Yüksek Miktarlı EFT Sonrası Bankanın Koyduğu Bloke Çözümü

Yüksek Miktarlı EFT Sonrası Bankanın Koyduğu Bloke Çözümü

PrismLinen

Kayıtlı Kullanıcı
Puan 16
Çözümler 0
Katılım
2 Ara 2025
Mesajlar
218
Tepkime puanı
0
PrismLinen
Bir sabah gözünü açtığında, telefonunda gördüğün o mesaj... Hani o soğuk, resmi ve içini anında buz kesen bildirim: "Hesabınız güvenlik nedeniyle bloke edilmiştir." Bir yüksek miktarlı EFT göndermişsin birkaç gün önce, belki bir ev peşinatı, belki bir araba ödemesi, belki de yılların emeğiyle biriktirdiğin o hayalini gerçekleştirmek için bir adım atmıştın. Şimdi ise tüm o emek, tüm o hayaller, adeta bir dijital duvarın ardına kilitlenmiş gibi duruyor. İçin sıkışır, bir an her şey beyninde dönmeye başlar, "Nasıl yani? Benim param, benim hesabım..." soruları boğazına düğümlenir. O an yaşadığın şoku, panikle karışık o çaresizliği kelimelerle anlatmak ne kadar zor, bilirsin... Sanki tüm dünya başına yıkılmış, ayaklarının altındaki zemin kayıp gitmiş gibi hissettirir, vallahi billahi öyle bir an.

Peki, banka neden yapar bunu sana, senin onca çabana rağmen? Güvenlik, elbette. Kara para aklama, terör finansmanı gibi ciddi suçların önüne geçmek için uygulanan uluslararası protokoller, bankaları bu tür "şüpheli" görünen işlemlerde otomatik bir fren mekanizması işletmeye zorlar. Yüksek meblağlı bir transfer, hele ki senin hesap geçmişinde benzeri pek yoksa, o algoritmalar için kırmızı alarmdır. Senin için "hayatımın kararı" olan o işlem, bankanın risk yönetim sistemi için sadece bir "anormallik" sinyalidir. Onlar için sıradan bir prosedür, senin için ise hayatının kabusuna dönüşebilir, tüm planlarını altüst edebilir. Kimseye anlatamazsın ya, o anki telaşını, korkunu... Bir yandan da "benim ne suçum var?" diye isyan edersin, kendi kendine söylenip durursun.

Ne yapacağını şaşırırsın değil mi? İlk refleksin tabii ki bankayı aramak olur. Müşteri hizmetlerine bağlandığında o robotik ses, o uzun bekleme süreleri... Hele bir de nihayet bir temsilciye ulaştığında, "evet efendim, sistemde bir bloke görünüyor, nedenini biz de tam göremiyoruz, ilgili birime aktaracağız" gibi cümleler duyduğun an, adeta tavanlara zıplamak istersin. Sanki bir labirentin ortasına bırakılmışsın da çıkışı bulmak için ne elinde harita var ne de yol gösteren bir işaret... O an, paranın sana ait olduğunu, helalinden kazanıldığını kanıtlama çabası, adeta bir dedektiflik oyununa dönüşür. Bankacılık jargonunda boğulursun, "işlem dekontu, kimlik teyidi, gelir belgesi, işlemin kaynağına dair dokümanlar..." listesi uzar gider, uzar gider...

İşin ciddiyetini kavradığında, soğukkanlılığını korumaya çalışsan da kalbin küt küt atmayı bırakmaz. İşte o an, her bir belgenin, her bir yazışmanın ne kadar hayati olduğunu anlarsın. EFT'nin neden yapıldığına dair bir dilekçe yazmak, işlemi destekleyen faturaları ya da sözleşmeleri bulup çıkarmak, bazen karşı tarafın banka bilgilerini teyit etmek... Bütün bunlar senden beklenir. Zamanla yarışırsın, çünkü her geçen gün, o bloke, adeta bir kum saati gibi, hayatının akışını yavaşlatır, hatta durdurur. Kiralık ev mi tutacaktın, araba mı alacaktın, borcun mu vardı... hepsi askıda kalır. O an için, o belge, o an senin için altın değerindedir, hayatının kurtuluş bileti gibi... Sanki bir sınavdasın ve başarılı olmak zorundasın.

Sonrası mı? Sonrası, o dayanılmaz bekleyiş... Evrakları teslim etmişsindir, "ilgili birime ilettik, geri dönüş yapacağız" demişlerdir, ama o geri dönüş bir türlü gelmez. Sürekli telefon başında, e-postaları kontrol ederek, belki de gün içinde onlarca kez mobil bankacılığa girip "acaba düzeldi mi?" diye bakarak geçirdiğin saatler, günler... Uykuların kaçar, iştahın kesilir, çünkü tüm zihnin, o bloke üzerindedir. Bir an bankanın ne kadar umursamaz olduğunu düşünürsün, bir an kendini suçlarsın, "neden bu kadar büyük bir miktar gönderdim ki?" diye serzenirsin. O belirsizlik hali var ya, insanı en çok yoran da odur zaten... Bir haber beklemek, bir umut ışığı aramak...

Ve sonra, o an gelir... Telefonuna düşen bir mesajla ya da mobil bankacılıkta hesabının normale döndüğünü gördüğün o an... İşte o an, derin bir oh çekersin. Omuzlarından tonlarca yük kalkmış gibi hissedersin, adeta yeniden doğmuş gibisindir. Bloke kalkmıştır, parana yeniden erişebilirsin. Ne kadar sürmüş olursa olsun, günler mi haftalar mı, o bitmek bilmeyen süreç nihayete ermiştir. Yüzünde istemsiz bir gülümseme belirir, o anki rahatlama paha biçilmezdir, abi ya! Sanki büyük bir savaştan zaferle çıkmışsın da, yorgun ama muzaffer bir komutan gibi, etrafa bakınırsın. Bir daha asla böyle bir şey yaşamak istemem dersin kendi kendine, böyle bir stresi kimse çekmesin... Ama aynı zamanda, sistemin nasıl işlediğini, böylesi durumlarda ne yapman gerektiğini de acı bir tecrübeyle öğrenmiş olursun. Evet, bazen hayat böyle dersler verir insana, böyle sürprizlerle dolu, hiç beklemediğin anda karşına çıkan zorluklarla... Ama önemli olan, o zorluğun üstesinden gelebilmek, değil mi?
 
Geri