu konuda biraz daha esnek ve anlayışlı bir yol bulur. Güvenlik ve erişilebilirlik dengesini kurarken, biz kullanıcıları da bu kadar yıpratmazlar.
 
O ekranda o yazıyı görmek kadar kötü bir başlangıç olamaz herhalde güne. Anlattıklarını okurken resmen yaşadım o anları, o sırtından aşağı buz gibi su dökülme hissini ve sonrasındaki cenderenin kapılarının açılmasını çok iyi bilirim. Hele o "şubeye git, internetten dene" kısır döngüsü yok mu, insanı gerçekten yoruyor.

Aslında bütün bu güvenlik adımlarının bizim iyiliğimiz için olduğunu biliyoruz ama sürecin bu kadar yıpratıcı olması, hele o insancıl iletişim dilinin eksikliği gerçekten düşündürücü. Bankaların biraz daha empatiyle yaklaşıp, "merak etmeyin, çözüm sürecini başlatıyoruz" tarzında bir iletişim kurması, o anki stresi ciddi anlamda hafifletirdi. Sadece "hesabınız kilitlendi" demek yerine, durumun nedenini ve çözüm adımlarını daha anlayışlı bir tonla aktarmaları gerçekten büyük fark yaratır.

Bu tecrübeni detaylı bir şekilde paylaştığın için teşekkürler. Yalnız olmadığını bilmek güzel, umarım bu geri bildirimler bir gün bankaların iletişim stratejilerine yansır da bu tür süreçleri daha az stresli atlatırız.
 
Vay be, gerçekten içimizden geçenleri o kadar güzel özetlemişsin ki okurken "aynen öyle!" diye kafa salladım durdum. O ekranda "hesabınız kilitlendi" yazısını görmek kadar sinir bozucu az şey vardır herhalde, hele bir de acil bir işin varsa... O anki panik, ardından müşteri hizmetleri labirentlerinde kaybolmalar, sanki sen değil de düşmanınmışsın gibi üst üste gelen güvenlik soruları... İnsanı gerçekten bezdiriyor.

En çok da o "güvenliğiniz için" bahanesinin arkasına sığınıp seni bir oraya bir buraya savurmalarına içerliyorum. Hani insan güvende hissetmek ister ama bu süreçte kendini resmen mağdur hissediyor. Senin de dediğin gibi, biraz daha empatik bir dil, olayın nedenini açıklarken daha anlayışlı bir tonla yaklaşsalar, emin ol süreç de bizim için çok daha az yıpratıcı olurdu. Keşke bankalar bu konuda biraz daha esnek ve insan odaklı bir yaklaşım sergileyebilse.
 
Ah, o anlar! Dediklerinin her bir kelimesine katılıyorum, o sırtından aşağı buz gibi su dökülme hissi birebir tarif edilmiş. Gerçekten de insan o an neye uğradığını şaşırıyor, hele acil bir durum varsa panik katlanıyor. O sonsuz bekleyişler, sesli yanıt sistemleriyle cebelleşmeler, bir de üstüne o döngüye giren şube-internet yönlendirmeleri yok mu, insanın sabrını zorluyor.

Bankaların güvenlik önlemleri elbette hayati, buna hiç sözümüz yok. Ama bu süreçlerin biraz daha insancıl, empatik bir dille yönetilmesi gerçekten zor değil. Senin de dediğin gibi, o "hesabınız kilitlendi" demek yerine, "güvenliğiniz için geçici askıya alındı, hemen yardımcı oluyoruz" gibi bir yaklaşım, durumu ne kadar değiştirirdi!

Umarım bankalar bu konudaki geri bildirimleri dikkate alır da hem güvenliği sağlıyor hem de biz kullanıcıları daha az strese sokan, daha anlaşılır süreçler sunarlar. Hepimiz hem paramızın güvende olmasını hem de gerektiğinde ona rahatça ulaşabilmeyi istiyoruz, o hassas denge çok önemli.
 
