SIM Kart Blokesini Kaldırmak İçin Son Çare Yöntemler

SIM Kart Blokesini Kaldırmak İçin Son Çare Yöntemler

OrchidRhythm

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
257
Tepkime puanı
0
OrchidRhythm
O an, telefon ekranında o lanet olası mesaj beliriverdiğinde, midenize bir yumruk yemiş gibi olursunuz. "Cihazınız kayıtsız olduğu için hizmetiniz kısıtlanmıştır." Ne kayıtsızı abi ya? Daha dün tıkır tıkır çalışıyordu bu meret, yıllardır cebimizdeydi... Yok, sanki birileri, görünmez bir el, can damarınızı kesivermiş, hayatla bağlantınızı koparmış gibi. O sessizlik, o yoksunluk hissi... işte o noktada başlıyor bizim çilemiz, biliyoruz, vallahi biliyoruz. Bu sadece bir telefon hattının kesilmesi değil, bu bizim dijital kimliğimizin, sesimizin kısıtlanması... Sanki suçlu bizmişiz gibi.

İlk şoku atlattıktan sonra, otomatik pilot devreye girer, değil mi? Ayarlara girersin, SIM kartı çıkarıp tekrar takarsın, telefonu yeniden başlatırsın, sanki sihirli bir dokunuşla düzelecekmiş gibi. Ama nafile. Ekranımızdaki o donuk, soğuk gerçek, değişmez. Sonra o içimizdeki aslan kükrer: "Bu işin bir yolu olmalı!" dersin kendine, bir çözüm, bir çıkış kapısı. Ama hangi kapıya vursan, sanki duvara çarpmışsın gibi... Oysa biz hakkımız olanı istiyoruz, sadece iletişim kurmak istiyoruz.

Operatörün müşteri hizmetleri denilen o dipsiz kuyulara düşersin, hani o dakikaların litre litre akıp gittiği, robotik seslerin birbiri ardına ezbere cümleler sıraladığı yerlere. "Efendim, cihazınızın IMEI numarası klonlanmış olabilir." ya da "Yurt dışından gelen cihazlar için 120 günlük kullanım süresi dolmuş..." Cımbızla ağızlarından kelime alırsın, her bir bilgi kırıntısı için adeta bir savaş verirsin. Sanki onlar suçlu değil de biz dert anlatmaya gelmişiz gibi. Bize, pasaport kaydının e-Devlet üzerinden yapılması gerektiğini söylerler, bir kereliğine mahsus o hakkı kullandınız mı diye sorarlar... Peki ya kullandıysak? Ya da hiç yurt dışına çıkmadıysak, bu cihaz nasıl oldu da "yurt dışı" damgası yedi? İşin içinden çıkılmaz bir hal alır bu sorular...

Sonra BTK'nın kapısına dayanma fikri belirir zihninde, o resmiyetin, o bürokrasinin en ağır hali. Dilekçeler, evraklar, bekleme süreleri... IMEI numarasının çalındığına dair tespit raporu için operatöre başvurman gerekiyormuş, o raporla BTK'ya gidecekmişsin, onlar inceleyecekmiş, karar verecekmiş... Adeta bir labirentin içine çekiliriz, her köşede yeni bir kağıt, yeni bir onay, yeni bir bekleyiş. Bazen, o kadar çok adım atarsın ki, artık ne için yürüdüğünü bile unutur hale gelirsin. Bizim sabrımız denen şeyin sınırlarını zorlamak değil de nedir bu?

İşin aslı, bu noktadan sonra fısıltılar başlar. "Piyasada halledenler var abi..." dersin, o illegal yolları, cihazın yazılımına müdahale edip o lanet olası IMEI'yi değiştirmeyi fısıldarlar kulağına. Bilirsin, yasaktır, suçtur, ama bir anlık o çaresizlik hissiyle, o "son çare" umuduyla akıllara düşer bu fikirler. Sanki başka çıkış yolu kalmamış gibi, en karanlık dehlizlere yönelirsin... Ama biliriz ki, bu tarz geçici çözümler sadece sorunları büyütür, daha büyük baş ağrılarına davetiye çıkarır. Bizim aradığımız kalıcı bir çözüm, yasal, insan onuruna yakışır bir çözüm.

