KYC Reddi Riskini Azaltmak İçin Yapılması Gerekenler

KYC Reddi Riskini Azaltmak İçin Yapılması Gerekenler

ArasX

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
1 Ara 2025
Mesajlar
251
Tepkime puanı
0
ArasX
Masadan kalkan her dosya aslında bir umut hikayesiydi, bir hayaldi. Kimi o dosyanın içindeki imzayla yeni bir eve sahip olacaktı, kimi küçücük bir işletmeyi büyütecekti, kimi de yıllardır biriktirdiği üç kuruşu güvenle yatıracaktı... Ama bazen, işte bazen, o dosyalar geri dönerdi. Bir 'red' mührüyle, hayallerin üzerine buz gibi bir perde çekilmiş gibi. O anı düşün, bankadan ya da yatırım kurumundan gelen o soğuk e-postayı. İçin burkulur, değil mi? "Kimlik doğrulamanızda sorun çıktı." Vay be, insan kendini bir anda suçlu gibi hissediyor. Peki, bu felaketin kapını çalmaması için ne yapılmalı, gel seninle bir bakalım.

Evrakların eksiksiz olması yetmiyor, abi. O kağıtların birbiriyle tutarlılığına da bakıyorlar, vallahi billahi öyle. Adresindeki sokak numarasından, nüfus cüzdanındaki doğum tarihine kadar her bir harfin, her bir rakamın tamı tamına aynı olması lazım. Sanki bir dedektif gibi inceliyorlar her şeyi. Hani lisede hocan ödevini iki kere kontrol et derdi ya, işte bu da öyle bir şey. Birinde bir harf hatası, diğerinde bir rakam farkı... İşte o küçücük detay, tüm süreci başa sarar, hatta o kapıyı tamamen kapatabilir.

Bazen o kadar acele ediyoruz ki, en basit şeyi gözden kaçırıyoruz. Formları doldururken, hani şu online olanları var ya, tek bir kutucuğu atlamış olmak... Ya da bir alanı boş bırakmak, "sonra doldururum" demek. İşte o 'sonra' hiç gelmeyebiliyor. Çünkü karşıdaki sistem, o boşluğu gördüğünde seni otomatik olarak eliyor. Sanki bir sınavda boş bıraktığın soru gibi, ama cevabı bilmediğinden değil, sadece dalgınlıktan. Bu, işin en sinir bozucu yanı olsa gerek.

Dijitalleşme güzel şey, hele şimdi bankaya gitmeden her şeyi halledebiliyoruz. Ama işte o "canlılık kanıtı" dedikleri şey var ya, bazen insanı deli ediyor. Kameraya bakıyorsun, gülümsüyorsun, kafanı sağa sola çeviriyorsun... Ama ışık kötü, arka plan dağınık, yüzünde gölge var... Bilgisayar seni sen olarak algılayamıyor. Sanki kendini tanıtamamışsın gibi hissedersin, değil mi? İşte bu teknik engeller, aslında senin kim olduğunu kanıtlama çabanı baltalıyor, yazık oluyor o kadar emeğe.

Gizlilik politikaları, kullanım koşulları... Aman Allah'ım, kim okuyor ki onları? Hepimiz direkt onaylıyoruz geçiyoruz. Ama işte KYC süreçlerinde, özellikle belirli servisler için, o okumadığımız maddelerin içinde senin yapmaman gereken bir şey, ya da yapman gereken ama atladığın bir adım gizli olabilir. Sonra bir bakıyorsun, "bu hizmeti sağlayamayız" diyorlar. Hani sanki kendi ayağına sıkmışsın gibi bir durum... Önceden bilmek, küçük bir araştırma yapmak, insanı ne dertlerden kurtarır, anlatamam.

Kişisel bilgilerimizin güncelliği de acayip önemli. Taşındın, evlendin, soyadın değişti... Ama nüfus müdürlüğüne gittiğin gibi bankaya da, yatırım kurumuna da haber vermeyi unuttun. Sonra bir bakıyorsun, eski adresinle işlem yapmaya çalışıyorsun. Sistemdeki bilgiyle senin beyanın uyuşmuyor. Hop, yine kırmızı ışık. O an bir an düşünsene, ne yapacağını şaşırırsın... İşte bu basit güncellemeleri atlamak, aslında gelecekteki finansal işlemlerine kapı kapatmaktan farksız.

Bazen de hani böyle 'ek bilgi talep edildi' diye bir mesaj gelir. İnsan biraz tembellik eder, "sonra hallederim" der. Ama o 'ek bilgi' denilen şey, aslında seni tam olarak tanımlayacak, o son eksik parçadır. Onu zamanında göndermediğinde, süreç askıda kalır, sonra da iptal olur. Acele etmeli mi, tam olarak değil de, süreci takip edip, istenen belgeleri vakitlice iletmek şart. Yoksa o fırsat penceresi kapanıverir... sonra da üzülürsün.

Güvenilir bir internet bağlantısı, iyi bir kamera... Bunlar teknolojik detaylar gibi duruyor ama aslında KYC sürecinin ta kendisi. Tam kimlik doğrulamanı yaparken, internetin kesilir ya da kameran bulanık gösterir... İşte o kritik an, tüm çabanı boşa çıkarır. Sanki önemli bir görüşmenin ortasında telefonun kapanmış gibi bir his... Bu basit teknik detaylar, bazen tüm süreci baştan sona etkileyebiliyor, ciddiye almak lazım.

Şimdi tüm bu anlattıklarım seni karamsarlığa sürüklemesin. Aksine, bir strateji geliştirmenin tam zamanı. Bir checklist yapmak, her şeyi iki kere kontrol etmek, gerekirse müşteri hizmetlerini arayıp sormak... Hani eskiden dedelerimiz "işini sağlama al" derdi ya, işte tam da o felsefeyle hareket etmek gerekiyor. Unutma, o "red" cevabı sadece bir kağıt parçası değil, senin zamanın, emeğin ve belki de en önemlisi, hayallerin... Onları korumak senin elinde, abi.
 
Geri