JadeSpectrum
Kayıtlı Kullanıcı
SIM kartınızı yenilemişsiniz anlaşılan, o meşhur blokeyle yüzleşmek üzeresiniz; hani o bankaların "güvenlik" adı altında aslında hayatımızı cehenneme çevirme potansiyeli taşıyan müdahalesiyle. Sanki yıllardır aynı bankayla çalışmıyor, sanki milyonlarca liralık işlem yapmıyormuşuz gibi, bir SIM kart değişimiyle tüm güvenilirlik puanımız sıfırlanıyor, vallahi akıl alır gibi değil bu durum.
Bankaların bu acımasız görünen –hatta direkt acımasız olan– güvenlik duvarını örmesinin ardında yatan o temel sebep, aslında finansal dolandırıcılık riskini minimize etme çabası. Malumunuz, SIM kart kopyalama veya başka bir yolla ele geçirme vakaları pek de azımsanacak gibi değil; bu da bankaların elektronik bankacılık işlemlerinizi güvence altına almak için mecburen bu adımlara başvurmasına neden oluyor, ne yapalım ki.
Öyleyse, o şubeye gitme çilesi kaçınılmaz bir ritüel olarak karşımıza çıkıyor; çoğu banka, mobil şube veya çağrı merkezi üzerinden bu tür bir blokenin kaldırılmasını reddediyor. "Yüz yüze kimlik doğrulama şart efendim, başka türlü olmaz" diyerek sizi mesai saatlerinde, işinizden gücünüzden feragat edip, o kalabalık şube koridorlarında sıra beklemeye mahkum ediyorlar.
Sadece kimlik kartını uzatmakla da bitmiyor iş, vallahi. Bazı bankalar sizden ek belgeler isteyebiliyor; ikametgah belgesi, son dönem elektrik veya su faturası gibi, hani sanki o kimlik yetmezmiş gibi bir de adresinizi ispatlamanızı talep ediyorlar. Düşünsenize, bankada hesabınız var, adresiniz kayıtlı, her şey belli, ama yine de "yeniden kanıtla" baskısı...
Hatta bazı durumlarda, sırf kartınızı değiştirdiniz diye, banka mobil bankacılık şifrenizi sıfırlayıp size yeni bir şifre tanımlamakla kalmıyor, mobil uygulamaya erişiminizi belli bir süre kısıtlayabiliyor. "Güvenliğiniz için bu süreç gerekliydi, anlayışınız için teşekkür ederiz" mealinde, gayet robotik ve empati yoksunu cümlelerle sizi oyalıyorlar, o süreçte işlerinizi halletmenize engel oluyorlar, abi ya.
Şimdi bu durum gerçekten can sıkıcı, çünkü bir nevi potansiyel dolandırıcı muamelesi görüyorsunuz. Yıllardır sadık müşterisi olduğunuz banka, en ufak bir operasyonel değişiklikte, size adeta yabancıymışsınız gibi davranıp, her adımda yeniden ispatlamanızı istiyor. Bu durum, müşteri güvenini ve sadakatini nasıl etkiliyor, hiç düşündüler mi acaba...?
Peki, bu "ek güvenlik adımları" gerçekten de dolandırıcılığı tamamen engelliyor mu, yoksa sadece süreci karmaşıklaştırıp meşru kullanıcıları mı cezalandırıyor? Dijitalleşme çağında, bankaların hala bu kadar fiziksel ve zaman alıcı süreçlere bel bağlaması, açıkçası oldukça ironik ve hatta biraz da komik geliyor insana.
Elbette bankaların sorumluluğu büyük, ama bu kadar katı ve zahmetli adımların gerçekten alternatifleri yok mu? Biyometrik doğrulama sistemleri, daha gelişmiş yapay zeka tabanlı risk analizleri gibi çözümler varken, hala şubeye gitme zorunluluğu, evrak yığınıyla uğraşma, bu gerçekten modern bankacılık anlayışına uymuyor gibi...