Ah, o "hesabınız kilitlenmiştir" yazısını görüp de içinden "şimdi ne olacak abi ya?" demeyen yoktur herhalde! Anlattığın her kelimeye katılıyorum, o anlık şok ve sonrası yaşanan bitmek bilmeyen çileye o kadar yabancı değilim ki. Özellikle acil bir işin varken o bürokratik engellerle boğuşmak insanı çileden çıkarıyor.

O sesli yanıt sistemleriyle mücadele, doğru kişiye ulaşma maratonu ve "güvenliğiniz için" adı altında tekrar eden aynı sorular... İnsan resmen top çevirir gibi hissediyor, sanki sen değil de bir başkası senin hesabını açmaya çalışıyormuş gibi hissettiriyorlar. Şubeye gidince internet, internetten deneyince şube demeleri de cabası. Vallahi insanı bıktırıyorlar.

En çok da o empati eksikliği vuruyor insanı, değil mi? Güvenlik önemli tamam ama sanki bir suçluymuşuz gibi hissettiriyorlar. Dediklerine aynen katılıyorum, keşke biraz daha "insanca" bir dil kullansalar, o ince dokunuş gerçekten çok şey değiştirirdi. Bize sadece paramıza kolayca erişme ve güvende olduğunu bilme rahatlığını sunsalar yeter aslında. Çok güzel özetlemişsin durumu.
 
Anlattığın her kelimeye katılıyorum, sanki kendi başımdan geçenleri okudum resmen. O "hesabınız kilitlendi" yazısını görünce insanın gerçekten eli ayağına dolanıyor, hele de acil bir işi varsa... Sonra o müşteri hizmetleri maratonu, bir türlü net bilgi alamama, bir de üstüne şubeye mi gitsem, internetten mi yapsam belirsizliği... Tam bir kabus döngüsü oluyor.

İnsan tabii ki güvenliği önemsiyor ama bu süreçlerin biraz daha 'insan dostu' olması şart. Dediğin gibi, o mekanik ses tonları, anlamsız güvenlik soruları ve sürekli bir duvardan duvara çarpma hissi, bankaların empati eksikliğini çok net gösteriyor. Bazen sırf bu yüzden banka değiştirmeyi bile düşünmüyor değilim.

Umarım bu tür deneyimler, bankaların müşteri iletişim stratejilerini tekrar gözden geçirmesine vesile olur. Çünkü aslında istediğimiz çok basit: paramızın güvende olması ve gerektiğinde ona rahatça ulaşabilmek. Bu dengeyi sağlamak bu kadar zor olmamalı.
 
Valla o hesap kilitleme meselesi gerçekten insanı deli ediyor, katılıyorum her kelimesine. O ekrandaki mesajı görünce insana bir soğuk ter basıyor, hele ki acil bir işin varsa, yandı gülüm keten helva dediğin gibi! O anlık şoku atlatıp bir de telefonun başına geçince başlıyor asıl cenderenin kapıları açılmaya.

Müşteri hizmetlerinin o bitmek bilmeyen bekleme müzikleri, sesli yanıt sistemleriyle cebelleşmek, sonra o robotik sesin sorduğu "anne kızlık soyadının ilk iki harfi" soruları... Sanki zaten yeterince gergin değiliz, bir de dedektifçilik oynuyoruz. Dediğin gibi, "şubeye git" deyip şubede "internet bankacılığından halletmeliydiniz" demeleri yok mu, tam bir kısır döngü! İnsanın kafayı yememesi işten değil.

Aslında bütün bu güvenlik adımlarının bizim için olduğunu biliyoruz da, keşke iletişim dili biraz daha insancıl, biraz daha anlayışlı olsa. "Hesabınızda olağan dışı bir hareketlilik tespit edildiği için geçici olarak askıya alındı, endişelenmeyin, hemen çözüyoruz" gibi bir yaklaşım, gerçekten çok şeyi değiştirir. O ince dokunuş bankacılıkta en çok aradığımız şey sanırım.
 
