CrimsonLinen
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi icra borcu mevzusu... Ah be kardeşim, insanı uykusuz bırakan, boğazında düğümlenen bir dert bu, biliyorum. Hani böyle "Hangi banka bana daha iyi gelir?" diye düşündüğünde, aslında gönlün biraz da olsa rahat etmek istiyor, bir kapı aransın, bir nefes alayım istiyorsun, değil mi... O kocaman, soğuk banka binaları arasında sıcak bir el arıyorsun adeta.
Aslında böyle bir durumda "en iyi banka" diye bir şey var mı, inanın o da ayrı bir muamma. Çünkü her bankanın kendine göre bir borçluya yaklaşım politikası oluyor, bazısı daha katı dururken, bazısı biraz daha... ne bileyim, esnek adımlar atabiliyor gibi geliyor dışarıdan bakınca. Ama asıl mesele, senin şu anki durumun ne kadar kritik, bankayla daha önce aranda ne gibi bir ilişki vardı, bu bile çok önemli olabiliyor vallahi.
Devlet bankaları sanki bu konularda biraz daha... halka yakın durur, daha insancıl bakar gibi bir algı vardır ya hep. Hani "Devlet bankasıdır, vatandaşına sırtını dönmez" düşüncesi... E bu da aslında tamamen yanlış değil, bazen gerçekten özel bankalara göre daha geniş vade, daha esnek ödeme planları sunma eğiliminde olabiliyorlar. Ama bu da bir garantisi değil tabii, onların da sonuçta uyması gereken kurallar, yönetmelikler var, o da bir gerçek.
Özel bankalar ise biraz daha... hani, ticaridir ya, kar odaklıdır. Ama bu, hiç şansın olmadığı anlamına gelmez. Onlar da risk yönetimi yapar, duruma göre farklı ürünler, farklı çözümler sunabilir. Belki bir banka, senin borcunu daha 'az riskli' görür ve farklı bir yapılandırma teklifiyle gelir, kim bilir... Yani hepsini aynı kefeye koymamak lazım, her birinin kendi içinde dinamikleri bambaşka işliyor abi.
Şimdi burada en önemlisi ne biliyor musun? Bankayla konuşmaktan kaçmamak. Biliyorum, o telefonlara bakmak, o şubeye gitmek dünyanın en zor şeyi gibi gelir insana... Sanki karşıdaki seni yargılayacak, küçümseyecek gibi hissedersin. Ama inan bana, onlar da bu durumlarla çok sık karşılaşıyorlar. Açık ve dürüst olmak, durumu tüm çıplaklığıyla anlatmak, "Ben ödemek istiyorum ama şu an zor durumdayım" demek, o buzları eritmenin ilk adımı olabilir.
Hatta bazen, banka sana gelmeden önce sen onlara gitmelisin. Diyelim ki birkaç gün sonra taksitin var ve biliyorsun ki ödeyemeyeceksin... İşte tam da o noktada aramak, "Şu an böyle bir sıkıntı yaşıyorum, ne yapabiliriz?" demek, borcun icraya düşmesinden çok daha farklı bir etki yaratır. En azından iyi niyetini göstermiş olursun, bu da bankanın sana bakış açısını değiştirebilir, inanın bana.
Bir de şu var ki, bazı bankalar bu tür durumlarda daha aktif rol oynayan, özel birimler kuran bankacılardır. Yani her bankanın içinde, bu tür "sorunlu alacaklar" ya da "yeniden yapılandırma" konularıyla ilgilenen departmanlar vardır. Doğru kişiye ulaşmak, doğru birimle iletişime geçmek bazen tüm kapıları açabiliyor... Hani böyle, uzun uzun anlatırsın durumunu, karşıdaki seni dinler, anlar gibi...
Bu arada, hani diyelim ki bir bankadan kredi çektin ve şu an o kredin icrada... O bankadan yeni bir yapılandırma beklemek bazen biraz daha zordur, çünkü zaten ilişki bozulmuştur, güven zedelenmiştir. Ama belki başka bir bankayla, hiç işin olmayan bir bankayla konuşsan... Onlar daha "taze" bir başlangıç yapma potansiyeli sunabilir mi? Bazen oluyor öyle şeyler, borcunu bir bankadan alıp, daha makul şartlarla başka bir bankaya taşıma durumları da olabiliyor... tabi bu da tamamen senin kredi notuna ve o anki finansal durumuna bağlı bir durum.
Yani tek bir doğru cevap yok aslında. Bu biraz da "deneme yanılma" meselesi gibi, ya da en azından doğru araştırmayı yapıp, doğru kapıları çalma işi. Her bankanın müşteri hizmetleri var, borç yapılandırma birimleri var... Oturup konuşmak, durumu anlatmak, onların size neler sunabileceğini öğrenmekten başka çaren yok. Unutma, en kötü karar, karar vermemektir bu gibi durumlarda... Hadi bakalım, inşallah bir çıkış yolu bulunur.
