IndigoTelescope
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi oturduğun yerden düşünüyorsun değil mi, "Benim kartım neden bloke oldu ki?" Ya kusura bakma ama bankaların o yapay zekaları boşuna mı çalışıyor sanıyorsun? Adamlar senin her nefesini, her harcamanı izliyor, analiz ediyorlar, kusursuz bir profilleme sistemi kurmuşlar. Normalde ayda bir, iki bin lira harcayan bir profilin varsa ve birden bire on binlerce liralık, belki de farklı şehirlerden, hatta ülkelerden üst üste işlem yapmaya kalkışırsan, o yapay zeka tabii ki kırmızı alarm verecek. Senin o standart tüketim kalıbından sapman, aniden gelişen, senin için "normal dışı" kabul edilen bu harcamalar, direkt şüpheli işlem kategorisine girer. Hele bir de o işlemler gece yarısı yapılıyorsa, banka der ki, "Dur bakalım, burada bir işler dönüyor..." Kartının güvenliğini mi düşündü, kendi riskini mi, kim bilir. Ama sonuç aynı: bloke.
Gel bir de şu "üç deneme hakkı" muhabbetine bakalım. Hani o bankamatikten para çekerken ya da pos cihazında şifreni girerken sana tanınan kutsal hak var ya, işte onu pervasızca heba ettiysen... Ne bileyim, bir anlık dalgınlık mı dersin, aklın başka yerde miydi? Ya da daha kötüsü, kartını mı çaldırdın, biri mi deniyor şifreni? Bankanın sistemi, bu kadar üst üste yanlış girilen şifreyi nasıl yorumlasın? Elbette ki "biri yetkisiz erişim deniyor" diye düşünecek. Ve o üç hakkın sonuncusunu da boşa harcadığında, banka sistemi "kilit!" der, senin kartı doğrudan kullanım dışı bırakır. Güvenlik protokolü bu, ne yapsınlar... Seni mi düşündüler, potansiyel zararı mı engellediler...
Sanma ki sadece bir iki gün gecikmeyle paçayı kurtarırsın. Aylarca ödenmeyen asgari ödemeler, kredi kartı borcunun o sarmal gibi büyüyen faiz yüküyle birleştiğinde, bankanın o "geniş" limitleri bile birden dar gelmeye başlar. Önce limit aşımı uyarısı alırsın, sonra bir de bakmışsın ki o "kullanılabilir limit" denen şey eksiye düşmüş. Banka bu duruma nasıl kayıtsız kalır? Kendi alacağını riske mi atacak? Elbette ki bu, senin finansal disiplinsizliğinin bankanın gözünde kırmızı bayrak anlamına gelir. Senin o "nasıl olsa öderim" diye düşündüğün borçlar, bankanın sisteminde "riskli müşteri" etiketiyle işaretlenmene neden olur ve en nihayetinde kartın kapanır gider. Vallahi billahi, bankanın sabrı da bir yere kadar...
Hani o sürekli gelen "Güvenliğiniz için tıklayın", "Hesabınız askıya alındı" diye başlayan sahte e-postalar, SMS'ler var ya... İşte onlardan birine denk geldiysen, oltaya takıldıysan ve o bilgileri hiç düşünmeden girdiysen bir yerlere, banka boş durur mu? Ya da senin kart bilgilerinin bir veri sızıntısında ele geçirildiğine dair bankanın eline bir istihbarat geçtiyse... Adamlar sormaz bile, "Kartınızın güvenliği tehlikede olabilir" der, direkt bloke eder. Senin o "aman ne olacak ki" dediğin küçük bir dikkatsizlik, bankanın "potansiyel büyük bir dolandırıcılık vakası" olarak gördüğü bir duruma dönüşebilir. Kart bilgilerinin çalındığına dair en ufak bir şüphede, banka önce kilitler, sonra seninle iletişime geçer. Bilader, burada mesele kartın kendisi değil, senin finansal verinin güvenliği. Önlem alıyorlar, hem de senin haberin bile olmadan...
Bazen de öyle büyük bir vurgun yapmana gerek kalmaz bloke olmak için, abi. Bankanın radarını harekete geçiren şey, senin o alışılagelmiş harcama düzenindeki anlamsız hızlanmalar olabilir. Mesela, bir gün içinde onlarca farklı noktadan, peş peşe, küçücük meblağlarda işlemler yaptın mı hiç? Ya da art arda gelen, sanki birileri kartı bir pos makinesinden diğerine taşıyormuş gibi duran, mantıksız bir seri mi oluştu? Bankanın sistemleri sadece yüksek meblağlı işlemlerin peşinde değildir, aynı zamanda bu tür mikroskopik ama anormal sayıdaki hareketleri de avlar. Bu durum, kart kopyalama girişimlerinden tut da, bir çeşit deneme yanılma dolandırıcılığına kadar pek çok kötü niyetli senaryoyu akla getirebilir. Senin o masumca yaptığın alışverişler, banka için "bir şeyler dönüyor burada, durdurun!" sinyali olabilir. Çünkü senin normalde bir ayda yapacağın işlem adedini, bir saatte tamamladığında, banka der ki, "Bu bizim kullanıcımız değil..." ve direkt kilit vurur.
