JadeSpectrum
Kayıtlı Kullanıcı
Bir anda o sinir bozucu pop-up beliriveriyor ekranda, "Hesabınız güvenlik nedeniyle bloke edilmiştir. Lütfen şubenizle iletişime geçin." Bazen gece yarısı, bazen de en kritik anda, ödeme yapmanız gereken o acil işlem sırasında. İnsanın sinirleri zıplıyor, tansiyonu fırlıyor, hele o an ulaşabileceğiniz kimse yoksa... Hani dersin ya, vallahi billahi insanı çileden çıkarıyor. Bu ne şimdi, durup dururken neden oldu?
Mobil bankacılık hayatımızı kolaylaştırdı kolaylaştırmasına ama bu "güvenlik" adı altındaki anlık blokeler yok mu, çözümü ne çıktı da hâlâ hepimizin başına gelebiliyor, işte tam da burası muamma. Genelde de çok basit bir senaryo oluyor; yeni bir cihaza geçtiniz, internet paketinizi yenilediniz ya da bambaşka bir ülkede, belki de sadece komşu şehirde, ani bir işlem yapmaya kalktınız... Bankaların arkasında dönen o karmaşık *fraud detection* mekanizmaları var ya, işte onlar tetikleniyor.
Peki o *transaction monitoring* sistemleri neye göre karar veriyor? Bir bakıyorsunuz, normalde haftada bir kahve aldığınız yerden, aniden binlerce liralık bir alışveriş yapılmış... Ya da IP adresiniz, bulunduğunuz coğrafya birdenbire değişmiş. Hani VPN kullanıyorsunuz belki, banka hop, "Bu ne?" diyor. *Risk scoring algorithm* devreye giriyor anında, sizin o "güvenilir müşteri" profilinizde minik bir sarsıntı bile tüm alarm zillerini çaldırmaya yetiyor. Bir de art arda yanlış şifre denemeleri oluyor, ama siz yapmadınız ki. Başka biri mi zorluyor, yoksa parmak mı sürçtü o an...
Aslında bankaların kötü niyetinden değil, kendi paralarımızı, kimliğimizi koruma çabasından kaynaklanıyor çoğu. Biliyorlar ki siber saldırılar, kimlik avı dolandırıcılıkları (phishing) almış başını gitmiş durumda. Ama bu koruma kalkanı bazen o kadar keskin hatlara sahip ki, kurunun yanında yaş da yanıyor resmen. Hani dersin ki, bir tane bildirim düşse, bir onay istese, iki dakika beklesek de sonra devam etsek işlemlerimize... Direk bloke...
Birçok kişi bu durumla karşılaştığında önce "hesabım çalındı mı acaba" korkusu yaşıyor, haklı olarak. Sonra bankanın çağrı merkezini aramakla başlayan, dakikalarca müzik dinletilen, güvenlik sorularına maruz kalınan o bitmek bilmeyen süreç... Bazen de tek çözüm şubeye gitmek oluyor, hele o mesai saatleri içinde vakit bulmak da başlı başına bir dert... Üstelik aynı gün içinde iki farklı bankanın, benzer bir işlemi, birinde sorunsuz yaparken diğerinde bloke yemeniz tam bir hayal kırıklığı.
Peki ne yapmalı, çözüm ne çıktı? Tam bir çözüm var mı, yoksa biz mi bu duruma alışacağız? Bankacılık sektöründe *multi-factor authentication (MFA)* sistemleri evrildikçe, bu anlık blokeler biraz daha azalacak gibi duruyor. Artık sadece şifre yetmiyor, parmak izi, yüz tanıma, hatta zaman tabanlı tek kullanımlık şifreler (TOTP) gibi ek adımlar geliyor. Belki de bu, o "şüpheli işlem" ibaresini görmeden, ek bir onay mekanizmasıyla durumu çözmenin daha insancıl bir yolu...
Bazı bankalar da *behavioral biometrics* denilen, kullanıcının tuş vuruş hızı, fare hareketleri gibi alışkanlıklarını analiz eden sistemlere yatırım yapıyor. Yani siz mobil bankacılık uygulamasında parmağınızı normalde nasıl gezdiriyorsunuz, şifrenizi hangi hızda giriyorsunuz, bunu bile öğrenmeye çalışıyorlar. Böylece alışılmadık bir hareket olduğunda anında anlıyor, sizi uyarıyor ya da belki sadece o işlemi beklemeye alıyor, bloke etmek yerine...
Sanırım tam çözüm, bankaların bu güvenlik protokollerini daha "akıllı" hale getirmesinden geçiyor. Yani o *artificial intelligence (AI)* ve *machine learning (ML)* algoritmaları sadece "risk"i tespit etmekle kalmayacak, aynı zamanda kullanıcının olağan davranış kalıplarını çok daha derinlemesine öğrenecek. Böylece siz yeni bir şehirde olsanız bile, eğer işlem yapış biçiminiz, kullandığınız arayüzdeki hareketleriniz normal davranışınızla örtüşüyorsa, sistem "Tamam, bu sensin!" diyecek... En azından ümidimiz bu yönde, abi ya.
