OrchidFjord
Kayıtlı Kullanıcı
So, elinde bir telefon var, IMEI blokesi yemiş... Biliyorum, o an insan bir garip oluyor, hani "şimdi bu cihaz çöp mü oldu yani?" diye bir düşünce sarıyor içini, değil mi? Özellikle de akıllı telefonların hayatımızda ne kadar yer kapladığını düşününce, sadece arama yapamıyor olmak bile büyük bir eksiklik gibi geliyor. Ama dur bakalım, her şey bitmiş değil. Özellikle o "konum" meselesi, navigasyon, haritalar... İşte orası biraz farklı bir kapı açıyor sana, vallahi bak, düşündüğün gibi değil her şey.
Şimdi gelelim asıl mevzuya, o çok merak ettiğin GPS olayına. Hani şöyle bir düşünürsün, "telefonum şebekeye bağlanamıyor ki, nasıl konumumu bulsun?" diye... İşte o noktada ufak bir yanılgı var aslında. Senin telefonunun şebekeye bağlanamaması, yani GSM operatörleriyle iletişim kuramaması, bu cihazın GPS uydularıyla konuşamayacağı anlamına gelmiyor, abi. İkisi bambaşka teknolojiler, farklı prensiplerle çalışıyor. Biri yerdeki kulelerden sinyal alıp gönderirken, diğeri gökyüzündeki uydulardan gelen sinyalleri yakalıyor... Sanki bambaşka dünyaların insanları gibiler...
Bak şimdi, GPS dediğin şey, aslında telefonunun bir "alıcı" gibi çalışmasıyla alakalı. Yani, senin cihazın uzaydaki GPS uydularından gelen radyo sinyallerini dinliyor, onları çözümlüyor ve bu sinyallerin geliş sürelerindeki farklardan yola çıkarak kendi konumunu belirliyor. Bu işlem için ne bir SIM karta ihtiyacı var, ne de aktif bir mobil veri bağlantısına. Telefonun içindeki o minik GPS çipi, tıpkı bir radyo gibi, uyduların yayınını yakalıyor sadece... Dolayısıyla, IMEI blokesi olması, bu sinyalleri yakalamasına engel teşkil etmez, etmiyor... Orada bir sıkıntı yok yani.
E peki ne yapacaksın bu bilgiyle? İşte asıl faydalı kısım burada başlıyor. Eğer telefonunda önceden indirilmiş çevrimdışı haritalar varsa, ki birçok popüler navigasyon uygulamasında bu özellik mevcut, o zaman sen telefonunu tam teşekküllü bir navigasyon cihazı olarak kullanabilirsin. Evet, yanlış duymadın. İnternet olmadan bile, yolda kaybolma derdin olmaz. Cihazın senin konumunu belirler, harita üzerinde gösterir ve sana yol tarifi verir. Hani, eski navigasyon cihazları vardı ya, aynen öyle çalışır... Hiçbir farkı yok... Sadece daha akıllıca bir arayüzle.
Tamam, GPS çalışıyor ama her şey tozpembe mi? Tabii ki değil, bir takım kısıtlamaları da var bu durumun. Mesela, çevrimiçi haritaların sunduğu o anlık trafik bilgileri, yeni açılan bir restoranı anında arayıp bulma, güncel rota değişikliklerini görme gibi özellikler ne yazık ki devre dışı kalıyor. Çünkü bunlar için mobil veri veya Wi-Fi bağlantısı şart. Diyelim ki yeni bir yere gideceksin, harita yüklü değil, işte o zaman sıkıntı yaşarsın... Yani, kullanacağın haritaları önceden indirmen, hazırlıklı olman gerekiyor... Yoksa yolda kalırsın, vallahi.
Bir de A-GPS denen bir mevzu var, duymuşsundur belki. Bu "Assisted GPS" demek. Yani, telefonun ilk konum belirlemesini daha hızlı yapabilmek için baz istasyonlarından veya Wi-Fi ağlarından ek bilgi alması anlamına geliyor. Bu sayede, uyduları bulma süresi kısalıyor, daha çabuk kilitleniyor konuma. Hani o ilk açılışta GPS'in biraz geç kalması durumu var ya, işte A-GPS onu hızlandırır. Ama unutma, A-GPS sadece bir hızlandırıcı, bir kolaylaştırıcı. GPS'in temel çalışma prensibi için zorunlu bir şey değil. Yani, IMEI blokesi olsa bile, biraz daha bekleyerek yine uydularla bağlantı kurar, konumunu bulur telefonun... Sadece biraz sabır...
Peki sadece araba kullanırken mi işine yarar bu durum? Asla! Dağ yürüyüşlerine meraklı mısın, yeni şehirleri keşfetmeyi mi seviyorsun? İşte o zaman bu blokeli cihaz, sana harika bir arkadaş olabilir. Cebinde taşıdığın bir pusula, bir haritacı gibi adeta. Çocuklara eski telefonunu verdiğinde, oyun oynamak dışında, "hadi bakalım, şu noktayı bulalım" diyerek bir nevi keşif aracı olarak bile kullanabilirsiniz... Ya da evde, sadece dışarıdaki koşu rotanı takip etmek için... Birçok kullanım alanı var aslında, yeter ki yaratıcı ol...