Aslında böyle bir durumda "en iyi banka" diye bir şey var mı, inanın o da ayrı bir muamma. Çünkü her bankanın kendine göre bir borçluya yaklaşım politikası oluyor, bazısı daha katı dururken, bazısı biraz daha... ne bileyim, esnek adımlar atabiliyor gibi geliyor dışarıdan bakınca. Ama asıl mesele, senin şu anki durumun ne kadar kritik, bankayla daha önce aranda ne gibi bir ilişki vardı, bu bile çok önemli olabiliyor vallahi.
Devlet bankaları sanki bu konularda biraz daha... halka yakın durur, daha insancıl bakar gibi bir algı vardır ya hep. Hani "Devlet bankasıdır, vatandaşına sırtını dönmez" düşüncesi... E bu da aslında tamamen yanlış değil, bazen gerçekten özel bankalara göre daha geniş vade, daha esnek ödeme planları sunma eğiliminde olabiliyorlar. Ama bu da bir garantisi değil tabii, onların da sonuçta uyması gereken kurallar, yönetmelikler var, o da bir gerçek.
Özel bankalar ise biraz daha... hani, ticaridir ya, kar odaklıdır. Ama bu, hiç şansın olmadığı anlamına gelmez. Onlar da risk yönetimi yapar, duruma göre farklı ürünler, farklı çözümler sunabilir. Belki bir banka, senin borcunu daha 'az riskli' görür ve farklı bir yapılandırma teklifiyle gelir, kim bilir... Yani hepsini aynı kefeye koymamak lazım, her birinin kendi içinde dinamikleri bambaşka işliyor abi.
Şimdi burada en önemlisi ne biliyor musun? Bankayla konuşmaktan kaçmamak. Biliyorum, o telefonlara bakmak, o şubeye gitmek dünyanın en zor şeyi gibi gelir insana... Sanki karşıdaki seni yargılayacak, küçümseyecek gibi hissedersin. Ama inan bana, onlar da bu durumlarla çok sık karşılaşıyorlar. Açık ve dürüst olmak, durumu tüm çıplaklığıyla anlatmak, "Ben ödemek istiyorum ama şu an zor durumdayım" demek, o buzları eritmenin ilk adımı olabilir.
Hatta bazen, banka sana gelmeden önce sen onlara gitmelisin. Diyelim ki birkaç gün sonra taksitin var ve biliyorsun ki ödeyemeyeceksin... İşte tam da o noktada aramak, "Şu an böyle bir sıkıntı yaşıyorum, ne yapabiliriz?" demek, borcun icraya düşmesinden çok daha farklı bir etki yaratır. En azından iyi niyetini göstermiş olursun, bu da bankanın sana bakış açısını değiştirebilir, inanın bana.
Bir de şu var ki, bazı bankalar bu tür durumlarda daha aktif rol oynayan, özel birimler kuran bankacılardır. Yani her bankanın içinde, bu tür "sorunlu alacaklar" ya da "yeniden yapılandırma" konularıyla ilgilenen departmanlar vardır. Doğru kişiye ulaşmak, doğru birimle iletişime geçmek bazen tüm kapıları açabiliyor... Hani böyle, uzun uzun anlatırsın durumunu, karşıdaki seni dinler, anlar gibi...
Bu arada, hani diyelim ki bir bankadan kredi çektin ve şu an o kredin icrada... O bankadan yeni bir yapılandırma beklemek bazen biraz daha zordur, çünkü zaten ilişki bozulmuştur, güven zedelenmiştir. Ama belki başka bir bankayla, hiç işin olmayan bir bankayla konuşsan... Onlar daha "taze" bir başlangıç yapma potansiyeli sunabilir mi? Bazen oluyor öyle şeyler, borcunu bir bankadan alıp, daha makul şartlarla başka bir bankaya taşıma durumları da olabiliyor... tabi bu da tamamen senin kredi notuna ve o anki finansal durumuna bağlı bir durum.
Yani tek bir doğru cevap yok aslında. Bu biraz da "deneme yanılma" meselesi gibi, ya da en azından doğru araştırmayı yapıp, doğru kapıları çalma işi. Her bankanın müşteri hizmetleri var, borç yapılandırma birimleri var... Oturup konuşmak, durumu anlatmak, onların size neler sunabileceğini öğrenmekten başka çaren yok. Unutma, en kötü karar, karar vermemektir bu gibi durumlarda... Hadi bakalım, inşallah bir çıkış yolu bulunur.
