IndigoTelescope
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi düşünsene, bir sabah kalkmışsın, her şey normal gibi... Kahvaltını ediyorsun, belki bir kahve içiyorsun, sonra bir bakıyorsun telefona, bir SMS gelmiş. Bankandan. "Güvenlik nedeniyle kartınız bloke edilmiştir." Vay anasını, dedim ilk başta. Ne oldu şimdi? İçimde bir soğukluk, anladım hemen bir terslik olduğunu, durup dururken neden bloke etsinler ki? Yani, hiçbir zaman böyle anlık bir şey yaşamadım ben, ne bileyim, bir borç falan da yok... Kafam karıştı.
Sonra tabi hemen arıyorsun müşteri hizmetlerini, tabi bir bekleme müziği, "tüm temsilcilerimiz meşgul, çağrınız sıraya alınmıştır..." Klasik yani. Ama bu sefer insan bir garip oluyor, içten içe bir kaygı, bir endişe... Ne olduysa kötü bir şey oldu belli. Sanki param ortadan kaybolmuş gibi bir his, ya da birileri çekmiş gibi... Bilemedim ne hissedeceğimi o an. İnsan en güvendiği yerlerden darbe alınca böyle afallar kalıyor işte, ne yapacağını şaşırıyor.
Nihayet birine bağlanıyorsun, sesin titreyerek soruyorsun "Kartım neden bloke oldu?" diye. Oradaki görevli de tabi ezberlenmiş bir tonla başlıyor anlatmaya: "Efendim, sistemlerimizde yapılan incelemeler neticesinde, bilgilerinizin güvenliğinin ihlal edildiğine dair bulgulara rastlanmıştır. Bu sebeple kartınız tedbir amaçlı bloke edilmiştir." Güvenlik ihlali mi? Dedim içimden, nasıl yani? Kim ihlal etti, ne ihlal edildi? Hani benim bankam en güvenlisiydi? Ne olacak şimdi benim param? O an aklıma yüzlerce soru hücum etti, resmen şoka girmiş gibi oldum...
Böyle durumlarda bankalar tabi kendi önlemlerini alıyor, haklılar da bir yandan, sonuçta senin paranı korumaya çalışıyorlar. Ama o "tedbir amaçlı" lafı varya, insanı delirtiyor. Yani tedbir amaçlı benim tüm bankacılık işlemlerimi durduruyorsun, paralara erişemiyorum, yeni kart gelecek bilmem kaç gün sürecek... E peki o arada ben ne yapacağım? Faturamı nasıl ödeyeceğim, alışverişimi nasıl yapacağım? Cüzdanda nakit desen o kadar yok ki her şeye yetsin, değil mi? Tamamen plansız yakalandım abi, vallahi billahi.
Sonra tabi süreci anlatıyorlar; "size yeni kart göndereceğiz, eski kartınız iptal edildi, internet bankacılığı şifrenizi değiştirmenizi tavsiye ediyoruz..." Sanki her şey bu kadar basitmiş gibi. Yeni kart beklemek, kuryeyi takip etmek, şifre değiştirmek... Bir sürü angarya. Yani, benim hatam değil ki, benim bilgilerimi çalan birileri var ortada, mağdur olan benim, ama tüm yükü ben çekiyorum gibi. Haksızlık değil mi bu biraz da, ne bileyim...
İşte böyle durumlarda anlıyorsun dijital dünyanın ne kadar kırılgan olduğunu. Her şey online, her şey sanal... Ama bir veri ihlali oluyor, pat! Tüm hayatın duruyor. Paran var ama yok, ulaşamıyorsun. O güven duygusu varya, o sarsılınca her şeyin anlamı kalmıyor. Bankaya güvenmek lazım, devlete güvenmek lazım... Ama birileri senin bilgilerini alıp kullanmaya kalkınca, o güven de çatırdıyor işte... O rahatlık, o emniyet hissi paramparça oluyor resmen, insan kendi kendine kalıyor tüm bu belirsizliğin içinde.
Peki ne yapacağız? Dikkatli olmaktan başka çare var mı? Her linke tıklamayacağız, her mesajı açmayacağız. Şifrelerimizi kolay yapmayacağız, sürekli değiştireceğiz. Çok mu paranoyakça geliyor kulağa? Belki de değil. Çünkü başına geldiğinde anlıyorsun, o "veri ihlali" denen şey sadece haberlerde duyduğun bir şey değilmiş, vallahi billahi senin de hayatını alt üst edebiliyormuş... İnsan gerçekten ders çıkarıyor bu tür olaylardan, bir daha asla aynı boş vermişlikle yaklaşmıyorsun hiçbir şeye, asla...
