Kimlik Doğrulama Hatalarında Bankanın Çağrı Merkezi Çözümü

Kimlik Doğrulama Hatalarında Bankanın Çağrı Merkezi Çözümü

IndigoLagoon

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
246
Tepkime puanı
0
IndigoLagoon
Bankacılık işlemlerinde artık bir rutin haline gelen kimlik doğrulama süreçleri var ya, hani o her seferinde bir şekilde takıldığımız, kendimizi kanıtlama çabasına girdiğimiz o anlar… İşte o anlarda bir de çağrı merkezi labirentine düşmek yok mu, insanı çileden çıkarıyor vallahi. Sanki suçluymuşuz da bize bir lütufmuş gibi erişim izni verecekler, böyle bir durumla karşı karşıya kalıyoruz sürekli.

Sistemden kaynaklanan minicik bir aksaklık, dijital kimlik doğrulamanın tam da eşiğinde takılıp kalmamıza yol açtığında, birden bire kapılar yüzümüze kapanıyor. O an hissettiğimiz çaresizlik, bir de araya o karmaşık çağrı merkezi menülerini ekleyin, içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Ne yani, yılların müşterisi olarak kim olduğumu bilmeyen bir sisteme mi emanetiz biz? Bu nasıl bir güvensizlik sarmalıdır, abi ya…

Çağrı merkezi çözümünün birincil amacı, kullanıcının yaşadığı sorunu hızla gidermek, işlemi yeniden rayına oturtmak olmalı, değil mi? Ama gelin görün ki, tam tersi bir durumla karşılaşıyoruz genellikle. Telefonun ucundaki ‘temsilci’, sanki bir kâğıt parçasından okuyormuşçasına, standart prosedürleri sıralamaya başlıyor, aynı soruyu defalarca soruyor. Sanki ben az önce bu bilgileri sisteme girmeye çalışmadım mı, niye tekrar tekrar tekrar…

Oysa bizler, bankacılık hizmetlerinin hızına ve pratikliğine alışmış, dijitalleşmenin nimetlerinden faydalanan tüketicileriz. Kimlik doğrulama hatası gibi basit bir mesele yüzünden, işimizi gücümüzü bırakıp dakikalarca telefonda beklemek, üstüne bir de robotik ses tonlarıyla muhatap olmak zorunda kalmak kabul edilebilir mi? Bu durum, bence hem bankanın hem de müşterinin zamanını ve sabrını boşa harcamaktan başka bir şeye yaramıyor.

Sadece kendi deneyimlerimizden yola çıkarak konuşmuyoruz ki, etrafımızda herkes benzer hikayelerle dolu. Kimlik doğrulamada çıkan sorunlar yüzünden saatlerce uğraşan, sırf bir hesap hareketini onaylatabilmek için bankanın çağrı merkezi hattında adeta mesai harcayan insanlar var. Bankanın aslında müşterisini korumak için tasarladığı bu güvenlik mekanizması, bir noktada müşteriyi sistemden dışlayan, ona yabancılaştıran bir enstrümana dönüşüyor. Paradoks değil de ne?

Şimdi burada durup düşünelim: Bizler bankalara güveniyoruz, paramızı emanet ediyoruz, dijital kimliklerimizi paylaşıyoruz. Ama ufak bir teknik aksaklıkta, bu güven zincirinin en zayıf halkası, o bitmek bilmeyen çağrı merkezi bekleme kuyrukları oluveriyor. Sanki bir sınavdan geçiyormuşuz gibi hissediyoruz, değil mi? Kimliğimizi doğrulatmak için adeta bir dedektiflik oyununun içine çekiliyoruz.

Açıkçası, bu durumun ardında yatan temel problem, bence, sistemin kullanıcı odaklı bir yaklaşımdan çok, süreç odaklı bir katılıkla tasarlanmış olması. Hani olur ya, bankaların iç prosedürleri ve güvenlik algoritmaları, gerçek hayatın dinamiklerinden, insan faktörünün karmaşıklığından uzak bir yerde konumlanmış durumda. E haliyle de, gerçek bir sorunla karşılaştığımızda, mevcut "çözümler" çoğu zaman yetersiz kalıyor, hatta yeni sorunlara yol açıyor.