Gel bir de şu "üç deneme hakkı" muhabbetine bakalım. Hani o bankamatikten para çekerken ya da pos cihazında şifreni girerken sana tanınan kutsal hak var ya, işte onu pervasızca heba ettiysen... Ne bileyim, bir anlık dalgınlık mı dersin, aklın başka yerde miydi? Ya da daha kötüsü, kartını mı çaldırdın, biri mi deniyor şifreni? Bankanın sistemi, bu kadar üst üste yanlış girilen şifreyi nasıl yorumlasın? Elbette ki "biri yetkisiz erişim deniyor" diye düşünecek. Ve o üç hakkın sonuncusunu da boşa harcadığında, banka sistemi "kilit!" der, senin kartı doğrudan kullanım dışı bırakır. Güvenlik protokolü bu, ne yapsınlar... Seni mi düşündüler, potansiyel zararı mı engellediler...
Sanma ki sadece bir iki gün gecikmeyle paçayı kurtarırsın. Aylarca ödenmeyen asgari ödemeler, kredi kartı borcunun o sarmal gibi büyüyen faiz yüküyle birleştiğinde, bankanın o "geniş" limitleri bile birden dar gelmeye başlar. Önce limit aşımı uyarısı alırsın, sonra bir de bakmışsın ki o "kullanılabilir limit" denen şey eksiye düşmüş. Banka bu duruma nasıl kayıtsız kalır? Kendi alacağını riske mi atacak? Elbette ki bu, senin finansal disiplinsizliğinin bankanın gözünde kırmızı bayrak anlamına gelir. Senin o "nasıl olsa öderim" diye düşündüğün borçlar, bankanın sisteminde "riskli müşteri" etiketiyle işaretlenmene neden olur ve en nihayetinde kartın kapanır gider. Vallahi billahi, bankanın sabrı da bir yere kadar...
Hani o sürekli gelen "Güvenliğiniz için tıklayın", "Hesabınız askıya alındı" diye başlayan sahte e-postalar, SMS'ler var ya... İşte onlardan birine denk geldiysen, oltaya takıldıysan ve o bilgileri hiç düşünmeden girdiysen bir yerlere, banka boş durur mu? Ya da senin kart bilgilerinin bir veri sızıntısında ele geçirildiğine dair bankanın eline bir istihbarat geçtiyse... Adamlar sormaz bile, "Kartınızın güvenliği tehlikede olabilir" der, direkt bloke eder. Senin o "aman ne olacak ki" dediğin küçük bir dikkatsizlik, bankanın "potansiyel büyük bir dolandırıcılık vakası" olarak gördüğü bir duruma dönüşebilir. Kart bilgilerinin çalındığına dair en ufak bir şüphede, banka önce kilitler, sonra seninle iletişime geçer. Bilader, burada mesele kartın kendisi değil, senin finansal verinin güvenliği. Önlem alıyorlar, hem de senin haberin bile olmadan...
Bazen de öyle büyük bir vurgun yapmana gerek kalmaz bloke olmak için, abi. Bankanın radarını harekete geçiren şey, senin o alışılagelmiş harcama düzenindeki anlamsız hızlanmalar olabilir. Mesela, bir gün içinde onlarca farklı noktadan, peş peşe, küçücük meblağlarda işlemler yaptın mı hiç? Ya da art arda gelen, sanki birileri kartı bir pos makinesinden diğerine taşıyormuş gibi duran, mantıksız bir seri mi oluştu? Bankanın sistemleri sadece yüksek meblağlı işlemlerin peşinde değildir, aynı zamanda bu tür mikroskopik ama anormal sayıdaki hareketleri de avlar. Bu durum, kart kopyalama girişimlerinden tut da, bir çeşit deneme yanılma dolandırıcılığına kadar pek çok kötü niyetli senaryoyu akla getirebilir. Senin o masumca yaptığın alışverişler, banka için "bir şeyler dönüyor burada, durdurun!" sinyali olabilir. Çünkü senin normalde bir ayda yapacağın işlem adedini, bir saatte tamamladığında, banka der ki, "Bu bizim kullanıcımız değil..." ve direkt kilit vurur.
