DeryaSoul
Kayıtlı Kullanıcı
Abi şimdi düşünsene, uykudan uyanıyorsun, bir kahve içeyim, on dakikacık şu işimi halledeyim derken, pat diye karşına o lanet olası "Şüpheli Giriş Engellendi" uyarısı çıkıyor. Vallahi billahi insanın tepesi atıyor o anda. Ne şüphelisi kardeşim, ben her gün aynı yerden, aynı cihazdan giriyorum. Yok efendim, sıra dışı bir durum tespit edilmiş... Sanki ben Siber Vatanım'a sızmaya çalışıyorum da farkında değilim, öyle mi? İnsan kendini bir suçlu gibi hissetmiyor değil hani, üstelik hiçbir şey yapmamışken.
Hele bir de o ekranda beliren seçenekler yok mu, hani "şifrenizi sıfırlayın" ya da "doğrulama kodunu girin" gibi... Sanki her şeyi çözermiş gibi duruyorlar da, aslında çoğu zaman seni daha da derin bir bataklığa sürüklüyorlar. Diyelim ki şifreni değiştirdin, iyi güzel, bu sefer de başka bir engelleme çıkıyor karşına, "çok fazla deneme yapıldı" diye. Nerede kaldı bu işin mantığı, Allah aşkına söyler misin? Bir sorun var diye yola çıkıyoruz, dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz, hatta bazen daha da kötü bir duruma... İnsan çıldırır vallahi.
Peki, diyelim ki sen de benim gibi pes etmeyip, hani "illa ki bir yolu vardır bunun" diyerek, o küçücük, gözden kaçan "destek" ya da "yardım" linklerine tıkladın... Orada da bir labirent başlıyor zaten. Sizi otomatik mesajlarla boğan, defalarca aynı soruları soran, sanki bir makineyle konuşuyormuşsun gibi hissettiren o sayfalar... Gerçekten bir insanla konuşmak, derdini anlatmak bu kadar mı zor olmalı? Bir telefon numarası yok mu, bir e-posta adresi, bir şey... Yani hani şu an derdimi anlattığımda karşımdaki anlayacak bir muhatap... Bazen oluyor, o kadar çaresiz kalıyorsun ki, ekrana bakıp "neyse" diyorsun, "kısmet değilmiş".
Ama dur bir dakika, orada küçük bir umut ışığı yok mu sence de? Hani o tüm karmaşanın içinde, gözden kaçan bir "canlı destek" butonu, ya da bir "geri arama talep et" seçeneği... İşte o an, insan bir nefes alıyor, çünkü anlıyor ki bu işin çözümü, o akılsız sistemlerde değil, gerçekten derdini anlayacak bir insanda yatıyor. Belki saatlerce bekleyeceksin, belki defalarca anlatacaksın ama en azından bir ihtimal var, değil mi? O "destek hattı" dediğimiz şey, o karmaşık ağın içindeki en son, en önemli kaçış rampası aslında.
Bu yüzden, sakın ha moralini bozma. O "şüpheli giriş engellendi" yazısı çıktığında, o ilk öfke anını geçtikten sonra, derin bir nefes al ve unutma ki sen yalnız değilsin. Milyonlarca insan aynı döngünün içinde debeleniyor her gün. Önemli olan, o çıkış kapısını bulmak, o "destek hattı"na ulaşmak için gereken sabrı göstermek. Belki biraz sinirlerin bozulacak, belki birkaç dakika, hatta saat kaybedeceksin ama eninde sonunda o insana ulaşacaksın... ve işte o zaman, sorunun gerçekten çözüldüğünü göreceksin. Diğer türlü, dön babam dön, aynı yerdesin. İnsan ister istemez sorguluyor, bu sistemler gerçekten bizi korumak için mi var, yoksa sadece hayatımızı zorlaştırmak için mi... Ne dersin?
Hele bir de o ekranda beliren seçenekler yok mu, hani "şifrenizi sıfırlayın" ya da "doğrulama kodunu girin" gibi... Sanki her şeyi çözermiş gibi duruyorlar da, aslında çoğu zaman seni daha da derin bir bataklığa sürüklüyorlar. Diyelim ki şifreni değiştirdin, iyi güzel, bu sefer de başka bir engelleme çıkıyor karşına, "çok fazla deneme yapıldı" diye. Nerede kaldı bu işin mantığı, Allah aşkına söyler misin? Bir sorun var diye yola çıkıyoruz, dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz, hatta bazen daha da kötü bir duruma... İnsan çıldırır vallahi.
Peki, diyelim ki sen de benim gibi pes etmeyip, hani "illa ki bir yolu vardır bunun" diyerek, o küçücük, gözden kaçan "destek" ya da "yardım" linklerine tıkladın... Orada da bir labirent başlıyor zaten. Sizi otomatik mesajlarla boğan, defalarca aynı soruları soran, sanki bir makineyle konuşuyormuşsun gibi hissettiren o sayfalar... Gerçekten bir insanla konuşmak, derdini anlatmak bu kadar mı zor olmalı? Bir telefon numarası yok mu, bir e-posta adresi, bir şey... Yani hani şu an derdimi anlattığımda karşımdaki anlayacak bir muhatap... Bazen oluyor, o kadar çaresiz kalıyorsun ki, ekrana bakıp "neyse" diyorsun, "kısmet değilmiş".
Ama dur bir dakika, orada küçük bir umut ışığı yok mu sence de? Hani o tüm karmaşanın içinde, gözden kaçan bir "canlı destek" butonu, ya da bir "geri arama talep et" seçeneği... İşte o an, insan bir nefes alıyor, çünkü anlıyor ki bu işin çözümü, o akılsız sistemlerde değil, gerçekten derdini anlayacak bir insanda yatıyor. Belki saatlerce bekleyeceksin, belki defalarca anlatacaksın ama en azından bir ihtimal var, değil mi? O "destek hattı" dediğimiz şey, o karmaşık ağın içindeki en son, en önemli kaçış rampası aslında.
Bu yüzden, sakın ha moralini bozma. O "şüpheli giriş engellendi" yazısı çıktığında, o ilk öfke anını geçtikten sonra, derin bir nefes al ve unutma ki sen yalnız değilsin. Milyonlarca insan aynı döngünün içinde debeleniyor her gün. Önemli olan, o çıkış kapısını bulmak, o "destek hattı"na ulaşmak için gereken sabrı göstermek. Belki biraz sinirlerin bozulacak, belki birkaç dakika, hatta saat kaybedeceksin ama eninde sonunda o insana ulaşacaksın... ve işte o zaman, sorunun gerçekten çözüldüğünü göreceksin. Diğer türlü, dön babam dön, aynı yerdesin. İnsan ister istemez sorguluyor, bu sistemler gerçekten bizi korumak için mi var, yoksa sadece hayatımızı zorlaştırmak için mi... Ne dersin?