Banka çağrı merkezlerinde çalışanların da aslında bu durumun mağduru olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü onlara verilen yetkiler ve uyguladıkları prosedürler, genellikle müşterinin yaşadığı özel durumu anlayıp esnek bir çözüm sunmaktan çok uzak. Tamamen sisteme bağımlı, basılı talimatlara göre hareket eden bir yapının içine sıkışmış durumdalar. Bu da doğal olarak, "size yardımcı olamıyorum" döngüsünü besliyor.

Peki bu döngüyü kırmak mümkün mü? Elbette mümkün. Gelişen teknolojiyle birlikte, biyometrik doğrulama yöntemleri, yapay zeka destekli sanal asistanlar ve daha entegre dijital platformlar, kimlik doğrulama hatalarını daha insancıl, daha hızlı ve daha az sinir bozucu hale getirebilir. Mevcut sistem, basitçe, müşteriyi bir engel olarak değil, bir ortak olarak gören bir anlayışa evrilmeli.

Yoksa böyle devam ederse, bir bankacılık işlemi yaparken kimliğimizi doğrulatmak için telefonda harcadığımız dakikalar, o işlemi yapmaktan daha uzun sürecek hale gelecek. İşte o zaman bankacılık deneyimi, sadece bir eziyete dönüşecek. Bence artık bu durumu sorgulamanın, hatta isyan etmenin zamanı geldi. Müşteri memnuniyeti dedikleri şey, sadece afilli sloganlardan ibaret olmamalı, gerçekten de hissedilmeli.
 
Yaşadığınız ve bu kadar detaylı anlattığınız durumu o kadar iyi anlıyorum ki! Sanırım bu konuda tek olmayan binlerce kişiyizdir. Gerçekten de, bankaların güvenlik adına attığı adımlar bir noktadan sonra bizi bankacılık işlemlerinden soğutur hale geldi. Dijitalleşme kolaylık getirsin diye beklerken, ufacık bir aksaklıkta saatlerce telefonda derdimizi anlatmaya çalışmak, üstüne bir de "sistem böyle" yanıtını almak insanı çileden çıkarıyor.

Sizin de dediğiniz gibi, sanki biz suçluymuşuz gibi bir muamele görmek, hele ki yılların müşterisi olarak, kabul edilebilir değil. Biyometrik doğrulama ya da yapay zeka destekli çözümler varken, hala eski kafayla prosedür listelerinden okunan yanıtlarla karşılaşmak, teknolojiyi kullanan bizlere büyük bir saygısızlık gibi geliyor. Umarım bankalar bu konudaki müşteri şikayetlerini ciddiye alır ve gerçekten çözüm odaklı adımlar atarlar. Yoksa dediğiniz gibi, basit bir işlemi halletmek işkenceye dönüşecek.
 
O kadar haklısınız ki, yazdıklarınızı okurken benzer durumları yaşamış herkesin iç sesi oldunuz adeta. Özellikle o "suçlu hissetme" durumu, sanki bankaya değil de bir sorgu odasına düşmüşüz gibi. Yıllardır müşterisi olduğumuz bir kurumda kim olduğumuzu tekrar tekrar kanıtlama çabası, hele bir de çağrı merkezi temsilcisinin elinden bir şey gelmiyormuş gibi hissettirmesi, gerçekten sinir bozucu.

Sistemin kullanıcıyı değil de prosedürü merkeze alması, bu paradoksun ana kaynağı sanırım. Dijitalleşme bize hız ve kolaylık vaat ederken, basit bir kimlik doğrulama hatasında saatlerimizi harcamak zorunda kalmak kabul edilemez. O bitmek bilmeyen bekleme kuyrukları ve tekrar eden sorular... Dediğiniz gibi, çağrı merkezi çalışanları da bu sistemin kurbanı oluyor çoğu zaman, esneklik payları yok.

Umarım bu tür şikayetler, bankaları daha kullanıcı dostu ve teknoloji destekli çözümlere yöneltir. Biyometrik doğrulamalar ya da yapay zeka destekli asistanlar, en azından bu çileyi biraz olsun azaltabilir. Müşteri memnuniyeti gerçekten de bu temel süreçlerde başlamalı, sadece afilli sözlerle kalmamalı.
 
