OrchidRhythm
Kayıtlı Kullanıcı
O sabah Nüfusmatik'in dokunmatik ekranında beliren "İşlem Başarısız" ibaresini görünce beynimden aşağı kaynar sular döküldü desem yeridir. Kimlik yenilemek için gitmiştim, ne kadar basit bir işlem diye düşünmüştüm halbuki, kendi kendime "mis gibi teknoloji, sıra beklemeden halledeceğiz işte" diye gaz veriyordum. Ama o anda sistemin beni ne kadar da yanıltabileceğini, dijitalleşmenin o meşhur kolaylığıyla beni nasıl bir batağın içine ittiğini anladım, abi ya… Sanki bir film sahnesindeymişim gibi, tüm umutlarım bir anda suya düşmüş, elimde bomboş bir makbuzla kalakalmıştım.
İşin asıl dramatik kısmı, orada öylece dikilip kalmanız... Ne yapacağınızı bilemiyorsunuz, çünkü sistem size bir hata kodu ya da bir "şunu yapın" mesajı bile vermiyor, sadece "başarısız". Gözümün önünden tüm o bürokratik çarklar, kapılarda beklenen kuyruklar, memurların "yanlış yere geldiniz" tavrı geçip gitti. Vallahi o an kendimi, zaman makinesiyle geçmişe ışınlanmış gibi hissettim, hani o kağıt kürek dönemi var ya, hah işte tam oradaydım, tam kalbinde o kargaşanın... Nüfus cüzdanımı düzeltmek için çıktığım o yolda, sanki kaderimle dalga geçiliyordu, resmen bir trajikomedi!
Neyse ki, o ilk şok dalgası geçtikten sonra, zihnime bir şimşek çaktı: E-Devlet! Evet, Nüfusmatik'in yüzüme kapattığı kapıyı, bu dijital portal açabilir miydi? O anki çaresizliğimle, bir umut ışığı arıyordum, tırnaklarımla kazıyarak da olsa bir çıkış yolu bulmalıydım. Evdeki bilgisayarın başına geçerken, içimde hem bir şüphe hem de "ulan belki olur" diye bir isyan vardı. Sanki o gri, soğuk makine beni alaya almıştı da, şimdi ben ona karşı dijital bir meydan okumaya girişiyordum, var mıydı bunun bir çözümü gerçekten de…
Anında E-Devlet kapısına yöneldim, sanki orada bir sihirli değnek beni bekliyormuş gibi… Biliyorsunuz, orası bazen cankurtaran bazen de sizi daha büyük bir labirente sokan bir yerdir. Arama çubuğuna "Nüfusmatik hata düzeltme" yazınca, gelen sonuçlar ilk başta biraz korkuttu, zira bir sürü farklı işlem, bir sürü farklı yol… Ama sonra, işte o an, "Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü" başlığı altında bir şeye rastladım, "Hatalı Nüfus Olayı Düzeltme Başvurusu"... Tamamdır dedim kendi kendime, işte bu! Bu, benim son şansımdı, elimi attığım son kurtarma ipiydi. İçimde bir yanım hâlâ "Boşuna uğraşıyorsun, o kadar kolay olmaz" dese de, diğer yanım "Dene bakalım, ne kaybedeceksin?" diye fısıldıyordu.
Formu doldurmaya başladığımda, her bir kutucuk, her bir bilgi girişi, aslında Nüfusmatik'te yaşadığım o anlık krizin bir tür terapi seansı gibiydi. Sanki o makinenin ruhsuz hatasını, şimdi kendi ellerimle, daha insani bir arayüzde düzeltiyordum. TC kimlik numaram, adresim, hata türü... Her şeyi büyük bir titizlikle, gözümden hiçbir detayın kaçmamasına özen göstererek girdim. Vallahi sanki bir ameliyat yapıyordum, en ufak bir yanlışlık, yine aynı batağa geri dönmek demekti. Özellikle hata açıklama kısmı, evet orası! Orada tüm o dramatik anı, makinenin bana nasıl ihanet ettiğini, duygularımı döktüğüm bir mektup gibi yazmak istedim, yazdım da... Kim bilir, belki okuyan memur da benim bu isyanıma bir nebze hak verir, değil mi?
Nihayet, başvuruyu gönder butonuna tıkladığımda, içimde garip bir boşluk hissi vardı. Bir rahatlama değil, daha çok bir "bekleyelim görelim" tedirginliği... Sanki bir kapıyı itmiştim ama arkasında ne vardı, bilmiyordum. İki gün sonra gelen o kısa SMS mesajı: "Başvurunuz işleme alınmıştır." O an anladım ki, Nüfusmatik beni yarı yolda bırakmış olsa da, E-Devlet, bu dijital çağın hantal ama bir o kadar da güçlü devi, benim elimden tutmuştu. Evet, sistem bizi bazen çileden çıkarıyor, bazen "bu ne işe yarar?" dedirtiyor, ama sonra bir bakıyorsunuz, o karmaşık ağın içinden bir çözüm yolu beliriveriyor. Yani, demem o ki, Nüfusmatik canınızı sıksa da, E-Devlet'e bir şans verin, o kapı her zaman açık... En azından benim için öyle oldu.