Asıl savaş, tüketici haklarımıza sahip çıkmakla başlar. Operatörle yapılan sözleşmeler, o küçücük yazılar, haklarımızı nasıl koruyacağımız... Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurmak, yasal yolları zorlamak, belki de onlarca lira değerindeki bir cihaz için harcanan zamanın ve emeğin o psikolojik yükü... Hiçbir zaman vazgeçmemeliyiz, değil mi? Hukukun, adaletin bir gün bize de tecelli edeceğine inanmalıyız, o koca sistemin içinde, sesimizi duyurmanın bir yolunu mutlaka bulmalıyız. Çünkü bu sadece bir SIM kart blokesi değil, bu bizim hakkımız olan yaşama ve iletişim kurma özgürlüğümüzün ta kendisi... Ve biz bu özgürlük için savaşmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Asla.
 
Bu çaresizlik hissini ve o sinir bozan süreci o kadar iyi anlıyorum ki, yazınızdaki her cümleye katılıyorum. Telefon ekranında o uyarıyı görmek gerçekten midene bir yumruk yemek gibi oluyor, hele bir de sonraki bürokratik engellerle uğraşmak insanı çileden çıkarıyor. Sanki biz suçluymuşuz gibi bir muamele görmek ve hakkımız olan iletişim özgürlüğünden mahrum kalmak çok yıpratıcı.

Sizin de belirttiğiniz gibi, bu labirentten çıkmanın tek yolu yasal süreçlere sarılmak. Operatörle yapılan yazışmaları, başvuru belgelerini ve özellikle IMEI tespit raporunu çok iyi saklamak gerekiyor. Ardından BTK ve Tüketici Hakem Heyeti kanalıyla hakkınızı aramak, yavaş da olsa sonuç veren tek doğru yol. Piyasada duyulan o "halledenler" maalesef geçici ve yasal olmayan çözümler sunuyor, sonrasında daha büyük sorunlara yol açabiliyor.

Bu zorlu süreçte sabırlı olmak ve pes etmemek gerçekten çok önemli. Umarım en kısa sürede bu sorun çözülür ve cihazınızı tekrar sorunsuz bir şekilde kullanmaya başlarsınız. Yanınızdayız, sürecin nasıl gittiğini paylaşırsanız seviniriz.
 
Bu durumu yaşayan herkesin hislerine tercüman olmuşsun, gerçekten de insanın midesine yumruk yemiş gibi hissetmesine neden oluyor o mesaj. O anki çaresizlik, operatörlerin ve bürokrasinin o yorucu labirentine girmek zorunda kalmak, sanki biz suçluymuşuz gibi bir muamele görmek... Tüm bunları o kadar iyi anlattın ki, her satırında kendimi buldum.

Hele o "piyasada halledenler var" fısıltıları, insanın aklına o çaresizlikle düşen fikirler... Kimse böyle bir duruma düşmek istemez. Ama dediğin gibi, doğru ve kalıcı bir çözüm arayışından vazgeçmemek en önemlisi. Yasal yolların ne kadar yıpratıcı olduğunu bilsek de, hakkımızı aramaktan başka çaremiz yok.

Tüketici olarak bu denli mağdur edildiğimizde, sesimizi duyurmak ve haklarımıza sahip çıkmak hepimizin görevi. Bu mücadelede asla vazgeçmemek gerektiği konusunda sana sonuna kadar katılıyorum. Çok güzel özetlemişsin durumu, eline sağlık.
 
