OrchidMesa
Kayıtlı Kullanıcı
Dijital dünyanın getirdiği bir gerçek var, kimlik doğrulaması. Vallahi öyle, her adımda karşımıza çıkıyor. Güvenlik meselesi yani. Hani o banka uygulamalarına girerken, yeni hesap açarken falan... Bazen biraz sıkıcı, kabul edelim ama ne yapacaksın. İşte bu anlarda, kendini çekiyorsun, o "selfie doğrulama" dedikleri şey. Kimsin sen, gerçekten sensin değil mi...
Gözlük işi biraz karışık gibi. Bazen numarasız bile olsa, o çerçeveler var ya, vallahi onlar bile göz çevresini kapatıyor. Oysa sistem, gözleri taramak istiyor, gözbebeklerini, hatta iris desenlerini bile yakalamaya çalışıyor olabilir. Düşünsene, ufak bir yansıma bile bozabiliyor bütün işi. Ne bileyim, ışık düşüyor, parlıyor camlar... Ee, bu da doğru tespiti zorlaştırıyor.
Şapkalar da ayrı bir dert. Kimi sadece saçı örter sanır, ama öyle değil. Alnını kapatıyor çoğu, bazen kaşların bir kısmını bile gizleyebiliyor. Yüzün genel şekli, saç çizgisi, bunlar önemli belirleyiciler aslında. Algoritma için altın değerinde bilgiler. Sanki yüzün hatları tam anlaşılamıyor, gizleniyor gibi... İşte bu da işleri karıştırıyor.
Yapay zeka bu işi yapıyor, evet, çok zekiler ama yine de sınırlılıkları var. Yani o bilgisayar programları, sizin yüzünüzdeki her bir noktayı, her bir mesafeyi ölçüyor. Gözlük mü var, şapka mı var, hop, hemen o ölçümler şaşıyor. Engel oluyor işte o aksesuarlar. Sanki net bir fotoğraf çekmek isterken birisi önünden geçmiş gibi.
En önemli meselelerden biri de sahtecilik, abi. Birisi başka birinin yerine geçmeye çalışabilir, kimliğini çalabilir. Gözlükle, şapkayla yüzünü biraz değiştirirsin, tanınman zorlaşır. İşte sistem bunu engellemek için önlem alıyor. Kimliğini gizlemeye çalışanlar... Onların işini zorlaştırıyor, vallahi.
Bir de şu var, genelde bu sistemler sizin kimlik kartınızdaki fotoğrafla şimdiki halinizi karşılaştırıyor. E şimdi kimlik fotoğrafında gözlük yoksa, şapka da yoksa... Senin şimdiki fotoğrafında varsa, sistem "dur bakalım" diyor. Hani o eski kimlik fotoğrafıyla şimdiki halin arasındaki farkı en aza indirmek istiyorlar. Ne kadar benzer, o kadar iyi.
Amaç ne? Doğru sonuç almak. Yani senin "evet, benim" dediğin o anı kesinleştirmek. En ufak bir hata payı bile olmasın istiyorlar. Bu aksesuarlar da o hata payını artırma potansiyeli taşıyor. Ne gerek var riske atmaya... Değil mi? O yüzden de "çıkarın onları" diyor sistem, net olun diyor, sade olun.
Günlük hayatta hepimiz gözlük takarız, şapka da severiz. Sokakta, işte, her yerde... Ama konu güvenlik olunca işler değişiyor. O anlık bir kural bu, kısa bir süre için o alışkanlıklardan vazgeçmek gerekiyor. Birazcık rahatsızlık belki, ama karşılığında güvenlik var. Bazen rahatını bir kenara bırakacaksın işte, güvenlik için.
Peki, yapay zeka ilerlemez mi? Belki ileride, gözlükle, şapkayla bile kimlik doğrulayabilecek sistemler çıkar. Kim bilir? Hatta o zamanlar bu yasaklar gereksiz bile kalabilir. Ama şimdilik, elimizdeki teknoloji bu. En güvenli yolu tercih ediyorlar, vallahi bu böyle. Gelecekte ne olur, kim bilir...
