bloke

Şimdi durduk yere bir mail geliyor, bir mesaj düşüyor ekranına: "Hesabınız askıya alındı," ya da "işlemleriniz bloke edilmiştir." Hop! Ne oluyoruz şimdi? İnsan bir afallıyor, gözleri kocaman açılıyor, "ben ne yaptım ki?" diye düşünüyor haklı olarak. Sanki bir anda bütün dünya sana karşı dönmüş...

O "Bloke Fek Yazısı" terimi, ah o ses tonu... Kulağa bile ağırdır, sanki demirden bir kilit sesi gibi, tak! Bir anda her şey durur, işlem askıya alınır, beklemeye alınır. Hani bazen dersin ya, abi ya, ne iş bu şimdi? İşte tam öyle bir durum. Diyelim ki bir miras meselesi var, tarlalar, arsalar...

Şimdi şu bloke meselesi var ya, insanın canını sıkan, uykularını kaçıran bir durum gerçekten… Hangi banka bloke kaldırmada daha esnek diye sormak, aslında denizdeki balığı avlamak gibi biraz, net bir cevap vermek zor gibi durur başta, ama tecrübeyle sabit bazı gözlemlerim var benim de, gel...

Bir sabah kalktın, cep telefonuna uzandın, bildirimleri kontrol ederken bankadan gelen o soğuk mesaj çarptı gözüne: "Hesabınız bloke edilmiştir." İnsan o an neye uğradığını şaşırıyor, değil mi? Boğazın düğümleniyor, elin ayağın birbirine dolanıyor. Hani olur ya, sabahın köründe beynine inen o...

Yaşadım, gördüm, bazen de bizzat içindeydim o tıkalı hallerin... İnsan ne kadar çok şey bekliyor değil mi bir şeyleri düzeltmek için? Halbuki çoğu zaman tek eksik, doğru dürüst bir iletişim kurmak oluyor. Bir şeyler tıkandığında, hani o genel blokaj dediğimiz anlar var ya, ilk bozulan şey...

Gözlerini yumar, hani o an gelir ya, ekran kararır, hiçbir komuta yanıt vermez olur; işte tam da öyle bir an. Cihaz, ansızın, sebepsizce, donanımın ve yazılımın o incecik dengesi bozulunca tam anlamıyla bir demir yığınına dönüşür. Ne güç tuşu işe yarar ne de ses açma-kapama kombinasyonları…...

Hesap bloke edildiğinde, ilk şoku yaşayan kişi genellikle o oluyor. Hani bankaya gidersin, işlem yapamazsın. Kartın geçmez bir yerden. Bir terslik var dersin içinden. İşte o an başlıyor her şey. Sonra tabi anlıyorsun. Bu işin bir de diğer tarafı var. Ortak hesap mevzusu, ah o ortak hesaplar...

O anki çaresizliği tahmin edebiliyorum, bir de üstüne o gerginlik... Bloke kaldırma gibi hassas bir işlem sırasında, hele ki tam son adımı atarken bağlantının kopması, insanın içini delip geçer, değil mi? İşte o kritik saniyelerde, ekranınız donduğunda veya "bağlantı hatası" mesajı belirdiğinde...

Yaşadım da bilirim, o telefon elinde öyle kalır insan. Hani dersin ki "Ne oldu şimdi?" Hesap bloke olmuş, tamam anladık da, bari uygulamaya girebilsem, bir baksam ne var ne yok. Ama işte o da yok, kapı duvar sanki, mobil uygulama da erişim vermiyor sana. Bildiğin banka ekranında öylece donup...

Bloke olan bir hesapta duran döviz mi? Vallahi billahi, insanın içini burkan, adeta boğazına düğümlenen bir yumru gibi o durum. Para var ama yok. Cüzdanında duran ama elini uzatamadığın, adını duyduğun ama yüzünü göremediğin o acımasız gerçeklik... Hukuken senin, fiilen devletin ya da bir...

