DeryaSoul
Kayıtlı Kullanıcı
Gene mi KYC reddi, yahu? Kaç kere denk geldim, anlata anlata dilimde tüy bitti. Adam akıllı bir fotoğraf çekseniz şu kimliğin, pasaportun, ehliyetin... Ne var bunda bu kadar zor olan, vallahi anlamıyorum bazen. Sonra başlıyor 'işlemim neden onaylanmadı' diye dert yanmalar.
Telefonun kamerası var diye iş bitiyor sanıyorsunuz herhalde, değil mi? Ama o kameranın hakkını vermek diye bir şey var. Net çekecek arkadaş, bulanık olmayacak. Gözler mi bozuk, el mi titriyor, nedir bu flu haller, bazen insan çıldırıyor vallahi.
Sen belki "Nasılsa görünüyor ya, canım" diyorsun içinden, belki umursamıyorsun o minik pikselleri, o belli belirsiz parlamaları. Ama karşıdaki sistem var ya, okuma yapan o OCR yazılımları, onlar affetmiyor işte. Senin için ufak bir detay, onlar için kocaman bir sorun. Koca bir "ret" sebebi, haberin olsun...
Sonra başlıyor bekleme. "İşleminiz reddedildi," mesajı geliyor. Uğraş dur baştan, bir sürü vakit kaybı. Kiminde para içeride kalıyor, kiminde acil işlem yapman gerekiyor, olmuyor. Abi ya, bir fotoğraf yüzünden onca tantana... Değer miydi şimdi?
Işık mı az geldi, arkadaki desen mi çok karışık? Kimliğin üstüne flaş patlattın, parladı okunmuyor. Gölge düşüyor, bir taraf karanlık, bir taraf aydınlık. Kamera merceğinin üstü tozlu, parmak izi var... Say say bitmez ha, hepsi ayrı bir felaket. Bazen de direkt elini çekiyorsun, parmağın kadraja girmiş, ne bileyim...
Kimlik doğrulaması dediğin şey şaka değil ki. Senin kimliğini başka biri kullandı mı, ne halt edeceksin sonra? Bu firmalar, bankalar boşuna mı uğraşıyor? Sahtekarlık desen gırla gidiyor piyasada, bir dur demek lazım, değil mi? Sistem güvenliği de senin güvenliğin demek, unutma bunu...
Ha bir de şu var, telefonun kamerası "iyi" zannedersin. Belki sosyal medyada filtreyle falan güzel çıkıyordur da, kimlik belgesi çekmek başka iş. Keskinlik lazım, detay lazım. O "çözünürlük" denen şey sadece sayıdan ibaret değil bazen, fotoğraftaki karakterlerin kenarları jilet gibi olacak ki okusunlar.
Al eline kimliği, koy düz bir zemine. Işığı ayarla, direkt üstüne vurmasın, sağdan soldan vursun. Telefonu sabitle, titremesin elin, nefesini tut hatta. Fokusla adam akıllı, netleşsin her yer. Bir de öyle çek bakalım... İlk seferde olmazsa bir daha, üçü de dene, ne olacak yani? Sanki başka işin mi var o anda, boş boş duruyordun zaten...
Karşıda oturan müşteri temsilcisi de insandan bahsediyorum ha. O da bıkıyor sürekli aynı hatayı görmekten. "Abi gene mi bulanık bu," diyor içinden, "Vallahi bezdim bu işten," diyor. Onların da işi gücü var, senin bulanık fotoğrafınla uğraşmak zorunda değiller ki, boşuna zaman kaybı...
Yani demem o ki, bu KYC işleri önemli. Ve bu işin büyük kısmı, evet büyük kısmı, senin elindeki o telefonun kamerasına ve senin onu nasıl kullandığına bakar. Öyle "kamera kötüydü" bahanesi falan yemezler, bil yani... Suçu başkasına atıp kurtulamazsın, sorumluluk senin...
Telefonun kamerası var diye iş bitiyor sanıyorsunuz herhalde, değil mi? Ama o kameranın hakkını vermek diye bir şey var. Net çekecek arkadaş, bulanık olmayacak. Gözler mi bozuk, el mi titriyor, nedir bu flu haller, bazen insan çıldırıyor vallahi.
Sen belki "Nasılsa görünüyor ya, canım" diyorsun içinden, belki umursamıyorsun o minik pikselleri, o belli belirsiz parlamaları. Ama karşıdaki sistem var ya, okuma yapan o OCR yazılımları, onlar affetmiyor işte. Senin için ufak bir detay, onlar için kocaman bir sorun. Koca bir "ret" sebebi, haberin olsun...
Sonra başlıyor bekleme. "İşleminiz reddedildi," mesajı geliyor. Uğraş dur baştan, bir sürü vakit kaybı. Kiminde para içeride kalıyor, kiminde acil işlem yapman gerekiyor, olmuyor. Abi ya, bir fotoğraf yüzünden onca tantana... Değer miydi şimdi?
Işık mı az geldi, arkadaki desen mi çok karışık? Kimliğin üstüne flaş patlattın, parladı okunmuyor. Gölge düşüyor, bir taraf karanlık, bir taraf aydınlık. Kamera merceğinin üstü tozlu, parmak izi var... Say say bitmez ha, hepsi ayrı bir felaket. Bazen de direkt elini çekiyorsun, parmağın kadraja girmiş, ne bileyim...
Kimlik doğrulaması dediğin şey şaka değil ki. Senin kimliğini başka biri kullandı mı, ne halt edeceksin sonra? Bu firmalar, bankalar boşuna mı uğraşıyor? Sahtekarlık desen gırla gidiyor piyasada, bir dur demek lazım, değil mi? Sistem güvenliği de senin güvenliğin demek, unutma bunu...
Ha bir de şu var, telefonun kamerası "iyi" zannedersin. Belki sosyal medyada filtreyle falan güzel çıkıyordur da, kimlik belgesi çekmek başka iş. Keskinlik lazım, detay lazım. O "çözünürlük" denen şey sadece sayıdan ibaret değil bazen, fotoğraftaki karakterlerin kenarları jilet gibi olacak ki okusunlar.
Al eline kimliği, koy düz bir zemine. Işığı ayarla, direkt üstüne vurmasın, sağdan soldan vursun. Telefonu sabitle, titremesin elin, nefesini tut hatta. Fokusla adam akıllı, netleşsin her yer. Bir de öyle çek bakalım... İlk seferde olmazsa bir daha, üçü de dene, ne olacak yani? Sanki başka işin mi var o anda, boş boş duruyordun zaten...
Karşıda oturan müşteri temsilcisi de insandan bahsediyorum ha. O da bıkıyor sürekli aynı hatayı görmekten. "Abi gene mi bulanık bu," diyor içinden, "Vallahi bezdim bu işten," diyor. Onların da işi gücü var, senin bulanık fotoğrafınla uğraşmak zorunda değiller ki, boşuna zaman kaybı...
Yani demem o ki, bu KYC işleri önemli. Ve bu işin büyük kısmı, evet büyük kısmı, senin elindeki o telefonun kamerasına ve senin onu nasıl kullandığına bakar. Öyle "kamera kötüydü" bahanesi falan yemezler, bil yani... Suçu başkasına atıp kurtulamazsın, sorumluluk senin...