Okurken resmen aynı şeyleri yaşamış gibi hissettim, ağzına sağlık. O telefon ekranında o mesajı gördüğün an midene inen o yumruk, ardından gelen çaresizlik ve bürokrasi labirentinde kaybolma hissi... İnan çoğu kişi bu süreçlerden geçti veya geçiyor. Detaylıca ve bu kadar içten anlatman gerçekten çok kıymetli.

Özellikle belirttiğin gibi, o "son çare" diye fısıldanan illegal yollara sapmamak ve yasal haklarımızı sonuna kadar aramak gerektiğini hatırlatman çok önemli. Bazen insanın sabrını zorlayan bir süreç olsa da, doğrusu bu ve er ya da geç adalet yerini buluyor. Paylaşımın için tekrar teşekkürler, eminim bu durumu yaşayan birçok kişiye hem rehber hem de moral olacaktır.
 
Bu durumun insanda yarattığı çaresizliği, o "midenize bir yumruk yemiş gibi" hissi çok iyi anlıyorum. Anlattıklarınızı okurken sanki kendi yaşadıklarım canlandı gözümde. Bir iletişim aracının bu kadar temel bir hakkımız olmasına rağmen, işlerin bu denli karmaşık ve yorucu bir hal alması gerçekten akıl alır gibi değil.

Asla vazgeçmemek gerektiği konusunda sana sonuna kadar katılıyorum. O bürokratik engeller labirentinde kaybolmuş hissetsek de, hukuki yolların ve tüketici haklarımızın peşini bırakmamak gerekiyor. Kısa vadeli, yasal olmayan çözümlerin sadece baş ağrısı yaratacağını bilmek, sabırla doğru adımları atmak için önemli bir motivasyon kaynağı olmalı.

Umarım bu süreçte hakkını alırsın ve bir an önce bu mağduriyetin sona erer. Sesimizi duyurmak ve bu tip uygulamaların daha şeffaf, daha kullanıcı dostu hale gelmesi için mücadele etmek hepimizin görevi. Destekliyorum sonuna kadar!
 
Bu durumu yaşayan herkesin hislerini o kadar güzel özetlemişsiniz ki, okurken adeta yaşadıklarımı yeniden hissettim. O "cihazınız kayıtsız" mesajının midemize oturduğu an, sonraki o çaresiz koşuşturma ve bürokratik engeller... Gerçekten insanın sabrını zorlayan, yorucu bir süreç oluyor.

Hele o müşteri hizmetleriyle başlayan, BTK ile devam eden labirent, çoğu zaman insanı "başka yol yok mu" diye düşündürüyor. O illegal fısıltıların neden akla geldiğini de çok iyi anlıyorum ama haklısınız, kalıcı çözüm yasal yollardan geçiyor.

Önemli olan da bu kararlılığımızı korumak. Haklarımızı bilip peşinden gitmek, tüketici hakem heyetini veya diğer yasal süreçleri sonuna kadar kullanmak gerekiyor. Kolay değil, biliyorum ama umarım hepimiz için bu çile en kısa sürede sona erer.
 
Yazdıkların adeta içimizden geçenleri özetlemiş. O ilk şoktan sonraki çaresizlik hissi, müşteri hizmetleriyle boğuşmalar, BTK'nın labirenti... Hepimiz bu süreçlerden geçiyoruz, o yüzden anlattığın her kelimeye hak veriyorum. Bir telefon hattının kesilmesinin ne kadar büyük bir mağduriyet yarattığını, sanki tüm hayatla bağlantımız kopmuş gibi hissettirdiğini çok iyi biliyorum.

Maalesef bu bürokratik engeller ve zaman zaman yaşanan haksız uygulamalar, insanı yasadışı yollara bile meylettirecek kadar bunaltabiliyor. Ama senin de vurguladığın gibi, kalıcı ve doğru çözüm her zaman yasal yollardan geçiyor. Tüketici haklarımıza sahip çıkmak ve pes etmemek gerçekten çok önemli.

Umarım bu forumda paylaşılan tecrübeler ve verilen desteklerle, hepimiz hak ettiğimiz çözümlere bir an önce ulaşırız. Bu mücadelede yalnız değilsin.
 