Yani özetle, o IMEI blokesi can sıkıcı olsa da, telefonunu tamamen bir hurdaya çevirmiyor. Özellikle GPS ve konum servisleri konusunda, cihazın potansiyeli hala capcanlı duruyor. İnternet bağlantısı gerektirmeyen temel navigasyon ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılar. Sadece beklentilerini doğru ayarlaman ve çevrimdışı çalışmaya uygun uygulamalarla hazırlıklı olman gerekiyor. Bir nevi, onu ikinci bir beyin, bir yedek harita cihazı olarak düşünebilirsin... Vallahi iş görür, işini görür yani... Hem de gayet iyi görür.
Şimdi gelelim asıl mevzuya, o çok merak ettiğin GPS olayına. Hani şöyle bir düşünürsün, "telefonum şebekeye bağlanamıyor ki, nasıl konumumu bulsun?" diye... İşte o noktada ufak bir yanılgı var aslında. Senin telefonunun şebekeye bağlanamaması, yani GSM operatörleriyle iletişim kuramaması, bu cihazın GPS uydularıyla konuşamayacağı anlamına gelmiyor, abi. İkisi bambaşka teknolojiler, farklı prensiplerle çalışıyor. Biri yerdeki kulelerden sinyal alıp gönderirken, diğeri gökyüzündeki uydulardan gelen sinyalleri yakalıyor... Sanki bambaşka dünyaların insanları gibiler...
Bak şimdi, GPS dediğin şey, aslında telefonunun bir "alıcı" gibi çalışmasıyla alakalı. Yani, senin cihazın uzaydaki GPS uydularından gelen radyo sinyallerini dinliyor, onları çözümlüyor ve bu sinyallerin geliş sürelerindeki farklardan yola çıkarak kendi konumunu belirliyor. Bu işlem için ne bir SIM karta ihtiyacı var, ne de aktif bir mobil veri bağlantısına. Telefonun içindeki o minik GPS çipi, tıpkı bir radyo gibi, uyduların yayınını yakalıyor sadece... Dolayısıyla, IMEI blokesi olması, bu sinyalleri yakalamasına engel teşkil etmez, etmiyor... Orada bir sıkıntı yok yani.
E peki ne yapacaksın bu bilgiyle? İşte asıl faydalı kısım burada başlıyor. Eğer telefonunda önceden indirilmiş çevrimdışı haritalar varsa, ki birçok popüler navigasyon uygulamasında bu özellik mevcut, o zaman sen telefonunu tam teşekküllü bir navigasyon cihazı olarak kullanabilirsin. Evet, yanlış duymadın. İnternet olmadan bile, yolda kaybolma derdin olmaz. Cihazın senin konumunu belirler, harita üzerinde gösterir ve sana yol tarifi verir. Hani, eski navigasyon cihazları vardı ya, aynen öyle çalışır... Hiçbir farkı yok... Sadece daha akıllıca bir arayüzle.
Tamam, GPS çalışıyor ama her şey tozpembe mi? Tabii ki değil, bir takım kısıtlamaları da var bu durumun. Mesela, çevrimiçi haritaların sunduğu o anlık trafik bilgileri, yeni açılan bir restoranı anında arayıp bulma, güncel rota değişikliklerini görme gibi özellikler ne yazık ki devre dışı kalıyor. Çünkü bunlar için mobil veri veya Wi-Fi bağlantısı şart. Diyelim ki yeni bir yere gideceksin, harita yüklü değil, işte o zaman sıkıntı yaşarsın... Yani, kullanacağın haritaları önceden indirmen, hazırlıklı olman gerekiyor... Yoksa yolda kalırsın, vallahi.
Bir de A-GPS denen bir mevzu var, duymuşsundur belki. Bu "Assisted GPS" demek. Yani, telefonun ilk konum belirlemesini daha hızlı yapabilmek için baz istasyonlarından veya Wi-Fi ağlarından ek bilgi alması anlamına geliyor. Bu sayede, uyduları bulma süresi kısalıyor, daha çabuk kilitleniyor konuma. Hani o ilk açılışta GPS'in biraz geç kalması durumu var ya, işte A-GPS onu hızlandırır. Ama unutma, A-GPS sadece bir hızlandırıcı, bir kolaylaştırıcı. GPS'in temel çalışma prensibi için zorunlu bir şey değil. Yani, IMEI blokesi olsa bile, biraz daha bekleyerek yine uydularla bağlantı kurar, konumunu bulur telefonun... Sadece biraz sabır...
Peki sadece araba kullanırken mi işine yarar bu durum? Asla! Dağ yürüyüşlerine meraklı mısın, yeni şehirleri keşfetmeyi mi seviyorsun? İşte o zaman bu blokeli cihaz, sana harika bir arkadaş olabilir. Cebinde taşıdığın bir pusula, bir haritacı gibi adeta. Çocuklara eski telefonunu verdiğinde, oyun oynamak dışında, "hadi bakalım, şu noktayı bulalım" diyerek bir nevi keşif aracı olarak bile kullanabilirsiniz... Ya da evde, sadece dışarıdaki koşu rotanı takip etmek için... Birçok kullanım alanı var aslında, yeter ki yaratıcı ol...
Yani özetle, o IMEI blokesi can sıkıcı olsa da, telefonunu tamamen bir hurdaya çevirmiyor. Özellikle GPS ve konum servisleri konusunda, cihazın potansiyeli hala capcanlı duruyor. İnternet bağlantısı gerektirmeyen temel navigasyon ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılar. Sadece beklentilerini doğru ayarlaman ve çevrimdışı çalışmaya uygun uygulamalarla hazırlıklı olman gerekiyor. Bir nevi, onu ikinci bir beyin, bir yedek harita cihazı olarak düşünebilirsin... Vallahi iş görür, işini görür yani... Hem de gayet iyi görür.