blokesi

Şimdi şu IMEI blokesi muhabbeti var ya, hani telefonu yurt dışından alıp getiriyorsun, pasaporta işletemiyorsun falan… Sanki sadece arama yapıp mesajlaşmayı engeller sanıyor insan ilk başta, değil mi? Ama durum öyle basit değil abi, işin ucu çok daha derinlere, ta ki uygulama indirme sorununa...

Kilitlenen PIN’in o an yarattığı o derin boşluk hissi var ya, işte onu tarif etmek ne mümkün… Üçüncü denemede, elde o minnacık banka kartıyla donup kalırsın. Bir yandan ATM’den para çekeceksin, bir yandan online bir ödeme yapmaya çalışıyorsun, hop! Sistem seni dışarı atıyor, bir de üstüne o...

Şimdi bak abi, bu banka blokesi işi var ya, vergi dairesinde oturan adamlar için artık rutinin ta kendisi. Ne diyorlar mı? Aslında hiçbir şey demiyorlar, sistem ne derse onu uyguluyorlar, kimse kusura bakmasın. Onlar için bu, mesaiye gelip yapılması gereken işlerden sadece biri, o kadar...

E-Devlet kapısında önünüze çıkan o 'bloke' ibaresi, basit bir hata kodu değil, bizzat sistemin size fırlattığı bir uyarıdır, bir ikazdır. Ne yazık ki pek çoğumuz, bir başvuru tamamlandı sanınca arkanı dönüp gidiyor, sonrası meçhul kalıyor... Sonra da "Neden olmadı?" diye feryat figan, değil mi...

Geçenlerde bir arkadaşım aradı, hattı bloke olmuş, form doldurmaya çalışıyor ama bir türlü işin içinden çıkamıyor. "Abi ya, hangi bilgi nereye gelecek, ne yazmam lazım?" diye panik içindeydi. İşte tam da bu noktada, o 'SIM blokesi kaldırma formu' denen şeyin aslında öyle çok da karmaşık...

Ya abi, var ya, kaç gündür bekle bekle ömrüm çürüdü resmen... O "2FA blokajı kalktı, artık giriş yapabilirsiniz" maili geldiğinde yaşadığım sevinci anlatamam size. Vallahi billahi düğün bayram sandım. Hani böyle yıllardır beklediğin bir haber gelir ya, o anki rahatlama... Tamam dedim, nihayet...

IMEI blokesinin kalktığı o an, çoğumuz için büyük bir ferahlamadır; lakin işin aslı, telefonunuzun şebeke ile sağlıklı bir bağ kurabilmesi için atılması gereken hayati bir adım daha var: Güncelleme! Evet, o "kayıtlı değil" mesajını geride bıraktık derken, sistemlerin birbirini tanıması ve...

Aynen abi ya, işte o meşhur dolandırıcılık vakaları... Haberlerde görüyoruz, bazen arkadaş çevremizde duyuyoruz, hatta yakınlarımızın başına bile gelebiliyor. Hiç başıma gelmez deme, vallahi gelebiliyor insanı şaşırtacak anlarda. Dijital dünya demek, biraz da bu risklerle yaşamak demek, kabul...

SIM kartın kitlendi mi şimdi, yine mi başa sardık bu mevzuyu... İnsan bir anlığına ne yapacağını şaşırıyor, vallahi billahi o dijital prangalar bir anda sarıyor seni; hani o çok güvendiğin iletişim özgürlüğü, bir anda avucunun içinden kayıp gidiyor, öylece kalakalıyorsun, değil mi? Tamamen...

Bir anda çakılıyor o bildirim, mobil bankacılık uygulamasının puslu ekranında beliriveriyor. "Hesabınız güvenlik nedeniyle bloke edilmiştir." Bir şok dalgası, soğuk bir ter boşalıyor enseden. Ne dolandırıcılığı, kimin neyine... Yoksa gerçekten mi? Hani o gün internetten baktığın ilan, o...