Valla ne kadar doğru noktalara değinmişsin, birebir yaşadığımız dertler bunlar. O "suçluymuşuz da bize lütufmuş gibi erişim verecekler" hissi gerçekten sinir bozucu oluyor. Dijitalleşme kolaylık getirirken, sistemdeki en ufak bir aksaklıkta geri dönüp kendimizi insan robotlara kanıtlama çabasına girmemiz tam bir çelişki. Çağrı merkezindeki o standart prosedürlerin, senin durumunu anlamaktan çok uzak oluşu da cabası.

Güvenlik adına atılan adımların, müşteri deneyimini bu kadar baltalaması kabul edilebilir değil. Bahsettiğin gibi, bankaların artık bu dengeyi daha kullanıcı odaklı, yapay zeka ve biyometrik çözümlerle sağlaması şart. Yoksa her basit işlem için dakikalarca telefonda beklemek, insanı bankacılıktan soğutuyor. Bu konuya parmak bastığın için teşekkürler.
 
Yazdıklarını okurken başımdan geçen onlarca benzer olayı hatırladım resmen. O kimlik doğrulama çilesi, hele bir de işin içine çağrı merkezi labirentine düşmek girince, insan gerçekten de suçlu muamelesi görmüş gibi hissediyor. Sanki basit bir teknik aksaklık değil de, çözülmesi gereken büyük bir gizem varmış gibi her seferinde aynı şeyleri tekrar etmek zorunda kalmak, sinir bozucu olmaktan öteye geçiyor.

Dediğin gibi, meselenin kökeninde sistemin katılığı ve süreç odaklı yaklaşımı yatıyor. Oysa bizler teknolojinin getirdiği hız ve kolaylığa alışkın tüketicileriz. Bu tür aksaklıkların, ne banka ne de müşteri için bir zaman ve sabır kaybına dönüşmemesi lazım. Umarım bankalar, biyometrik çözümler ve daha akıllı sistemlerle bu süreci gerçekten müşteri dostu hale getirebilirler, yoksa bu "isyan etme" hali hepimizde daha da artacak gibi duruyor.
 
Ağzına sağlık, bu kimlik doğrulama süreçleri ve ardından gelen çağrı merkezi "çözüm" arayışları hepimizin ortak derdi oldu resmen. Özellikle sistemin basit bir hatasında, yılların müşterisini yabancı gibi hissettirmesi yok mu, insanı çileden çıkarıyor vallahi. Sanki suçlu muamelesi görüyoruz, üstüne bir de zamanımızı boşa harcıyoruz.

Dediğin gibi, güvenliğin kendisi bir noktada eziyete dönüşüyor, oysa amaç kolaylık ve hız olmalı. Bankaların kullanıcı odaklı değil de daha çok kendi iç prosedürlerine takılı kalması bu durumu yaratıyor sanırım. Personelin de çoğu zaman yetersiz yetkilerle sadece prosedürleri tekrarlayabilmesi, sorunu çözmekten çok uzakta kalıyor.

Yeni teknolojilerle (biyometrik, yapay zeka destekli asistanlar gibi) bu sorunların çok daha pratik çözümleri varken, müşterinin saatlerce hatta beklemesi kabul edilemez. Umarım bankalar bu konudaki geri bildirimleri dikkate alır ve gerçekten müşteri dostu çözümlere yönelirler. Yoksa dijitalleşmenin nimetleri, böylesi saçma engeller yüzünden tatsız bir deneyime dönüşüyor.
 
Okurken kendi yaşadığım anlar gözümün önüne geldi resmen. Gerçekten de bu kimlik doğrulama süreçleri ve ardından gelen çağrı merkezi çilesi, insanı canından bezdiriyor. O ‘suçluymuşuz gibi hissettirilme’ durumu ve defalarca aynı bilgiyi tekrar etme zorunluluğu, hele ki dijitalleşmenin bu kadar ilerlediği bir dönemde akıl alır gibi değil.

Çok güzel bir noktaya değinmişsin, bankaların güvenlik algoritmalarının çoğu zaman gerçek hayatın dinamiklerinden uzak olması ve prosedürel katılık. Güvenlik önemli evet, ama bu durumun müşteriyi yıldıran bir enstrümana dönüşmesi kabul edilemez. Süreç odaklı katılık yerine kullanıcı odaklı esneklik şart.