İşin asıl dramatik kısmı, orada öylece dikilip kalmanız... Ne yapacağınızı bilemiyorsunuz, çünkü sistem size bir hata kodu ya da bir "şunu yapın" mesajı bile vermiyor, sadece "başarısız". Gözümün önünden tüm o bürokratik çarklar, kapılarda beklenen kuyruklar, memurların "yanlış yere geldiniz" tavrı geçip gitti. Vallahi o an kendimi, zaman makinesiyle geçmişe ışınlanmış gibi hissettim, hani o kağıt kürek dönemi var ya, hah işte tam oradaydım, tam kalbinde o kargaşanın... Nüfus cüzdanımı düzeltmek için çıktığım o yolda, sanki kaderimle dalga geçiliyordu, resmen bir trajikomedi!
Neyse ki, o ilk şok dalgası geçtikten sonra, zihnime bir şimşek çaktı: E-Devlet! Evet, Nüfusmatik'in yüzüme kapattığı kapıyı, bu dijital portal açabilir miydi? O anki çaresizliğimle, bir umut ışığı arıyordum, tırnaklarımla kazıyarak da olsa bir çıkış yolu bulmalıydım. Evdeki bilgisayarın başına geçerken, içimde hem bir şüphe hem de "ulan belki olur" diye bir isyan vardı. Sanki o gri, soğuk makine beni alaya almıştı da, şimdi ben ona karşı dijital bir meydan okumaya girişiyordum, var mıydı bunun bir çözümü gerçekten de…
Anında E-Devlet kapısına yöneldim, sanki orada bir sihirli değnek beni bekliyormuş gibi… Biliyorsunuz, orası bazen cankurtaran bazen de sizi daha büyük bir labirente sokan bir yerdir. Arama çubuğuna "Nüfusmatik hata düzeltme" yazınca, gelen sonuçlar ilk başta biraz korkuttu, zira bir sürü farklı işlem, bir sürü farklı yol… Ama sonra, işte o an, "Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü" başlığı altında bir şeye rastladım, "Hatalı Nüfus Olayı Düzeltme Başvurusu"... Tamamdır dedim kendi kendime, işte bu! Bu, benim son şansımdı, elimi attığım son kurtarma ipiydi. İçimde bir yanım hâlâ "Boşuna uğraşıyorsun, o kadar kolay olmaz" dese de, diğer yanım "Dene bakalım, ne kaybedeceksin?" diye fısıldıyordu.
Formu doldurmaya başladığımda, her bir kutucuk, her bir bilgi girişi, aslında Nüfusmatik'te yaşadığım o anlık krizin bir tür terapi seansı gibiydi. Sanki o makinenin ruhsuz hatasını, şimdi kendi ellerimle, daha insani bir arayüzde düzeltiyordum. TC kimlik numaram, adresim, hata türü... Her şeyi büyük bir titizlikle, gözümden hiçbir detayın kaçmamasına özen göstererek girdim. Vallahi sanki bir ameliyat yapıyordum, en ufak bir yanlışlık, yine aynı batağa geri dönmek demekti. Özellikle hata açıklama kısmı, evet orası! Orada tüm o dramatik anı, makinenin bana nasıl ihanet ettiğini, duygularımı döktüğüm bir mektup gibi yazmak istedim, yazdım da... Kim bilir, belki okuyan memur da benim bu isyanıma bir nebze hak verir, değil mi?
Nihayet, başvuruyu gönder butonuna tıkladığımda, içimde garip bir boşluk hissi vardı. Bir rahatlama değil, daha çok bir "bekleyelim görelim" tedirginliği... Sanki bir kapıyı itmiştim ama arkasında ne vardı, bilmiyordum. İki gün sonra gelen o kısa SMS mesajı: "Başvurunuz işleme alınmıştır." O an anladım ki, Nüfusmatik beni yarı yolda bırakmış olsa da, E-Devlet, bu dijital çağın hantal ama bir o kadar da güçlü devi, benim elimden tutmuştu. Evet, sistem bizi bazen çileden çıkarıyor, bazen "bu ne işe yarar?" dedirtiyor, ama sonra bir bakıyorsunuz, o karmaşık ağın içinden bir çözüm yolu beliriveriyor. Yani, demem o ki, Nüfusmatik canınızı sıksa da, E-Devlet'e bir şans verin, o kapı her zaman açık... En azından benim için öyle oldu.