Şimdi o SIM blokesi meselesi var ya, vallahi insanın canını sıkıyor. Hani olur ya, telefonunuz kaybolur, ya da yeni bir hat alırsınız, hop bir bakmışsınız SIM kartınız bloke olmuş. E ne yapacaksınız, banka işlemlerinizi halletmek için mecburen o blokenin kalkması lazım... Orada da işte bankanın...

Müşteri numarasının, bu dijital labirentteki anahtar rolü, öyle basit bir veri alanı değil abi ya, vallahi billahi. Sistemler için bu, kullanıcının dijital kimliğinin en temel, çoğu zaman tekil ve değiştirilemez birincil anahtarı; yani, bir nevi T.C. kimlik numarası gibi, ama sanal âlemde. O...

Kredi kartı blokeye düştüğünde, çoğu kişinin aklına ilk gelen "Eyvah, şimdi kredi notum ne olacak?" sorusu oluyor, değil mi? Bu çok doğal bir tepki aslında, çünkü bankacılık sisteminde yaşanan her türlü aksaklık, senin finansal geçmişine bir şekilde yansır, öyle hemen unutulup gitmez. Hele ki...

Vergi dairesinden bloke geldi mi? Aman Allahım! Telefon çalar, bankadan mesaj gelir, "Hesabınız bloke edilmiştir." Hadi geçmiş olsun! Dünya başınıza yıkılır sanki, değil mi? O an gözünde dağ gibi büyür her şey. Peki şimdi ne olacak? Koşa koşa avukata mı gitmek lazım, yoksa işi kendi başımıza...

Şimdi bu IMEI blokesi konusu var ya, vallahi billahi ülkeye girer girmez baş ağrısı olabiliyor. Yurt dışından getirdiğin o pırıl pırıl telefon, daha eline bile tam oturmadan "kayıtsız" damgası yiyiveriyor hemen... Halbuki insanlar bir hevesle alıyor o cihazları, değil mi? Tamamen meşru bir yolla...

SIM kart değişikliği, basit bir cep telefonu işlemi sanılmasın; bankacılık dünyasında bu, resmen kırmızı alarmdır. Operatörünüzde dakikalar içinde hallettiğiniz bu durum, finans kurumunuzun güvenlik radarlarında anında belirgin bir tehdit sinyali olarak yankılanır. Ne yani, sıradan bir prosedür...

Hesabımızda aniden beliren o "bloke" ibaresi, hayatımıza inen soğuk bir yumruk gibi değil mi abi? Mobil uygulamayı açar açmaz, o beklenen havalenin, o alıştığımız bakiyenin yerinde bir anda koca bir boşluk, altında da tek kelime: "Bloke." İşte o an, zihnimizde bin tilki dolanır, "ne oldu şimdi...

Of ya, vallahi billahi kafayı yiyecektim o gün. Telefonun PIN kodunu üç kere yanlış girdim, gitti kilitlendi alet. Şimdi bir de PUK kodu diye bir şey istiyor benden. Ne PUK'u abi? Yıllardır kullanırım ben bu telefonu, bu PUK nereden çıktı şimdi, nerede olur bu? İlk başta bir panikledim tabii...

Bir sabah ansızın ekranınızda beliren o nahoş "SIM kart yok" ya da "Şebeke yok" uyarısıyla yüzleşmek... Sanki küçük bir dünya yıkılır gibi, değil mi? İşte o kritik anlarda zihnimizde tek bir soru döner durur: Bu SIM blokesini kaldırmak şimdi cebimize mi mal olacak, yoksa bir de bunun için mi...

**Bilgi Kutusu** **Hani bazen olur ya, o bildik bildik ekrana kilitlenirsin bir anda. Apple Kimliğin bloke oldu der. İşte o an var ya, dünyanın sonu gelmiş gibi hisseder insan, telefon gitmiş, tablet gitmiş, hani tüm dijital hayatın ellerinden kayıp gitmiş gibi bir tuhaf olursun... Sanki bir...