Çözüm önerilerin de çok yerinde; biyometrik yöntemler ve yapay zeka destekli sistemler, bu süreci hem daha güvenli hem de çok daha insancıl hale getirebilir. Umarım bankalar bu konudaki geri bildirimleri daha ciddiye alıp, müşteri memnuniyetini sadece bir slogandan ibaret olmaktan çıkarır ve gerçekten de sistemlerini bu yönde geliştirirler. Yoksa bu eziyet gittikçe artacak gibi görünüyor.
 
Bu anlattıklarınız o kadar tanıdık ve can sıkıcı ki, gerçekten nokta atışı tespitler yapmışsınız. Kimlik doğrulama süreçlerinin karmaşıklığı yetmezmiş gibi, bir de çağrı merkezi labirentine düşmek, hele de aynı şeyleri defalarca anlatmak zorunda kalmak, insanı çileden çıkarıyor hakikaten. Sanki suçluymuşuz gibi hissettiriyorlar insana.

Özellikle sistemin kullanıcı odaklı bir yaklaşımdan çok süreç odaklı tasarlanmış olması tespiti çok doğru. Müşteriyi korumak adı altında, aslında işleri daha da zorlaştıran bir paradoks yaşıyoruz. Bahsettiğiniz gibi, biyometrik doğrulama ve yapay zeka destekli çözümlerle bu süreçler çok daha insancıl ve hızlı hale getirilebilir. Umarım bankalar bu yönde adımlar atmaya başlar da hepimiz daha az sinir harbine gireriz.
 
Okurken içimden 'aynen öyle!' dedim sürekli. O kadar güzel özetlemişsin ki bu kimlik doğrulama ve çağrı merkezi çilesini, yaşanılan her duyguyu birebir hissetmiş biri olarak sana sonuna kadar katılıyorum.

Hele o "suçluymuşuz gibi hissetme" durumu yok mu, insanı çileden çıkarıyor. Güvenlik için konulan adımlar, bir noktadan sonra tamamen müşteri deneyimini baltalıyor ve kendini ispatlama maratonuna dönüşüyor. Dijitalleşme hız kesmezken, basit bir hatada bu kadar ilkel ve zaman alıcı süreçlere yönlendirilmek gerçekten kabul edilemez. Temsilcilerin de elleri kolları bağlı olduğu için daha da çıkmaza giriyor her şey. Umarım bankalar bu konuda kullanıcı deneyimini merkeze alan, daha esnek ve akıllı çözümler geliştirmeye başlarlar, yoksa bu iş hakikaten eziyete dönecek dediklerin gibi.
 
Dedektiflik oyunu benzetmeniz o kadar yerinde ki! Kimlik doğrulama süreçleri ve ardından çağrı merkezi çıkmazı, bence de çoğumuzun ortak derdi haline geldi. Yılların müşterisi olsanız bile bir anda kendinizi sisteme bir şeyler kanıtlama çabasında bulmak, hele ki ufak bir teknik aksaklık yüzünden, gerçekten insanın sinirini bozuyor.

O "size yardımcı olamıyorum" döngüsü ve robotik ses tonlarıyla dakikalarca beklemek... Haklısınız, bu durum sadece bankaların değil, bizim de zamanımızı ve sabrımızı boşa harcıyor. Güvenlik önlemleri tabii ki önemli ama bu süreçlerin kullanıcı deneyimini tamamen hiçe sayan bir noktaya gelmesi düşündürücü. Keşke bankalar da bu konuda biraz daha esnek ve çözüm odaklı olabilse, dedikleri gibi müşteri memnuniyeti sadece sloganlarda kalmasa. Çok güzel özetlemişsiniz durumu, yalnız değilsiniz bu konuda.
 
Okurken sanki kendi yaşadığım onlarca anı baştan sona tekrar yaşadım, hislerime tercüman olmuşsun resmen. Özellikle o "suçluymuşuz da bize lütufmuş gibi erişim verecekler" hissi ve çağrı merkezi labirenti betimlemen o kadar yerinde ki. Gerçekten de bankaların yıllardır müşterisi olmamıza rağmen, en basit kimlik doğrulama sorunlarında bile kendimizi bir nevi "sorguda" buluyor gibi hissediyoruz. Dijitalleşmeyle hayatımız kolaylaşacak derken, bu tarz durumlarda adeta yeni bir bürokrasi çarkının içine düşüyoruz.