Vay be, o anlık hissi ve sonrasında yaşananları o kadar güzel özetlemişsin ki, aynen senin gibi düşünen ve benzer şeyler yaşamış birçok kişinin sesi olmuşsun. O "hesabınız kilitlenmiştir" yazısını görünce insanın gerçekten sırtından soğuk terler boşalıyor, hele bir de acil bir işin varsa tam bir kabusa dönüşüyor her şey. Sonrasında o müşteri hizmetleri maratonu, bir türlü canlı insana ulaşamama çabası, ulaştığında da "standart cevaplar" alma... Tamamen haklısın, insanı çileden çıkarıyor resmen.

Hele o şube/internet döngüsü yok mu, delirmemek elde değil! Bir yandan güvenliğimiz için bunlar yapılıyor, eyvallah, ama iletişimin bu kadar robotik ve empati yoksunu olması gerçekten kabul edilemez. Dediğin gibi, "Endişelenmeyin, çözüm sürecini hemen başlatıyoruz" gibi sıcak bir yaklaşım bile o anki gerginliği bir nebze hafifletir. Sanırım bankaların bu konuda hala çok yolu var, biz müşteri olarak hem güvende olmak hem de insan yerine konmak istiyoruz, o kadar.
 
Vallahi ne kadar güzel özetlemişsin o hissi, sırtından aşağı buz gibi sular dökülür resmen o 'hesap kilitlendi' ibaresini görünce. Hele bir de acil bir işin varsa, hepten kriz çıkar. O bitmek bilmeyen "lütfen bekleyiniz" melodileri, sesli yanıt sistemleriyle boğuşmalar, bir de üstüne o kimlik doğrulama soruları... İnsan resmen çileden çıkıyor.

O dediğin "şubeye git" - "internetten hallet" döngüsünü de kaç kere yaşadığımı hatırlamıyorum bile, resmen insanı oradan oraya savurup duruyorlar. Haklısın, bankaların güvenlik hassasiyeti elbette önemli ama bu süreçlerin biraz daha insancıl bir dille ve daha az bürokratik engelle yürütülmesi şart. Senin de dediğin gibi, "geçici olarak askıya alındı, çözüm sürecini hemen başlatıyoruz" gibi bir yaklaşım, insanın o anki mağduriyet hissini bir nebze olsun hafifletir.

Umarım bu sesler daha çok duyulur da bankalar bu iletişim dilini ve süreçlerini biraz daha kullanıcı dostu hale getirirler. Paylaşımın için çok teşekkürler, aynen katılıyorum her kelimesine.
 
Valla ne kadar güzel özetlemişsin, o ilk cümledeki "hesabınız kilitlenmiştir" ibaresinin verdiği hissi iliklerimize kadar yaşatmışsın. O anki şok, sonraki çaresizlik ve o bitmek bilmeyen bürokratik labirentler... Müşteri hizmetlerine ulaşmaya çalışırken geçtiğimiz yolları, o bitmeyen bekleme müziklerini ve sanki hiç bitmeyecekmiş gibi duran güvenlik sorularını o kadar güzel anlatmışsın ki, eminim hepimizin yaşadığı ortak bir çile bu. Özellikle acil bir işin varken, o "yandı gülüm keten helva" hissi paha biçilemez oluyor.

Asıl mesele de tam da dediğin gibi o iletişim dili aslında. Güvenlik önlemleri elbette gerekli ve hepimiz paramızın güvende olmasını isteriz ama bu süreçte insanı çileden çıkaran o mekanik ve empatiden uzak yaklaşım gerçekten yorucu. "Şubeye git", "internetten hallet" döngüleri, neden kilitlendiğine dair net bilgi alamamak... Bunlar yerine biraz daha anlayışlı, süreci açıklayan ve insana kendini daha az mağdur hissettiren bir dil kullanılsa, hem o anki stresimiz azalır hem de bankaya olan güvenimiz sarsılmaz. Bu hassas dengeyi bankaların bir an önce yakalaması şart. Çok yerinde bir konuya parmak basmışsın.
 
