SudeMoon
Kayıtlı Kullanıcı
Bir kart sahibinin olağan dışı, günlük rutinini aşan, hatta bölgesel alışkanlıklarına aykırı bir işlem gerçekleştirmesi, sistemlerin ani ve keskin bir refleksle devreye girmesi için yeterli bir sebep teşkil eder. Mesela, İstanbul'da yaşayan birinin kartıyla bir anda uzak bir coğrafyada, diyelim ki Arjantin'de, yüklü bir döviz işlemi yapılması... bankanın risk motorları bunu kesinlikle "normal" addedemez, etmemeli zaten, düşünsenize.
Banka güvenlik departmanlarının geliştirdiği o sofistike fraud detection algoritmaları, kartın geçmiş kullanım desenlerini santim santim analiz eder, her bir harcama kategorisi, meblağ ortalaması, hatta işlem yapılan saat aralıkları bile bir profilin parçasıdır. Bu profilin dışında atılan her adım, adeta bir anomali sinyali gibidir, bir sapma, bir uyumsuzluk... ve bu sapma yeterince büyükse, vallahi hiç acımadan anında bloke ederler.
Çok kısa süre aralıklarla, peş peşe ve birbirinden tamamen farklı coğrafyalarda gerçekleşen işlemler de otomatik bloke mekanizmalarını tetikler. Hani derler ya "bir saniyede iki yerde olamazsın" diye, işte kredi kartı dünyası için de geçerli bu; İstanbul'da bir e-ticaret sitesinden ayakkabı alırken, aynı dakika içinde İzmir'deki bir benzin istasyonundan yakıt çekilmesi... imkânsız değil mi, abi? Sistemin bunu gözden kaçırması demek, bankanın risk yönetiminde büyük bir boşluk olduğu anlamına gelir.
Bazen bir kartın limiti zorlanır, hatta aşılır gibi olur, ya da yüksek limitli bir kart, daha önce hiç kullanılmayan bir mecrada, akıl almaz meblağlarda işlem yapmaya kalkar. Bir anda on binlerce liralık bir alışveriş... bu, geçmişteki harcama ortalamalarının kat kat üzerine çıktığında, risk profillemesi alarm zilleri çalmaya başlar. Ne oluyor burada, acaba kart ele mi geçirildi, yoksa kart sahibi kendi rızasıyla mı bu çılgınlığa girişti... bu soruların yanıtı netleşene kadar işlem askıya alınır, karta geçici bir koruma kalkanı örülür.
Farklı IP adreslerinden, özellikle de coğrafi olarak birbirinden uzak, hatta bazen riskli olarak işaretlenmiş ülkelerden gelen online işlem denemeleri, şüphe çekici hareketlerin başında gelir. Bir Türk kartının, hiç alakasız bir sunucu üzerinden, mesela Vietnam'dan bir e-ticaret işlemi denemesi... hele ki başarısız denemeler art arda geliyorsa, o kartın internet alışverişlerine kapanması, ya da tamamen blokenin devreye girmesi saniyeler içinde olur, hatta oluyor da.
Bir kart numarasının, CVV'sinin ya da son kullanma tarihinin sürekli hatalı girilmeye çalışılması da direkt olarak kötü niyetli bir denemenin işareti kabul edilir. Üç defa, beş defa yanlış deneme... bilgisayar başında, hatta bir pos cihazının başında, o bilgileri kaba kuvvetle denemeye çalışan birilerinin olduğu mesajını verir bu durum. Ve bu, güvenlik protokollerinin derhal "bir dakika" demesine yol açar, belki de karta komple bir erişim engeli getirilir.
Nadir de olsa, bankaların kendi iç güvenlik sistemlerinde tespit ettikleri bir veri sızıntısı ya da şüpheli hareketlilik sonucunda, henüz bir dolandırıcılık olayı yaşanmasa bile, risk grubundaki tüm kartlara otomatik bloke konulur. Bu, önleyici bir tedbirdir, potansiyel bir tehdide karşı atılan stratejik bir geri çekilme hareketi... Müşteri henüz hiçbir şeyin farkında değilken bile, banka kendi sorumluluğunu yerine getirme refleksiyle hareket eder.