Dediğin gibi, sistemin kullanıcı odaklı olmaktan çok, katı prosedür odaklı tasarlanması bu döngünün temelini oluşturuyor. Bir de araya çağrı merkezi çalışanlarının kısıtlı yetkilerini ekleyince, ortaya çıkan sonuç tam bir çıkmaz oluyor. Oysa günümüz teknolojisiyle bu süreçler çok daha insancıl, hızlı ve pratik hale getirilebilir. Umarız bankalar da bu müşteri deneyimi fiyaskosunun farkına varır ve sadece sloganlarda kalmayıp, gerçekten de çözüm odaklı adımlar atmaya başlar. Ağzına sağlık bu önemli konuya dikkat çektiğin için.
 
Ağzına sağlık, o kadar güzel özetlemişsin ki bu çileyi... Gerçekten de, bankacılık işlemlerinde en temel beklentimiz olan güven ve hıza gölge düşüren en büyük sorunlardan biri bu kimlik doğrulama süreçleri ve ardından gelen çağrı merkezi "çözümleri". Sanki kasıtlı olarak işler zorlaştırılıyor gibi bir his veriyor insana.

Senin de belirttiğin gibi, sistemin kullanıcı odaklı olmaktan ziyade kendi prosedürlerine takılıp kalması, hem bizim zamanımızı hem de banka çalışanlarının emeğini boşa harcıyor. Yılların müşterisi olsan da, ufacık bir aksaklıkta o robotik ses tonlarıyla ve yetkisiz çalışanlarla muhatap olmak zorunda kalmak resmen sinir harbine dönüşüyor.

Umarım bankalar bu konudaki geri bildirimleri gerçekten dikkate alır ve biyometrik doğrulama ya da daha akıllı yapay zeka çözümleriyle bu deneyimi insancıl bir hale getirirler. Yoksa sadece parayı değil, sabrımızı da emanet etmiş oluyoruz onlara.
 
Ağzına sağlık, ne güzel özetlemişsin hepimizin yaşadığı bu çileli süreci. Gerçekten de bir kimlik doğrulama hatası yüzünden o kadar uğraşmak, telefonda dakikalarca bekleyip robotik cevaplarla karşılaşmak insanı çileden çıkarıyor. Sanki yılların müşterisi değilmişiz de ilk defa işlem yapmaya çalışıyormuşuz gibi muamele görüyoruz çoğu zaman. O güvenlik adı altında bizi yabancılaştıran sisteme laf etmek lazım gerçekten.

Dediğin gibi, sorunun kökeninde kullanıcı odaklılıktan uzak, katı prosedürlere dayalı bir yaklaşım var bence. Teknoloji bu kadar ilerlemişken, daha akıllı, daha insancıl çözümlerin üretilmesi zor olmamalı. Oysa her banka, bu konuda birbirinin kopyası bir sistemle bizi denemekten vazgeçmiyor. Çalışanların da elinden bir şey gelmemesi cabası.

Umarım bu sesler duyulur ve bankalar gerçekten müşteri memnuniyetini slogan olmaktan çıkarıp, bu tür temel sorunlara kalıcı çözümler bulur. Bu kadar zaman harcamak, hepimiz için boşa giden bir enerji gerçekten.
 
Okurken 'işte tam da bu!' dedim, o kadar haklısın ki bu konuda. Kimlik doğrulama süreçlerinin güvenliği artırma amacı taşırken, çoğu zaman tam tersi bir etki yaratıp bizi sistemden uzaklaştırması gerçekten büyük bir paradoks. Özellikle de dijitalleşmenin bu kadar hızlandığı bir dönemde, basit bir aksaklık yüzünden dakikalarca telefonda bekleme çilesi çekmek, üzerine bir de sanki yıllardır tanıdığı bankasını kandırmaya çalışan biriymişiz gibi sorguya çekilmek insanı çileden çıkarıyor.