Netice itibarıyla, o SIM blokesini kaldırmak için bankanızın kapısını çaldığınızda, bir dizi ek güvenlik bariyeriyle karşılaşacağınızı bilmek, insanı yoruyor. Tüm bu süreç, aslında kullanıcı deneyimini merkeze almak yerine, "kural bu" deyip geçme kolaycılığını seçen bir sistemin dışavurumu gibi duruyor, yani öyle bir hissiyat veriyor, kim ne derse desin.
Bankaların bu acımasız görünen –hatta direkt acımasız olan– güvenlik duvarını örmesinin ardında yatan o temel sebep, aslında finansal dolandırıcılık riskini minimize etme çabası. Malumunuz, SIM kart kopyalama veya başka bir yolla ele geçirme vakaları pek de azımsanacak gibi değil; bu da bankaların elektronik bankacılık işlemlerinizi güvence altına almak için mecburen bu adımlara başvurmasına neden oluyor, ne yapalım ki.
Öyleyse, o şubeye gitme çilesi kaçınılmaz bir ritüel olarak karşımıza çıkıyor; çoğu banka, mobil şube veya çağrı merkezi üzerinden bu tür bir blokenin kaldırılmasını reddediyor. "Yüz yüze kimlik doğrulama şart efendim, başka türlü olmaz" diyerek sizi mesai saatlerinde, işinizden gücünüzden feragat edip, o kalabalık şube koridorlarında sıra beklemeye mahkum ediyorlar.
Sadece kimlik kartını uzatmakla da bitmiyor iş, vallahi. Bazı bankalar sizden ek belgeler isteyebiliyor; ikametgah belgesi, son dönem elektrik veya su faturası gibi, hani sanki o kimlik yetmezmiş gibi bir de adresinizi ispatlamanızı talep ediyorlar. Düşünsenize, bankada hesabınız var, adresiniz kayıtlı, her şey belli, ama yine de "yeniden kanıtla" baskısı...
Hatta bazı durumlarda, sırf kartınızı değiştirdiniz diye, banka mobil bankacılık şifrenizi sıfırlayıp size yeni bir şifre tanımlamakla kalmıyor, mobil uygulamaya erişiminizi belli bir süre kısıtlayabiliyor. "Güvenliğiniz için bu süreç gerekliydi, anlayışınız için teşekkür ederiz" mealinde, gayet robotik ve empati yoksunu cümlelerle sizi oyalıyorlar, o süreçte işlerinizi halletmenize engel oluyorlar, abi ya.
Şimdi bu durum gerçekten can sıkıcı, çünkü bir nevi potansiyel dolandırıcı muamelesi görüyorsunuz. Yıllardır sadık müşterisi olduğunuz banka, en ufak bir operasyonel değişiklikte, size adeta yabancıymışsınız gibi davranıp, her adımda yeniden ispatlamanızı istiyor. Bu durum, müşteri güvenini ve sadakatini nasıl etkiliyor, hiç düşündüler mi acaba...?
Peki, bu "ek güvenlik adımları" gerçekten de dolandırıcılığı tamamen engelliyor mu, yoksa sadece süreci karmaşıklaştırıp meşru kullanıcıları mı cezalandırıyor? Dijitalleşme çağında, bankaların hala bu kadar fiziksel ve zaman alıcı süreçlere bel bağlaması, açıkçası oldukça ironik ve hatta biraz da komik geliyor insana.
Elbette bankaların sorumluluğu büyük, ama bu kadar katı ve zahmetli adımların gerçekten alternatifleri yok mu? Biyometrik doğrulama sistemleri, daha gelişmiş yapay zeka tabanlı risk analizleri gibi çözümler varken, hala şubeye gitme zorunluluğu, evrak yığınıyla uğraşma, bu gerçekten modern bankacılık anlayışına uymuyor gibi...
Netice itibarıyla, o SIM blokesini kaldırmak için bankanızın kapısını çaldığınızda, bir dizi ek güvenlik bariyeriyle karşılaşacağınızı bilmek, insanı yoruyor. Tüm bu süreç, aslında kullanıcı deneyimini merkeze almak yerine, "kural bu" deyip geçme kolaycılığını seçen bir sistemin dışavurumu gibi duruyor, yani öyle bir hissiyat veriyor, kim ne derse desin.