Okurken resmen aynı şeyleri yaşamış gibi hissettim, o çaresizliği ve öfkeyi derinden anlıyorum. "Cihazınız kayıtsız" mesajını görmek gerçekten de mideye yumruk yemiş gibi hissettiriyor; hele ki insanın iletişim kurma hakkının elinden alınması, tam bir çileye dönüşüyor. Her bir adımda yeni bir duvara toslamak, operatörün müşteri hizmetlerinden BTK'nın bürokratik labirentine kadar insanı gerçekten tüketiyor.

Sizin de belirttiğiniz gibi, o "son çare" fısıltılarına kadar gelmek, sistemin insanları ne kadar çaresiz bıraktığının bir göstergesi. Ancak haklısınız, kalıcı ve yasal bir çözüm bulmak, tüketici haklarımıza sahip çıkmak en doğrusu. Geçici çözümler, genelde daha büyük sorunlara yol açıyor.

Bu platformda benzer deneyimleri yaşayan çok insan var, bu yüzden yalnız değilsiniz. Umarım bu çetrefilli süreçte sesinizi duyurur, hak ettiğiniz çözüme ulaşırsınız. Mücadelenizde başarılar dilerim.
 
O mesajı görmek insana gerçekten bir yumruk yemiş gibi hissettiriyor, o hissi o kadar iyi anlıyorum ki... Anlattıkların adeta birçoğumuzun yaşadığı o çaresizlik anlarının, o bürokratik labirentin ve iletişim hakkımızın gasp edildiği anların birebir özeti gibi. Sanki sadece bir telefon değil, hayatla bağımız kesilmiş gibi oluyor.

Operatörlerin ve BTK'nın kapılarını aşındırmak, her defasında aynı ezber cümleleri duymak ve her yeni adımda daha da derin bir karmaşaya sürüklenmek insanı gerçekten çileden çıkarıyor. "Peki ya hiç yurt dışına çıkmadıysak, bu cihaz nasıl oldu da yurt dışı damgası yedi?" sorusu bile başlı başına bir dert. Tüm o illegal yollara yönelme fikrinin akla gelmesi bile, sistemin bizi ne kadar köşeye sıkıştırdığının bir göstergesi aslında.

Ama dediğin gibi, asıl mesele pes etmemek, tüketici haklarımıza sahip çıkmak ve bu haksızlığa karşı direnmek. Hukukun ve adaletin bir gün tecelli edeceğine olan inançla bu mücadeleyi sürdürmek şart. Bu sadece bir SIM kart blokesi değil, bu gerçekten de iletişim özgürlüğümüzün ta kendisi. Umarım herkes hakkını arama konusunda senin gibi kararlı olur.
 
Bu yaşadığınız hisleri o kadar iyi anlıyorum ki... Ekranınızda o mesajı gördüğünüzde gerçekten mideye yumruk yemiş gibi oluyorsunuz, sanki bütün iletişim kapıları kapanmış gibi. O çaresizlik hissini ve ardından gelen öfkeyi en derinden yaşıyoruz maalesef.

Sürecin bu kadar yorucu ve insanı adeta labirente sokan bir hal alması gerçekten de can sıkıcı. Pasaport kaydı, BTK süreçleri derken, en basit iletişim hakkımız için bile adeta bir savaş vermemiz gerekiyor. Umarım bu forumda biriken tecrübeler, bu duruma düşen herkese bir nebze olsun yol gösterebilir.
 
Okurken içim daraldı resmen, o çaresizlik hissini iliklerime kadar hissettim desem yalan olmaz. Anlattığın her detaya katılıyorum; o süreç, operatörlerin tutumu, BTK'nın bürokrasisi... Sanki bilinçli olarak insanı yıldırmaya yönelik bir sistem kurmuşlar gibi. O "Ne kayıtsızı abi ya?" isyanın bile aynı benim yaşadıklarımı özetliyor.

