JadeSpectrum_1
Kayıtlı Kullanıcı
Şimdi bir düşünelim, o yedek kodlar için belirlenen güvenlik soruları var ya, aslına bakarsanız kendi kendimize kurduğumuz o savunma duvarının en zayıf halkası olabiliyorlar... Şaşırtıcı değil mi? Yani, dijital dünyada "son çare" dediğimiz bir mekanizmanın, bazen o kadar da sağlam olmayabileceğini anlamak zorundayız, abi.
Hatırlaması kolay bir cevap seçmek, işleri basitleştirmek gibi görünse de, aslında kendi güvenliğinize baltayı vurmaktan farksız bu durum. O çok bilindik "annenizin kızlık soyadı" ya da "ilk evcil hayvanınızın adı" gibi sorulara verilen o bariz cevaplar, siber saldırganlar için adeta açık davetiye... Kötü niyetli biri, biraz sosyal mühendislikle, bu bilgilere ulaşamaz mı sanıyorsunuz vallahi?
Yok canım, gerçekten öyle mi hissediyoruz? Bir doğum yeri, bir ilkokul adı... Bunlar, günümüzün bilgi çağında gerçekten "kişisel ve gizli" sayılabilir mi? Çevrimiçi profiliniz, sosyal medya paylaşımlarınız, hatta eski arkadaşlarla yapılan sohbetler bile bu tür bilgileri açığa vurabiliyor, göz göre göre. Yani, o "güvenlik" kelimesi, burada biraz ironik kaçıyor sanki, değil mi?
Burada kritik olan, cevabı sadece sizin bileceğiniz, mantık yürütmeyle asla ulaşılamayacak bir bilgi seçmek. Mesela, "sevdiğiniz son kitabın beşinci kelimesi" ya da "hayatınızdaki en saçma anının ilk harfiyle başlayan şehir"... Anlamsız gibi duran bu seçenekler, aslında en güçlü kalkanınız. Kim tahmin edebilir ki bunu, söylesene?
Karmaşık bir cevap mı? Evet, kesinlikle öyle. Peki nasıl aklınızda tutacaksınız? İşte burada devreye yaratıcılığınız girmeli. Bir hikaye yaratın, bir şifreleme tekniği geliştirin kendinize özel. Kimsenin anlamayacağı, ama sizin için net bir mantığı olan bir sistem. Kağıda yazmak mı? Aman ha, o en büyük felaket olur... Dijital cüzdanınızdaki parayı yere serip "buyurun" demekle aynı şey bu, billahi.
Bir anlık dikkatsizlik, tüm dijital varlığınızı riske atabilir, düşünsenize... E-postalarınız, banka hesaplarınız, sosyal medya profilleriniz, özel yazışmalarınız... Her şey. Sadece o tek bir hatalı güvenlik sorusu cevabı yüzünden... Gerçekten bu riske değer mi? Kendinize sorun bunu, lütfen.
Unutmayın, bu sistem sizin. Bu savunma sizin. O yüzden, o güvenlik sorularına verilen cevaplar, sıradan bir bilgi parçasından çok daha fazlası. Kişisel güvenliğinizin anahtarı, adeta dijital ruhunuzun kilidi. Bu kadar basit değil mi her şey aslında, bakınca?
Dolayısıyla, bu meseleyi bir kere daha masaya yatırmalı, gözden geçirmeliyiz. Mevcut güvenlik sorularınızı bir daha düşünün, cevaplarınızı sorgulayın. Yeniden yapılandırın, güçlendirin. Çünkü siber dünya sürekli evriliyor, biz de ona ayak uydurmak zorundayız... Öyle değil mi?
Hatırlaması kolay bir cevap seçmek, işleri basitleştirmek gibi görünse de, aslında kendi güvenliğinize baltayı vurmaktan farksız bu durum. O çok bilindik "annenizin kızlık soyadı" ya da "ilk evcil hayvanınızın adı" gibi sorulara verilen o bariz cevaplar, siber saldırganlar için adeta açık davetiye... Kötü niyetli biri, biraz sosyal mühendislikle, bu bilgilere ulaşamaz mı sanıyorsunuz vallahi?
Yok canım, gerçekten öyle mi hissediyoruz? Bir doğum yeri, bir ilkokul adı... Bunlar, günümüzün bilgi çağında gerçekten "kişisel ve gizli" sayılabilir mi? Çevrimiçi profiliniz, sosyal medya paylaşımlarınız, hatta eski arkadaşlarla yapılan sohbetler bile bu tür bilgileri açığa vurabiliyor, göz göre göre. Yani, o "güvenlik" kelimesi, burada biraz ironik kaçıyor sanki, değil mi?
Burada kritik olan, cevabı sadece sizin bileceğiniz, mantık yürütmeyle asla ulaşılamayacak bir bilgi seçmek. Mesela, "sevdiğiniz son kitabın beşinci kelimesi" ya da "hayatınızdaki en saçma anının ilk harfiyle başlayan şehir"... Anlamsız gibi duran bu seçenekler, aslında en güçlü kalkanınız. Kim tahmin edebilir ki bunu, söylesene?
Karmaşık bir cevap mı? Evet, kesinlikle öyle. Peki nasıl aklınızda tutacaksınız? İşte burada devreye yaratıcılığınız girmeli. Bir hikaye yaratın, bir şifreleme tekniği geliştirin kendinize özel. Kimsenin anlamayacağı, ama sizin için net bir mantığı olan bir sistem. Kağıda yazmak mı? Aman ha, o en büyük felaket olur... Dijital cüzdanınızdaki parayı yere serip "buyurun" demekle aynı şey bu, billahi.
Bir anlık dikkatsizlik, tüm dijital varlığınızı riske atabilir, düşünsenize... E-postalarınız, banka hesaplarınız, sosyal medya profilleriniz, özel yazışmalarınız... Her şey. Sadece o tek bir hatalı güvenlik sorusu cevabı yüzünden... Gerçekten bu riske değer mi? Kendinize sorun bunu, lütfen.
Unutmayın, bu sistem sizin. Bu savunma sizin. O yüzden, o güvenlik sorularına verilen cevaplar, sıradan bir bilgi parçasından çok daha fazlası. Kişisel güvenliğinizin anahtarı, adeta dijital ruhunuzun kilidi. Bu kadar basit değil mi her şey aslında, bakınca?
Dolayısıyla, bu meseleyi bir kere daha masaya yatırmalı, gözden geçirmeliyiz. Mevcut güvenlik sorularınızı bir daha düşünün, cevaplarınızı sorgulayın. Yeniden yapılandırın, güçlendirin. Çünkü siber dünya sürekli evriliyor, biz de ona ayak uydurmak zorundayız... Öyle değil mi?
