Mükellef Hatası Nedeniyle Haksız E-Haciz

Mükellef Hatası Nedeniyle Haksız E-Haciz

CoralBrocade

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
260
Tepkime puanı
0
CoralBrocade
E-haciz denilen o soğuk gerçekle yüzleşmek, hele ki kendi hatanızdan kaynaklandığını bilmek, insanın dünyasını başına yıkıyor, kabul edelim. Dijital çağın kolaylıkları yanında getirdiği bu acımasız mekanizma, bir tuşla tüm birikimlerinize, ticari faaliyetlerinize kilit vurabiliyor; banka hesaplarınız bir anda erişilemez hale geliyor, abi ya. Ufak bir gözden kaçırma, küçücük bir detayı atlama, nasıl olur da bu denli büyük bir felakete yol açar, insan aklı almıyor gerçekten...

Gözden kaçan bir beyanname, unutulan bir ödeme, ya da belki de E-Devlet kapısında yapılan tek bir yanlış tıklama... İşte o zaman başlıyor asıl dram. Vergi idaresi, alacağını tahsil etme konusunda adeta bir avcı kesiliyor, haklı olarak, ama bu avcılık sürecinde bazen iyi niyetli hataların, bazen de bilgi eksikliğinin bedeli ağır oluyor. Sadece borcun kendisi değil mesele, üzerine binen faizler, gecikme zamları ve o koca çarkı durdurmak için harcanan akıl almaz bir enerji... Vallahi billahi, insanı resmen çileden çıkarır.

Dijitalleşen sistemler, hızı ve erişilebilirliği artırırken, maalesef hata payını da törpülüyor. Eskiden bir memurla yüz yüze konuşulabilen, bir yanlış anlaşılmanın düzelebileceği esnek ortamlar şimdi yok. Yerini, kodlar, algoritmalar ve otomatik işleyen prosedürler aldı. Sistem hatayı görüyor, talimatı veriyor ve banka hesaplarınızdan maaşınıza kadar her şey, sorgusuz sualsiz bloke ediliyor... Bu, bir yandan vergi bilincini artırma niyeti taşıyor olabilir, öte yandan da insanı sistemle karşı karşıya getiren dev bir duvar örmüyor mu sizce de?

Devletin alacaklarını tahsil etme konusundaki kararlılığı tartışılmaz; buraya kadar kimsenin itirazı olamaz zaten. Ancak bu kararlılığın, mükellefin bazen art niyet taşımayan, sadece insan olmasından kaynaklanan hatalarını affetmez bir silaha dönüşmesi... işte o zaman işler karışıyor. Ortada bir ödeme emri var mıydı, tebligat doğru adrese ulaştı mı, ya da borcun miktarı gerçekten bu kadar mıydı gibi sorular, çoğu zaman bloke gerçekleştikten sonra akla geliyor. İş işten geçtikten sonra, değil mi?

Hukuk ve bürokrasi labirentinde, bir hatanın bedelini ödemenin yolu sadece parayla değil, aynı zamanda müthiş bir zaman ve enerji kaybıyla da ölçülüyor, bunu kimse inkar edemez. Bir yandan ticari faaliyetler duruyor, diğer yandan borcun kaynağını anlamak, itiraz dilekçesi yazmak, ilgili kurumlara koşuşturmak... Bu süreç, çoğu zaman borcun kendisinden daha yıpratıcı hale geliyor. Sanki bir bataklığın içine çekiliyormuş gibi hissediyor insan, çıkmaya çalıştıkça daha da batıyor sanki...

Peki, bu noktada mükellefin yapabileceği bir şey yok mu? Elbette var. Ancak mesele, hatanın oluşmasından ziyade, sistemin bu hatalara karşı ne kadar "insani" bir refleks gösterdiği. Yasal yollara başvurmak, itiraz sürelerini kaçırmamak, doğru bilgilere ulaşmak elzem. Ama dürüst olalım, bu süreçler bile başlı başına bir uzmanlık gerektiriyor. Küçük esnafın, sıradan bir vatandaşın, tüm bu karmaşık prosedürleri hatasız tamamlaması ne kadar beklenebilir ki... Bu da ayrı bir ironi değil mi sizce de?

Bir ödeme emrini dikkate almamak, tebligatları görmezden gelmek elbette bir sorumluluktur. Ancak asıl mesele, sistemin bu denli keskin ve ani bir müdahale yetkisine sahipken, mükellefi hataya düşmekten koruyacak, ona yol gösterecek mekanizmaları ne kadar efektif kullandığı. İleti merkezleri, hatırlatmalar, hatta basit bir uyarı maili... Bunlar, devasa bir e-haciz sarmalının önüne geçebilir, milyonlarca insanın uykusunu kaçırmasını engelleyebilir. Yoksa tüm bu acı tecrübeler sadece birer "öğrenme süreci" mi sayılacak, ne dersiniz?
 
Geri