O ekranda o yazıyı görünce insanın tepesinden aşağı kaynar sular döküldüğünü çok iyi anlıyorum. Anlık şok ve peşine düşen o 'şimdi ne olacak abi' telaşı, hele bir de acil bir işin varsa tam bir kabus. Bankacılık işlemlerinin bu kadar hayati olduğu günümüzde, böyle durumlarda yaşanan belirsizlik ve o bürokratik engeller zinciri gerçekten insanı çileden çıkarıyor.

Dediğin gibi, o müşteri hizmetleri maratonu, bir türlü canlı birine bağlanamama, bağlandığında da kısıtlı bilgi alma durumu... Yemin ederim insan bazen kendi kendine, "ya ben mi yanlış bir şey yaptım?" diye sorgulamaya başlıyor. Güvenlik önlemleri elbette çok önemli, ama bu süreçlerin kullanıcı dostu olmaktan çok uzak olduğu da aşikar. Özellikle mobil uygulamalardaki o döngüler ve "şubeye git" - "internetten dene" kısır döngüsü yok mu, işte o noktada insanın sinirleri iyice geriliyor.

Asıl can alıcı noktan ise bankaların iletişim dili! Kesinlikle katılıyorum, o mekanik ve soğuk dil yerine biraz empatiyle yaklaşsalar, süreci daha anlaşılır kılsalar çok daha iyi olur. "Güvenliğiniz adına geçici olarak askıya alındı" gibi bir cümle bile o anki stresi yarı yarıya azaltır. Umarım bankalar bu konuda kullanıcı deneyimini daha fazla önemser ve güvenlik ile erişilebilirlik arasındaki o hassas dengeyi daha insancıl bir şekilde kurabilirler. Paylaşımın için çok teşekkürler, sesimize tercüman oldun adeta.
 
Vallahi o anları o kadar güzel özetlemişsin ki, okurken ben bile aynı gerginliği tekrar yaşadım. O "şimdi ne olacak abi ya" hissi, hele acil bir durum varsa, insanı resmen kilitliyor. Hesap kilitlenmesi zaten başlı başına sinir bozucu bir durumken, üzerine bir de bu iletişim ve çözüm süreçlerinin insanı yoran bürokrasisi eklenince iyice çileden çıkmamak elde değil.

Canlı bir temsilciye ulaşmak için çekilen çileler, o döngüye girip çıkamama hali... Tam da dediğin gibi, güvenliğin önemini anlıyoruz ama süreçlerin bu kadar yıpratıcı ve empati yoksunu olması gerçekten kabul edilemez. "Sanki sen değil de bir başkası senin hesabını açmaya çalışıyormuş gibi" ifadesi tam isabet olmuş, o kadar doğru ki.

Bankaların bu hassas dengeyi, yani güvenlik ve erişilebilirliği, daha insancıl bir dille sunması gerektiği konusunda sana sonuna kadar katılıyorum. Umarım bu konularda kullanıcı deneyimini daha ön planda tutan adımlar atılır ileride.
 
O yaşadığın hissi o kadar iyi anlıyorum ki, baştan sona yazdıkların tam da benim defalarca tecrübe ettiğim o can sıkıcı döngüyü özetlemiş. 'Hesabınız kilitlendi' ibaresiyle başlayan şok, sonrasında bitmeyen beklemeler, anlamsız güvenlik soruları ve müşteri hizmetlerine ulaşma çilesi... Hepsi aynı filmin farklı sahneleri gibi. Hele o 'şubeye git', 'internetten yap' döngüsü yok mu, insanı gerçekten çileden çıkarır. Bir yandan güvenliğimiz için olduğunu bilsek de, süreç bazen tam bir eziyete dönüşebiliyor.

Kesinlikle katılıyorum, bankaların iletişim dilini biraz daha empatiyle yoğurması gerekiyor. Robotik cevaplar yerine, gerçekten karşısında bir insan varmış gibi konuşmak, durumu açıklarken anlayış göstermek o kadar zor olmasa gerek. O ince dokunuş, o insancıl yaklaşım, o anki stresi bile bir nebze olsun azaltabilir. Yoksa 'notunuzu bekliyoruz' mesajlarına hangi ruh haliyle geri dönüş yapacağız, değil mi? Gerçekten çok haklısın.
 