Kimi zaman, bankanın risk analiz birimleri, belirli bir sektörde, belirli bir POS cihazında ya da belirli bir e-ticaret platformunda alışılmadık sayıda fraud olayının yaşandığını tespit ettiğinde, o bölgeye ya da o mecraya ait tüm kart işlemlerini, geçici bir süreliğine olsa da... askıya alabilir. Sanki bir karantina gibi, bulaşıcı bir hastalığın yayılmasını engellemek amacıyla atılan bir adım bu, vallahi öyle.
Banka güvenlik departmanlarının geliştirdiği o sofistike fraud detection algoritmaları, kartın geçmiş kullanım desenlerini santim santim analiz eder, her bir harcama kategorisi, meblağ ortalaması, hatta işlem yapılan saat aralıkları bile bir profilin parçasıdır. Bu profilin dışında atılan her adım, adeta bir anomali sinyali gibidir, bir sapma, bir uyumsuzluk... ve bu sapma yeterince büyükse, vallahi hiç acımadan anında bloke ederler.
Çok kısa süre aralıklarla, peş peşe ve birbirinden tamamen farklı coğrafyalarda gerçekleşen işlemler de otomatik bloke mekanizmalarını tetikler. Hani derler ya "bir saniyede iki yerde olamazsın" diye, işte kredi kartı dünyası için de geçerli bu; İstanbul'da bir e-ticaret sitesinden ayakkabı alırken, aynı dakika içinde İzmir'deki bir benzin istasyonundan yakıt çekilmesi... imkânsız değil mi, abi? Sistemin bunu gözden kaçırması demek, bankanın risk yönetiminde büyük bir boşluk olduğu anlamına gelir.
Bazen bir kartın limiti zorlanır, hatta aşılır gibi olur, ya da yüksek limitli bir kart, daha önce hiç kullanılmayan bir mecrada, akıl almaz meblağlarda işlem yapmaya kalkar. Bir anda on binlerce liralık bir alışveriş... bu, geçmişteki harcama ortalamalarının kat kat üzerine çıktığında, risk profillemesi alarm zilleri çalmaya başlar. Ne oluyor burada, acaba kart ele mi geçirildi, yoksa kart sahibi kendi rızasıyla mı bu çılgınlığa girişti... bu soruların yanıtı netleşene kadar işlem askıya alınır, karta geçici bir koruma kalkanı örülür.
Farklı IP adreslerinden, özellikle de coğrafi olarak birbirinden uzak, hatta bazen riskli olarak işaretlenmiş ülkelerden gelen online işlem denemeleri, şüphe çekici hareketlerin başında gelir. Bir Türk kartının, hiç alakasız bir sunucu üzerinden, mesela Vietnam'dan bir e-ticaret işlemi denemesi... hele ki başarısız denemeler art arda geliyorsa, o kartın internet alışverişlerine kapanması, ya da tamamen blokenin devreye girmesi saniyeler içinde olur, hatta oluyor da.
Bir kart numarasının, CVV'sinin ya da son kullanma tarihinin sürekli hatalı girilmeye çalışılması da direkt olarak kötü niyetli bir denemenin işareti kabul edilir. Üç defa, beş defa yanlış deneme... bilgisayar başında, hatta bir pos cihazının başında, o bilgileri kaba kuvvetle denemeye çalışan birilerinin olduğu mesajını verir bu durum. Ve bu, güvenlik protokollerinin derhal "bir dakika" demesine yol açar, belki de karta komple bir erişim engeli getirilir.
Nadir de olsa, bankaların kendi iç güvenlik sistemlerinde tespit ettikleri bir veri sızıntısı ya da şüpheli hareketlilik sonucunda, henüz bir dolandırıcılık olayı yaşanmasa bile, risk grubundaki tüm kartlara otomatik bloke konulur. Bu, önleyici bir tedbirdir, potansiyel bir tehdide karşı atılan stratejik bir geri çekilme hareketi... Müşteri henüz hiçbir şeyin farkında değilken bile, banka kendi sorumluluğunu yerine getirme refleksiyle hareket eder.
Kimi zaman, bankanın risk analiz birimleri, belirli bir sektörde, belirli bir POS cihazında ya da belirli bir e-ticaret platformunda alışılmadık sayıda fraud olayının yaşandığını tespit ettiğinde, o bölgeye ya da o mecraya ait tüm kart işlemlerini, geçici bir süreliğine olsa da... askıya alabilir. Sanki bir karantina gibi, bulaşıcı bir hastalığın yayılmasını engellemek amacıyla atılan bir adım bu, vallahi öyle.