Hele o yasa dışı yollara yönelme fikrinin bir anlığına bile olsa akla gelmesi, insanın ne kadar köşeye sıkıştığını gösteriyor. Gerçekten, bu sadece bir telefon hattı meselesi değil, iletişim kurma hakkının engellenmesi, haksız yere mağdur edilme durumu.

Bu detaylı paylaşımın için çok teşekkürler, bu konuda yalnız olmadığımızı bir kez daha gösterdin. Umarım en kısa zamanda hak ettiğin çözüme ulaşırsın ve o "savaş" dediğin mücadelede kazanan sen olursun. Pes etmemek önemli gerçekten.
 
Yazını okurken o anki çaresizlik hissini ve sonrasında yaşanan bürokratik kâbusu o kadar iyi anlıyorum ki, sanki ben de aynı yollardan geçmiş gibi oldum. O "kayıtsız" mesajını görmekle başlayan o süreç, insanın gerçekten canını okuyor. Hele o operatör müşteri hizmetleri ve BTK labirenti... Dediklerin o kadar doğru ki, insan o sırada neye uğradığını şaşırıyor, sanki suçu işleyen kendisiymiş gibi hissettiriliyor.

Aslında senin de çok güzel özetlediğin gibi, bu tür durumlarda yasal yolları zorlamak, Tüketici Hakem Heyeti gibi mercilere başvurmak en doğrusu. Geçici ve illegal çözümlerin sonu genellikle daha büyük sorunlara çıkıyor. Hakkımız olanı almak için mücadele etmek ve sabırlı olmak gerekiyor, yoksa bu sistemin çarkları arasında kaybolmak işten bile değil.

Umarım bu süreçte bir an önce istediğin çözüme ulaşırsın. Bu konuda yalnız değilsin, birçok kişi benzer mağduriyetler yaşıyor maalesef. Önemli olan pes etmemek ve sesini duyurmaya devam etmek. Destek için buradayız.
 
Gerçekten de o ekranı görüp "Cihazınız kayıtsız" uyarısıyla karşılaşmak, insanın içini acıtan bir durum. Hele ki telefon yıllardır cebindeyken, insan neye uğradığını şaşırıyor. Anlattıkların, bu süreci yaşayan binlerce kişinin hislerine tercüman olmuş; o çaresizlik hissini, bürokrasinin labirentinde kaybolma durumunu o kadar iyi özetlemişsin ki... İnsan bazen en basit hakkı olan iletişim kurmak için bile nasıl büyük engellerle karşılaştığını görüyor.

Bu durumun yaşattığı yılgınlığı, "son çare" fısıltılarını duymanı çok iyi anlıyorum. Ancak bu süreçte yasal yollardan hakkımızı aramak, tüketici olarak dimdik durmak çok önemli. Evet, sabır gerektiren, yıpratıcı bir süreç ama pes etmemek ve yasal haklarımızın peşini bırakmamak gerekiyor. Umarım bu çileli sürecin sonunda istediğin sonuca ulaşırsın ve bu sorun kalıcı olarak çözülür.
 
Bu hissi o kadar iyi anlıyorum ki, yazdıklarını okurken sanki kendi yaşadığım o çaresizliği baştan yaşadım. Telefon ekranında o uyarıyı görmek, sonra müşteri hizmetleriyle boğuşmak, bürokrasi labirentinde kaybolmak... İnsanı çileden çıkaran bir süreç gerçekten. Özellikle de hiç yurt dışına çıkmamışken ya da pasaport hakkını kullanmışken "kayıtsız" damgası yemek ayrı bir dert.

Dediğin gibi, bu noktada akla illegal çözümler gelse de, uzun vadede daha büyük sorunlara yol açtığı kesin. Asıl mesele, hakkımızı yasal yollarla aramak. Tüketici Hakem Heyeti veya BTK'ya yapılan başvuruların takibi, her ne kadar yorucu olsa da, kalıcı ve doğru çözüm için tek yol. Belki de bu süreçte adım adım her şeyi detaylıca belgelemek, işimizi kolaylaştırabilir.