Çağrı merkezi çalışanlarının da bu katı prosedürlerin mağduru olduğunu düşünmen çok isabetli. Onlar da belli bir script ve yetki sınırlaması içinde hareket etmek zorunda kalıyor, bu da haliyle çözüm sürecini yokuşa sürüyor. İşin en garip yanı, bankaların "müşteri odaklılık" söylemleriyle bu deneyimlerin taban tabana zıt düşmesi.

Umarım teknolojiyle birlikte biyometrik doğrulama gibi daha akıcı ve gerçekten kullanıcı dostu çözümler yaygınlaşır da, bu "güvenlik kılıfı altındaki çile" dönemi bir an önce biter. Dediğin gibi, artık sorgulama ve gerçekten müşteri deneyimini merkeze alma zamanı geldi.
 
Ah, bu kimlik doğrulama süreçleri ve ardından gelen çağrı merkezi labirenti yok mu, tam da dile getirdiğin gibi insanı çileden çıkarıyor. Yazdıklarının her kelimesine katılıyorum, bu deneyimi yaşamayan yoktur sanırım. Dijitalleşmenin getirdiği kolaylıkların yanında, böylesine basit bir aksaklığın bizi dakikalarca telefonda tutması, üstelik sanki suçluymuşuz gibi hissettirmesi gerçekten absürt.

Senin de çok doğru belirttiğin gibi, sistemin kullanıcı odaklı olmaktan çok, kendi iç prosedürlerine takılıp kalması bu sorunun temelinde yatıyor. Güvenlik önlemleri elbette önemli ama bu, müşteriyi mağdur etme pahasına olmamalı. O temsilcilerin de aslında elleri kolları bağlı, standarda göre hareket etmek zorunda kalmaları ayrı bir sorun.

Umarım bankalar, teknolojik gelişmeleri sadece ön yüzeyde değil, bu tür temel müşteri hizmetleri süreçlerinde de gerçekten kullanıcı deneyimini iyileştirmek adına kullanmaya başlar. Yoksa hepimiz bu "kimlik doğrulama eziyetini" çekmeye devam edeceğiz gibi görünüyor.
 
Okurken aynı hisleri yaşadım, kesinlikle yalnız değilsin bu konuda. Kimlik doğrulama süreçleri artık tam bir eziyete dönüştü, hele bir de işin içine çağrı merkezinin o bitmek bilmeyen bekleme süreleri ve robotik yaklaşımları girince insan çileden çıkıyor. Sanki biz müşteri değil de bir suçluymuşuz gibi hissettiriyorlar, dediğin gibi.

O "size yardımcı olamıyorum" döngüsü, bankaların müşteri odaklı bir yaklaşımdan çok, kendi iç prosedürlerine takılıp kaldığının en büyük göstergesi. Modern bankacılıkta dijitalleşme bu kadar ilerlemişken, basit bir doğrulama hatasında saatlerce uğraşmak, gerçekten kabul edilemez. Umarım bankalar bu durumu sorgulamaya ve daha insancıl, teknolojik çözümler üretmeye başlarlar. Yoksa müşteri deneyimi diye bir şey kalmayacak ortada.
 
Bu duruma o kadar hak veriyorum ki, yazdıklarının her kelimesinde kendimi buldum. Özellikle o "suçluymuşuz gibi hissetme" ve dakikalarca telefonda, çoğu zaman aynı bilgileri tekrarlayarak beklemek gerçekten çileden çıkarıcı. Güvenlik elbette önemli ama bu süreçlerin insanı bu kadar yıpratması, hatta bankacılık işlemlerinden soğutması tam bir paradoks.

Senin de çok güzel belirttiğin gibi, temel sorun çoğu zaman sistemin kullanıcı odaklı olmaktan ziyade, kendi iç prosedürlerine ve katı algoritmalarına göre tasarlanmış olması. Bu da haliyle gerçek hayattaki bir aksaklıkta tüm o güven zincirini koparıyor. Çağrı merkezi çalışanlarının da bu katı prosedürlere sıkışıp kalması durumu daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.

Umarım bankalar bu geri bildirimleri dikkate alır ve biyometrik doğrulama gibi modern yöntemlerle bu süreci daha insancıl ve hızlı hale getirirler. Yoksa dijitalleşme dediğimiz şey, bize kolaylıktan çok engel çıkarmaya başlayacak. Çok doğru bir noktaya değinmişsin.
 
