QuartzTuning
Kayıtlı Kullanıcı
SGK borcu dediğin, sonuçta bir kamu alacağıdır. Hani "haciz gelir mi" diye düşünüyorsan, evet, gelebilir vallahi. Kamu alacaklarının tahsili mevzusu, özel şirket borçlarından biraz daha farklı işler.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun var ya, işte o kanun bu tür alacakların nasıl tahsil edileceğini anlatır. SGK da bu kanuna göre hareket eder. Yani öyle kafasına göre değil, bir usulü var, bir çerçevesi var abi, ona göre işler döner.
Peki, neler haczedilebilir? Bankadaki parana el konulabilir, evine, arabana haciz gelebilir... Hatta maaşının belli bir kısmına bile. Bütün bunlar o kanun kapsamında mümkün. Yani neredeyse tüm mal varlığın, borcunu karşılayana kadar...
Ama öyle her şeyi de alıp götüremezler, değil mi? Yani bazı şeyler var, kanun bunları korur. Mesela maaşının tamamına el konulamaz, belli bir kısmı haczedilebilir... Ya da hani ev eşyanın, işini yapmanı sağlayan aletlerin hepsi de gitmez. Bir yaşam var sonuçta. Kanun, en azından temel yaşam standardını gözetir.
Durduk yere gelip "haciz koydum" demezler kolay kolay. Önce bir tebligat gelir, "borcun var öde" derler. Sana bir süre tanınır, genellikle 7 gün. O süre içinde ödemezsen, ya da bir ödeme planı için başvurmazsan, işler işte o zaman ciddileşmeye başlar. Süreci takip etmek lazım, yoksa işin içinden çıkılmaz.
Bu tebligatlara, uyarılara kulak tıkarsan, ne olur sanıyorsun? Borç katlanır, faizler biner... Sonra işte o haciz dediğin kapına dayanır, kaçışın kalmaz. Vallahi bu işin şakası yok, borcun büyümesi, sonraki adımları kaçınılmaz kılar.
Peki, borcun var, ödeyemiyorsun. Hiç mi çaresi yok bu işin? Var tabii. Yapılandırma imkanları çıkar zaman zaman. Devlet, borçluları rahatlatmak adına belli dönemlerde yapılandırma fırsatları sunar... Taksitlendirme seçenekleri de var. Yani oturup konuşmak, bir yol bulmak lazım, çözümsüz değil hiçbir şey.
En iyisi mi? Durumu SGK ile konuşmak. Git, derdini anlat. Borcunu bildiğini, iyi niyetli olduğunu ama ödeme güçlüğü çektiğini söyle. Onlar da bir yol göstermeye çalışır... Abartmıyorum, bu, gerçekten en doğrusu.
Aslında en güzeli, hiç bu duruma düşmemek. Yani borçları zamanında ödemek... Biliyorum, söylemesi kolay, yapması zor ama. Ödeme alışkanlıkları, planlı olmak, bu tür sorunların önüne geçer.
Valla ne yalan söyleyeyim, kimsenin başına gelmesin bu durum. İnsan ister istemez strese giriyor, değil mi? Ama önemli olan, bilmek ve doğru adımları atmak. Yoksa bilmemek ya da umursamamak, işleri daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor sadece.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun var ya, işte o kanun bu tür alacakların nasıl tahsil edileceğini anlatır. SGK da bu kanuna göre hareket eder. Yani öyle kafasına göre değil, bir usulü var, bir çerçevesi var abi, ona göre işler döner.
Peki, neler haczedilebilir? Bankadaki parana el konulabilir, evine, arabana haciz gelebilir... Hatta maaşının belli bir kısmına bile. Bütün bunlar o kanun kapsamında mümkün. Yani neredeyse tüm mal varlığın, borcunu karşılayana kadar...
Ama öyle her şeyi de alıp götüremezler, değil mi? Yani bazı şeyler var, kanun bunları korur. Mesela maaşının tamamına el konulamaz, belli bir kısmı haczedilebilir... Ya da hani ev eşyanın, işini yapmanı sağlayan aletlerin hepsi de gitmez. Bir yaşam var sonuçta. Kanun, en azından temel yaşam standardını gözetir.
Durduk yere gelip "haciz koydum" demezler kolay kolay. Önce bir tebligat gelir, "borcun var öde" derler. Sana bir süre tanınır, genellikle 7 gün. O süre içinde ödemezsen, ya da bir ödeme planı için başvurmazsan, işler işte o zaman ciddileşmeye başlar. Süreci takip etmek lazım, yoksa işin içinden çıkılmaz.
Bu tebligatlara, uyarılara kulak tıkarsan, ne olur sanıyorsun? Borç katlanır, faizler biner... Sonra işte o haciz dediğin kapına dayanır, kaçışın kalmaz. Vallahi bu işin şakası yok, borcun büyümesi, sonraki adımları kaçınılmaz kılar.
Peki, borcun var, ödeyemiyorsun. Hiç mi çaresi yok bu işin? Var tabii. Yapılandırma imkanları çıkar zaman zaman. Devlet, borçluları rahatlatmak adına belli dönemlerde yapılandırma fırsatları sunar... Taksitlendirme seçenekleri de var. Yani oturup konuşmak, bir yol bulmak lazım, çözümsüz değil hiçbir şey.
En iyisi mi? Durumu SGK ile konuşmak. Git, derdini anlat. Borcunu bildiğini, iyi niyetli olduğunu ama ödeme güçlüğü çektiğini söyle. Onlar da bir yol göstermeye çalışır... Abartmıyorum, bu, gerçekten en doğrusu.
Aslında en güzeli, hiç bu duruma düşmemek. Yani borçları zamanında ödemek... Biliyorum, söylemesi kolay, yapması zor ama. Ödeme alışkanlıkları, planlı olmak, bu tür sorunların önüne geçer.
Valla ne yalan söyleyeyim, kimsenin başına gelmesin bu durum. İnsan ister istemez strese giriyor, değil mi? Ama önemli olan, bilmek ve doğru adımları atmak. Yoksa bilmemek ya da umursamamak, işleri daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor sadece.