Şimdi canım, o hesabın bloke olması yok mu... İnsanın elini kolunu bağlıyor vallahi, bir anda kalakalıyorsun, değil mi? Ne yapacağını şaşırıyorsun, haklısın. İlk başta bir panik, bir sinir de geliyor insana, ne oldu şimdi diye. Hani düşünsene, cebindeki para var ama ulaşamıyorsun, bu nasıl bir...

Hesabınızda biriken parayla o çok istediğiniz koltuğu alacaktınız ya da ne bileyim, belki de acil bir fatura ödemesi vardı. Mobil uygulamaya bir girdiniz, işlem yapmaya çalıştınız... Hop! "Bu işlem şu an yapılamamaktadır." yazısı. Bir soğuk ter basar insanı değil mi? Hemen aklına gelir, "Kesin...

Bir sabah uyanırsın ya da işinin başındayken bir anda gelir o haber, "Hesabınız bloke edilmiştir," "İşleminiz askıya alınmıştır." Ne olduğunu anlamadan donup kalırsın öylece. İşte tam o an, sakin kafayla düşünüp doğru adımı atman gereken kritik bir eşik bu. Bu dilekçe meselesi, öyle sıradan bir...

O kartın, aniden gelen bir e-posta ya da uygulamanın soğuk bir bildirimiyle bloke olduğunu öğrendiğimiz o an… Hani dersin ya, "Eyvah!" İşte o, tüm sistemin bir anda kilitlendiğini hissettiren o boğucu an var ya, sanki zaman durur, bir soğuk ter basar insanı. O an akla ilk gelen, cüzdanın boşluğu...

Hatırlıyorum da, o sabah gözlerimi açtığımda telefonumun ekranındaki o uyarı... buz gibi bir ter boşalmıştı sırtımdan. "SIM Kartınız Kayıtlı Değil." Anladın mı abi? Bütün dünyam bir anda durmuştu sanki, sanki ortadan kaybolmuştu her şey. İşte o an anlarsın telefon numaranın sadece rakamlardan...

Telefon çaldığında içinden bir ses... Neyse boş ver şimdi, sonra bakarım dersin belki ama o bildirim yok mu, hani şu "Hesabınıza bloke konmuştur" mesajı, işte o an dünyan durur, nefesin kesilir ya... Adeta buz gibi bir el boğazına yapışır, ne olduğunu anlamadan önce bir şok dalgası sarar seni...

Yaşadıkça görüyorum, insanoğlunun parasıyla en çok sorun yaşadığı yerlerden biri bankalar. Hele bir de hesabınız bloke olmuşsa... Vay ki ne vay. İnanın bana, "Blokenin sebebi sadece şubede açıklanabilir" lafını duymak kadar çileden çıkaran az şey vardır. Düşünsenize, paranız var ama...

Bir sabah uyandın, kahveni almış, internet bankacılığına bir göz atmak istedin... Hop! Bir de ne gör? Hesabın bloke olmuş. Vallahi insanı bir anda buz gibi bir hava sarar, değil mi? Tam da kredi kartı ödemesi yaklaşmışken, hele de otomatik ödeme talimatı falan varsa işler iyice karışır kafanda...

Bir bloğun kaldırılması mı? İşte o, sandığınız gibi bir tuşa basıp "geçti gitti" denecek basit bir mesele değil, vallahi. Bu işin ne kadar süreceği, aslında tamamen buzdağının görünmeyen yüzeyinde gizli karmaşık bir denklem, inanın. Şimdi soruyorum size, ortada duran o blokajın temelinde ne...

Bloke konulan bir hesap... Daha duyduğunuz anda içiniz kararıyor değil mi? Hele ki bir de içinde paranız varsa, vay halinize! Sanki bir anda bütün dünyanız durmuş gibi. Ne yapacağınızı, kime başvuracağınızı bilemiyorsunuz. Ama sakin olun, derin bir nefes alın. Çünkü bu durumun da bir çözümü var...