İcra dairesi borçlarının yapılandırma kapsamına alınması... Vallahi, ne diyeyim, kimin aklına gelmez ki böyle bir şey. O kapının önünden geçerken bile insanın içi bir tuhaf olur, değil mi?
Düşünsene, o omuzlarındaki koca yük, bir anda hafifliyor gibi bir his... Sanki bir düğüm çözülüyor içinden.
İnsanlar neler çekiyor bu icra borçları yüzünden, neler... Geceleri uyku girmez gözlerine, biliyorum.
Hani derler ya, "çıkmaz sokak"... Tam da öyle işte, bir çıkmazın içinde gibi hisseder kendini borçlu. Şimdi o sokağa bir ışık yandı sanki.
Abi, normal kredi borcu başka, icra borcu bambaşka bir şey. Biri bankaya, öbürü artık devlete, resmi kurumlara... psikolojisi çok farklı oluyor.
İnsan kendine bile dert anlatamaz bazen, o borcun ağırlığıyla. Eşine, dostuna... Utanır sıkılır.
Şimdi bu yapılandırma, aslında bir nevi "hadi bakalım, bir daha dene" deme hali. İkinci bir şans gibi, ne bileyim...
Tabii ki her şey güllük gülistanlık değil, belli koşulları var bunun. Öyle her borç hemen paldır küldür yapılandırılamaz, araştırmak lazım.
Nereden başlanır, kiminle konuşulur? Git bir danış abi, öğren detaylarını. Belki de senin de derdine çare olur.
Kimse borçlu kalmak istemez, bu da bir gerçek. Borç yiğidin kamçısı derler ama kamçılamaktan öte, bazen boğar insanı.
Bu adım, devletin de aslında vatandaşına "senin yanındayım" deme şekli gibi. Yani en azından ben öyle algılıyorum...
Sakın ha, "nasıl olsa yapılandırırım" diye düşünme. Bu bir fırsat, bir kerelik belki de... İyi değerlendirmek lazım.
Yeniden o çıkmaza düşmemek için ders çıkarmak gerek. Borçlanma alışkanlıklarını bir gözden geçirmeli insan.
Çok insan var, yıllardır bu borçların gölgesinde yaşayan. Kredi kartları, faturalar, çekler... Hepsi birikti, şişti...
Şimdi biraz nefes alma vakti belki. Bir umut, bir başlangıç... Hadi bakalım, inşallah iyi olur herkes için.
Düşünsene, o omuzlarındaki koca yük, bir anda hafifliyor gibi bir his... Sanki bir düğüm çözülüyor içinden.
İnsanlar neler çekiyor bu icra borçları yüzünden, neler... Geceleri uyku girmez gözlerine, biliyorum.
Hani derler ya, "çıkmaz sokak"... Tam da öyle işte, bir çıkmazın içinde gibi hisseder kendini borçlu. Şimdi o sokağa bir ışık yandı sanki.
Abi, normal kredi borcu başka, icra borcu bambaşka bir şey. Biri bankaya, öbürü artık devlete, resmi kurumlara... psikolojisi çok farklı oluyor.
İnsan kendine bile dert anlatamaz bazen, o borcun ağırlığıyla. Eşine, dostuna... Utanır sıkılır.
Şimdi bu yapılandırma, aslında bir nevi "hadi bakalım, bir daha dene" deme hali. İkinci bir şans gibi, ne bileyim...
Tabii ki her şey güllük gülistanlık değil, belli koşulları var bunun. Öyle her borç hemen paldır küldür yapılandırılamaz, araştırmak lazım.
Nereden başlanır, kiminle konuşulur? Git bir danış abi, öğren detaylarını. Belki de senin de derdine çare olur.
Kimse borçlu kalmak istemez, bu da bir gerçek. Borç yiğidin kamçısı derler ama kamçılamaktan öte, bazen boğar insanı.
Bu adım, devletin de aslında vatandaşına "senin yanındayım" deme şekli gibi. Yani en azından ben öyle algılıyorum...
Sakın ha, "nasıl olsa yapılandırırım" diye düşünme. Bu bir fırsat, bir kerelik belki de... İyi değerlendirmek lazım.
Yeniden o çıkmaza düşmemek için ders çıkarmak gerek. Borçlanma alışkanlıklarını bir gözden geçirmeli insan.
Çok insan var, yıllardır bu borçların gölgesinde yaşayan. Kredi kartları, faturalar, çekler... Hepsi birikti, şişti...
Şimdi biraz nefes alma vakti belki. Bir umut, bir başlangıç... Hadi bakalım, inşallah iyi olur herkes için.