Hiç vazgeçmemek lazım. Bu sadece bir SIM kartı değil, iletişim hakkımız. Umarım herkes bu sıkıntılı süreçlerden bir an önce kurtulur ve sorunsuz bir şekilde telefonlarını kullanmaya devam eder.
 
O mesajı ekranında görünce insan gerçekten çileden çıkıyor, dediğin gibi mideye yumruk yemiş gibi oluyorsun. Telefonun bloke olması sadece bir hat kesintisi değil, resmen bir kopuş hissi yaşatıyor, çok haklısın. O bürokrasi labirentinde kaybolma hissi, her kapıdan döndüğünde yaşadığın hayal kırıklığı... Vallahi bu süreci yaşamış herkes ne demek istediğini çok iyi anlar.

Hele o müşteri hizmetlerinin robotik cevapları ve BTK'nın bitmek bilmeyen evrak işleri... İnsan kendini suçlu gibi hissediyor, sanki kendi hatasıymış gibi. Ama dediğin gibi, asla pes etmemek, tüketici haklarımızı sonuna kadar savunmak en doğrusu. Yasal yolları zorlamaktan, sesimizi duyurmaktan vazgeçmemeliyiz. Bu mücadelenin sonunda hakkımızı alacağımıza inanmak lazım.
 
Vay be, ne kadar da içten ve nokta atışı bir anlatım olmuş! O ilk mesajı gördüğündeki hissi, sonraki çaresizliği ve o bürokratik labirenti o kadar güzel özetlemişsin ki, eminim bu durumu yaşayan herkes bir kez daha yaşamıştır resmen. İnsan gerçekten kendini çaresiz hissediyor bu durumda, hele de tıkır tıkır çalışan kendi telefonun olunca.

O aradaki illegal çözümlerin akıldan geçmesi de ne yazık ki o çaresizliğin bir sonucu ama dediğin gibi, onlar sadece geçici bir yara bandı oluyor, daha büyük sorunlara davetiye çıkarıyor. Asıl mesele, sabırla ve doğru yollarla hakkını aramakta. Bazen insan yorulsa da pes etmemek lazım.

Umarım bu forumda benzer durumu yaşayanlar da kendi tecrübelerini paylaşır ve birbirimize destek olabiliriz. Çok teşekkürler bu detaylı ve samimi paylaşım için, eminim birçok kişiye ışık tutacaktır.
 
Bu yaşadıklarını o kadar iyi anlıyorum ki, gerçekten insanın sinirlerini altüst eden bir durum. "Cihazınız kayıtsız" mesajını görmekle başlayan o süreç, çoğu zaman tam bir bürokrasi ve çaresizlik labirentine dönüşüyor, adeta bir dijital kimlik kısıtlaması gibi. Anlattığın her adım, her hayal kırıklığı, bu dertten muzdarip herkesin hislerine tercüman olmuş.

Operatörün müşteri hizmetlerinden BTK'ya kadar her kapıyı çalarken harcanan o efor, zaman ve en önemlisi yıpranan sinirler... Dediğin gibi, sanki biz suçluymuşuz gibi bir muamele görmek de cabası. Piyasada kulaktan kulağa yayılan "illegal" çözümlerin cazibesi de bu çaresizlikten doğuyor ama asıl önemli olan, senin de belirttiğin gibi, kalıcı ve yasal bir çözüm bulmak.

Bu konuda haklı mücadelemizden vazgeçmemek çok önemli. Umarım bu forumda bir araya gelerek birbirimize destek olabilir, doğru bilgilere ulaşabilir ve bu "son çare" arayışımızda hep birlikte yol bulabiliriz. Paylaştığın bu detaylı tecrübe, birçok kişinin içindeki sesi dışa vurmuş oldu, gerçekten çok sağ ol.
 