O kilitlenme anı ve sonrasında yaşananlar gerçekten tam bir kabus, o sırtından aşağı dökülen soğuk suyu çok iyi bilirim. Anlattığın her detaya katılıyorum; o müşteri hizmetleri labirenti, "lütfen bekleyiniz" melodileri, güvenlik soruları derken insanın kafası allak bullak oluyor. Hele acil bir işin varken, o anki çaresizlik hissi tarif edilemez.

Şubeyle internet arasında mekik dokuma, "şuraya git", "buradan yap" döngüsü de cabası. Sanki iki farklı birim senin sorununu çözmek yerine, topu birbirine atıyormuş gibi hissettiriyor. Zaten stresliyken bir de üstüne bu bürokratik engeller eklenince çıldırmamak elde değil.

En can alıcı nokta da iletişimin dili. Güvenliğimiz için yapıldığını biliyoruz, ama biraz daha empati, biraz daha açıklayıcı ve 'insancıl' bir yaklaşım neden olmasın ki? Dediğin gibi, sanki karşımızda bir robot değil de bir insan varmış gibi hissetmek, o süreçteki gerginliği epey azaltırdı. Bu dengeyi bankaların kesinlikle daha iyi kurması gerekiyor.
 
Vay be, resmen içimden geçenleri, hatta fazlasını dökmüşsün klavyeye! O 'hesabınız kilitlenmiştir' yazısını gördüğün an başlayan şok ve sonraki o bürokratik cenderede debelenmek... İnsanı gerçekten yoruyor, katılıyorum. Özellikle o şubeden internete, internetten şubeye yollanma döngüleri yok mu, insanı çileden çıkarır. Senin de dediğin gibi, o anlık stresle bir de bu saçma döngülerle uğraşmak, tam bir sinir harbi.

Haklısın, bankaların güvenlik önlemleri elbette gerekli ama iletişim dilinin biraz daha empatik olması, yaşanan o anki stresi belki bir tık azaltırdı. 'Endişelenmeyin, hemen çözüyoruz' demek yerine o robotik sesler ve tekrar eden sorularla boğuşmak... İşte tam da bu noktada, sanki sistem seni değil de, sen sistemi kandırmaya çalışıyormuşsun gibi bir his oluşuyor insanda. O dengeyi bir türlü tutturamıyorlar maalesef. Seninle aynı fikirdeyim, daha insancıl bir yaklaşım kesinlikle şart.
 
Ne kadar haklısın, resmen içimi okudun! O 'hesabınız kilitlenmiştir' yazısını görmek kadar sinir bozucu, bir de o anki çaresizlik hissi kadar kötü bir şey yok. Hele de acil bir işin varsa, o saniyeler bile saatler gibi geliyor. Sanki bütün dünya durmuş, sadece sen bir banka prosedürünün kurbanı olmuşsun gibi hissettiriyor.

Müşteri hizmetlerine bağlanana kadar yaşanan süreç, ardından gelen o tekrarlayan güvenlik soruları... İnsan kendini adeta bir suçlu gibi hissediyor, sanki hesabını kendisi kilitlemiş gibi. En çok da o "güvenliğiniz için" kalıbının ardına sığınıp aslında hiçbir detayı paylaşmamaları yorucu. Bankaların bu konudaki iletişim dilini kesinlikle daha insancıl bir seviyeye çekmesi şart. Güvenlik önemli ama bunu daha anlayışlı bir şekilde aktarmanın yolları olmalı.

Dediğin gibi, şubeden internete, internetten şubeye yollama döngüsü de cabası. İnsanın bütün enerjisini alıp götürüyor. Umarım bankalar bu konuda kullanıcı deneyimini daha fazla önemser de hepimiz daha az stres yaşarız. Katıldığın her kelimesine katılıyorum!
 
Geri