CoralBrocade
Kayıtlı Kullanıcı
Bir banka işlemine girdin, şifreleri girdin, tam ödeme onayına geçeceksin ya da havale yapacaksın... Hop, karşına "işlemi sadece kayıtlı cihazından yapabilirsin" diye bir uyarı çıkıyor. İşte o an bir duraksıyorsun. Ne oluyor şimdi, diye düşünüyorsun ister istemez. Benim telefonum değil miydi bu?
Aslında banka orada sana ne demek istiyor biliyor musun? Yani demek istiyor ki, "Senin bu işlemler için bize daha önce tanımladığın bir cihaz var, cep telefonun olabilir, tabletin olabilir. Bu işlemi oradan yapmalısın." Garip bir his. Güvende miyim şimdi, yoksa gereksiz yere mi kısıtlandım...
Neden böyle bir yola gittiler peki, diye soruyor insan kendi kendine. Düşünsene, o kadar çok dolandırıcılık var ki, siber saldırılar, oltalamalar... Adamlar seni kandırıp, farklı bir cihazdan senin adına işlem yapmaya çalışıyorlar. Banka da diyor ki, "Dur bakalım, tanımadığım bir cihazdan geliyorsa bu onay, ben bir şüpheleneyim." Haklılar bir yerde, değil mi?
Ama bazen de çok sinir bozucu olabiliyor bu durum, vallahi. Örneğin yeni bir telefon aldın diyelim, ya da tabletten girmek istiyorsun. Eskiden çat diye girerdin, SMS gelirdi, tamamdı. Şimdi "Kayıtlı cihaz değil" diye bastırıyor yüzüne. Tekrar tanımla, bilmem ne yap... İnsan uğraşmak istemiyor abi.
Peki, banka benim cihazımın kayıtlı olduğunu nereden anlıyor? İşte orası tam bir muamma. Uygulamanın kurulu olması mı yetiyor, yoksa bir çeşit IP kontrolü mü yapıyor, konum takibi mi... Bilgisayar dilinde device ID falan diyorlar galiba. Bir şekilde anlıyorlar işte.
İşin aslı şu ki, bankalar bu yolla bir nevi çifte güvenlik sağlamaya çalışıyor. Sadece şifrenin ya da SMS’in çalınması yetmiyor artık. İşlem yapacak cihazın da senin olması gerekiyor. Bu da kötü niyetli kişilerin işini bir tık daha zorlaştırıyor gibi.
Tabii bu durum, bir yandan da sürekli dijital ayak izlerimizin takip edildiği gerçeğini yüzümüze vuruyor. Hangi cihazdan, ne zaman, nerede işlem yaptığımız... Her şey bir kayda geçiyor. Özgürlük ve güvenlik arasındaki o ince çizgi, yine karşımızda duruyor.
Yani bankalar da bu yeni düzene ayak uydurmaya çalışıyor aslında. Biz de bir yandan söyleniyoruz, bir yandan da "ama güvenliğimiz için" diye kendimizi ikna etmeye çalışıyoruz. Dijitalleşmenin getirdiği kaçınılmaz bir yan etki belki de bu.
Ne diyelim, alışıyoruz bunlara da. Birkaç kez sorun yaşarsın, sonra öğrenirsin hangi cihazının kayıtlı olduğunu, nasıl tanımlama yapacağını... Zamanla o da hayatın normal bir parçası oluyor, tıpkı eskiden SMS onayının olması gibi... Bakalım daha neler göreceğiz.
Aslında banka orada sana ne demek istiyor biliyor musun? Yani demek istiyor ki, "Senin bu işlemler için bize daha önce tanımladığın bir cihaz var, cep telefonun olabilir, tabletin olabilir. Bu işlemi oradan yapmalısın." Garip bir his. Güvende miyim şimdi, yoksa gereksiz yere mi kısıtlandım...
Neden böyle bir yola gittiler peki, diye soruyor insan kendi kendine. Düşünsene, o kadar çok dolandırıcılık var ki, siber saldırılar, oltalamalar... Adamlar seni kandırıp, farklı bir cihazdan senin adına işlem yapmaya çalışıyorlar. Banka da diyor ki, "Dur bakalım, tanımadığım bir cihazdan geliyorsa bu onay, ben bir şüpheleneyim." Haklılar bir yerde, değil mi?
Ama bazen de çok sinir bozucu olabiliyor bu durum, vallahi. Örneğin yeni bir telefon aldın diyelim, ya da tabletten girmek istiyorsun. Eskiden çat diye girerdin, SMS gelirdi, tamamdı. Şimdi "Kayıtlı cihaz değil" diye bastırıyor yüzüne. Tekrar tanımla, bilmem ne yap... İnsan uğraşmak istemiyor abi.
Peki, banka benim cihazımın kayıtlı olduğunu nereden anlıyor? İşte orası tam bir muamma. Uygulamanın kurulu olması mı yetiyor, yoksa bir çeşit IP kontrolü mü yapıyor, konum takibi mi... Bilgisayar dilinde device ID falan diyorlar galiba. Bir şekilde anlıyorlar işte.
İşin aslı şu ki, bankalar bu yolla bir nevi çifte güvenlik sağlamaya çalışıyor. Sadece şifrenin ya da SMS’in çalınması yetmiyor artık. İşlem yapacak cihazın da senin olması gerekiyor. Bu da kötü niyetli kişilerin işini bir tık daha zorlaştırıyor gibi.
Tabii bu durum, bir yandan da sürekli dijital ayak izlerimizin takip edildiği gerçeğini yüzümüze vuruyor. Hangi cihazdan, ne zaman, nerede işlem yaptığımız... Her şey bir kayda geçiyor. Özgürlük ve güvenlik arasındaki o ince çizgi, yine karşımızda duruyor.
Yani bankalar da bu yeni düzene ayak uydurmaya çalışıyor aslında. Biz de bir yandan söyleniyoruz, bir yandan da "ama güvenliğimiz için" diye kendimizi ikna etmeye çalışıyoruz. Dijitalleşmenin getirdiği kaçınılmaz bir yan etki belki de bu.
Ne diyelim, alışıyoruz bunlara da. Birkaç kez sorun yaşarsın, sonra öğrenirsin hangi cihazının kayıtlı olduğunu, nasıl tanımlama yapacağını... Zamanla o da hayatın normal bir parçası oluyor, tıpkı eskiden SMS onayının olması gibi... Bakalım daha neler göreceğiz.