AmberMandolin
Kayıtlı Kullanıcı
O yeni kimlik kartını telefonla okutmak... Ah o çile! Dakikalarca uğraşan var, biliyorum. Vallahi billahi, insan bazen sinirden telefonu fırlatmak istiyor.
Halbuki 10 saniye bile sürmemesi lazım. Ya o kadar basit aslında, inanır mısın? Çoğu zaman kendi kendimize yokuş yapıyoruz.
Çoğu insan acele ediyor. Telefonu kartın üzerine koyar koymaz çekiyor hemen. Oluyor mu öyle? Olmuyor işte öyle, olmuyor. Bir şeylerin "bip" demesini beklemek lazım, değil mi?
Sırrı mı? Kartın neresine koyduğun değil abi, ne kadar beklediğin. Bir de telefonu milim kıpırdatmamak lazım. Tamam mı? Taş gibi duracak elin...
Kimliğin üstündeki o çip nerede? Ona yakın tutacaksın, evet. Telefonun arkasındaki NFC sensörü de aynı hizaya gelecek... Orada bir temassız iletişim kuruluyor, o sinyal gidip gelmeli.
Yani sabır ya, bildiğin sabır. 10 saniye değil belki ama o 3-4 saniye var ya, hayat kurtarır. İnan bana. O kısa bekleme süresi, tüm o frustrasyonu alıp götürüyor.
Bir bip sesi duyduğunda anlarsın zaten, oh be dersin. Okumayınca insan çıldıracak gibi oluyor, bazen tekrar dene der, oysa sen zaten on kere denemişsindir...
Teknoloji kolaylaştırıyor hayatımızı dedik... Bazen de zorlaştırıyor gibi geliyor, değil mi? Aslında bizim acelemizden hep. O kadar basit bir şeyi bile karmaşık hale getiriyoruz.
Bir dahaki sefere denediğinde, acele etme. Telefonu koy, kımıldatma, bekle. O kadar. Sırf bu. Tüm mesele sakin kalmak ve o kısacık anı yakalamak...
Halbuki 10 saniye bile sürmemesi lazım. Ya o kadar basit aslında, inanır mısın? Çoğu zaman kendi kendimize yokuş yapıyoruz.
Çoğu insan acele ediyor. Telefonu kartın üzerine koyar koymaz çekiyor hemen. Oluyor mu öyle? Olmuyor işte öyle, olmuyor. Bir şeylerin "bip" demesini beklemek lazım, değil mi?
Sırrı mı? Kartın neresine koyduğun değil abi, ne kadar beklediğin. Bir de telefonu milim kıpırdatmamak lazım. Tamam mı? Taş gibi duracak elin...
Kimliğin üstündeki o çip nerede? Ona yakın tutacaksın, evet. Telefonun arkasındaki NFC sensörü de aynı hizaya gelecek... Orada bir temassız iletişim kuruluyor, o sinyal gidip gelmeli.
Yani sabır ya, bildiğin sabır. 10 saniye değil belki ama o 3-4 saniye var ya, hayat kurtarır. İnan bana. O kısa bekleme süresi, tüm o frustrasyonu alıp götürüyor.
Bir bip sesi duyduğunda anlarsın zaten, oh be dersin. Okumayınca insan çıldıracak gibi oluyor, bazen tekrar dene der, oysa sen zaten on kere denemişsindir...
Teknoloji kolaylaştırıyor hayatımızı dedik... Bazen de zorlaştırıyor gibi geliyor, değil mi? Aslında bizim acelemizden hep. O kadar basit bir şeyi bile karmaşık hale getiriyoruz.
Bir dahaki sefere denediğinde, acele etme. Telefonu koy, kımıldatma, bekle. O kadar. Sırf bu. Tüm mesele sakin kalmak ve o kısacık anı yakalamak...