CrimsonLinen
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi duruma bir bakıyorum da, bu yapılandırma mevzusu başlı başına bir dert, bir de üstüne yurt dışı çıkış yasağı meselesi ekleniyor. Bitmek bilmeyen bir çile resmen.
Kalkar mı dersin? Vallahi billahi, benim gördüğüm tablo pek iç açıcı değil, abi. Öyle hemen "tamam borcunu yapılandırdın, hadi güle güle" demezler kolay kolay.
Bürokrasi dediğin, öyle esnek bir şey değildir ki. Bir kez kilitlenince, o kilidin açılması için dünya kadar evrak, dünya kadar imza isterler.
Borç ödeme planına girdin diye, devlet sana hemen kapıları açar mı sanıyorsun? Pek sanmıyorum ben. Yani, işin gerçeği bu.
Devletin gözünde, sen hâlâ bir risk faktörüsün aslında. Borcunu ödeyecek misin, ödeyemeyecek misin, kaçar mı edersin... Hepsini düşünürler.
Ha, belki istisnai durumlar olur, o ayrı. Ama genel kaideye bakarsan, o yasak öyle hop diye kalkmaz.
İnanır mısın, bunun için özel bir kanun, yönetmelik filan gerekir. "Yapılandırma sürecindeki kişilerin çıkış yasağı kalkar" diye, açıkça yazması lazım. Var mı öyle bir şey? Yok işte.
Yani beklenti oluşturmak istemem ama, gerçekçi olmak lazım. Umut tacirliği yapmanın bir anlamı yok.
Hukuki süreçler çetrefilli. Bugün var olan bir kural, yarın değişebilir de. Ama o da kolay değil, öyle bir gecede olmaz o işler.
Ben sana söyleyeyim, bu işin en sağlam yolu, borcunu tamamen kapatmak. Başka türlü o rahatlığı, o özgürlüğü kolay kolay yaşayamazsın.
Yoksa ne kadar yapılandırırsan yapılandır, o yasağın gölgesi hep üstünde durur. Ufacık bir aksaklıkta, "aha geri geldi" derler.
Bir de şu var; sen yapılandırma anlaşmasına uymadın mı, o zaman yasağı kaldırdılarsa bile, anında geri koyarlar. Çok basit bir prosedürle.
Yani işin özeti şu: Umutlanmak güzeldir ama ayağını yere sağlam basmak lazım. O yasağın kalkması için çok daha fazlası gerekiyor.
Devlete olan borç öyle kolay unutulan bir şey değil ki. Her zaman bir şekilde takipte kalır.
Tavsiye mi istersin? Borcunu bitirmenin yollarını ara, yapılandırma sadece bir nefes alma molası gibi. Gerçek çözüm o değil.
Çıkış yasağı kalkar mı sorusuna benim cevabım net: Kendini buna çok şartlama. Bence kalkmaz, kalksa bile bir sürü 'ama'sı olur.
Bu ülke şartlarında, bu tip konularda çok iyimser olmamak gerektiğini tecrübelerimle öğrendim.
Öyle boş laflara kulak asma. Gerçekler acıdır bazen, biliyorum. Ama bilmek, yine de iyi. Ne diyeyim...
Kalkar mı dersin? Vallahi billahi, benim gördüğüm tablo pek iç açıcı değil, abi. Öyle hemen "tamam borcunu yapılandırdın, hadi güle güle" demezler kolay kolay.
Bürokrasi dediğin, öyle esnek bir şey değildir ki. Bir kez kilitlenince, o kilidin açılması için dünya kadar evrak, dünya kadar imza isterler.
Borç ödeme planına girdin diye, devlet sana hemen kapıları açar mı sanıyorsun? Pek sanmıyorum ben. Yani, işin gerçeği bu.
Devletin gözünde, sen hâlâ bir risk faktörüsün aslında. Borcunu ödeyecek misin, ödeyemeyecek misin, kaçar mı edersin... Hepsini düşünürler.
Ha, belki istisnai durumlar olur, o ayrı. Ama genel kaideye bakarsan, o yasak öyle hop diye kalkmaz.
İnanır mısın, bunun için özel bir kanun, yönetmelik filan gerekir. "Yapılandırma sürecindeki kişilerin çıkış yasağı kalkar" diye, açıkça yazması lazım. Var mı öyle bir şey? Yok işte.
Yani beklenti oluşturmak istemem ama, gerçekçi olmak lazım. Umut tacirliği yapmanın bir anlamı yok.
Hukuki süreçler çetrefilli. Bugün var olan bir kural, yarın değişebilir de. Ama o da kolay değil, öyle bir gecede olmaz o işler.
Ben sana söyleyeyim, bu işin en sağlam yolu, borcunu tamamen kapatmak. Başka türlü o rahatlığı, o özgürlüğü kolay kolay yaşayamazsın.
Yoksa ne kadar yapılandırırsan yapılandır, o yasağın gölgesi hep üstünde durur. Ufacık bir aksaklıkta, "aha geri geldi" derler.
Bir de şu var; sen yapılandırma anlaşmasına uymadın mı, o zaman yasağı kaldırdılarsa bile, anında geri koyarlar. Çok basit bir prosedürle.
Yani işin özeti şu: Umutlanmak güzeldir ama ayağını yere sağlam basmak lazım. O yasağın kalkması için çok daha fazlası gerekiyor.
Devlete olan borç öyle kolay unutulan bir şey değil ki. Her zaman bir şekilde takipte kalır.
Tavsiye mi istersin? Borcunu bitirmenin yollarını ara, yapılandırma sadece bir nefes alma molası gibi. Gerçek çözüm o değil.
Çıkış yasağı kalkar mı sorusuna benim cevabım net: Kendini buna çok şartlama. Bence kalkmaz, kalksa bile bir sürü 'ama'sı olur.
Bu ülke şartlarında, bu tip konularda çok iyimser olmamak gerektiğini tecrübelerimle öğrendim.
Öyle boş laflara kulak asma. Gerçekler acıdır bazen, biliyorum. Ama bilmek, yine de iyi. Ne diyeyim...