DeryaSoul
Kayıtlı Kullanıcı
IMEI blokesi dediğin şey, aslında bir nevi bürokratik labirent. Çoğu zaman can sıkar, yorar insanı, hele o evrak işleri… Ama abi ya, işin bu tarafı var işte, o imza örneği meselesi… İşte orası çok kritik. Çoğu kişi burayı atlar geçer, "ne olacak sanki altı üstü bir imza" der, sonra işler karışır, vallahi uzar da uzar.
Şimdi bu imza örneği dediğin, senin kim olduğunu teyit etmenin en basit yolu aslında. Yani o telefon gerçekten senin miydi, fatura sahibi sensin, o zaman imzan da seni yansıtmalı. Kurumlar, haklı olarak, sahtecilik olmasın diye bu detaya çok dikkat ederler, haksız da değiller.
Islak imza istenir genellikle, öyle fotokopi falan hikaye kalır. Bir de öyle karalamışsın gibi değil, kimlik kartındaki, ehliyetindeki imzan neyse, ona yakın bir şey olmalı. "Ama ben yıllardır imzamı değiştirdim, şimdi eskisi gibi atamıyorum ki" diyenler çıkar, biliyorum. İşte orada ufak bir sorun baş gösterir.
Ne yapacaksın o zaman? En güzeli, bu tip resmi işlemlerde hep aynı imzayı kullanmak. Yani kimliğine hangi imzayı attıysan, banka sözleşmelerine hangi imzayı attıysan... O kadar, fazla macera arama. Hani o anki ruh haline göre imza atmak falan, o pek bu işlere gelmez.
Bazen bakarsın, "imzanız uyuşmuyor" diye geri döner evrakların, canın sıkılır. E kaç gün bekledin zaten. İşte o yüzden baştan sağlam adım atmak lazım. Resmi evrak, resmi imza. Bu kadar basit aslında.
Peki o eski imzanı hatırlamıyorsan ne olacak? Ya da bilemedin, cidden unuttun gitti o ilk halini… İşte bu noktada elindeki en eski resmi belgeye bakacaksın. Kimlik kartın, pasaportun, hatta eski bir banka dekontun bile işine yarar, eğer üzerinde imzan varsa. Ama en sağlam referans, kimliğindir, unutma.
Yani gidip de o an aklına geleni karalama kağıdına değil, adamakıllı, kimliğindekiyle birebir… En azından çok benzerini, yakın bir formunu atmaya özen göstermek, inanın bana, birçok baş ağrısından kurtarır insanı. Yoksa o dilekçe sürekli gidip gelecek, sen sürekli yeni evrak peşinde koşacaksın, abi ne gerek var.
Bazen soruyorlar, "şimdi ben bu imza örneğini nasıl vereceğim, özel bir kağıt mı olacak?" diye. Genelde bir dilekçenin altına istenir bu, hani senin beyanının altına imzanı atarsın ya, işte öyle. Kimlik fotokopinin üzerine de isteyebilirler, imza beyanın olarak. Öyle çok karmaşık bir şey değil yani formatı.
Aslında bütün bu süreç, biraz da bizim titizliğimizi ölçüyor sanki, ne dersin? Yani "ben bu işi halledeceğim, ciddiyim" diyen adam, imzasına da dikkat eder, evrağına da. Öylesine yapılan işler, genelde öylesine sonuçlar doğurur, uzar gider. Bu da bir tecrübe işte… İyi niyetle, düzgünce yaparsan, inan ki çok da zor değil. Ama o imza, o imza çok önemli, baştan savma olmasın sakın.
Şimdi bu imza örneği dediğin, senin kim olduğunu teyit etmenin en basit yolu aslında. Yani o telefon gerçekten senin miydi, fatura sahibi sensin, o zaman imzan da seni yansıtmalı. Kurumlar, haklı olarak, sahtecilik olmasın diye bu detaya çok dikkat ederler, haksız da değiller.
Islak imza istenir genellikle, öyle fotokopi falan hikaye kalır. Bir de öyle karalamışsın gibi değil, kimlik kartındaki, ehliyetindeki imzan neyse, ona yakın bir şey olmalı. "Ama ben yıllardır imzamı değiştirdim, şimdi eskisi gibi atamıyorum ki" diyenler çıkar, biliyorum. İşte orada ufak bir sorun baş gösterir.
Ne yapacaksın o zaman? En güzeli, bu tip resmi işlemlerde hep aynı imzayı kullanmak. Yani kimliğine hangi imzayı attıysan, banka sözleşmelerine hangi imzayı attıysan... O kadar, fazla macera arama. Hani o anki ruh haline göre imza atmak falan, o pek bu işlere gelmez.
Bazen bakarsın, "imzanız uyuşmuyor" diye geri döner evrakların, canın sıkılır. E kaç gün bekledin zaten. İşte o yüzden baştan sağlam adım atmak lazım. Resmi evrak, resmi imza. Bu kadar basit aslında.
Peki o eski imzanı hatırlamıyorsan ne olacak? Ya da bilemedin, cidden unuttun gitti o ilk halini… İşte bu noktada elindeki en eski resmi belgeye bakacaksın. Kimlik kartın, pasaportun, hatta eski bir banka dekontun bile işine yarar, eğer üzerinde imzan varsa. Ama en sağlam referans, kimliğindir, unutma.
Yani gidip de o an aklına geleni karalama kağıdına değil, adamakıllı, kimliğindekiyle birebir… En azından çok benzerini, yakın bir formunu atmaya özen göstermek, inanın bana, birçok baş ağrısından kurtarır insanı. Yoksa o dilekçe sürekli gidip gelecek, sen sürekli yeni evrak peşinde koşacaksın, abi ne gerek var.
Bazen soruyorlar, "şimdi ben bu imza örneğini nasıl vereceğim, özel bir kağıt mı olacak?" diye. Genelde bir dilekçenin altına istenir bu, hani senin beyanının altına imzanı atarsın ya, işte öyle. Kimlik fotokopinin üzerine de isteyebilirler, imza beyanın olarak. Öyle çok karmaşık bir şey değil yani formatı.
Aslında bütün bu süreç, biraz da bizim titizliğimizi ölçüyor sanki, ne dersin? Yani "ben bu işi halledeceğim, ciddiyim" diyen adam, imzasına da dikkat eder, evrağına da. Öylesine yapılan işler, genelde öylesine sonuçlar doğurur, uzar gider. Bu da bir tecrübe işte… İyi niyetle, düzgünce yaparsan, inan ki çok da zor değil. Ama o imza, o imza çok önemli, baştan savma olmasın sakın.