Sonra tabi hemen arıyorsun müşteri hizmetlerini, tabi bir bekleme müziği, "tüm temsilcilerimiz meşgul, çağrınız sıraya alınmıştır..." Klasik yani. Ama bu sefer insan bir garip oluyor, içten içe bir kaygı, bir endişe... Ne olduysa kötü bir şey oldu belli. Sanki param ortadan kaybolmuş gibi bir his, ya da birileri çekmiş gibi... Bilemedim ne hissedeceğimi o an. İnsan en güvendiği yerlerden darbe alınca böyle afallar kalıyor işte, ne yapacağını şaşırıyor.
Nihayet birine bağlanıyorsun, sesin titreyerek soruyorsun "Kartım neden bloke oldu?" diye. Oradaki görevli de tabi ezberlenmiş bir tonla başlıyor anlatmaya: "Efendim, sistemlerimizde yapılan incelemeler neticesinde, bilgilerinizin güvenliğinin ihlal edildiğine dair bulgulara rastlanmıştır. Bu sebeple kartınız tedbir amaçlı bloke edilmiştir." Güvenlik ihlali mi? Dedim içimden, nasıl yani? Kim ihlal etti, ne ihlal edildi? Hani benim bankam en güvenlisiydi? Ne olacak şimdi benim param? O an aklıma yüzlerce soru hücum etti, resmen şoka girmiş gibi oldum...
Böyle durumlarda bankalar tabi kendi önlemlerini alıyor, haklılar da bir yandan, sonuçta senin paranı korumaya çalışıyorlar. Ama o "tedbir amaçlı" lafı varya, insanı delirtiyor. Yani tedbir amaçlı benim tüm bankacılık işlemlerimi durduruyorsun, paralara erişemiyorum, yeni kart gelecek bilmem kaç gün sürecek... E peki o arada ben ne yapacağım? Faturamı nasıl ödeyeceğim, alışverişimi nasıl yapacağım? Cüzdanda nakit desen o kadar yok ki her şeye yetsin, değil mi? Tamamen plansız yakalandım abi, vallahi billahi.
Sonra tabi süreci anlatıyorlar; "size yeni kart göndereceğiz, eski kartınız iptal edildi, internet bankacılığı şifrenizi değiştirmenizi tavsiye ediyoruz..." Sanki her şey bu kadar basitmiş gibi. Yeni kart beklemek, kuryeyi takip etmek, şifre değiştirmek... Bir sürü angarya. Yani, benim hatam değil ki, benim bilgilerimi çalan birileri var ortada, mağdur olan benim, ama tüm yükü ben çekiyorum gibi. Haksızlık değil mi bu biraz da, ne bileyim...
İşte böyle durumlarda anlıyorsun dijital dünyanın ne kadar kırılgan olduğunu. Her şey online, her şey sanal... Ama bir veri ihlali oluyor, pat! Tüm hayatın duruyor. Paran var ama yok, ulaşamıyorsun. O güven duygusu varya, o sarsılınca her şeyin anlamı kalmıyor. Bankaya güvenmek lazım, devlete güvenmek lazım... Ama birileri senin bilgilerini alıp kullanmaya kalkınca, o güven de çatırdıyor işte... O rahatlık, o emniyet hissi paramparça oluyor resmen, insan kendi kendine kalıyor tüm bu belirsizliğin içinde.
Peki ne yapacağız? Dikkatli olmaktan başka çare var mı? Her linke tıklamayacağız, her mesajı açmayacağız. Şifrelerimizi kolay yapmayacağız, sürekli değiştireceğiz. Çok mu paranoyakça geliyor kulağa? Belki de değil. Çünkü başına geldiğinde anlıyorsun, o "veri ihlali" denen şey sadece haberlerde duyduğun bir şey değilmiş, vallahi billahi senin de hayatını alt üst edebiliyormuş... İnsan gerçekten ders çıkarıyor bu tür olaylardan, bir daha asla aynı boş vermişlikle yaklaşmıyorsun hiçbir şeye, asla...