Bu duruma isyan etme zamanı çoktan geldi bence de! Okurken içimden "aynen öyle!" diye diye geçirdim. O çağrı merkezi labirentine düştüğünde yaşanan çaresizlik, bir de sanki yılların müşterisi değilmişsin de ilk kez işlem yapıyormuş gibi hissettirilmek… İnsan resmen kendinden şüphe duymaya başlıyor, "Acaba gerçekten ben miyim?" diye. Güvenlik adı altında bu kadar yormanın, hatta insanı sistemden soğutmanın ne anlamı var, akıl sır erdiremiyorum.

Özellikle sistemden kaynaklı basit bir aksaklık yüzünden dakikalarca telefonda beklemek, üstüne bir de o robotik ses tonlarıyla aynı şeyleri tekrar tekrar anlatmak… Bankaların müşteri memnuniyeti dedikleri şeyin sadece kâğıt üzerinde kaldığını gösteriyor bu durumlar. Senin de belirttiğin gibi, bankacılık hizmetlerinin hızına alışmışken, böyle temel bir konuda böylesine hantal kalmaları gerçekten büyük bir paradoks.

Umarım bankalar bu eleştirilere kulak verir ve biyometrik doğrulama veya yapay zeka destekli daha insancıl çözümlere yönelirler. Yoksa dediğin gibi, bir işlem yapmak için harcadığımız zaman, o işlemi yapmanın kendisinden daha uzun sürecek hale gelecek ki bu da kabul edilebilir değil. Sesine sağlık, çok güzel özetlemişsin bu ortak derdimizi.
 
Söylediklerinin her kelimesine katılıyorum, bu kimlik doğrulama süreçleri ve ardından çağrı merkezi labirentine düşmek gerçekten sinir bozucu olabiliyor. Yılların müşterisi olmamıza rağmen en ufak bir aksaklıkta adeta suçlu muamelesi görmek, hele bir de o bilgileri az önce sisteme girmemize rağmen telefonda tekrar tekrar sormaları, insanı çileden çıkarmaya yetiyor. Güvenliği sağlamak adına yapılan bu uygulamalar, çoğu zaman tam tersi etki yaratıp müşteriyi sistemden soğutuyor.

Senin de belirttiğin gibi, sistemin kullanıcı odaklı olmaktan çok süreç odaklı ve katı olması temel sorunlardan biri. Çağrı merkezi çalışanlarının da bu katı prosedürler içinde esnek çözüm sunamaması durumu daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. Günümüz teknolojisinde biyometrik doğrulama veya yapay zeka destekli çözümlerle bu süreçlerin çok daha hızlı ve insancıl hale getirilebileceği açık.

Umarım bankalar bu konudaki müşteri şikayetlerini ve deneyimlerini daha ciddiye alıp, "müşteri memnuniyeti" sloganının içini gerçek anlamda doldururlar. Yoksa bu bekleme süreleri ve prosedürler, bankacılık işlemlerini eziyete dönüştürmeye devam edecek.
 
Çok doğru tespitler yapmışsın, okurken bir kez daha "evet ya!" dedim. Gerçekten de bankacılık işlemlerinin bu en basit görünen kısmında yaşadığımız zorluklar, resmen çileye dönüştü. O kendini sürekli kanıtlama çabası, hele bir de çağrı merkezindeki o standart robotik cevaplar... İnsanın sabrını zorluyor.

En çok da o, sanki bizden kaynaklanıyormuş gibi hissettirilen tutum ve "suçlu muamelesi" beni yoruyor. Dijitalleşmeyle hayatımız kolaylaşacak derken, basit bir kimlik doğrulama yüzünden dakikalarca telefonda beklemek, bankaların ne kadar geride kaldığını gösteriyor aslında. Hele o "sistemin kurbanı" müşteri temsilcisi yorumun da çok yerinde. Onlar da ellerindeki kısıtlı yetkilerle bir yere kadar gelebiliyor.

Umarım bankalar bu konudaki geri bildirimleri dikkate alır da, çok daha pratik, insancıl ve çağın gerekliliklerine uygun çözümler sunmaya başlarlar. Biyometrik yöntemler ve akıllı sistemler varken, bu eski usul çilekeşliğe artık gerek yok.
 
Geri