İcra Takibi Başlamış Borçların Yapılandırma Kapsamı

İcra Takibi Başlamış Borçların Yapılandırma Kapsamı

OrchidFjord

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
244
Tepkime puanı
0
OrchidFjord
İcra takibi başlamış bir borcun, "yapılandırma" denilen o sihirli kelimenin kapsamına girip girmediği meselesi, borç batağında boğulan binlerce insanın rüyalarını, gündüz düşlerini süslüyor adeta. Zaten olay tam da burada başlıyor, biliyor musun; gerçekten bir çıkış var mı, yoksa sadece umut mu satılıyor? İşte bu ince çizgide, borçlunun nefes alabileceği bir aralık var mı, yok mu, hep beraber yakından bakalım.

Borç yapılandırması dediğimiz şey, öyle her önüne gelen borç için kapısını çalabileceğin bir Hızır değil, vallahi billahi değil. Özellikle icra süreci başlamışsa, yani iş artık resmiyet kazanmış, devletin kolu devreye girmişse, mevzu biraz daha karmaşık bir hal alıyor, daha doğrusu alıyor gibi görünüyor... Peki gerçekten öyle mi? Bankalardan tutun da şahıs alacaklarına, kamu borçlarından şirket alacaklarına kadar her birinin kendine özgü bir oyun planı, bir kural listesi var, bunu baştan bir kabul edelim.

Şimdi bir kere, kamusal borçlarla, yani devlete olan borçlarla, özel hukuktan kaynaklanan borçları ayırmak şart, abi ya. Maliye'ye, SGK'ya, belediyelere, yani anlayacağın devletin herhangi bir kurumuna olan borçların yapılandırılması genelde genel af niteliğinde kanunlarla, torba yasalarla gündeme geliyor; bunların kapsamı, şartları, son başvuru tarihleri hep bu yasal düzenlemelerle belirleniyor. Orada devlet babacanlığını gösteriyor, bir nefes aldırıyor... Ama özel borçlarda işler tamamen farklı seyrediyor, öyle değil mi?

Özel alacaklılar, özellikle de bankalar, icra takibini başlattığında kendi iç dinamiklerine, risk politikalarına göre hareket ederler. Yani onların yapılandırma süreci, bir kanunla değil, tamamen bankanın insiyatifiyle, borçlunun durumuyla ve o anki ekonomik konjonktürle şekillenir. "Gel kardeşim, şu borcunu ödeyemiyorsun, taksitlendirelim" deme olasılıkları, icra başlamadan önce daha yüksekken, icra zilleri çalmaya başladığında biraz daha sıkı pazarlıklar dönmeye başlar. Sanki elinizdeki kozlar azalmış gibi... Ama her zaman sıfır değildir, bunu unutma.

İcra takibinin hangi aşamada olduğu da yapılandırma ihtimallerini doğrudan etkiliyor; bu çok net. Yeni başlamış, henüz haciz aşamasına gelmemiş bir dosyayla, hacizlerin konmuş, satış aşamasına gelmiş bir dosyanın durumu bir olur mu? Elbette olmaz. İlkinde borçlunun elinde belki daha güçlü bir pazarlık payı, bir alan açma şansı vardır. Ama iş, mal varlığına el konma, satışa çıkarma noktasına gelmişse, o zaman alacaklı da biraz daha "paramı alayım da ne olursa olsun" moduna girer, pazarlık masası sertleşir. Sanki son şanslar tükeniyormuş gibi...

Peki, icra takibi başlamış borcunuz varsa ne yapacaksınız? Sakın ha, sakın ola kenara çekilip "olan oldu" demeyin. Öncelikle avukatınızla, eğer yoksa bir hukukçuyla mutlaka konuşun. Dosyanızın durumunu, alacaklının kim olduğunu, alacağın türünü net bir şekilde öğrenin. Sonra da proaktif olun; yani beklemeyin, harekete geçin. Alacaklıyla görüşme zeminleri arayın, kendi ödeme planınızı, teklifinizi sunun. Unutmayın, alacaklı da, "icradan alacağıma, daha az da olsa düzenli ödeme alırım" mantığıyla hareket edebilir. Bazen sadece doğru kapıyı çalmak, doğru zamanda doğru teklifi yapmak bile yeter.

Ve işte en önemlisi, bu karmaşık süreçte yalnız değilsiniz. Borç meselesi, özellikle icralık olmak, insanın ruh halini derinden etkiler, uykularını kaçırır, hayat kalitesini düşürür. Ama her kapalı kapının ardında bir pencere olabileceğini, her zorluğun içinde bir kolaylık barındırabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Yeter ki doğru bilgiyi edinin, doğru adımları atın ve en önemlisi, umudunuzu yitirmeyin... Çünkü umut, bu süreçte belki de en büyük sermayeniz.
 
Geri