Birkaç saniyelik bir işlem aslında, sadece o an için çıkarıp tekrar takacaksın. Çok büyük bir zahmet değil belki, ama yine de hatırlamak gerekiyor. Bir tık daha güvende hissetmek için verilen küçük bir taviz diyelim... Öyle düşünmek lazım.
Gözlük işi biraz karışık gibi. Bazen numarasız bile olsa, o çerçeveler var ya, vallahi onlar bile göz çevresini kapatıyor. Oysa sistem, gözleri taramak istiyor, gözbebeklerini, hatta iris desenlerini bile yakalamaya çalışıyor olabilir. Düşünsene, ufak bir yansıma bile bozabiliyor bütün işi. Ne bileyim, ışık düşüyor, parlıyor camlar... Ee, bu da doğru tespiti zorlaştırıyor.
Şapkalar da ayrı bir dert. Kimi sadece saçı örter sanır, ama öyle değil. Alnını kapatıyor çoğu, bazen kaşların bir kısmını bile gizleyebiliyor. Yüzün genel şekli, saç çizgisi, bunlar önemli belirleyiciler aslında. Algoritma için altın değerinde bilgiler. Sanki yüzün hatları tam anlaşılamıyor, gizleniyor gibi... İşte bu da işleri karıştırıyor.
Yapay zeka bu işi yapıyor, evet, çok zekiler ama yine de sınırlılıkları var. Yani o bilgisayar programları, sizin yüzünüzdeki her bir noktayı, her bir mesafeyi ölçüyor. Gözlük mü var, şapka mı var, hop, hemen o ölçümler şaşıyor. Engel oluyor işte o aksesuarlar. Sanki net bir fotoğraf çekmek isterken birisi önünden geçmiş gibi.
En önemli meselelerden biri de sahtecilik, abi. Birisi başka birinin yerine geçmeye çalışabilir, kimliğini çalabilir. Gözlükle, şapkayla yüzünü biraz değiştirirsin, tanınman zorlaşır. İşte sistem bunu engellemek için önlem alıyor. Kimliğini gizlemeye çalışanlar... Onların işini zorlaştırıyor, vallahi.
Bir de şu var, genelde bu sistemler sizin kimlik kartınızdaki fotoğrafla şimdiki halinizi karşılaştırıyor. E şimdi kimlik fotoğrafında gözlük yoksa, şapka da yoksa... Senin şimdiki fotoğrafında varsa, sistem "dur bakalım" diyor. Hani o eski kimlik fotoğrafıyla şimdiki halin arasındaki farkı en aza indirmek istiyorlar. Ne kadar benzer, o kadar iyi.
Amaç ne? Doğru sonuç almak. Yani senin "evet, benim" dediğin o anı kesinleştirmek. En ufak bir hata payı bile olmasın istiyorlar. Bu aksesuarlar da o hata payını artırma potansiyeli taşıyor. Ne gerek var riske atmaya... Değil mi? O yüzden de "çıkarın onları" diyor sistem, net olun diyor, sade olun.
Günlük hayatta hepimiz gözlük takarız, şapka da severiz. Sokakta, işte, her yerde... Ama konu güvenlik olunca işler değişiyor. O anlık bir kural bu, kısa bir süre için o alışkanlıklardan vazgeçmek gerekiyor. Birazcık rahatsızlık belki, ama karşılığında güvenlik var. Bazen rahatını bir kenara bırakacaksın işte, güvenlik için.
Peki, yapay zeka ilerlemez mi? Belki ileride, gözlükle, şapkayla bile kimlik doğrulayabilecek sistemler çıkar. Kim bilir? Hatta o zamanlar bu yasaklar gereksiz bile kalabilir. Ama şimdilik, elimizdeki teknoloji bu. En güvenli yolu tercih ediyorlar, vallahi bu böyle. Gelecekte ne olur, kim bilir...
Birkaç saniyelik bir işlem aslında, sadece o an için çıkarıp tekrar takacaksın. Çok büyük bir zahmet değil belki, ama yine de hatırlamak gerekiyor. Bir tık daha güvende hissetmek için verilen küçük bir taviz diyelim... Öyle düşünmek lazım.