IndigoCadence
Kayıtlı Kullanıcı
Telefonun cebinde olmadığını fark ettiğin an varya, o an içindeki o soğukluk, o boşluk... Tanıdık bir his mi bu abi? Keşke hiç yaşanmasa dersin ama oluyor işte, hayatın cilveleri... Hadi geçmiş olsun demeyelim de, ne yapman gerektiğini hemen anlatalım, vakit yok çünkü.
Hemen hattını kapatacaksın, başka yolu yok. Kimin eline geçtiyse o cihaz, ne haltlar karıştırır kim bilir senin numaranla. Banka şifreleri, kimlik doğrulama mesajları, sosyal medya... Düşünsene, herif senin adınla birilerine mesaj atar, ya da bankadan bir işlem yapmaya kalkar. Ne bekliyorsun ki? Operatörünü ara hemen, bekleme. Dakikası bile önemli, vallahi. Yani, bir saniye bile kaybetme sakın.
SIM blokesi eyvallah da, asıl mesele IMEI. Cihazın kendi numarası o, kimliği, parmak izi gibi... Telefonun gitmişse, çalınmışsa, bunu yapmazsan geçmiş olsun sana. Çok gördüm ben bu halleri. "Nasıl olsa kapattım SIM'i" deyip rahatlayanları... O cihaz başkalarının elinde cirit atar, bilgin olsun.
Emniyete gidiyorsun tabii ilk iş. Yok "aynen öyle mi yapacaktım" falan deme. Gideceksin, karakola yani. Tutanak tutturacaksın, çalındı ya da kayboldu diye. Faturanı, kimliğini yanına almayı unutma sakın. Ne kadar uğraştırıcı dersen, uğraştırıcı. Ama mecburiyet işte, başka çare yok.
Niye bu kadar önemli peki? Yani SIM'i kapatınca bitmiyor mu iş? Yok abi, bitmiyor. Adam içine başka SIM takar, senin telefonun el değiştirir durur. Sonra bir bakmışsın, senin telefonla bir olay olmuş, bir suça karışmış, başın belaya girmiş... Düşünmesi bile korkunç. Cihazı tamamen işlevsiz hale getirmek zorundasın. Yani, tabiri caizse, hurdaya çıkaracaksın dijital olarak, ki bir daha kullanılmasın.
Peki bu işler başa gelmeden ne yapacağız? Yedek alacaksın, sürekli yedek. Bulut muydu, bilgisayar mıydı, fark etmez. Sonra o fotoğrafların, rehberin peşinden koşma. Vallahi billahi, sonradan çok pişman olan gördüm. Sadece telefon değil giden, bazen koskoca bir hayat oluyor...
Özetle, panik yapma ama hızlı ol. Oturup da "benim telefonum bulunacak" diye bekleme. Hemen SIM'i bloke et, ardından IMEI için harekete geç. Abi, zamanla yarışıyorsun, unutma. Başka bir şey mi var yapacak? Yok.
Hemen hattını kapatacaksın, başka yolu yok. Kimin eline geçtiyse o cihaz, ne haltlar karıştırır kim bilir senin numaranla. Banka şifreleri, kimlik doğrulama mesajları, sosyal medya... Düşünsene, herif senin adınla birilerine mesaj atar, ya da bankadan bir işlem yapmaya kalkar. Ne bekliyorsun ki? Operatörünü ara hemen, bekleme. Dakikası bile önemli, vallahi. Yani, bir saniye bile kaybetme sakın.
SIM blokesi eyvallah da, asıl mesele IMEI. Cihazın kendi numarası o, kimliği, parmak izi gibi... Telefonun gitmişse, çalınmışsa, bunu yapmazsan geçmiş olsun sana. Çok gördüm ben bu halleri. "Nasıl olsa kapattım SIM'i" deyip rahatlayanları... O cihaz başkalarının elinde cirit atar, bilgin olsun.
Emniyete gidiyorsun tabii ilk iş. Yok "aynen öyle mi yapacaktım" falan deme. Gideceksin, karakola yani. Tutanak tutturacaksın, çalındı ya da kayboldu diye. Faturanı, kimliğini yanına almayı unutma sakın. Ne kadar uğraştırıcı dersen, uğraştırıcı. Ama mecburiyet işte, başka çare yok.
Niye bu kadar önemli peki? Yani SIM'i kapatınca bitmiyor mu iş? Yok abi, bitmiyor. Adam içine başka SIM takar, senin telefonun el değiştirir durur. Sonra bir bakmışsın, senin telefonla bir olay olmuş, bir suça karışmış, başın belaya girmiş... Düşünmesi bile korkunç. Cihazı tamamen işlevsiz hale getirmek zorundasın. Yani, tabiri caizse, hurdaya çıkaracaksın dijital olarak, ki bir daha kullanılmasın.
Peki bu işler başa gelmeden ne yapacağız? Yedek alacaksın, sürekli yedek. Bulut muydu, bilgisayar mıydı, fark etmez. Sonra o fotoğrafların, rehberin peşinden koşma. Vallahi billahi, sonradan çok pişman olan gördüm. Sadece telefon değil giden, bazen koskoca bir hayat oluyor...
Özetle, panik yapma ama hızlı ol. Oturup da "benim telefonum bulunacak" diye bekleme. Hemen SIM'i bloke et, ardından IMEI için harekete geç. Abi, zamanla yarışıyorsun, unutma. Başka bir şey mi var yapacak? Yok.