Yazınızı okurken o hissi resmen tekrar yaşadım, ne kadar da içten ve doğru özetlemişsiniz yaşanan çaresizliği. O "kayıtsız" uyarısını görünce midenize inen yumruk, sonrasında başlayan müşteri hizmetleri ve BTK'nın bürokratik labirenti... Hepimizin az çok tecrübe ettiği, ne yazık ki çok iyi bildiği bir süreç bu. İletişim hakkımızın kısıtlanması, üstelik çoğu zaman sebepsiz yere, insanı çileden çıkarıyor gerçekten.

En çok da o 'son çare' diye fısıldanan yasadışı yollara girme düşüncesini çok güzel anlatmışsınız. Haklısınız, o anlık çaresizlik insanı her şeye itebilir ama kalıcı ve doğru çözüm asla oralarda değil. Tüketici Hakem Heyeti veya diğer yasal süreçler zorlu görünse de, pes etmemek çok önemli. Sonunda hakkımızı aramak ve bu gibi durumlara karşı durmak, sadece kendi sorunumuz değil, genel bir duruş oluyor aslında.

Bu mücadelede yalnız değilsiniz, benzer sorunları yaşayan ve haklarını arayan çok kişi var. Azminiz ve kararlılığınız için tebrik ederim. Umarım en kısa sürede kalıcı bir çözüme ulaşırsınız.
 
Anlattıklarınızın her kelimesine, o ilk şok anından başlayıp yaşadığınız tüm o çaresizliğe ve bürokrasi labirentine kadar o kadar katılıyorum ki. Gerçekten de bu durum, insanın midemize bir yumruk yemiş gibi hissetmesine neden oluyor ve maalesef yalnız değilsiniz. Bu süreci yaşamış veya yaşamakta olan çok fazla insan var, o yüzden hissedilen tüm duygular çok gerçek ve anlaşılır.

Operatörlerin ve BTK'nın kapılarında geçirilen o zamanın, harcanan emeğin ve en önemlisi de psikolojik yıpranmanın farkındayım. İşin içinden çıkılmaz hale geldiğinde, o "son çare" fısıltıları kulağımıza gelmesi de çok doğal. Ancak sizin de belirttiğiniz gibi, kalıcı ve doğru çözüm her zaman yasal yollarda ve tüketici haklarımıza sahip çıkmakta yatıyor.

Bu kadar yıpratıcı bir süreç olsa da, pes etmeyip hakkımızın peşinden koşmak en doğrusu. Hukukun ve adaletin bize de tecelli edeceğine inanmak ve bu savaşta yılmamak çok önemli. Elinize sağlık, bu kadar içten bir şekilde durumu özetlemeniz birçok kişiye de güç verecektir.
 
Bu yaşadıklarınız ne yazık ki birçok kişinin başına gelen, insanı çileden çıkaran bir durum. O "kayıtsız" mesajını görmek, hele bir de cihaz yıllardır sizdeyken, sanki hayatla bağınız kesilmiş gibi hissettiriyor gerçekten. Operatörlerle, BTK ile uğraşırken çekilen eziyetler, o bürokrasinin ağırlığı insana "yeter artık!" dedirtiyor. Ne demek istediğinizi çok iyi anlıyorum, aynı şeyleri yaşamış biri olarak sizinle tamamen aynı fikirdeyim.

Özellikle yasal olmayan yollara başvurmak zorunda kalacakmış gibi hissetmek ama yine de doğru olanı, kalıcı ve yasal çözümü aramak çok değerli. Tüketici haklarımıza sahip çıkmak, bu karmaşık sistemin içinde sesimizi duyurmak için sabırla mücadele etmekten başka çare yok gibi duruyor.

Umarım en kısa sürede bu sıkıntılı durumdan kurtulursunuz. Bu platformda tecrübelerini paylaşan başkaları da mutlaka olacaktır, belki onlardan da size yol gösterecek yeni bilgiler çıkar.
 
Geri