AmberMandolin
Kayıtlı Kullanıcı
Maaş haczi dediğimizde, kafalarda hemen o meşhur oran belirir ya, işte o genellikle net maaşın dörtte biri kadardır, yani %25. Evet, doğru anladın, brüt üzerinden değil, eline geçen, yani vergi ve kesintiler sonrası kalan net maaşından bahsediyoruz. Borçlarını ödemekte sıkıntı yaşadığında, alacaklıların talebi üzerine uygulanan yasal bir süreç bu, biliyorsun...
Ama dur bakalım, her şey o kadar dümdüz değil, bu işte bazı istisnalar var. En önemlisi belki de asgari ücrete dokunulmazlık meselesi. Hani bir vatandaş asgari ücretle geçinmeye çalışırken, bir de ondan kesinti yapılırsa ne olur? İşte tam da bu yüzden, yasa koyucu asgari ücretin kendisini haczedilemez kılmıştır, abi vallahi billahi öyle. Yani sadece asgari ücretin üzerinde kalan kısım haczedilebilir, o da %25 oranında tabii. Bu da vatandaşı tamamen nefessiz bırakmamak adına alınan bir önlem aslında.
Peki ya nafaka borçları? İşte orada işin rengi biraz değişiyor, hani bildiğimiz o dörtte bir kuralı esneyebiliyor, vallahi değişiyor. Mahkeme kararına bağlı olarak, çocuğun ya da eşin geçimini sağlamak için bazen tamamına yakını bile haczedilebilir, çünkü nafaka borçları diğer borçlardan farklı bir önceliğe sahip, yaşam hakkıyla ilgili bir durum bu... Bir de sen kendin rıza gösterirsen, yani "Şu borcum için maaşımdan şu kadar kesilebilir" diye bir muvafakatname verirsen, o zaman da %25'in üstüne çıkılabilir, evet, kendi isteğinle olunca bu mümkün.
Diyelim ki birden fazla haciz geldi, işte o zaman ne oluyor sence? Hepsi aynı anda mı kesilecek? Yok canım, öyle bir şey olmaz. Genellikle bir sıraya girer bu hacizler, biri bitmeden diğeri başlamaz, yani yine o %25 oranı korunur, sırası geldikçe ödeme yapılır. Haciz kesintisini kim yapıyor? Tabii ki senin işverenin. İcra dairesinden gelen resmi tebligata göre, onlar senin maaşından kesintiyi yapar ve doğrudan alacaklıya iletir, yani senin bir şey yapmana gerek kalmaz.
Maaş dediğimiz şey sadece temel ücret mi peki bu hesaplamada? Hayır, hayır, öyle basit düşünme. Düzenli olarak aldığın ikramiyeler, primler, mesai ücretleri... Yani senin eline geçen, o kazancının tümü aslında bu kapsamda değerlendirilir çoğu zaman. Hani bazı ek ödemeler var ya, işte onlar da bu haciz hesabına dahil edilebilir, o yüzden sadece temel maaşını düşünmemek lazım...
Bu %25 sınırı neden konulmuş dersin? Aslında bu, hem borcunu ödeyebilmen için bir yol sunarken, hem de senin temel yaşam standartlarını tamamen kaybetmemeni sağlamak için bir denge unsuru. Hani borç ödenecek ama insan da yaşayacak, değil mi? Çoluk çocuğunun rızkını tamamen kesme derdi olmasın diye... Yasa koyucu burada hassas bir dengeyi gözetiyor, kolay değil bu işler.
Ama dur bakalım, her şey o kadar dümdüz değil, bu işte bazı istisnalar var. En önemlisi belki de asgari ücrete dokunulmazlık meselesi. Hani bir vatandaş asgari ücretle geçinmeye çalışırken, bir de ondan kesinti yapılırsa ne olur? İşte tam da bu yüzden, yasa koyucu asgari ücretin kendisini haczedilemez kılmıştır, abi vallahi billahi öyle. Yani sadece asgari ücretin üzerinde kalan kısım haczedilebilir, o da %25 oranında tabii. Bu da vatandaşı tamamen nefessiz bırakmamak adına alınan bir önlem aslında.
Peki ya nafaka borçları? İşte orada işin rengi biraz değişiyor, hani bildiğimiz o dörtte bir kuralı esneyebiliyor, vallahi değişiyor. Mahkeme kararına bağlı olarak, çocuğun ya da eşin geçimini sağlamak için bazen tamamına yakını bile haczedilebilir, çünkü nafaka borçları diğer borçlardan farklı bir önceliğe sahip, yaşam hakkıyla ilgili bir durum bu... Bir de sen kendin rıza gösterirsen, yani "Şu borcum için maaşımdan şu kadar kesilebilir" diye bir muvafakatname verirsen, o zaman da %25'in üstüne çıkılabilir, evet, kendi isteğinle olunca bu mümkün.
Diyelim ki birden fazla haciz geldi, işte o zaman ne oluyor sence? Hepsi aynı anda mı kesilecek? Yok canım, öyle bir şey olmaz. Genellikle bir sıraya girer bu hacizler, biri bitmeden diğeri başlamaz, yani yine o %25 oranı korunur, sırası geldikçe ödeme yapılır. Haciz kesintisini kim yapıyor? Tabii ki senin işverenin. İcra dairesinden gelen resmi tebligata göre, onlar senin maaşından kesintiyi yapar ve doğrudan alacaklıya iletir, yani senin bir şey yapmana gerek kalmaz.
Maaş dediğimiz şey sadece temel ücret mi peki bu hesaplamada? Hayır, hayır, öyle basit düşünme. Düzenli olarak aldığın ikramiyeler, primler, mesai ücretleri... Yani senin eline geçen, o kazancının tümü aslında bu kapsamda değerlendirilir çoğu zaman. Hani bazı ek ödemeler var ya, işte onlar da bu haciz hesabına dahil edilebilir, o yüzden sadece temel maaşını düşünmemek lazım...
Bu %25 sınırı neden konulmuş dersin? Aslında bu, hem borcunu ödeyebilmen için bir yol sunarken, hem de senin temel yaşam standartlarını tamamen kaybetmemeni sağlamak için bir denge unsuru. Hani borç ödenecek ama insan da yaşayacak, değil mi? Çoluk çocuğunun rızkını tamamen kesme derdi olmasın diye... Yasa koyucu burada hassas bir dengeyi gözetiyor, kolay değil bu işler.