IndigoQuartz
Kayıtlı Kullanıcı
Geliyor musun abi kefil olmaya? Vallahi bankadan kredi çekecek, sıkıştı, bir imzandan ne çıkar dedi di mi? Al işte, o bir imzadan ne çıkacağını anlatalım sana, acı ama gerçekler bunlar... Sonra "ben bilmiyordum" deme.
Kefillik dediğin, borcu ödeyemeyenin yerine senin ödeyeceğin garantisidir, öyle bankalar durduk yere senin o güzelim gelirine, birikimine göz dikmiyor. Asıl borçlu ödeyemedi mi, hele bir de icra takibi başladı mı, işte o zaman gözler direkt sana çevriliyor. Şak diye geliyor kapına o celp, öyle ha deyince de kaçamazsın.
Ya arkadaşının işi batarsa, ya akraban bir anda iflas ederse? Durumlar her zaman güllük gülistanlık gitmiyor bu memlekette, görüyorsun işte... Ekonomi desen bir gün iyi bir gün kötü, işler tıkırında giderken bir anda tersine dönebilir. O zaman o borç senin sırtına kalıyor, hem de kuruşu kuruşuna faiziyle birlikte.
Bloke riski dediğin şey, aslında bankaların veya alacaklıların senin hesaplarına, maaşına, evine, arabana yani neyin varsa ona el koyma yetkisi. Sanma ki "küçük bir miktar" diyecekler, borcun tamamını senden isteyecekler. Öyle "bir ay ödeyeyim de sonra bakarız" falan yok, tıkır tıkır ödemek zorundasın.
Hani "garanti" diyorsun ya, o garanti asıl borçlu için bankaya, senin için ise büyük bir riske dönüşüyor. Bir anda maaşının dörtte biri bloke oluyor, belki bankadaki mevduatın uçup gidiyor, kredi kartların kapanıyor... Hadi bakalım nasıl çevireceksin hayatını? Faturalar, kira, çocuğun okul taksidi... Hepsi patlıyor çatır çatır.
En acısı da ne biliyor musun? Borçlu ortada yokken, sen tıpış tıpış o borcu öderken kimseye derdini anlatamıyorsun. "Benim ne suçum var?" desen de nafile, o imzayı sen attın. Hukuk, imzaya bakar, senin iyi niyetine değil. Maalesef durum bu... Deneyimle sabit bu söylediklerim.
Çok gördük, duyduk. İki iyi arkadaşın kefillik yüzünden düşman olduğunu, ailelerin dağıldığını... O anki samimiyet, dostluk, akrabalık bağları bir anda kopuyor, yerini kine ve husumete bırakıyor. Değdi mi şimdi, bir imza için bunca şeye?
Hesabına bloke konulduğunda, sanki sen batmışsın gibi bir durum oluşuyor. Bankalardaki kredi notun düşüyor, yeni bir kredi çekme ihtimalin sıfıra iniyor, hatta bazen var olan kredilerin bile riskli duruma düşebiliyor. Yani bir imza ile zincirleme bir reaksiyon başlatıyorsun kendi hayatında.
İşin kötü yanı, o bloke konulduktan sonra işlerin çözülmesi aylar, bazen yıllar sürebiliyor. Mahkemeler, avukatlar, itirazlar... Hem cebinden para çıkıyor hem de zamanından çalınıyor. Hadi bakalım, git gel adliyeye, harca paranı, yıprat sinirlerini... Değer miydi? Düşün bir...
Peki ne yapacağız? Kefil olmayacak mıyız hiç? Şartları zorla da olsa iyice oku, riskleri anla, sonra karar ver. Ve eğer olacaksan da, o borcun tamamını ödeyebilecek durumda mısın, bunu bil. Yoksa kendi kendine borç batağına düşersin, sonra da kimse kurtaramaz seni... Tecrübeyle sabit bu anlattıklarım, abi. Gerçekler bunlar.
Kefillik dediğin, borcu ödeyemeyenin yerine senin ödeyeceğin garantisidir, öyle bankalar durduk yere senin o güzelim gelirine, birikimine göz dikmiyor. Asıl borçlu ödeyemedi mi, hele bir de icra takibi başladı mı, işte o zaman gözler direkt sana çevriliyor. Şak diye geliyor kapına o celp, öyle ha deyince de kaçamazsın.
Ya arkadaşının işi batarsa, ya akraban bir anda iflas ederse? Durumlar her zaman güllük gülistanlık gitmiyor bu memlekette, görüyorsun işte... Ekonomi desen bir gün iyi bir gün kötü, işler tıkırında giderken bir anda tersine dönebilir. O zaman o borç senin sırtına kalıyor, hem de kuruşu kuruşuna faiziyle birlikte.
Bloke riski dediğin şey, aslında bankaların veya alacaklıların senin hesaplarına, maaşına, evine, arabana yani neyin varsa ona el koyma yetkisi. Sanma ki "küçük bir miktar" diyecekler, borcun tamamını senden isteyecekler. Öyle "bir ay ödeyeyim de sonra bakarız" falan yok, tıkır tıkır ödemek zorundasın.
Hani "garanti" diyorsun ya, o garanti asıl borçlu için bankaya, senin için ise büyük bir riske dönüşüyor. Bir anda maaşının dörtte biri bloke oluyor, belki bankadaki mevduatın uçup gidiyor, kredi kartların kapanıyor... Hadi bakalım nasıl çevireceksin hayatını? Faturalar, kira, çocuğun okul taksidi... Hepsi patlıyor çatır çatır.
En acısı da ne biliyor musun? Borçlu ortada yokken, sen tıpış tıpış o borcu öderken kimseye derdini anlatamıyorsun. "Benim ne suçum var?" desen de nafile, o imzayı sen attın. Hukuk, imzaya bakar, senin iyi niyetine değil. Maalesef durum bu... Deneyimle sabit bu söylediklerim.
Çok gördük, duyduk. İki iyi arkadaşın kefillik yüzünden düşman olduğunu, ailelerin dağıldığını... O anki samimiyet, dostluk, akrabalık bağları bir anda kopuyor, yerini kine ve husumete bırakıyor. Değdi mi şimdi, bir imza için bunca şeye?
Hesabına bloke konulduğunda, sanki sen batmışsın gibi bir durum oluşuyor. Bankalardaki kredi notun düşüyor, yeni bir kredi çekme ihtimalin sıfıra iniyor, hatta bazen var olan kredilerin bile riskli duruma düşebiliyor. Yani bir imza ile zincirleme bir reaksiyon başlatıyorsun kendi hayatında.
İşin kötü yanı, o bloke konulduktan sonra işlerin çözülmesi aylar, bazen yıllar sürebiliyor. Mahkemeler, avukatlar, itirazlar... Hem cebinden para çıkıyor hem de zamanından çalınıyor. Hadi bakalım, git gel adliyeye, harca paranı, yıprat sinirlerini... Değer miydi? Düşün bir...
Peki ne yapacağız? Kefil olmayacak mıyız hiç? Şartları zorla da olsa iyice oku, riskleri anla, sonra karar ver. Ve eğer olacaksan da, o borcun tamamını ödeyebilecek durumda mısın, bunu bil. Yoksa kendi kendine borç batağına düşersin, sonra da kimse kurtaramaz seni... Tecrübeyle sabit bu anlattıklarım, abi. Gerçekler bunlar.