Şimdilik bize düşen de bankamızla iletişimde kalmak, güvenlik ayarlarımızı güncel tutmak. Ve tabii, bir de o "Güvenlik nedeniyle bloke edildi" uyarısını görünce derin bir nefes almak... Çünkü bu hikaye, mobil bankacılıkla aramızdaki o kırılgan güven ilişkisinin, daha uzun bir süre, ara sıra bu tür "sürprizlerle" sınanacağını gösteriyor. Çözüm, sadece teknikte değil, o teknolojinin biz insanları ne kadar anladığında saklı sanki... Ne dersin?
Mobil bankacılık hayatımızı kolaylaştırdı kolaylaştırmasına ama bu "güvenlik" adı altındaki anlık blokeler yok mu, çözümü ne çıktı da hâlâ hepimizin başına gelebiliyor, işte tam da burası muamma. Genelde de çok basit bir senaryo oluyor; yeni bir cihaza geçtiniz, internet paketinizi yenilediniz ya da bambaşka bir ülkede, belki de sadece komşu şehirde, ani bir işlem yapmaya kalktınız... Bankaların arkasında dönen o karmaşık *fraud detection* mekanizmaları var ya, işte onlar tetikleniyor.
Peki o *transaction monitoring* sistemleri neye göre karar veriyor? Bir bakıyorsunuz, normalde haftada bir kahve aldığınız yerden, aniden binlerce liralık bir alışveriş yapılmış... Ya da IP adresiniz, bulunduğunuz coğrafya birdenbire değişmiş. Hani VPN kullanıyorsunuz belki, banka hop, "Bu ne?" diyor. *Risk scoring algorithm* devreye giriyor anında, sizin o "güvenilir müşteri" profilinizde minik bir sarsıntı bile tüm alarm zillerini çaldırmaya yetiyor. Bir de art arda yanlış şifre denemeleri oluyor, ama siz yapmadınız ki. Başka biri mi zorluyor, yoksa parmak mı sürçtü o an...
Aslında bankaların kötü niyetinden değil, kendi paralarımızı, kimliğimizi koruma çabasından kaynaklanıyor çoğu. Biliyorlar ki siber saldırılar, kimlik avı dolandırıcılıkları (phishing) almış başını gitmiş durumda. Ama bu koruma kalkanı bazen o kadar keskin hatlara sahip ki, kurunun yanında yaş da yanıyor resmen. Hani dersin ki, bir tane bildirim düşse, bir onay istese, iki dakika beklesek de sonra devam etsek işlemlerimize... Direk bloke...
Birçok kişi bu durumla karşılaştığında önce "hesabım çalındı mı acaba" korkusu yaşıyor, haklı olarak. Sonra bankanın çağrı merkezini aramakla başlayan, dakikalarca müzik dinletilen, güvenlik sorularına maruz kalınan o bitmek bilmeyen süreç... Bazen de tek çözüm şubeye gitmek oluyor, hele o mesai saatleri içinde vakit bulmak da başlı başına bir dert... Üstelik aynı gün içinde iki farklı bankanın, benzer bir işlemi, birinde sorunsuz yaparken diğerinde bloke yemeniz tam bir hayal kırıklığı.
Peki ne yapmalı, çözüm ne çıktı? Tam bir çözüm var mı, yoksa biz mi bu duruma alışacağız? Bankacılık sektöründe *multi-factor authentication (MFA)* sistemleri evrildikçe, bu anlık blokeler biraz daha azalacak gibi duruyor. Artık sadece şifre yetmiyor, parmak izi, yüz tanıma, hatta zaman tabanlı tek kullanımlık şifreler (TOTP) gibi ek adımlar geliyor. Belki de bu, o "şüpheli işlem" ibaresini görmeden, ek bir onay mekanizmasıyla durumu çözmenin daha insancıl bir yolu...
Bazı bankalar da *behavioral biometrics* denilen, kullanıcının tuş vuruş hızı, fare hareketleri gibi alışkanlıklarını analiz eden sistemlere yatırım yapıyor. Yani siz mobil bankacılık uygulamasında parmağınızı normalde nasıl gezdiriyorsunuz, şifrenizi hangi hızda giriyorsunuz, bunu bile öğrenmeye çalışıyorlar. Böylece alışılmadık bir hareket olduğunda anında anlıyor, sizi uyarıyor ya da belki sadece o işlemi beklemeye alıyor, bloke etmek yerine...
Sanırım tam çözüm, bankaların bu güvenlik protokollerini daha "akıllı" hale getirmesinden geçiyor. Yani o *artificial intelligence (AI)* ve *machine learning (ML)* algoritmaları sadece "risk"i tespit etmekle kalmayacak, aynı zamanda kullanıcının olağan davranış kalıplarını çok daha derinlemesine öğrenecek. Böylece siz yeni bir şehirde olsanız bile, eğer işlem yapış biçiminiz, kullandığınız arayüzdeki hareketleriniz normal davranışınızla örtüşüyorsa, sistem "Tamam, bu sensin!" diyecek... En azından ümidimiz bu yönde, abi ya.
Şimdilik bize düşen de bankamızla iletişimde kalmak, güvenlik ayarlarımızı güncel tutmak. Ve tabii, bir de o "Güvenlik nedeniyle bloke edildi" uyarısını görünce derin bir nefes almak... Çünkü bu hikaye, mobil bankacılıkla aramızdaki o kırılgan güven ilişkisinin, daha uzun bir süre, ara sıra bu tür "sürprizlerle" sınanacağını gösteriyor. Çözüm, sadece teknikte değil, o teknolojinin biz insanları ne kadar anladığında saklı sanki... Ne dersin?